1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Yargıtay Mera Kararları


Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2006/156 K: 2006/218

Mera alanındaki taşınmazın tahsis amacının değiştirilerek, mezarlık alanı olarak tahsisine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği hk. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/6648 K: 2005/659 T: 9.2.2005

Keşif kararına keşif giderlerini neler olduğu ve bu giderlerin hangi tarafça yatırılması gerektiği, keşifte tanık dinlenecek ve bilirkişi incelemesi yapılacak ise bu hususlar açıkça yazılmalıdır; keşif gün ve saati duruşmada taraflara bildirilirse artık taraflara ayrıca davetiye gönderilmesine gerek yoktur. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/13065 K: 1991/5664 T: 24.4.1991

Meranın mülkiyeti Hazine’ye, yararlanma hakkı köye ait olup; taşınmaz tespit sırasında mera olarak sınırlandırıldığına göre, husumet, hazine ile köy tüzel kişiliğine yönetilmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/705 K: 2004/2746

Hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki kazanımlar da geçersizdir; bu özelliği gereği taşınmaz kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci yada üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından iyiniyet savı dinlenmez. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/5273 K: 1996/5094

Köy hayvanlarının sulanıp toplandığı yerler “sıvat yeri” olup, köy orta mallarındandır. Bu nedenle, tescile tabi olmadığı gibi, zilyetlikle de iktisap edilemez. Ayrıca vergi kaydının doğruluğu eylemli durumla da teyit edilmiştir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3374 K: 2003/4239 T: 23.5.2003

Elatmanın önlenmesi davasında, bilirkişi raporu düzenlettirilmek suretiyle yetkili mahkemenin saptanması gerekirken içeriği bilinmeyen ve bu nedenle denetlenemeyen kaymakamlık yazısı doğrultusunda yetkili mahkemenin belirlenmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/4734 K: 2005/2288 T: 31.3.2005

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın arazinin niteliğine yönelik olduğu ve taşınmazların meradan elde edildiği iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceğinden meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilmesi taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir; yerel bilirkişi ve tanıklarca; parsellerden birinin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, ancak son 10-15 yıldır tasarruf edilmediği ifade edilmiştir; taşınmazın uzun süreye ulaşan kullanılmamasının terk iradesine dayalı olup olmadığı hususunun araştırılmaması da doğru değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/1948 K: 2005/1662 T: 11.3.2005

Meraların mülkiyeti hazineye, intifa hakkı köye ait bulunmaktadır. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1113 K: 1996/1050 T: 7.3.1996

İmar planı sınırları içinde kalan meralar planın onayı ile bu niteliklerini kendiliğinden kaybederek, imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/16895 K: 1992/13667 T: 26.11.1992

Kamu orta malı olan taşınmazların, niteliğine ilişkin davalara bakma görevi kadastro mahkemelerine, bu taşınmazların aidiyetine ilişkin davalara bakma görevi ise genel mahkemelere aittir. Devamını Oku.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/7-377 K: 2003/397 T: 4.6.2003

Davacılar vergi kaydı dışında başka bir kayıt ve belgeye dayanmamışlar, imar uygulamasının yapıldığı gün ile kadastro tespitinin yapıldığı gün arasında iktisap sağlayan 20 yıllık süre geçmemiş, taşınmazın mera olarak tahsisine ilişkin yönetimsel işlem idari yargı yerinde açılmadığından kesinleşmiş  olduğundan davanın… Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/9514 K: 2005/9873 T: 27.10.2005

Çekişmeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı usulüne uygun olarak araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/9234 K: 2004/401

Kadastro gören yerler, kadastro kanunun 16. maddesinin (b) fıkrasına göre düzenlenen özel siciline kaydedilir, hükmü getirilmekle; mahkemece bu doğrultuda dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve mera olarak sınırlandırılmasına ayrıca özel siciline kaydedilmesine karar vermek gerekirken -tapu iptali ile hazine adına mera olarak sınırlandırılmasına- şeklinde hüküm kurulması eksik hüküm niteliğindedir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/1136 K: 2004/1887

Meraya elatmanın önlenmesi davasında, taraf köylerin bağlı bulundukları yargı merciileri değişik ilçelerdedir; dava konusu mera hangi ilçenin sınırları içinde kalıyorsa o ilçe mahkemeleri yetkilidir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/5580 K: 2005/5949 T: 20.6.2005

Köy ve belediye sınırları içinde arazisi olmakla birlikte tahsis kararı kapsamına girmeyen çiftçi aileleri, o köy veya belediyeye tahsis edilen mera, yayı ak ve kışlaktan yararlanamaz Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4636 K: 2003/5666 T: 22.9.2003

Mahkemece, mera norm kararı ve tahsis tutanağı ve paftası getirtilip mahallinde bilirkişiler marifeti ile uygulanmamıştır; tahsisin kadim meradan yapıldığı belirtmelik ve mera norm kararında açıklanmasına rağmen usulüne uygun bir biçimde kadim mera araştırması da yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4470 K: 2003/5053 T: 7.7.2003

Bir yerin belirtmeliğinde meradan açıldığının yazılmış olması, o taşınmazın öncesi itibariyle mera olduğu anlamına gelmez; ne varki somut olayda dava konusu taşınmazla birlikte belirtmelik parsel numaraları açıklanan diğer yerlerin meradan açıldığı 40 nolu toprak komisyonunda görev alan belediye temsilcisi ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine belirtme yapılmıştır; bu dava nedeniyle dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar mera olmadığını bildirmişler ise de, beyanları gerek taşınmazın niteliği ve gerekse kazanmayı sağlayan zilyedlik bakımından hüküm vermeye yeterli değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6875 K: 2003/7211 T: 6.11.2003

Somut olayda davacının dayandığı resmi kayıt ve nizalı taşınmaz yönünde bulunan eylemli meradan, ihtilaflı parselin, meradan genişletilmek suretiyle elde edildiği bellidir; bu durumda taşınmazın öncesinin mera olmadığına dair savın aynı derecede kuvvetli bir delille kanıtlanması gerekecektir; böyle bir belge sunulamadığından taşınmazın öncesinin mera olmadığı hususunda tanık beyanları dikkate alınmaz. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4845 K: 2004/5394 T: 6.7.2004

Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, kadastro çalışma alanı içinde kaldığı köy ile davacının bulunduğu köyün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı uzman bilirkişiden sorularak, gerekçeli denetime açık rapor alınmalı, ilgili dava dosyalarının temini ve tetkiki ile belirlenecek duruma göre karar verilmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/2461 K: 2003/3731 T: 22.5.2003

Taşınmazın kabulüne karar verilen bölümünün de kuzeyinde yer alan meranın devamı olduğunun kabulü gerekir; meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmeleri mümkün olmayan yerlerdir; davanın tümünün reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/1421 K: 2003/4004 T: 2.6.2003

Mera olan bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, baraj göl suları altında kalmadan önce kazanıldığına veya zilyetliğinin tesbitine karar verilemez. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3439 K: 2004/209 T: 29.1.2004

Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle kadastro müdürlüğü ve tapu sicil müdürlüğünden taşınmazla ilgili bilgi ve belgeler temin edilmeli, “mera” sınır olarak tarif edildiğine göre yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmalı, ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 20.maddesi hükümleri göz önünde tutularak yerine yöntemine uygun şekilde uygulanmalı, yasa gereği tanık, bilirkişi, keşif vs değerlendirmeler tamamlandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3437 K: 2004/210 T: 29.1.2004

Dava konusu taşınmazın geçmişte mera olduğu tanık beyanından anlaşıldığından ve aynı zamanda kayıtlara göre meraya sınırı bulunduğu cihetle; öncelikle köy işleri il müdürlüğünden yörede mera tashihi yapılıp yapılmadığının saptanılması, varsa mera tahsis haritası ve dayanağı belgelerin getirtilmesi, bu konuda keşif yapılarak uzman bilirkişilerce rapor düzenlenmesi ve mahallinde tanık ifadelerine de başvurulması suretiyle gereken incelemenin yapılması ve böylece toplanacak delillerin değerlendirilmesi gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/8249 K: 2005/6617 T: 14.7.2005

Mera komisyonunun taşınmazın niteliği ve mülkiyetine ilişkin olmayan kararları aleyhine açılacak davalara kadastro mahkemelerinde bakılamaz; bu nedenle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekir; görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce resen nazara alınmalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2006/540 K: 2006/785 T: 13.2.2006

Meralarla ilgili tahsis belgeleri, fermanlar, temliknameler, mahkeme ilamları ve hüccetleri veya vakfiyeler olabileceği gibi 4753 sayılı Kanun’a göre kurulan toprak komisyonlarınca düzenlenen mera norm kararları da olabilir. Yetkili merci; kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi olarak ayırdığını bir kararla belirtmediği sürece; aynı yerde bir kısım taşınmazı mera olarak tahsis etmesi, o kısım dışında kalan kadim meraların meralık niteliğini ortadan kaldırmaz; belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilemez. Devamını Oku.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir