1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/9514 K: 2005/9873 T: 27.10.2005


Çekişmeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı usulüne uygun olarak araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 468 ada 6 parsel sayılı 57995.10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ve kadim mera olması nedeniyle orta malı olarak sınırlandırılarak tespit edilmiştir. Davacılar, yasal süresi içinde tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacılar ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile hisse verilenlerden Muammer tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliği taşımadığı, tarım arazisi olup zilyetlikle iktisap şartlarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.

Çekişmeli taşınmaz 937 tahrir yıllı 89 tahrir numaralı mera vasıflı vergi kaydı kapsamında kaldığı ve taşınmazın da kamu orta malı mera niteliğinde bulunduğu belirtilmek suretiyle mera olarak sınırlandırılmış adına tescil kararı verilen davacılar tapu ve vergi kayıtlarına ve zilyetliği dayanılarak dava açmışlardır. Mahkemece dayanılan tapu ve vergi kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtildiği halde mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, dayanılan kayıtların kadastro tespiti sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği hususu araştırılmamış, taşınmazın başında icra edilen keşifler sırasında bilgisine başvurulan bilirkişi ve tanıklar arazinin niteliği ve kullanımı hususunda çelişkili beyanlarda bulundukları halde bu çelişkinin giderilmesine çalışılmamış, davacıların dayandığı tapu kayıtları taşınmaza uysa dahi eylemli durumda etrafının mera ile çevrili olması nedeniyle bu kayıtların miktarıyla geçerli bulunduğu ve miktar fazlasının zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı düşünülmemiş, taşınmazın kamu orta malı mera vasfı taşıyıp taşımadığı usulüne uygun olarak araştırılmadan hüküm kurulmuştur.

Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosyaya konulmalı, tespite esas olan 937 tahrir yıllı 89 tahrir numaralı vergi kaydıyla davacıların dayanağını oluşturan tapu ve vergi kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği, merciinden sorulup tespit edilmeli, revizyon görmüş ise bu parsellerin onaylı tutanak suretleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahalline yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen,komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dayanılan tüm kayıtlar uygulanıp kapsamları belirlenmeli, bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlatmalı, dinlenecek yansız yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, davacıların dayanağını oluşturan tapu ve vergi kayıtlarının kapsamını belirtir ve keşif takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tapu kayıtlarının bu yerle ilgili olması halinde bu kayıtların miktarıyla geçerli olup miktar fazlasının zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı nazara alınmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, taşınmazın başında yapılan uygulamanın ve kullanmayla ilgili bilirkişi tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir