1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Meralar Konusundaki Yargıtay İçtihatları


Bu yazı 3 sayfadan oluşmaktadır: 1 2 3

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6220 K: 2004/6412 T: 30.9.2004

Davalı belediye dava konusu yapılan yörenin imar planı kapsamına dahil edildiğini, davacı köyün bu yerlerde üstün hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemekle; hukuki anlamda muaraza yaratmış olur ki; müdahale, fiili olabileceği gibi somut olayda olduğu gibi hukuki veya sözlü de olabileceğinden; mahkemece davalı belediyenin davacı köyün müşterek kullanım hakkına el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekir Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/5879 K: 2005/103 T: 12.1.2005

Tahsis amacı değiştirilmedikçe meralardan, mera kanununda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/7666 K: 2003/7882 T: 7.11.2003

Mahkemece, taraf köylere ait sınırlar uygulanarak, dava konusu yerin içinde kaldığı köyün hangisi olduğu, niteliği ve kullanım durumu belirlenmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6158 K: 2003/7358 T: 21.10.2003

Mera, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır bu nedenle özel mülkiyete geçirilmesi söz konusu olamaz, sınırlarının daraltılması, amacı dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/148 K: 2004/402 T: 22.1.2004

Dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve mera olarak sınırlandırılmasına ayrıca özel siciline kaydedilmesine karar vermek gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1214 K: 2005/4383 T: 5.5.2005

Davanın açıldığı tarihte davalının buraya yaptığı elatmadan vazgeçmiş olması, önceki kullanımı döneminde merada meydana getirdiği hasar nedeniyle onu tazminat sorumluluğundan kurtarmaz. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1211 K: 2005/4381 T: 5.5.2005

Meraya el atma davalarında eylemin sabit olması ve tahrip edilmiş mera bölümlerinin bulunması halinde bu bölümlerin eski hale getirme masraflarını mülkün sahibi olan hazinenin istemesi yasaya uygun ise de, mahrum kalınan ot bedelini meranın mutasarrıfı olan köy yada belde temsilcileri talep edebilir. Devamını Oku…

Yargıtay 7.Hukuk Dairesi E: 2004/78 K: 2004/538 T: 23.2.2004

Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak gösterilmiş ise; mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın, öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir; kural olarak mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da öncesi bilinmeyen bir zamandan beri taşınmazın geleneksel biçimde mera olarak kullanılmış olduğunun saptanması gereklidir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1456 K: 2005/1885 T: 7.6.2005

Dava konusu mera taşınmaz ile komşu taşınmazları birbirinden ayıracak şekilde arz üzerindeki doğal ya da yapay bir sınır yeri bulunmadığı uzman bilirkişinin düzenlediği harita ve rapordan anlaşılmakta olup; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3898 K: 2005/3987 T: 19.12.2005

Yetkili idari mercilerce yapılan mera tahsisine ilişkin yönetimsel işleme karşı idari yargı yerinde dava açılarak ve yönetimsel işlemin iptal edildiği öne sürülerek bu hukuksal olgunun kanıtlanmadığı takdirde mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilen taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/361 K: 2004/1154 T: 29.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14903 K: 1993/7008 T: 6.7.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu takdirde bunlar arasında kalan dava konusu taşınmazın da mera olduğu kabul edilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/262 K: 2005/718 T: 4.2.2005

Meralar zilyetlik süresi ne olursa olsun, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilemezler. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/859 K: 2005/1260 T: 21.2.2005

Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak komşu köylerden tanıklar da dinlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme bozma nedenidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3226 K: 2005/3647 T: 9.5.2005

Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, sonuca göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olup olamayacağına karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3622 K: 2005/4143 T: 1.6.2005

Bir yerin otunu biçmek iktisap bakımından yeterli ise de, dava konusu taşınmazın mera olduğu kanıtlandığından, tescil talebinin reddi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T: 22.12.2005

Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; “mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir” diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003

Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8663 K: 1996/1047 T: 6.2.1996

Taşınmazın özel harman yeri olarak nitelenebilmesi için ya tapu kaydı kapsamında olması ya da uzun süre ve ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğinin, harman yeri niteliğiyle sürdürülmesi gerekir. Sadece yılın belirli bir ayında harman dökme işlemi, taşınmazı özel harman yeri niteliğine sokmaz, bu itibarla zilyetlik yolu ile kazandırıcı zamanaşımı iktisabı koşulları da oluşmaz. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1217 K: 2005/5481 T: 13.6.2005

Taşınmazın, cenaze namazlarının kılınmasına mahsus özel yer (namazgah) olduğu iddiası ileri sürülerek hazine tapusunun iptali ile köy tüzel kişiliği adına tescil istenmiştir; il mera komisyonundan bu yer hakkında ne gibi bir işlemin yapıldığı sorulmadan karar verilmiş olması yasaya aykırıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2002/7861 K: 2002/7701 T: 14.11.2002

Mahkemece sadece, meranın ıslahı için gerekli giderin hüküm altına alınması gerekirken, kal kararının infazı için saptanan bedelinde tazminat miktarına eklenmesi ve bu miktar için de faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/5796 K: 2002/7946 T: 25.11.2002

Dava ile meraya elatmanın önlenmesi istenilmiş olup davayı tarım ve köy işleri bakanlığı açmıştır; meraya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak, hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzelkişiliklerine aittir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/2442 E: 1995/495 T: 23.1.1995

Bir taşınmazın, zilyet lehine, kazandırıcı zamanaşımına dayanılarak tescil edilebilmesi için, öncelikle tapuda kayıtlı olmaması ve orman, mera, yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden olmaması gerekir. Kamunun yararlandığı yayla niteliğindeki yerlerde özel mülkiyet söz konusu olamaz. Yaylalar üzerinde yararlanabilmenin doğal gereği olarak geçici nitelikte basit baraka ve hayvan ağılı yapılması mümkün ise de, yerleşmek amacına yönelik kalıcı inşaat yapılamayacağı gibi tarım arazisi olarak da kullanımı mümkün olmadığından, bu gibi yerler zilyetlikle kazanılamazlar. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/5766 E: 1995/6503 T: 19.10.1995

Önceden mera olan bir yerin imar planı kapsamında kalması ve konut yeri olarak belirlenmesi durumunda, mülkiyeti 775 sayılı Kanun’a göre Belediyeye geçmez. Belediyece bu nitelikteki yerlerin satışına da değer verilemez. Bu itibarla, taşınmazın evveliyatının mera olup olmadığı yöntemine uygun şekilde araştırılmak, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı saptanmak, önceden mera olduğunun tespiti ve konut alanı olarak ayrıldığının belirlenmesi halinde mülkiyetin Hazine üzerine kalacağı dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/189 K: 2004/1622 T:12.2.2004

Genel harman yerlerinin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyet yararına bir hak sağlamaz; hal böyle olunca mahkemece davanın reddine ve taşınmazın 3402 sayılı kanunun 16.m. uyarınca genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına karar vermek gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/14-443 K: 2001/458 T: 30.5.2001

Tüm köyün ve köylünün yaşama düzenini, yerleşimini yakından ilgilendiren, bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğinde bulunan bir yerin bir kişinin kullanımına verilmesinin köy sakini davacının menfaatini ihlal ettiği anlaşılmakla; haksız şekilde tapuya bağlanmış köy yolunun eski haline getirilmesinde ve bu yoldan köylülerin ve köy sakini davacının yararlanabilmesinin sağlanmasında hukuki yararı vardır. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/7-438 K: 2003/463 T: 2.7.2003

Davacının bu yerin mera olmadığı tapu ve zilyetliğe dayalı olarak mülkiyet hakkına sahip olduğu iddiası üzerinde hiç durulmadan, yukarıda kendisini bağlamayacağı ve ikrar olarak kabul edilemeyeceği açıklanan bir beyanı gerekçe yapılarak, hiçbir araştırma ve inceleme yoluna gidilmeden ve davacıya hakkını yargı yeri önünde savunma imkanı verilmeden davanın görülebilme imkanının olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi adil yargılama hakkına aykırı olup, isabetsizdir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1993/8399 K: 1994/4432 T: 26.4.1994

Tahsise ilişkin kesin nitelikteki fermanlar, mera uyuşmazlıklarında tahsis belgesi niteliğindedirler. Bu nitelikteki fermanlar, kaldırıldığı ya da değiştirildiği kanıtlanmadığı sürece hukuken geçerli olduğundan, taşınmazın kime ait olduğu konusundaki uyuşmazlıkta fermana dayanılarak hüküm verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/8192 K: 1992/13931 T: 22.10.1992

Bir yerin mera olarak sınırlandırılması tescil değil, tespit niteliğinde kabul edildiğinden, sicil oluşmaz. Böyle bir yerin iptal istenmeksizin tescili talebi mümkün bulunduğundan, tescil davası elatmanın önlenmesi davası ile beraber açılabilir. Elatmanın önlenmesi davası süresinde açıldığı takdirde, hak düşürücü süre kesilir. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/717 K: 1996/806 T: 8.2.1996

Nizalı taşınmazın geleneksel biçimde kullanılagelen mera olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerekir. Bir taşınmazın mera olarak kabul edilebilmesi için o yerle ilgili ya mera tahsis kararı veya kaydının bulunması ya da o yerin başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri eylemli şekilde mera olarak kullanılması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/8607 K: 2004/11467 T: 25.10.2004

Dava konusu taşınmazın üç tarafı mera ile çevrili olduğundan meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Meraların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Bu sebeple, kadastro tesbitinin iptal edilerek taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir