1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9070 K: 2004/1134 T: 26.2.2004


Davacılar, mülkiyeti sağlayıcı herhangi bir belge ve kayda dayanmadığına göre, dört tarafı eylemli mera olan ve merayla aralarında doğal ve değişmez sınırı bulunmayan bir yerin öncesinin de mera olduğunun kabulü gerekir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. Maddesine göre; meralar devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdendir. Özel mülkiyete geçirilemez. Zamanaşımı suretiyle iktisap edilemezler

Duran Y., müdahil davacılar Süleyman Y. ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair U. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 6.11.2003 gün ve 152/440 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacılar vekili, dava konusu Ulukışla, Handeresi Köyü 117 ada 73 parsel içerisinde üç parça yerin müvekkillerine babalarından miras yoluyla intikal ettiğini, mera, kışlak, yaylak gibi yerlerden olmadığını, tarıma elverişli olduğunu açıklayarak 117 ada 73 parselin Hazine adına olan tapusunun iptali ile üç parça yerin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine temsilcisi, taşınmazın mera niteliğinde olduğunu ve zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir.

Dava konusu 117 ada 73 parsel Ulukışla, Handeresi Köyü’ne kadastroca kadim meradan köy orta malı olarak sınırlandırılan yerlerdendir. Davacıların dört tarafı mera ile çevrili yerler üzerinde zilyetlik iddiasında bulunarak taşınmazı iktisap etmek istediği anlaşılmaktadır. Bu konumdaki yerlerin meranın bütünlüğünü bozarak meradan açıldığının, meranın devamı ve parçası olduğunun ve öncesinin mera niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Zira, taşınmazın dört tarafını çevreleyen meranın kadim mera olduğu bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiştir. Kadim meranın ortasında kalan nizalı taşınmazın öncesinin mera olmadığına dair beyanda bulunan yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilemez. Davacılar, mülkiyeti sağlayıcı herhangi bir belge ve kayda dayanmadığına göre, dört tarafı eylemli mera olan ve merayla aralarında doğal ve değişmez sınırı bulunmayan bir yerin öncesinin de mera olduğunun kabulü gerekir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesine göre; meralar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdendir. Özel mülkiyete geçirilemez. Zamanaşımı suretiyle iktisap edilemezler. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile eksik incelemeye dayalı usul ve yasaya aykırı hükmün HUMK: nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir