1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1992/14579 K: 1993/1967 T: 18.2.1993


Kışlaklar, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamayacakları gibi zamanaşımı yolu ile de kazanılamazlar.

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı idare temsilcisi tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, kendisi ve miras bırakanı adına kayıtlı 827 hektar 9000 m2’ miktarındaki tapulu arazinin bir kısmının 4753 sayılı Yasa uyarınca faaliyet gösteren Toprak Tevzi Komisyonu tarafından davalı Hazine adına belirtmesinin yapılarak 13 parça halinde tapuya kaydedildiğini ileri sürmüş; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

Mahkemece davada dayanılan tapu kaydına değer verilmek suretiyle, kaydın kapsamında, kaldığı saptanan taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Ancak, davacının dayandığı tapu kaydı, davalı Hazinenin taraf olmadığı (hasımsız) tescil davası sonunda, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 23.8.1943 tarih 95-39 sayılı karara dayanılarak tesis edilmiştir. Gerçekten, 6333 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 17.3.1954 tarihinden önceki mevzuata göre senetsizden tescil davalarında Hazine’yi hasım gösterme zaruretine işaret eden bir yasal hüküm yoktur. Ne var ki, tescil kararı ve bu karara dayanılarak kütüğe geçen 7.l.1944 tarih 2l no.lu tapu kaydı, “kışlak” niteliğindeki arazi için oluşturulmuşlardır.

Bilindiği üzere, kışlaklar, kışın hayvanların barınmaları, yayılıp otlamaları için kurulmuştur. “ Münhat ve mutedil” (ılımlı ve alçak) yer olma, bu yerlerin en esaslı niteliğidir. Gerçek amaç kışın soğuklardan hayvanları korumaktır. Kışlaklar da, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamayacakları gibi zaman aşımı yolu ile de kazanılamazlar. Esasen 1988 yılına değin yürürlükte kalan (8.ll.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3488 sayılı yasa ile kaldırılmıştır.) 474 sayılı Yasanın 3. maddesinde (..kura ve kasabaya ait olan Meralarla, yaylak ve kışlak gibi menafii umumiye mahsus ve metruk mahaller, tahdit ve mesaha ile bedel tesbit ait oldukları kura ve kasabalar namlarına kaydedilir.) hükmü getirilmiş; Doğu Beyazıt İlçesini de kapsamına alan 2502 sayılı Yasanın 5606 sayılı Yasa ile değişik 6. maddesinin birinci fıkrasına da (…474 sayılı Kanunun 3. maddesinin şümulüne giren ve fakat Çiftçiyi Topraklandırma Kanunun uygulama sırası gelmemiş olan ilçelerdeki yaylak ve kışlaklar Toprak Kanunu ile kabul edilen nispet ve esaslar ölçüsünde olmak şartıyla Köy Kanununun 3. maddesi uyarınca sınırlandırılarak köylerin kasabalarının ve şehirlerin ihtiyaçları için mahalli hükümetçe bunların müşterek intifalarına parasız tahsis olunur ..) şeklindeki hükümler yazılmıştır. Ayrıca, maddenin ikinci fıkrası ile de; yaylak ve kışlakların gerçek ve tüzel kişiler adına tapuya bağlanması yasaklanmış; yalnızca, bu yasanın yürürlüğe girmesinden önce tapuya bağlanmış yerlerde, 2644 sayılı Yasanın 3l. maddesi hükmünce sahiplerinin kazanılmış hakları saklı tutulmuştur.

Öte yandan, metruk araziden bulunan ve köy halkının genel yararlanmasına sunulan yaylak ve kışlakların yanında, miri araziden bir yada birkaç kişiye tahsis edilmiş yaylak ve kışlaklarında olabileceğini Arazi Kanunnamesinin 24. maddesi hükmü öngörmüş idi. Ne varki, somut olayda Arazi Kanunun 24. maddesi hükmü uyarınca alınmış özel bir kışlak tapusu ibraz edilmediği gibi, 1934 yılında yürürlüğe giren 2502 sayılı Yasa öncesi kazanılmış bir haktan söz etmek olanağı yoktur. Öyle ise, toprak tevzi komisyonunca, davacıya ait “kışlak” tapusuna değer verilmemesinde ve çekişmeli yerlerin Hazine adına belirtilip, tapuya kaydedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

O halde, kışlakiye niteliğindeki yer için 1943 senesinde açılmış hasımsız tescil davası sonucu verilen hükme ve buna göre oluşturulan tapu kaydına itibar edilerek, Hazine üzerindeki kayıtların iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.

Davalı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir