Son Yazılar

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/20143 K: 2011/2739

Davacı, şufa davasını 14.12.2007 tarihinde açmıştır. Şufa davası açılmakla aynı şartlarla taşınmazı satın almaya rıza göstermiş sayılmalıdır. Yani davacı 6.1.2007 ve 7.1.2007 tarihinde konan asfalt katılım payı şerhi konmuş taşınmazı bu haliyle almayı kabul etmiş sayılır. Bu durumda asfalt katılım…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/1739 K: 2014/3881

Dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/18968 K: 2014/3622

Tasarruf nisabı, terekenin vefat günündeki haline göre hesaplanır. Mahkemece yapılacak iş; terekenin ölüm günündeki değeri ve 11.11.1994 tarih ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak belirlenecek saklı pay ve sabit tenkis oranını, tercih tarihindeki değerle çarpmak ve hasıl olacak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/10272 K: 2015/13864

Türk Medeni Kanunu'nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/18257 K: 2016/374

Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20008 K: 2018/8967

Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 günlü ve 1996/2-6 Esas 1996/154 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, vasiyetnamenin iptali davasında ayna taalluk eden bir ihtilaf mevcut değildir. Bu nedenle de belirlenmesi gereken yön, dayanılan kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1738 K: 2016/722 T: 26.1.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 tarih ve 1996/2-6 E.- 1996/154 K. sayılı kararında, vasiyetnamenin iptaline yönelik davaların maktu harca tabi olduğu kabul edildiği Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/4002 K: 2020/80 T: 14.01.2020

Vasiyetin iptali davasında bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Vasiyetnamenin, açılmasına…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/17153 K: 2018/390

Vasiyetnamenin iptali davası açılabilmesi için, vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesinin beklenmesinin gerekli olmadığının açık olmasına göre direnme kararının yerinde ve doğru olduğu anlaşıldığından             Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davası sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1032 K: 2015/2978

Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.   Dava: Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/9241 K: 2015/18734 T: 24.11.2015

Tenfiz için aranan şartlardan biri, Türk kamu düzeninin müdahalesi ile ilgilidir. 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesine göre, yabancı bir mahkeme ilamının tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme ilamının Türk Kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir "hüküm" taşımaması şarttır. Burada yabancı mahkeme ilamının…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16455 K: 2011/871 T: 25.1.2011

Vasiyetin tenfizi talebi amacıyla açılan davalarda, davacılar kendilerine vasiyet edilen taşınmazların adlarına tapuya tescil edilmesi talep edildiğine göre, bu tür davalarda görevli mahkeme tescili istenilen taşınmazların değerine göre tayin edilecektir. Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların değerleri bilirkişi marifeti ile belirlenip,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16470 K: 2011/866

Vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) için herşeyden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 536 ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunması ve aynı kanunun 501.maddesi gereğince vasiyetnamenin iptali davası için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/3599 K: 2013/6513

Vasiyetnamenin yerine getirilme davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyettinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur. Nasıl ki yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/185 K: 2013/1187 T: 28.1.2013

TMK’nun 600. maddesine dayalı olarak açılmış vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi istemini içeren eda davasıdır. Davacı, belirli (muayyen) mal bırakmayı içeren vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen; taşınmazların adına tapuya tescilini, banka hesaplarında bulunan paraların ödenmesini, ziynet eşyaları ile menkul malların teslimini…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2011/7727 K: 2011/16009 T: 20.10.2011

Vasiyetnamenin iptali sebepleri Türk Medeni Kanununun 557 ve 558. maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Davacı bu maddelerde düzenlenen iptal nedenleri hakkında bir delil sunmamıştır. Saklı payın ihlali vasiyetnamenin iptal nedenleri arasında bulunmamaktadır. Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1032 K: 2015/2978

Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/17699 K: 2013/1153 T: 28.1.2013

Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Medeni Kanunun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri gösterilmiştir. Bu davada ileri sürülen sebep bu maddede gösterilenlerden değildir. Diğer bir anlatımla, bu davada ki istem Medeni Kanunun 542. maddesinde yer alan ve vasiyetnamenin varlığına hakim hükmüne…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/23518 K: 2013/2842 T: 21.2.2013

Davada; vasiyetnamenin mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı ve tasarrufun yanıltma, korkutma ve aldatma, zorlama sonucu yapıldığı ileri sürülerek iptali istenilmiş olup, mahkemece davacının vasiyetnamenin T.M.K:nun557/2. maddesinde belirtilen sebepler sebebiyle iptali istemine dair olarak bu konudaki iddia, beyan ve delilleri değerlendirilmeksizin yalnızca…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/10121 K: 2013/10974 T: 25.6.2013

Vasiyetnamenin düzenleme şeklinde yapılması ve fotoğraflı olması zorunludur. Kanunda noterden söz edilmesi, noterlik makamının hedef alınmasındandır. Noter yetkisine sahip yeminli başkatibin düzenlediği vasiyetname ile yeminli katibin düzenlediği vasiyetname Yargıtay'ca geçerli kabul edilmektedir. Ancak, vasiyetnamenin baştan sona kadar aynı memur tarafından…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/15169 K: 2013/17434 T: 9.12.2013

Kural olarak, muvazaa, iki taraflı işlemler için söz konusu olup, tek taraflı irade beyanı niteliğinde olan ölüme bağlı tasarruflarda (vasiyetnamelerde), muvazaadan söz edilemez. Mahkemece, muvazaa nedeniyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. DAVA: Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/15265 K: 2015/9073

Medeni Kanunda, ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak belirtilmiştir. Dava konusu vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin, maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak, dava konusu vasiyetnamenin davacı torunları yönünden tenkisi talep…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/16629 K: 2016/13682 T: 30.11.2016

Davacı vasiyetnamenin iptalini talep etmektedir. Vasiyetnamenin açılmasına dair davada; mahkemece davanın kabulüne, vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına dair kararın kesinleşme tarihi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/5445 K: 2015/15389

Medeni Kanun'un 533.maddesi uyarınca okuma yazma bilenler için memurun vasiyetnameyi yazması veya yazdırıp okuması için mirasbırakana vermesi, vasiyetnamenin ise mirasbırakan tarafından okunup imzalanması gerekir. Yine, mirasçı okuma yazma bilmesi halinde de Medeni Kanun'un 535.maddesine göre, vasiyetname yapılabilir, fakat 535.maddeye göre…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/9880 K: 2015/3015

El yazısı, yazanı diğer kişilerden ayıran bir özellik olduğu için, el yazılı vasiyetnamenin tamamının vasiyetçi tarafından yazılması gerekmektedir. Bu konuda bir çekişme varsa el yazılı vasiyetnamenin başından sonuna kadar mirasbırakının el yazısıyla yazılmış olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden görüş alınmalıdır.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/17485 K: 2017/3830 T: 27.3.2017

Mahkemece, işlem tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vesayet altına alınmasına dair dava dosyası aslının dosya içerisinde alınarak, buna göre işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak suretiyle, yapılacak yargılama neticesinde hasıl…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/3204 K: 2018/6267

Ehliyetsiz olduğu ileri sürülen murisin vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/18038 K: 2013/1487 T: 4.2.2013

İptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibinin mirasın tamamından…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/2033 K: 2018/4313 T: 19.4.2018

Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 596/2.maddesi uyarınca bilinen tüm mirasçılar ve diğer ilgililer usulüne uygun çağrılmadan, vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin açılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2020/1871 K: 2021/3712

Vasiyetnamenin tenfizi davalarında, ilk derece mahkemecesince, keşif yapılmak suretiyle uyuşmazlık konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri belirlenip, nispi karar ve ilam harcına Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca belirlenen bu değer üzerinden hükmedilmesi gerekir Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/19830 K: 2016/13961 T: 6.12.2016

Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/6060 K: 2014/14006 T: 23.10.2014

Vasiyetname iptal edilinceye kadar geçerli beyanlardan olduğu mirasbırakanın düzenlediği vasiyetname, dava açılıp iptal edilmedikçe hakim tenfiz davasından kendiliğinden vasiyetnameyi geçersiz sayamayacağı, iptal sebeplerinin tenfiz davasında tartışılamayacağı Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/13345 K: 2015/1156

Medeni Kanun madde 600 uyarınca muayyen mal vasiyetinde vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz. Mirasçı atanan kişi mirasbırakanın ölümü ile tereke…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/6028 K: 2016/6065 T: 19.4.2016

Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Vasiyetnamenin yorumunda murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmelidir DAVA: Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/21743 K: 2011/7893 T: 5/5/2011

Türk Medeni Kanunu'nun 600. maddesine dayalı vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfiz) isteğine ilişkin davaların, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa ona karşı, yoksa ifa ile yükümlü olan yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur. Anılan hüküm nedeni ile hasımsız açılan dava yolu ile…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/13250 K: 2017/16935 T: 4.12.2017

Tenfiz davasında, vasiyetnamenin açılması dosyasındaki taraflara gerekçeli karar tebligatlarının yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, yapılmamış ise taraflara bu tebligatların usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Nitekim hüküm, taraflara tebliğ edilmemiş ise, dosya henüz derdest dava hükmünde olacaktır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi-tapu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20404 K: 2018/7280

Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi  E: 2015/11678 K: 2015/19101

Mirastan çıkarmada ağır suçdan amaç; mirasbırakanın şahsiyet haklarına, beden tamlığına, mamelekine yönelik, onunla aile bağlarının koptuğunu gösteren hukuka aykırı bir fiildir. Buradaki ağır terimi, hukuk hakimine yönelik olup, hakim, suçun ağır olup olmadığına ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmaksızın karar verir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/5055 K: 2015/17073 T: 3.11.2015

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasında murisin işlem ( vasiyetname düzenleme ) tarihi itibariyle hukuki işlem ( fiil ) ehliyetine sahip olduğu tespit edilir ise davacının ehliyetsizlik iddiası kanıtlanamamış olacağından bu defa davacının tenkis talebi ile ilgili inceleme-değerlendirme yapılarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2022/8307 K: 2023/168

Tanzim tarihi bulunmasa da tahliye taahhüdünde “içinde kiracı olarak bulunduğum” ibaresinin yazılması nedeni ile kira sözleşmesinden daha sonra düzenlendiği anlaşılan tahliye taahhüdünün geçerli olduğu. MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi SAYISI : 2021/2173 E., 2022/2275 K. KARAR:…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1996/5453 K: 1996/6976 T: 17.6.1996

Kiralananın son mirasçı olarak Hazine adına tescili ve Hazine temsilcisinin miras bırakanla yapılan kira sözleşmesinin sona erdiği ve 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereği tahliye edilmesi gerektiği hususunun kiracıya ihtarla bildirildiği durumunda, kiracının tahliye etmemesi halinde tahliyeyi sağlamak için açılan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/15221 K: 1996/1281 T: 30.1.1996

Dava konusu sulara ilişkin uyuşmazlığın giderilmesi için; uzman bilirkişiler aracılığı ile uygun bir dönemde keşif yapılarak, genel su ilkelerine göre, çıkış yerleri saptanıp debileri ölçülmek, kadim yada öncelikli yararlanma haklarının hangi tarafa ait olduğu gözetilip, bu sulara olan ihtiyaçları usulünce…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/1454 K: 1995/1870 T: 16.2.1995

Tapulu taşınmazda kaynayan suyun; taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük olduğu veya yeryüzüne çıkar çıkmaz dere haline geldiği veyahut özel mülkiyete bağlı kalmasının kamu için zararlı olacağının, toprak-su ilişkisinden anlayan jeoloji mühendislerinin de içlerinde bulunduğu bilirkişi heyetince belirlenmesi halinde; bu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1994/5679 K: 1994/7378 T: 9.5.1994

Vakıf arazisindeki hamamın suyu, şehir suyu şebekesine katılarak belediyeye devredilmiş olmadıkça, hamama, belediye suyundan bedelsiz su verilmesi olanaksızdır. Hamamın suyu, şehir suyuna karışmaksızın kaybolmuşsa, sayaç takılarak hamama su verilmesi şeklinde oluşan belediye müdahalesinde haksızlık yoktur. Dava dilekçesinde 2.500.000 lira değerindeki…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1992/7460 K: 1993/90 T: 18.1.1993

Yeraltı suları, 167 sayılı Kanun hükümleri uyarınca genel sulardan olup anılan Kanunun 4. maddesinde ve bu konuda istikrarlı Yargıtay Kararlarında vurgulandığı üzere herkes, kadim ve öncelik hakkı nazara alınarak kendi faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde, l.800.000 lira tazminat ve…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1991/4330 K: 1991/13551 T: 25.11.1991

Davalı tarafından tecavüz edilen mera bölümü ihtiyaçtan fazla ve bunun kira tutarına karşılık işgal tazminatı, mera zemini bozulmuş ise bu yerin eski hale getirilmesi için gereken masraf tutarı ile eski hale dönüştürülmesi suretiyle meradan istifadeye mani olunan ot bedeline, şayet…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/759 K: 1990/9830 T: 29.11.1990

Yeraltı suları; Medeni Kanunun 679. maddesinin 2. fıkrası ile 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkındaki Kanunun 1. maddesine göre genel sulardan olup, bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşuluyla yararlı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men’i istenilmiştir. Mahkemece,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/1457 K: 1990/8570 T: 30.10.1990

Dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlendiğine göre genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur. Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davacı Yeni çubuk Belediyesi’nin…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1989/4968 K: 1990/1633 T: 26.2.1990

Tapusuz araziden çıkan suları, genel nitelikteki sulardan olup bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1996/5453 K: 1996/6976 T:17.06.1996

2886 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra artık bu gibi taşınmazların kira sözleşmesi hakkında 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Dava dilekçesinde; 25 parsel 81 D kapılı taşınmazın, 4.6.1986 tarihli Beyoğlu Birinci Sulh Hukuk Hakimliği kararı ile Hazine adına…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T: 22.12.2005

Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; "mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir" diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Dava dilekçesinde 1.113.065.094 lira alacağın (bedele istihkak) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı BOTAŞ yönünden…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/13254 K: 2005/13865 T:15.12.2005

Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihte vakıf şerhinin bulunup bulunmadığı somutlaştırılmalı, yoksa tapu kaydına vakıf şerhinin ne zaman işlendiği hususu araştırılmalı, şerhin sonradan işlendiğinin anlaşılması halinde, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile şerhin kayda işlendiği tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmiş…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2006/7976 K: 2006/9085 T:4.7.2006

Kök tapu kaydı ve belgeleri getirtilip vakfiye örneği dosyaya alınmalı, sonra bu konuda uzmanlığı bulunan bilirkişi aracılığı ile vakfiye incelenmeli ve varsa tarafların bu konudaki tüm delilleri toplandıktan sonra deliller değerlendirilmeli, böylece şerhe konu vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanmalı,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2002/2566 K: 2002/2729 T: 21.3.2002

Dava konusu arktan gelen sudan tarlasında faydalanma ve menfaati bulunan davacının arkın açık olmasında ve faydalanmasında kişisel yararlanma hakkı bulunduğu gibi kamunun da bunda menfaati vardır. Dava dilekçesinde suya ve su yoluna vaki müdahalenin önlenmesi ile 500.000.000 lira tazminatın faiz…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1988/6019 K: 1989/591 T: 19.01.1989

İdari yargının görevine giren, bir uyuşmazlık, adliye mahkemelerinde olumsuz tespit davalarına konu edilmez. Hazine taşınmazında ecrimisil borcunun bulunmadığına dair tespit davası açılamaz. Deva dilekçesinde, 103.000 lira borcun bulunmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1985/7764 K: 1986/1498 T:25.02.1986

Davalı sözleşme yapmaya yanaşmadığından yeniden yapılan ihale ve pazarlıklarda istekli çıkmamış böylece bu yerden kira geliri sağlanamayacağı anlaşılmıştır. 0 halde güvence dışında ilan, ihale ve benzeri giderler istenebilir. Dava dilekçesinde iki ihale arasındaki farktan doğan 1.445.514 lira tazminatın faiz ve…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/7 K: 2005/469 T: 3.1.2005

Ecrimisil; kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır. Davalı, (kendi seviyesinde yapacağı bir araştırma ile) dava konusu yerin gerçekte kendi tapusu içinde kaldığı kanısı ile tasarrufu halinde iyi niyetli sayılır. Dava dilekçesinde 309.600.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2004/3485 K: 2004/3411 T:8.4.2004

Davalının kadastro tespitinde yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için girişimde bulunup bulunmadığı saptanarak, ancak öğrenme veya düzeltme talebi varsa sonuçlandığı tarihten sonrası için iyiniyetli kullanımı sona ereceğinden buna göre ecrimisile hükmetmek gerekirken, iyiniyetli kullanım savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir. Dava dilekçesinde el atmanın…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2003/13090 K: 2003/13274 T:6.11.2003

Elbirliği (iştirak) halindeki mülkiyet kuralları gereğince, miras ortaklığının (terekenin) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir; davacı mirasçının kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ecrimisilin faiz…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/13975 K: 1991/516 T: 24.1.1991

Genel mahkemelere ait olsa bile 3402 sayılı Ysa’nın uygulanması ile ilgili dava ve işlere kadastro mahkemesinin bakması gerekir; sulh hukuk mahkemesine açılmış olan "senet iptali" davasının konusu taşınmazın aynı ile ilgili olup, bu davanın çözümü sonucu, taşınmazın kim adına tescili…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/11744 K: 2005/14246 T: 22.12.2005

Kadastro tespitine itiraz ederek mülkiyeti devralan ancak bu hususun kesinleşmesi tarihinden itibaren ecrimisil isteyebilir. Dava dilekçesinde 2478 kg. kabuklu fıstığın aynen iadesi, bu mümkün olmazsa değerinin dava tarihinden geçerli olacak yasal faizi ve tespit masraflarıyla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/9171 K:  2018/2618 19.03.2018

Mahkemece açılacağı bildirilen büfe için herhangi bir işyeri ruhsat başvurusu yapılmamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, işyeri ruhsat başvurusu daha sonra da yapılabileceğinden, bu hususun başlı başına ihtiyacın samimi olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığı açıktır. Mahkemece yapılacak iş;…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2020/2064 K: 2020/3826 02.07.2020

Davacı kiracının dava konusu kiralanana taşınırken ve kiralanandan ayrılırken yaptığı taşınma /nakliye masraflarının süresinden önce fesih nedeniyle uğranılan zarar (menfi zarar) ya da faydalı ve zorunlu masraf kapsamında değerlendirilmesi ve talep edilmesi mümkün değildir. Buna yönelik istemin reddine karar verilmesi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T.22.12.2005

Özet: Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; "mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir" diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Mahkemece; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davalı beyanından, taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait otlakiye olup, tapusu ve…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/3259 K: 2017/15717 T: 13.11.2017

Mahkemece, davalı borçlunun 2014/119 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptali ile takibin 16.261.50.-TL üzerinden devamına, tahliye talebi ile ilgili 2009 yılında yapılan kira sözleşmesinin 6570 sayılı kanuna tabi olması nedeni ile iki haklı ihtar koşulu oluşmadığından tahliye talebinin…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/5939 K: 2019/10515 T: 24.12.2019

Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 26.03.2015 tarih 2015/2959 Esas, 2015/3055 Karar sayılı ilamı ile, "....Mahkemece yapılacak iş, kiralananın üstün vasfı tespit edilip somut olaya uygulanacak yasa hükmü belirlendikten sonra oluşacak sonuca…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/3577 K: 2017/8166 T: 29.05.2017

Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde kiraya verenlerin..... olduğu, kiraya verenler arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, davaya konu olan ihtarnamelerin kiraya verenlerin tamamı tarafından gönderilmesi ve davanın da hepsi tarafından açılması gerektiği, ancak davacının ihtarnameleri tek başına çektiği, davayı da…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/14760 K: 2017/13258 T: 04.10.2017

Taraflar arasında imzalanan 01/01/2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede, yıllık kira bedeli 10.000 TL, artış oranı %15 olarak belirlenmiş olup, ilk yıl kira bedeli 10.000 TL olarak ödenmiştir. Davacı kiraya veren 14.08.2012 tarihinde başlatmış…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6529 K: 2017/17817 T: 19.12.2017

Mahkemece, davalının tacir olmadığı, TBK'nun 352/2 maddesine göre tahliye koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/4813 K: 2017/13244 T: 04.10.2017

İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi için kiracıya bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/1661 K: 2018/2586 T: 15.03.2018

Davacı, davalı ile aralarında 01/12/2001 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu , 01/12/2008 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 325 TL olduğunu ancak davalının kira bedellerini düzensiz ödediğini , davalıya kira ödemelerini zamanında yapması için iki haklı ihtar gönderildiğini ne…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/8712 K: 2018/1848 T: 28.02.2018

Davacı; davalı ile aralarında 01/12/2010 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalı kiracının bir yıllık kira dönemi içinde sürekli olarak kira ödemelerini aksattığını, bu durumun alışkanlık haline gelmesi üzerine davalıya beş defa ihtarname gönderilmek zorunda kalındığını belirterek…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6856 K: 2017/15404 T: 07.11.2017

Davacı, davalının kiralananda 20.08.2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, kira paralarını düzenli ödemediğini, 2015 yılının Şubat ve Mayıs ayı kira alacağı yönünden davalı hakkında iki kez icra takibi yapıldığını, davalının ödeme emirlerinin tebliğlerinden sonra ödemede bulunduğunu,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/11858 K: 2018/4797 T: 08.05.2018

Mahkemece, kiracı şirkete yapılan tebligatların Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinin aradığı sıralı kişilere yapılma nedenlerine dair şerhleri içermediği, bu nedenle davalı şirkete yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 6098…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/3126 K: 2018/6396 T: 05.06.2018

Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6857 K: 2017/15827 T: 14.11.2017

Davacı vekili, davalının davacıya ait taşınmazda 01.12.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden kiracı olduğunu, 2015 yılının Eylül ve Ekim aylarına ilişkin kira bedellerini ödemeyerek bir kira dönemi içerisinde iki haklı ihtara sebebiyet verdiğini belirterek kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/8858 K: 2018/2112 T: 07.03.2018

Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazdan davalının tahliyesine, karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/2776 K: 2017/5394 T: 18.04.2017

Davacı vekili, davalının 01/05/2012 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalıya Ocak ve Şubat 2015 kiralarının ödenmesi için 14/01/2015 ve 06/02/2015 tarihli ihtarnameler gönderildiğini belirterek iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/4167 K: 2017/12106 T: 18.09.2017

Mahkemece, davacı tarafça çıkartılan ihtarnamelerin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/3772 K: 2017/9751 T: 12.06.2017

Davacı vekili, davalının davacıya ait taşınmazda 16.10.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden kiracı olduğunu, 2015 yılının 3,4,5,6,7 ve 8. aylarına ilişkin kira bedellerini ödemeyerek bir kira dönemi içerisinde iki haklı ihtara sebebiyet verdiğini belirterek kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/3875 K: 2017/8822 T: 01.06.2017

Davacı vekili; davalı kiracının kira bedellerini ödemeyerek iki haklı ihtara sebep olduğunu belirterek davalının taşınmazdan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili; vadeden önce kira alacağını ödediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece iki haklı ihtarın gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/7490 K: 2018/12738 T: 12.12.2018

Davacılar, davalı ile aralarında 01.01.2015 başlangıç tarihli bir yıl süreli ......... net 7.500.-TL bedelli ......... sözleşmesi bulunduğunu, ......... sözleşmesi hükümlerine göre işyerinin ......... ......... ......sının her ayın en geç beşinci gününe kadar peşin olarak ödenmesi gerekirken, davalının ......... bedellerini süresinde…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/5113 K: 2017/13535 T: 09.10.2017

Mahkemece, 2015 yılı Ocak ve Şubat ayı kira bedellerinin, ihtarname tebliğinden önce ödendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346. maddesinde; kiracıya kira bedeli ve…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/16973 K: 2018/5110 T: 14.05.2018

Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2007 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, iki haklı ihtara rağmen davalının kira borcunu ödemediğini belirterek kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/4574 K: 2017/12847 T: 28.09.2017

Davacı davalı kiracının kira bedellerini ödemeyerek iki haklı ihtara sebep olduğunu belirterek davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı iki haklı ihtar koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iki haklı ihtarın gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/12667 K: 2017/10210 T: 15.06.2017

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/10683 K: 2018/3446 T: 04.04.2018

Davacı tarafından, 10/04/2015 tarihinde başlatılan takipte, 2015 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayları kira bedellerinin tahsili talep edilmiş, 09/11/2015 tarihinde başlatılan takipte ise 2015 yılı Ekim ve Kasım ayları kira bedellerinin tahsili istenilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6593 K: 2017/15862 T: 14.11.2017

Davacı, davalının 01/11/2013 başlangıç tarihli 12 ay süreli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı kiraladığını, aylık kira bedelinin 1.250,00 TL olup, her ayın en geç 5. gününe kadar ödenmesi gerektiğini, davalının Mayıs 2015 ayı kira bedelini süresinde ödemediğinden, davalıya 06/05/2015…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/11179 K: 2018/5354 T: 16.05.2018

Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/4065 K: 2017/9745 T: 12.06.2017

Mahkemece, usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihtarnamelere rağmen davalı tarafından kira bedellerine ilişkin ödemelerin ihtar tebliğinden sonra yapıldığı, sonradan yapılan ödemelerin iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmediği, 1 kira yılı içerisinde iki haklı ihtarın gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulü ile…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6196 K: 2017/14055 T: 17.10.2017

Mahkemece, alacak davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına iki haklı ihtarın gerçekleştiği gerekçesiyle davalının tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/5417 K: 2017/13164 T: 03.10.2017

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/6370 K: 2017/16415 T: 23.11.2017

Davacılar, davalının 10 yıllık süreden fazla kiracı olduğunu, davacı sevim'in oğlu Volkan'ın işyeri ihtiyacı olduğunu, davalı hakkında başlatılan icra takibi ile kiracının temrrüde düştüğünü ve iki haklı ihtarın da oluştuğunu ileri sürerek; öncelikle temerrüt ve iki haklı ihtar nedeniyle olmak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/2940 K: 2017/2171 T: 28.02.2017

Türk Borçlar Kanununun 352/2. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının kira süresinin, bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/4476, K:2014/11766, 15.09.2014

Somut olayda; davacının davalıdan resmi olmasa da sözleşme ile taşınmaz satın aldığı, taşınmazın devrinin sağlanacağı inancı ile bazı masraflar yaptığı diğer bir deyiş ile zilyet olduğu sürede iyiniyetli olduğu açıktır; bu durumda davacı TMK'nun 723. maddesi gereğince yaptığı zorunlu ve…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/14059, K:2016/8400, 30.05.2016

Davacının, tapuda hazine adına kayıtlı olup ecrimisil ödemek suretiiv le kullandığı taşınmaza ağaç dikmesi nedeniyle iyiniyetli olarak kabulüne imkan bulunmadığından, arsa sahibi olan davalı hâzinenin ağaçlar sebebiyle iyiniyetli olmayan malzeme sahibi davacıya bir miktar tazminat ödemesi ve tazminatın ağaçların arazi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/13251, K:2018/1413, 21.02.2018

Davacının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine inşa ettiği baraka ve kuyu yönünden iyiniyetli olmadığı, bu barakalar ve kuyu yönünden sadece TMK'nın 723.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği açıktır. Gerek öğreti ve gerekse uygulama ile asgari levazım değerinin yapı…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2009/1430 K: 2009/4208 T: 16.03.2009

Kira sözleşmesinin yazılı tahliye taahhüdü olarak kabul edilen şartı sözleşme kurulurken kabul edildiğinden geçersizdir. Dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin feshi ve kiralananın tahliyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kira sözleşmesinin feshi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/8734 K: 2018/1505 T: 22.02.2018

Davacı; davalı kiracının taşınmazı 31.12.2014 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt ettiğini, ihtara rağmen taahhüt edilen tarihte kiralananın tahliye edilmediğini ileri sürerek, davalının kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı; davanın 1 aylık yasal sürede açılmadığını, tahliyenin sözleşme yenileme aşamasında baskı ile…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2007/13778 K: 2007/17232 T: 15.11.2007

Davada, davalı kiracıların vermiş olduğu tahliye taahhütnamesinde gösterilen tarihte mecuru boşaltmaması nedeniyle, tahliyenin taahhüt edildiği tarihten itibaren tahliye tarihine kadar haksız işgal tazminatının tahsili talep edilmiş, mahkemece davalıların haksız işgalci olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davalı Osman, kiracı olarak kullanmakta…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/9155 K: 2019/5492 T: 17.06.2019

Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının ... siteleri K-90/10 adresindeki dairede 27/06/2003 tarihinden itibaren kiracı olarak oturduğunu, 30.06.2014 tarihinde vermiş olduğu tahliye taahhütnamesi ile hiçbir ihtara gerek olmadan 13.11.2015 tarihinde kiralananı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, ancak kiralananın tahliye edilmediğini, bu nedenle…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/4069 K: 2017/11195 T: 06.07.2017

Özet: İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. Kiraya veren, daha önce veya en…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/1074 K: 2018/5424 T : 17.05.2018

TBK’nun 310. maddesi gereğince kiralananın mülkiyetinin kiralayan malik tarafından üçüncü kişiye devri ile birlikte, kiralayan ve kiracı arasındaki kira sözleşmesi tüm hak ve borçları ile birlikte yasa gereği kendiliğinden yeni malike geçer. Davacı, davalının halen kiracı olarak kullandığı dava konusu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/8927 K: 2018/1608 T: 26.02.2018

Davacı, dava konusu kiralananı 31.03.2015 tarihinde satın aldığını, önceki malik ile davalı arasında 01.06.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, 29.04.2015 tarihli ihtarname ile kendi işyeri ihtiyacı için kullanacağını ve aylık kira bedelinin 2.000.-TL olarak bildirdiği hesap numarasına ödenmesi hususunu ihtar…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/8534 K: 2018/509 T: 23.01.2018

Özet: İşyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/15089 K: 2018/3973 T: 12.04.2018

Özet: İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/7829 K: 2019/131 T: 15.01.2019

Özet: İhtiyaç nedenine dayalı tahliye davalarında, ihtiyaç sahibinin çocuğu dahi olsa başkasının yanında kalıyor olması ve yaşı dikkate alındığında çocuklarına uzak bir yerde oturuyor oluşu ihtiyacın samimi olmadığını kanıtlamaz. Dinlenilen davacı tanıklarının da; ihtiyaçlının bakıma muhtaç olduğu ve çocuklarına yakın…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/7751 K: 2019/493 T: 23.01.2019

Özet: Dava, davacının oğlunun konut ihtiyacının doğmasına dayanmakta olup, ihtiyaçlının kirada oturduğuna ilişkin akit dosya arasında bulunmaktadır. Konut nedenine dayalı tahliye davalarında kirada oturan ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığının başlıca kanıtıdır. Dinlenilen davacı tanıklarının da ihtiyaç iddiasını doğruladıkları anlaşılmaktadır. Bu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/2702 K: 2019/4829 T: 22.05.2019

Özet: Konut ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/1050 K: 2018/2136 07.03.2018 

Özet: Konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterlidir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/9171 K:  2018/2618 19.03.2018

Özet: Mahkemece açılacağı bildirilen büfe için herhangi bir işyeri ruhsat başvurusu yapılmamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, işyeri ruhsat başvurusu daha sonra da yapılabileceğinden, bu hususun başlı başına ihtiyacın samimi olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığı açıktır. Mahkemece yapılacak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2020/2064 K: 2020/3826 02.07.2020

Özet: Davacı kiracının dava konusu kiralanana taşınırken ve kiralanandan ayrılırken yaptığı taşınma /nakliye masraflarının süresinden önce fesih nedeniyle uğranılan zarar (menfi zarar) ya da faydalı ve zorunlu masraf kapsamında değerlendirilmesi ve talep edilmesi mümkün değildir. Buna yönelik istemin reddine karar…