Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/13749 K: 2014/1395 T: 4.2.2014

Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/14-1343 K: 2016/1036 T: 9.11.2016

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı veya davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/14-1761 K: 2018/407 T: 28.2.2018

Bilirkişi raporuna ekli krokiden de anlaşılacağı üzere taşınmaz üzerinde davalının satın aldığı paya özgülenmiş bir bölüm bulunmamaktadır. O halde, taşınmazda fiili taksimin varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle de davacının ön alım hakkını kullanması dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturmayacağı kabul…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/15281 K: 2017/6845 T: 26.9.2017

Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/18920 K: 2017/8814 T: 27.11.2017

Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/17524 K: 2016/3546 T: 23.3.2016

Önalım davasında davaya konu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/17145 K: 2017/8527 T: 16.11.2017

Satış tarihi ile karar tarihi arasında 18 yıl gibi uzunca bir sürenin geçmiş olması gözönüne alındığında bu durumun davacıyı amacı dışında zenginleştirmemesi davalıyı da fakirleştirmemesi gerekir; bir tarafın diğer taraf zararına azımsanamayacak derecede oransız bir çıkar sağlaması M.K'nun 2. maddesinde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/4874 K: 2018/1459 T: 27.2.2018

Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra, taşınmazın değerinde meydana gelen objektif ve enflasyon artışlarının, önalım bedeline dahil edilmesi yorumu, yasaya ve hukukun genel prensiplerine de ters düşmeyecektir, aksine bir uygulamanın hukukun amacı olan adaletin somutlaştırılmasını önleyeceği ve çıkarlar…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9101 K: 2018/1671 T: 5.3.2018

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/6458 K: 2019/5034

Mahkemece, 29.12.2015 tarihli ön inceleme celsesinde, taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda 1 No'lu ara kararı ile tahkikata geçilmesine karar verildiği halde taraf vekillerinin beyanları alınmaksızın 3 No'lu ara karar ile önalım bedelini depo etmek üzere davacı vekiline kesin süre verildiği, ne…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/13-173 K: 2011/291

Dava, menfi tespit istemlidir. Kural olarak, muvazaalı işlemin tarafları birbirine karşı kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunabilir, üçüncü kişilere karşı bu durumu ileri süremezler ise de, somut olayda olduğu gibi tapuda bedelin düşük gösterilmesi suretiyle yapılan muvazaa taraflar arasındaki muvazaa niteliğinde…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/6-123 K: 2011/301

Dava sırasında, davalı taşınmazı bir başkasına devrederse, davacı şu iki yoldan birini seçebilir: Davacı, ya davaya temellük edene (üçüncü kişiye) karşı devam edilmesini isteyebilir ya da davasını, müddeabihi temlik etmiş olan davalıya karşı tazminat davasına çevirebilir. Davalının, taşınmazı bir başkasına…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/17174 K: 2017/2116 T: 20.3.2017

Dinlenen tanık beyanlarına göre, davaya konu 1494 ada 13 no'lu parselde portakal ağaçlarının bulunduğu yerin davacı tarafından kullanıldığı, davalıya satılan ve sebze ekilmek suretiyle kullanılan kısmın ise tel örgü ile çevrili haldeyken davalıya satıldığı anlaşıldığından fiili taksimin varlığı kabul edilmelidir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/6-1754 K: 2015/1235

Bilindiği üzere şuf’a (önalım) hakkı müşterek mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcuttur. Yargılamanın devamı süresince davacının paydaşlığını koruması zorunludur. Davacı davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde payını yitirirse davacının paydaşlığından söz edilemeyeceğinden şuf’a hakkının kullanılması da mümkün olamaz. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/17495 K: 2017/2469 T: 28.3.2017

Paydaşın önalım davası açmadan önce herhangi bir sebeple mülkiyet hakkını yitirmesi ya da taşınmazın paylı mülkiyete konu olma durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da sona erer. Dosyamızda davacıya ait payın dava tarihinden önce 29.01.2015 tarihinde davalı tarafından satın alındığı,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/10776 K: 2013/12665 T: 2.10.2013

Davanın açılmasından sonra davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/3904 K: 2017/8639 T: 21.11.2017

Toplulaştırma sonucunda davaya konu taşınmazlarda bilirkişi raporuna göre pay ve paydaşlık durumu değişebileceğinden mahkemece davaya konu tüm parseller yönünden toplulaştırma sonucunda paydaşlık durumunun devam edip etmediği araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/176 K: 2017/9340 T: 12.12.2017

Asıl davaya konu ilk satışta davacı yanın muvazaa iddiası ile 100.000,00 TL lik değer üzerinden harç yatırıldığı ancak hükümde resmi satış bedel üzerinden davanın kabul edildiği anlaşıldığından davalı yan yararına ikisi arasındaki fark üzerinden vekalet ücreti ödenmesi ve yargılama giderinde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/226 K: 2017/9160 T: 6.12.2017

Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötü…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/15821 K: 2014/1753

Davalı savunmasında önalım hakkına konu payın önceki paydaş Zihni aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle bedelsiz olarak adına tescil edildiğini savunduğundan 27.03.1957 gün ve 1956/12 1957/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağı da bulunmamaktadır. Bu nedenle, mülkiyetin nakli satış yoluyla olduğundan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/3048 K: 2017/9712 T: 26.12.2017

Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu sebeple davacıya seçimlik hakkını…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/3167 K: 2016/5473 T: 4.5.2016

Önalım hakkı müşterek mülkiyette pay satın alana karşı kullanılır, dava da onun aleyhine açılır. Satış tapuya tescil ile vaki olacağından tapu ile payı kim iktisap etmiş ise ona karşı önalım hakkı kullanılacaktır. Davadan önce bir çok satış olmuşsa önalım davası…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/14472 K: 2014/3638

Taşınmazda davacı ve davalının ayrı ayrı kullanımında olan bağımsız bölümler bulunmakta olup, davalı tasarrufundaki bağımsız bölüm payını devraldığı önceki malikin kullandığı bağımsız bölümdür. Davalıya payını devreden satıcının kullanımında olan bağımsız bölümün davalı tarafından satış yoluyla edinilmiş olup, satıcı zamanında bu…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/14767 K: 2014/542

Önalım davasında davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını kanıtlamak için tanık deliline dayanmıştır. Bu nedenle mahkemece davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeli, ayrıca varsa davacının ve davalının diğer delilleri toplanarak öncelikle muvazaa iddiasına ilişkin uyuşmazlık çözülmelidir. Önalım bedelinin belirlenmesinden sonra…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14713 K: 2015/1438

Bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanması halinde belirlenen bedel ile tapu satış harcı ve masrafları, aksi halde TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10752 K: 2015/9288

Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satanlar arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır. Davacı vekili tarafından,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/9695 K: 2017/1504 T: 28.2.2017

Keşifle belirlenen bedel, bedelde muvazaa iddiasını tek başına kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, mahkemece davaya konu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/292 K: 2015/1544

Dava konusu taşınmazda 1/3 payı 14.01.2008 tarihinde tapuda 90.000,00TL satış bedeli göstererek satın alan davacının, aynı taşınmazda 1/3 payı 11.05.2011 tarihinde 27.000,00TL satış bedeli göstererek davalının satın alması durumunda davacının tapuda gösterilen 27.000,00TL satış bedeli üzerinden şufa hakkı kullanmak istemesinin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/356 K: 2016/491 T: 6.4.2016

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, önalım bedelinin belirlenmesinde tapudaki satış bedelinin mi yoksa temlik tarihi itibariyle hesaplanan (davalının ödediğini iddia ettiği) gerçek bedelin mi esas alınması gerektiği noktasında toplanmakta olup; Kurulda yapılan görüşmeler sonunda çoğunlukça, dosya içeriği ve toplanan…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2011/8560 K: 2011/13386

Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamını önalım bedeli olarak depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/6-315 K: 2015/1744 T: 24.6.2015

Müşterek mülkün hissedarı, hissesini karı ve kocaya evlada veyahut akrabaya temlik etmesi halinde şeklen satış akdi bulunsa bile Medeni Kanunun hakiki satışlarda kabul eylediği şufa hakkının cereyan etmeyeceğine dair kuralın,  uygulanabilmesi için, pay satışının davalının evlat edinilmesine karar verildiği tarihten…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/20143 K: 2011/2739

Davacı, şufa davasını 14.12.2007 tarihinde açmıştır. Şufa davası açılmakla aynı şartlarla taşınmazı satın almaya rıza göstermiş sayılmalıdır. Yani davacı 6.1.2007 ve 7.1.2007 tarihinde konan asfalt katılım payı şerhi konmuş taşınmazı bu haliyle almayı kabul etmiş sayılır. Bu durumda asfalt katılım…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/12840 K: 2016/590 T: 20.1.2016

3194 Sayılı İmar Kanununun 16. maddesiyle belediye ve mücavir alan hudutları içindeki taşınmazların ifrazının Belediye Encümenlerince, bu alanların dışında bulunan taşınmazların ifrazlarının ise İl İdare Kurullarınca onaylanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Aynı maddenin son fıkrasına göre belirlenen bu esasların paydaşlığın…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/16577 K: 2016/2891 T: 7.3.2016

Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/1481 K: 2016/4627 T: 18.4.2016

Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/9317 K: 2018/57 T: 15.1.2018

Aynen taksim isteyen hissedarlara süre verilerek Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde belirtilen eksikliklerin giderilmesi suretiyle paydaş ve bağımsız bölüm itibariyle herbir müşterek malike/paydaşa en az bir bağımsız bölüm verilerek kat mülkiyeti oluşturulması ve bağımsız bölüm ve daireler arasındaki değer farkının…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/1816 K: 2018/2164

Taşınmazın bulunduğu alanın 6360 sayılı yasa gereği Büyükşehir Belediyesi olduğu, bu yasanın ilgili maddesi ile köylerin mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıkları anlaşıldığından, dava konusu taşınmazda aynen taksimin mümkün olup olmadığının ilgili belediyeden sorularak, gelen cevabi yazı sonucuna göre…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/14-469 K: 2015/2492 T: 6.11.2015

6537 Sayılı Kanun'un 9. maddesiyle 3083 Sayılı Kanun'un 13. maddesinin son fıkrasının son cümlesinin yürürlükten kaldırıldığından toplulaştırma kapsamında olan davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Hal böyle olunca bu son yasa değişikliği nedeni ile mahkemenin davacıların…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/3686 K: 2007/6261 T: 15.5.2007

Dava, Kamulaştırma Kanunu'nun 18. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı karşılığının tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve boru hattı güzergahı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2011/2983 K: 2011/9938 T: 6.6.2011

Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi yöntem bakımından doğrudur. Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Münavebeye alınan silajlık mısır ve buğdayın üretim maliyetlerinin Tarım İlçe Müdürlüğünce gönderilen verilerde belirtilen; değişken masraflar…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2013/5765 K: 2013/16006 T: 12.6.2013

Kamulaştırma bedelinin artırılması için açılacak davalarda Avukatlık Kanununa göre özel hüküm niteliği taşıyan Kamulaştırma Kanunu'nun ilgili hükümleri öncelikle uygulanacaktır. Davalı, Avukatlık Kanunu'na göre nisbi ücret talep edemez. Kamulaştırma Kanunu gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında maktu vekalet ücretine hak…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2006/4461 K: 2008/3352 T: 10.3.2008

Avukatlık kanununa ve kamulaştırma kanununa göre kamulaştırma davalarında dava değerinin belli bir yüzdesinin ücret olarak kararlaştırılması B.K.nun 19. maddesi gereğince geçersizdir. Mahkemece hükmolunan değer üzerinden davacı avukatın hak ettiği ücretin belirlenmesi gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/6-38 K: 2011/225 T: 27.4.2011

Temlik işleminin tarafları arasında teyze-yeğen ilişkisi bulunması ve tarafların akraba olması karşısında Yerel Mahkemenin, "27.3.1957 tarih 1956/12 E: 1957/2 K: sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için temlik işleminin tarafları arasında akrabalık ilişkisi bulunmasının yeterli olduğu, doğrudan mirasçılık ilişkisinin aranması gerekmediğine"…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/4268 K: 2016/8478 T: 18.10.2016

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bir kimsenin payını akrabasına satması hali ile ilgilidir. Davaya konu olayda satış tarihi itibariyle davalı ile payını devreden  arasında akrabalık ilişkisi bulunmadığına göre davacıya tapu kaydında gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/6-324 K: 2015/2787

Pay devrinin inşaat yapım sözleşmesi nedeniyle yapılması halinde önalım hakkı kullanılamayacaktır. Bu durumda dava konusu temliki işlem arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yapılmış olduğundan ve gerçek bir satış niteliğinde bulunmadığından, davacının ön alım hakkını kullanması mümkün değildir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/5484 K: 2014/10703 T: 30.9.2014

Dava konusu taşınmaz tüm paydaşların katıldığı resmi şekilde düzenlenmiş bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilmediğinden ifa kabiliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla önalıma konu payın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği gerekçesiyle davalıya devredildiği yani gerçek bir satışın söz konusu olmadığından…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/1528 K: 2016/4782 T: 19.4.2016

Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yapılmış devirlerin gerçek satış olmadığı TMK'nın 2 ve 3. maddeleri uyarınca herkes haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu DAVA: Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/6-42 K: 2013/410 T: 27.3.2013

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. önalım hakkı sadece taşınmazda pay satın alan üçüncü kişilere karşı kullanılabilir, yani taşınmazda daha önceden paydaş olan kişiye karşı önalım hakkı kullanılamaz. Bağımsız bölümler fiilen de taksim edilip, yıllardır her…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2008/10311 K: 2008/12681 T: 17.11.2008

BK'nın 225/2. maddesi hükmü gereğince ihtiyari açık artırma yoluyla yapılan satışlarda satış, ihale memurunun ihaleyi açıklamasıyla gerçekleşir ise de, aynı Yasa'nın 231 ve TMK'nın 705. maddeleri gereğince, mülkiyet ancak tapuya tescille geçer. Bu şekilde yapılan satış nedeniyle kullanılacak onalım hakkına…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2008/10912 K: 2008/13199 T: 25.11.2008

Onalım hakkı sahibine, alıcı veya satıcı tarafından noter aracılığıyla yasanın emredici hükmü gereği bildirim yapılmamışsa, hak sahibinin satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başladığının kabulü olanaklı değildir. Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tapu iptali-tescil-önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2009/4262 K: 2009/8644 T: 20.10.2009

Davalı, onalım hakkına konu edilen paydan önce aynı taşınmazda pay satın almak suretiyle paydaş bulunmaktadır. Pay iktisap eden kimse üçüncü şahıs olmadığından, yasa gereği diğer paydaşların onalım haklarını kullanmaları mümkün değildir. Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan onalım davasına dair karar, davalı…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2009/7141 K: 2009/10701 T: 08.12.2009

Önalım hakkının kullanılması için belirlenen üç aylık hak düşürücü, sürenin işlemeye başlaması için satışın onalım sahibine alıcı veya satışı tarafından noter kanalıyla bildirilmiş olması gerekir. Onalım sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olması hak düşürücü sürenin işlemesine yol…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1994/3927 K: 1994/4201 T: 11.04.1994

Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. BK.nun 225. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ihtiyarı ve aleni müzayedelerde satış akti,…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2013/18061 K: 2014/4367 T: 20.2.2014

İmar planında park ve yolda kalan taşınmaza kısmen el atıldığından, proje bütünlüğü ilkesi gereği bu taşınmazın tamamının bedelinin tespit ile tahsiline hükmedilmesi gerektiği DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın görev yönünden…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2015/2534 K: 2015/15563

Dava konusu taşınmaz karışık meyve bahçesi niteliğinde kabul edilmesine rağmen, hakim olan meyve ağaçlarının cinsi bilirkişi raporunda belirtilmemiştir. Bu durumda; mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak davaya konu taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının cins ve adetlerinin ayrı ayrı belirtilmek suretiyle karışık…

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2012/2441 K: 2012/22006

Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin son fıkrası gereğince; bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez. Anılan yasal düzenlemelerde idare aleyhine takip yapılamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakta, sadece ödenecek tazminatın tahsili sebebi ile idarenin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2010/22209 K: 2011/7974 T: 5.5.2011

Dava, imar uygulaması sebebiyle bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 31. maddesinde yasak işlemler sayılmış olup, belirtilen temlik işlemi, mahkemenin kabulün de olduğu gibi bu yasaklara girmekte ise de; müeyyidesi dava açamamak…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2004/2574 K: 2004/2706 T: 13.4.2004

Önalım davalarında bedel, davalı ile satıcı paydaş arasında yapılan satım sebebiyle davalı tarafından ödenen satım bedeli ile tapu harç ve masrafı toplamından ibarettir. Satım tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmişse payın dava tarihindeki değeri belirlenerek o miktarın…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2001/5821 K: 2001/6127 T. 10.9.2001

Dava konusu pay 2.000.000.000.-TL bedelle davalı tarafından satın alınmış davacı da dava dilekçesinde satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek tutulduğunu, taşınmazın dönümünün aslında 150.000.000.-TL olduğunu iddia etmesine rağmen bu hususu kanıtlayamadığından ispat edilmeyen miktar üzerinden kendisini davada vekille temsil ettiren davalı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/65 K: 2017/8677 T: 21.11.2017

Mahkemece, tapuda gösterilen bedel üzerinden ve davalı vekilinin ön inceleme duruşmasından önce kabul beyanı dikkate alınarak önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Bu durumda, yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi ve dava açıldığında harcı yatırılan davaya esas değer üzerinden…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2010/1065 K: 2010/7382

Önalım davalarında dava sonunda verilecek karar mülkiyetin aktarılmasına ilişkin bir karar olduğundan İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği üzere davanın sonunda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Medeni Kanun'un 734/1. maddesi hükmü gereği önalım hakkı ancak dava açılarak kullanılabileceğinden taşınmazda pay satın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2268 K: 2015/1437

Paylı mülkiyete tabi taşınmazda payı devralarak paydaş olan kişinin davalının eşinin dedesi olduğu ve davalının yeni doğan erkek bebeği nedeniyle doğum hediyesi olarak temlik işleminin yapıldığı, bu nedenle satış şeklinde yapılan temlik işleminin muvazaalı bulunduğu, tarafların gerçek amacının hibe olduğu…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/3048 K: 2017/9712 T: 26.12.2017

Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacı dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Önalım hakkına dair payın satış yapan önceki paydaşa…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2018/1059 K: 2018/4843

Her iki davalının davaya konu taşınmazda hissedar haline gelebilmek ve taşınmazda hissedar olan davacıların şufa hakkının engellenmek amacıyla muvazalı olarak takas yaptıkları anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçe ile…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2018/111 K: 2018/825 T. 12.2.2018

Mirasbırakanı tanıyan davalı tanıklarının; mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı davalıya sattığı, satış işleminin huzurlarında yapıldığı, davalının ayrıca mirasbırakanın Bağ-Kur primlerini yatırdığı ve eskiden beri davalının mirasbırakan ile ilgilendiğine dair beyanları ile mirasbırakandan değişik miktarlarda ve vasıflarda 20 parça taşınmaz kaldığı, mal…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/9824 K: 2015/10454 T: 7.9.2015

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, muvazaa olgusu davacılarca kanıtlanmış değildir. Temlikin bakılma amacıyla yapıldığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği anlaşılmaktadır. DAVA: Taraflar…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/5044 K: 2014/7189

Miras bırakanın kendisine intikal eden çekişme konusu taşınmazlardaki 1/4 payını vasiyetname yolu ile davalılara bıraktığı kayden sabittir. Bu işlem yönünden yukarıda açıklanan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri yoktur. Hal böyle olunca; murisin davalılara vasiyetname ile bıraktığı…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/6621 K: 2014/8665 T: 28.4.2014

Somut olaya bakıldığında, mirasbırakanın boşanmadan önce davaya konu taşınmazı davalıya devrettiği, davalının boşanma davasında nafaka ve tazminat talebinde bulunmadığı, bu devrin gerçekte davalının mağdur olmaması için yapıldığı DAVA: Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın,…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/4241 K: 2015/3267

Muris muvazaası davalarında ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark,…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/3953 K: 2015/3138 T: 3.3.2015

Yapılan araştırma ve uygulama sonucu çekişme konusu taşınmazların resmi akitte gösterilen değeri ile o tarihteki gerçek değerleri arasında açık nispetsizlik bulunduğu, murisin ekonomik sıkıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, aynı zamanda Bağ-Kurdan emekli olup sosyal güvencesinin de bulunduğu, dava konusu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2011/4674 K: 2012/1582

Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırmayı yapan idareye geçeceği ve idare adına tapuya tescil edileceği yasal zorunluluktur. Koşulları oluştuğu takdirde kamulaştırma kapsamında kalan taşınmaz bölümleri hakkında mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerekir. Kuşkusuz hak sahiplerinin kamulaştırma bedeli için genel mahkemede dava…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2010/20060 K: 2011/5976 T: 5.4.2011

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasıdır. Taşınmaza ilişkin geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın bedel arttırım davası olarak kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı tarafından da dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirilmiş ve…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2015/9961 K: 2015/11994 T: 7.9.2015

İrtifak hakkından dolayı taşınmazda meydana gelmesi kaçınılmaz değer kaybında değer düşüklüğünün oranı, taşınmazın cinsi, niteliği, kullanım şekli, eski irtifak hakkının niteliği, taşınmazda kapladığı alan ve yeri, istikameti dikkate alınarak belirlenmesi gerekir DAVA: Dava dilekçesinde, Dörtyol İlçesi Karakese Köyü, 939 parsel…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2016/23867 K: 2017/13131

İrtifak hakkı sebebiyle değer düşüklüğü oranının taşınmazın tüm değerinin binde beşini geçemeyeceği, münavebeye esas alınan ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2015 yılı Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü resmi verileri getirtilerek bilirkişi raporu denetlenip, sonuca göre karar verilmesi gerektiği. DAVA: Taraflar arasındaki…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/1739 K: 2014/3881

Dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2009/11210 K: 2010/5896 T: 13.04.2010

Mahkemelerin masrafların artmasına ve işlerin gecikmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınmaları gerekir. Mahkeme aşamasında yapılacak ilanen tebligatı, uzlaşma aşamasında yapmanın zaman, emek ve para kaybından başka bir işe yaramayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Hal böyle olunca idarenin adresi bulunamayanlar yönünden…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/6448 K: 2016/10863 T: 26.12.2016

Önalım hakkı pay satışından 11 yıl sonra kullanılmıştır. Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlarla enflasyon olgusunun önalım bedelinin belirlenmesine etkisi de kabul edilmelidir. Bu hakkın şu veya bu sebeple geç kullanılmasından (somut olayda satışından 11 yıl…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12388 K: 2017/9296 T: 12.12.2017

Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, önalım davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması gerekir. Özellikle, satış tarihinden uzunca bir süre geçtikten sonra açılan önalım davalarında, davacı paydaşın ekonomik…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/6-32 K: 2009/69

TMK. 734.maddesi uyarınca da dava değerinin tapuda gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderleri olduğu kabul edilmiştir. Böylece davaların kısa sürede açılıp, sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle de tapuda gösterilen satış bedelinin esas alınması gerekmektedir. Ayrıca tapuda işlem yapan davalının…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/6-31 K: 2009/68

Şufa davalarında dava değeri tapuda gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderleridir. Mahkemece yapılan keşif sonucu belirlenen değere dayanarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.     Dava: Taraflar arasındaki "önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/9716 K: 2017/388

Önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup satış, mülkiyetin tapu kütüğünde tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Bu nedenlerle, tescile ilişkin bildirim yapılmayan davacı, payın davalı adına tescilinden sonra iki yıl içinde dava açtığından hak düşürücü süre…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12388 K: 2017/9296

Özellikle TMK 705 maddesi gereğince mülkiyet tescille geçmiş olup tapuda 28.03.2012 tarihinde 2046 yevmiye no'lu işlemle mahkeme hükmü infaz edilmekle önalım süresi başlayacağından dava süresinde açılmıştır. Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12592 K: 2017/5914

TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2009/11467 K: 2009/13357

Tenkis davalarında zamanaşımını düzenleyen Kanuni Medeninin 513.maddesinde iki ayrı ilkeye yer verilmiştir. Birincisi, öğrenme gününü esas alan bir yıllık süre, diğeri ise; vasiyetnameler için açıldıkları günden, tenkise tabi diğer bütün tasarruflar için de miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren beş yıllık…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/10113 K. 2015/10825

Türk Medeni Kanunu'nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” hükmünü amirdir. Bu süre hak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/18968 K: 2014/3622

Tasarruf nisabı, terekenin vefat günündeki haline göre hesaplanır. Mahkemece yapılacak iş; terekenin ölüm günündeki değeri ve 11.11.1994 tarih ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak belirlenecek saklı pay ve sabit tenkis oranını, tercih tarihindeki değerle çarpmak ve hasıl olacak…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/12039 K: 2015/15097

Türk Medeni Kanunu'nun 565/3. maddesi gereğince mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yapılan bağışlamalar koşulsuz tenkise tabi olup ölümünden önceki bir yıldan sonra yapılanlarda ise saklı payı ihlal kastının araştırılacağı tartışmasızdır. Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/1267 K:2017/1685

Dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu konusunda beyanda bulunmamalarına ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması için sözleşme anında temlikte bulunanın bakıma muhtaç olmasının şart olmamasına ve ekonomik durumunun bozuk olmasına göre mirasbırakanların saklı pay…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/5017 K: 2013/11134

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/8617 K: 2014/15148

Somut olayda belirlenen olgular yukarıda değinilen ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, davacının mirasbırakanın ilk eşinden olma oğlu, davalının ise ikinci eşten olma kızı olduğu, murisin mal satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücünün bulunmadığı, taşınmazın akitte gösterilen değeri ile…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/11286 K: 2015/13165

Türk Medeni Kanununun 571.maddesinde düzenlenen sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olup, bu sürenin re'sen gözetilmesi gerekir. DAVA: Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ...'in 07.08.1991 tarih ve 1800 yevmiye numaralı işlem ile Dokuz höyük Köyü 1438, 235, 715, 148,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3186 K: 2020/4622 T: 7.9.2020

Taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan kaynaklanan daraltımlarından biri olan önalım hakkıyla ilgili yorumların ve değerlendirmelerin, mülkiyet hakkının özüne zarar verecek şekilde önalım hakkı sahibi lehine genişletilmesi doğru değildir. Bu nedenle, dava açılmadan önce gerçekleşen satış ve düzeltme işlemlerinin, bir bütün halinde…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/1635 K: 2015/3655

Muris yaşadığı yerin zenginlerinden olup, satış ihtiyacının bulunmadığı, satış bedelleri ile gerçek bedeller arasında fahiş fark olduğu, davalıların savunması ve tanık beyanları ile taşınmazların temliklerinin bedelsiz olduğu, murisin tüm mirasçıları arasında hak dengesini gözetir, kabul edilebilir bir paylaştırma yapma iradesi…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/8387 K: 2015/8613

Mirasbırakanın sağlar arası tasarruflarından ölümünden önceki bir sene içinde yaptığı bağışlamalar kast aramaksızın mutlak tenkise tabidir. Bir yıldan daha önceki bağışlamalar ise, saklı pay kuralarını etkisiz kılmak kastıyla yapılmış oldukları takdirde tenkis edilebilir. Davacılar, temlikin saklı payı zedeleme kastı ile…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2001/5021 K: 2001/6543

Miras bırakan tarafından ölümü halinde ödenmek üzere kendi adına veya başkası lehine akdedilen veya kendi namına akdedilip de sağlığında ya da ölüme bağlı bir tasarruf ile başkasına devir olunan veya ölenin sağlığında karşılıksız olarak başkasına temlik edilen sigortalar, satın alma…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/10272 K: 2015/13864

Türk Medeni Kanunu'nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/18257 K: 2016/374

Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/10332 K: 2013/12170

Yasanın 571/1 maddesinde ''Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.'' hükmü yer almakta olup, yasa maddesindeki süreler hak…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/4865 K: 2015/5531

Türk Medeni Kanununun 571. maddesi uyarınca tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde, açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bu süre, hak düşürücü nitelikte…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/1687 K: 2015/6049

Mirastan çıkarma sebebi gösterilmemişse veya davalılarca ispatlanamamışsa, çıkarılan mirasçı saklı payının tenkisini isteyebilir. Bu durumda dahi, çıkarılan mirasçı saklı payı aşan miktarı isteyemez ve çıkarma işlemi saklı pay dışında yerine getirilir. Çıkarma sebebi hakkında açık yanılma yapılmışsa, çıkarma tamamen iptal…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10115 K: 2018/886 T: 8.2.2018

Geçit hakkında bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10030 K: 2018/1829 T: 12.3.2018

Mahkemece yapılması gereken; mahallinde yerel bilirkişiler, tanıklar ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp, öncelikle su ve elektrik hattı yönünden mecra irtifakının tesis edilip edilemeyeceğinin saptanması, davacının taşınmazlarının su ihtiyacının varlığı ve bu ihtiyacın kendi imkanları ile başka yoldan (…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/11426 K: 2019/3864

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2015/6161 K. 2017/6886 T. 27.9.2017

Mecra irtifakı kurulması istemine dair davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması sebebiyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10030 K: 2018/1829 T: 12.3.2018

Mahkemece yapılması gereken; mahallinde yerel bilirkişiler, tanıklar ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp, öncelikle su ve elektrik hattı yönünden mecra irtifakının tesis edilip edilemeyeceğinin saptanması, davacının taşınmazlarının su ihtiyacının varlığı ve bu ihtiyacın kendi imkanları ile başka yoldan (…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2015/11665 K. 2018/3077 T. 16.4.2018

Davacının su ihtiyacını başka yoldan karşılama imkanının olup olmadığı, davacının iddia ettiği gibi daha önce davaya konu su arkından yararlanıyorsa hangi sebeple mevcut durumda yararlanamadığı mahallinde yapılacak keşifle saptanmalı, davacının su ihtiyacının tespiti halinde bedeli karşılığında mecra irtifakı kurulmalıdır. Davacı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/8230 K: 2012/9168 T: 3.7.2012

Geçit hakkı, bir kamu hizmetine tahsis edilmeyen kamuya ait tapulu taşınmazlar üzerinden kurulabilir. Geçit hakkı kurulan yer kamu malı niteliğinde ise kamu yararı ile kişi yararının çatışması durumunda kamu yararına üstünlük tanınması gerekeceğinden bu nitelikteki bir yer üzerinden geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/3731 K: 2014/7440

Parselin "çalılık" niteliğiyle Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle özel mülkiyete konu edilemeyeceği, dolayısıyla bu tür yerlerden geçit kurulamayacağı Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/9351 K: 2019/2601

Benimsenen geçit güzergahının, davalı Hazineye ait 128 ada 6 parsel sayılı taşınmazı orta kısmından iki parçaya bölerek, bu parselin kullanma ve ekonomik bütünlüğünü bozduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda tespit edilen diğer güzergahlar göz önünde bulundurularak, taşınmaz sınırlarından geçecek şekilde en uygun…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/4968 K: 2013/7305

Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/115 K: 2015/2332

Binanın mevcut ana girişinin doğu cephesine alınması halinde taşınmazın kuzey cephesinde bulunan yola çıkma olanağı bulunduğu gibi taşınmazın güneyden de yola cephesi bulunduğundan davacıya ait 4 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacı içerisinde olduğunun kabulü mümkün değildir. Taraflar arasındaki “geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/24 K: 2015/2306

Geçit hakkı davasında, tapu kaydı ile mirasçılık belgesi arasında çelişki bulunduğundan bu çelişki giderilerek gerçek tapu malikinin davada yer almasının sağlanması gerekir. Bu durumda, tapuda kimlik bilgilerinin idari ya da dava yolu ile düzeltilmesi için davacı vekiline yetki ve süre…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/12417 K: 2015/3988

Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi uyarınca davacının lehine geçit kurulmasını istediği her bir parsel yönünden bağımsız dava varmış gibi genel yola ulaşılıncaya kadar güzergah üzerindeki tüm parseller üzerinden geçit kurulması gerekir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.12.2007 gününde verilen dilekçe…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/13566 K: 2015/6842

Davaya konu olayda bir parseli ikiye bölecek şekilde geçit kurulduğu görülmektedir. Bu şekilde aleyhine geçit kurulan bu parsellerin ekonomik kullanım bütünlüğünü bozacağından mahkemece öncelikle aleyhine geçit kurulacak parseller bölünmeksizin başka seçeneklerden mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/7684 K: 2015/7201

Geçit hakkı davasında parsel malikleri davaya dahil edildikten sonra uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde keşif yapılarak bilirkişi rapor ve krokisinde 2. alternatif olarak belirlenen daha kısa ve maliyeti daha az olan güzergahtan geçit hakkı kurulması hususu değerlendirilip geçit tesis edilecek yerdeki…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/11449 K: 2015/2307

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/6987 K: 2015/7375

Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10151 K: 2015/10212

Mahkemece, bilirkişi raporlarına göre geçit kurulacak en uygun seçenek belirlenerek lehine geçit kurulmak istenen taşınmazın malikine, bu yerden geçit kurulmasının uygun olduğu bildirilerek taraf teşkilinin sağlanması için süre verilmesi halinde, davacının en uygun güzergah yerine başka yerden geçit kurulmasını isteyerek…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/10635 K: 2017/1830 T: 9.3.2017

Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.  Uygun güzergah saptanırken önemle…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/6448 K: 2019/1030

Geçit hakkının, taşınmaz leh ve aleyhine tesis edilip kesintisizlik ilkesi gereği genel yola bağlantısının sağlanması gereklidir. O halde, mahkemece; dava konusu taşınmaza ilişkin ve etrafındaki yolları gösterir geniş pafta dosya arasına alınmalı, yeniden yapılacak keşif ile tüm güzergahlar kesintisizlik ilkesine…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20008 K: 2018/8967

Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 günlü ve 1996/2-6 Esas 1996/154 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, vasiyetnamenin iptali davasında ayna taalluk eden bir ihtilaf mevcut değildir. Bu nedenle de belirlenmesi gereken yön, dayanılan kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1738 K: 2016/722 T: 26.1.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 tarih ve 1996/2-6 E.- 1996/154 K. sayılı kararında, vasiyetnamenin iptaline yönelik davaların maktu harca tabi olduğu kabul edildiği Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/4628 K: 2020/137 T: 07.01.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.06.1947 tarihli 1947/5 Esas, 1947/18 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince önalım hakkını kullanan paydaşlar pay oranları ne olursa olsun önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.07.2015 gününde verilen dilekçe…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/6-221 K: 2009/265 T: 17.06.2009

4721 sayılı Kanun’un 734. maddesine göre önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür. Maddede, önalım hakkı sahibinin satış bedeli ile…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/4230 K: 2024/1492 T: 12.3.2024

Taşınmaz yönünden ön alıma konu satış işlemleri nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu parselde davalı adına kayıtlı birden fazla hisse bulunduğundan infazda tereddüt oluşmaması için iptal edilen ve davacılar adına tesciline karar verilen hissenin miktarının, pay ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/4778 K: 2024/397 T: 23.1.2024

Mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alınarak resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamının ön inceleme tarihinden bilirkişi incelemesi yapılan tarihe kadar nemalandırılması halinde ulaşacağı değer belirlenmeli, belirlenen bu miktardan depo edilen (nemalı veya nemasız) miktar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/5435 K: 2024/491 T: 25.1.2024

İlk Derece Mahkemesince davacının diğer hissedar malik davalıya ön alım hakkını kullanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı yararına tarifenin üçüncü kısmına göre harçlandırılan tutar üzerinden nispi vekâlet ücretine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/77 K: 2024/748 T: 12.2.2024

Ön alım bedelinin, ön inceleme duruşması adı altında duruşma açılmadığından, ilk duruşma günü olan 12/07/2016 tarihinden itibaren depo edildiği 28/12/2020 tarihine kadar geçen sürede vadeli bir mevduat hesabına yatırılması halinde getireceği nemanın bilirkişiye hesaplattırılarak, tespit edilecek bedel depo edildikten sonra…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/202 K: 2024/876 T: 15.2.2024

Ön alım davasının açıldığı tarih ile ön alım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği; bu süre gözönüne alındığında, ön alım bedelini zamanında depo etmeyerek kullanması nedeniyle davacının amacı dışında zenginleştirildiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/270 K: 2024/1190 T: 28.2.2024

Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/421 K: 2024/1598 T: 18.3.2024

Kural olarak ön alım bedelin dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece makul süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesiyle birlikte vadeli bir hesapta değerlendirilmesi gereklidir. Bu kapsamda mahkemeler, dava açıldıktan sonraki makul bir süre içinde ön alım bedelinin, vadeli bir mevduat…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/526 K: 2024/1214 T: 29.2.2024

Mahkemeler, dava açıldıktan sonraki makul bir süre içinde ön alım bedelinin, vadeli bir mevduat hesabına yatırılmasını sağlayarak yargı sürecinin taraflar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirgeyerek mülkiyet hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüğü gerçekleştirmiş olacaklardır. Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/546 K: 2024/1209 T: 29.2.2024

Pay temliki ile paydaş hâle gelen davalı şirkete yapılan diğer dava konusu pay devirleri de paydaşın paydaşa yaptığı satışlar olduğundan bunlar yönünden de ön alım hakkının kullanılamayacağı kanunun emredici hükmünün gereğidir Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/903 K: 2024/1746 T: 25.3.2024

İmar uygulaması sonrası dava konusu edilen kısımda davacıların paydaşlık durumunun oluştuğu, keşif sırasında alınan tanık beyanlarına göre imar uygulaması öncesinde zeminde bulunan fabrika binasının olduğu alanın satıcı paydaş tarafından kullanıldığı, boş arsa olarak davalıya satışının gerçekleştirildiği, bilirkişi raporunda yapılan açıklama…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3493 K: 2024/86 T: 9.1.2024

Davacının satış öncesi pazarlık işlemlerinde dava konusu taşınmazda davaya konu payın davalıya satışına onay verdiği, başka bir ifadeyle satıcının hissesi üzerinde hak iddia etmediği, olayların oluş şekli nazara alındığında davacının ön alım hakkının kullanmasında paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3469 K: 2024/2686 T: 16.5.2024

Taşınmaz satış bedelleri ile davalı tarafından ödenen tapu masrafları toplamının davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, davacının bedelde muvazaa iddiasına dayandığı ancak iddiasını ispata elverişli delilin dosyaya ibraz olunmadığı, çek basım tarihinden önceki bir tarihte çekin keşide edildiğine yönelik davacı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/2964 K: 2023/4446 T: 4.10.2023

İhtiyari müzayede ile satışa çıkarılan bir gayrimenkulün şayi hissesini satın almak için o gayrimenkulün şayi hissedarının müzayedeye iştirak ederek pey sürmesi ve bilahare müzayededen çekilmesi şufa hakkından feragati tazammun etmeyip bu hissedarın şayi hisseyi müzayede neticesinde yapılan ihale ile satın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1566 K: 2024/1225 T: 29.2.2024

Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1563 K: 2023/3547 T: 22.6.2023

Resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamı olan 308.623,45 TL bedelin ön inceleme duruşmasının yapıldığı tarihten itibaren bedelin depo edilmesine karar verilen tarihlere kadar geçen süre içinde vadeli bir mevduat hesabına yatırılması halinde getireceği nemanın bilirkişiye hesaplattırılarak tespit…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1562 K: 2024/1204 T: 29.2.2024

Her ne kadar bir kısım davacı tanıkları taşınmazın taksim edilmediği ve taşınmazın farklı dönemlerde farklı paydaşlarca kiraya verildiği, kira paralarının paylaşıldığı yönünde beyanlarda bulunmuş ise de; dinlenen davalı tanıklarının beyanları, mahkeme hakiminin gözlemi, bilirkişi raporu ve ekli krokisi ile geçmiş…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1133 K: 2023/2200 T: 13.4.2023

Davacı, taşınmazdaki diğer payı 16.06.2016 tarih ve 10591 yevmiye sayılı işlemle satın alarak tam malik olmuştur. Ancak, önalım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanması mümkün değildir. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1073 K: 2024/877 T: 15.2.2024

Davalı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olduğundan önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden daha yüksek olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunamayacağı Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/774 K: 2024/812 T: 14.2.2024

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2022 tarih ve 2019/14-798 E., 2022/730 K: sayılı kararında da belirtildiği üzere ön alım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiğini, bu nedenle tam malik olmayan davacının ön alım hakkını kullanmasının mümkün…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/695 K: 2023/1662 T: 21.3.2023

Taşınmazların fiilen taksim edilip edilmediklerinin açıklığa kavuşturulması bakımından gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılıp mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları alınarak, davacı ve davalı tarafın fiili taksim savunmasına yönelik beyanları, dosyada bulunan ecrimisil ihbarnameleri, dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları, bilirkişi raporları…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/659 K: 2023/1981 T: 5.4.2023

Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/535 K: 2024/841 T: 14.2.2024

Davacının sınırdaş parsellerde bulunan taşınmazlarda 3/44 hisse pay sahibi olup taşınmazlarda tam malik değil, sadece paydaş olduğu, ön alım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği, tam malik olmayan davacının ön alım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/356 K: 2023/1036 T: 22.2.2023

Mahkemece davalılar ile davalılara pay devredenler arasındaki pay bedellerine ilişkin görgüye dayalı bir anlatımda bulunmayan ve bilirkişi raporu ile de çelişen tanık beyanları esas alınmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir. Zira, soyut tanık beyanları davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/333 K: 2024/471 T: 24.1.2024

Somut olayda, davacı vekili tarafından 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışlara ilişkin ön alım hakkının kullanıldığı, davalının ise bu tarihlerden önce pay satın alarak taşınmazda paydaş olduğu, yasal düzenleme uyarınca paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanamayacağı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ön alım…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/308 K: 2023/1760 T: 27.3.2023

Dava konusu taşınmazın riskli yapı olarak belirlenmesi nedeniyle her iki tarafın tasarrufu dışında ihale işlemi yapıldığı, ihalede davalıların hissesinin davacı tarafça alındığı, davanın konusuz kalma sebebine göre her iki tarafa da sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esasa ilişkin karar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/273 K: 2023/824 T: 14.2.2023

Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Çünkü, Türk Medeni Kanunu'nun 732 inci maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının kullanılabileceği kabul…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/264 K: 2023/1600 T: 20.3.2023

Mahkemece yapılan tahkikat ve keşifte dava konusu taşınmazın fiili olarak iki parça halinde kullanıldığı davacıların davalıya pay devirlerinden önce taşınmazda fiilen kullandıkları yerin bulunduğu, diğer bölümlerin ise davalıya pay satanlar tarafından kullanıldığı ve davacıların murisinin bu fili kullanıma itirazlarının bulunmayışı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/129 K: 2024/455 T: 24.1.2024

Pay satışının gerçekte kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin karşılığı olduğu, davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve eklerini imzalamak suretiyle hem bu fiili paylaşımı öğrendiği, hem de bu paylaşıma itiraz etmemesi nedeniyle önalım hakkını kullanmak istemesinin iyi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/98 K: 2024/592 T: 5.2.2024

Davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı ancak ön alım talebinin yerinde olduğu, ön alım davalarında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığında iddia ettiği bedel ile tapudaki satış bedeli arasındaki fark üzerinden davalı lehine, kalan kısım üzerinden ise davacı lehine vekâlet ücreti ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/85 K: 2024/514 T: 25.1.2024

Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de; davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmî satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/68 K: 2023/358 T: 19.1.2023

Kural olarak önalım hakkının kullanılmasıyla taşınmaz, üzerindeki tüm yükümlülüklerle davacıya geçer. İpotek lehtarının davalı ile el ve işbirliği içinde olması hâlinde ise muvazaalı işleme değer verilmesi gerekeceğinden devrin yükümlülüklerden ari yapılması gerekir. Taraflar arasındaki önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5476 K: 2022/7689 T: 13.12.2022

Her ne kadar mahkemece, dava konusu taşınmazda yapılan toplulaştırma işlemi neticesinde oluşan taşınmazların bir kısmında davacının bir kısmında ise davalının payı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde ise de, davanın açıldığı tarihte davacının önalım hakkı bulunduğundan davacı aleyhine yargılama giderleri…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5472 K: 2023/150 T: 12.1.2023

Mahkemece yapılan keşif, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davacı tarafın dava konusu taşınmazda fiilen kullandığı bir yerin olduğu anlaşılsa dahi davalının veya davalıya pay satanların fiilen kullandığı bir yer tespit edilememiş olup bu durumda fiili taksimin varlığından söz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4491 K: 2023/5756 T: 28.11.2023

Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlar ve enflasyon olgusu nedeniyle kurda meydana gelen değişikliklerin ön alım bedelinin belirlenmesine etkisi olduğu kabul edilmelidir. Resmi satış sözleşmesindeki ön alım bedeline davacı tarafından muvazaa nedeniyle itiraz edilmesi, bu nedenle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2574 K: 2023/3435 T: 15.6.2023

Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmedeki gibi bir satım ilişkisinin kurulmuş olacağı, bu nedenle taşınmazda sonradan meydana gelen değer artışlarının dikkate alınamayacağı, davacının yapmış olduğu zorunlu masrafların…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2572 K: 2023/3443 T: 15.6.2023

Önalım hakkı ise gerçek bir satış akdinin bulunması halinde söz konusu olup, satış sözleşmesi malın para ile değiştirilmesini gerektirir. Malın mal ile değiştirilmesi halinde ise trampa söz konusu olup önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2411 K: 2023/3417 T: 15.6.2023

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2398 K: 2023/3401 T: 15.6.2023

Ön alım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Taraflar arasındaki ön…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/4002 K: 2020/80 T: 14.01.2020

Vasiyetin iptali davasında bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Vasiyetnamenin, açılmasına…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2258 K: 2023/3027 T: 1.6.2023

TMK'nın 734 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre önalım hakkını kullanmak isteyen davacının satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini ödemesi gerektiği yönünde düzenleme olup satış bedelinin hüküm tarihine uyarlanması veya taşınmaz değerinin güncellenmesi gibi bir yasal düzenleme bulunmadığı Taraflar arasındaki…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2379 K: 2022/7860 T: 20.12.2022

Uygulama Talimatının (b) maddesindeki ifadeye göre; en az bir noktada birbirleriyle ortak sınırı bulunan tarım arazileri sınırdaş olarak kabul edildiğine göre davalıya ait taşınmazın dava konusu taşınmazla köşe noktasından sınırı bulunduğu tespitine rağmen mahkemece, davalıya ait taşınmazla dava konusu taşınmazın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2144 K: 2023/3058 T: 1.6.2023

Ön alım davaları konusu parayla ölçülebilen davalar olup dava değeri akitteki satış değeri ve masraflar toplamıdır. Bu durumda anılan değer üzerinden nispi ücret alınması gerekirken maktu ücret alınması yerinde değildir Taraflar arasındaki ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/1934 K: 2022/3358 T: 11.5.2022

Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler. Davacı vekili…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8763 K: 2023/925 T: 16.2.2023

Bir kimse 3 üncü kişilere karşı kendi muvazaasına dayanamaz" kuralı gereğince tapu harcını düşük ödemek için tapudaki satış bedelinin düşük gösterildiği yönündeki davalı iddiası dinlenemeyeceği. Taraflar arasındaki önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/124 K: 2023/481 T: 17.5.2023

Fiili taksim nedeniyle davacıların TMK'nin 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarının kabul edilebilmesi için kendi kullandıkları bir yerin olması, fiili taksimin kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. 1. Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/201 K: 2023/1610 T: 20.3.2023

Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Resmi senetteki satış bedeli…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8745 K: 2023/1125 T: 27.2.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8670 K: 2023/3286 T: 12.6.2023

Dava konusu taşınmazların toplulaştırma işlemi gördüğü, toplulaştırma işlemi nedeniyle tapu kayıtlarının ve hisse durumlarının değiştiği anlaşıldığından, güncel tapu kayıtları ve tarafların yeni pay durumları gözetilerek inceleme yapılıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/859 K: 1995/77

Hakikati yansıtmayan sicildeki düşük satış bedelinin kabul edilmesi, şufa hakkının kullanıldığı tarih ile satış günü arasındaki geçen sürede taşınmazın değerinde, enflasyon ve diğer objektif nedenlerle meydana gelen artışların gözetilmemesi, hukukun amacı olan adaletin somutlaşmasını önlediği ve çıkarlar dengesini bozduğu tartışılmayacak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8562 K: 2023/1225 T: 2.3.2023

Dava konusu payın satışına yönelik hukuki işlemin tarafı olan davalı; kendi muvazaasına dayanarak lehine hukuki sonuç doğmasını isteyemeyeceğinden ve davacı bu hukuki işlemde üçüncü kişi durumunda olduğundan davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz. Diğer taraftan ön alım hakkını kullanan paydaşa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8492 K: 2023/1264 T: 2.3.2023

Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8337 K: 2023/521 T: 26.1.2023

Önalım hakkına konu taşınmazların toplulaştırma işlemi sonucu kayıtları kapatılarak başka taşınmazlara revizyon gördükleri, yeni oluşan taşınmazlarda davacılar ile dava dışı hissedarlar ve davalının müşterek paydaşlık durumlarının kalmadığı, taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisinin sona erdiği, bu itibarla; taraflar arasındaki paylı mülkiyet…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8328 K: 2023/772 T: 9.2.2023

Fiili taksimin mevcut olduğu hâllerde önalım hakkı kullanılmasının hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8084 K: 2023/289 T: 18.1.2023

Payları devreden şirketin ortaklarının davalılar ile yakın akrabalık bağı olduğu, tanık beyanları ile de davalıların taşınmazların devrine ilişkin herhangi bir bedel ödemediği yönündeki beyanları ve dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile satışta gösterilen değerleri arasındaki fahiş fark da değerlendirildiğinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8048 K: 2023/749 T: 9.2.2023

Önalım hakkında davalının payın devrine ilişkin resmi senetle yapılan düşük bedelli satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunmasının dinlenemeyeceği Taraflar arasındaki önalım hakkı davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8043 K: 2023/136 T: 12.1.2023

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7951 K: 2023/123 T: 11.1.2023

Önalım hakkı davasında dinlenen tanıkların doğrudan dava konusu satış işlemiyle ilgili bilgi ve görgüsü bulunmadığı, keşfen belirlenen değerin tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmaması nedeniyle muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı. Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7855 K: 2023/267 T: 18.1.2023

Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK'nın 732 nci maddesiyle bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/17153 K: 2018/390

Vasiyetnamenin iptali davası açılabilmesi için, vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesinin beklenmesinin gerekli olmadığının açık olmasına göre direnme kararının yerinde ve doğru olduğu anlaşıldığından             Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davası sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1032 K: 2015/2978

Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.   Dava: Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2015/5160 K: 2016/5208 T: 9.5.2016

Tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararı bulunmayıp, yabancı ülkede düzenlenen vasiyetnamenin tanınmasının talep edildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. DAVA: Vasiyetnamenin tanınması ve mirasçılık belgesi istemine dair davada Fethiye 1. Asliye Hukuk ve Fethiye 1. Sulh Hukuk…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2016/14128 K: 2017/570 T: 30.1.2017

Tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararı bulunmayıp, yabancı ülkede düzenlenen vasiyetnamenin tanınmasının talep edildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. DAVA: Vasiyetnamenin tanınması ve mirasçılık belgesi istemine dair davada ... 1. Asliye Hukuk ve ... 2. Sulh Hukuk…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/9241 K: 2015/18734 T: 24.11.2015

Tenfiz için aranan şartlardan biri, Türk kamu düzeninin müdahalesi ile ilgilidir. 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesine göre, yabancı bir mahkeme ilamının tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme ilamının Türk Kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir "hüküm" taşımaması şarttır. Burada yabancı mahkeme ilamının…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/2-874 K: 2002/893 T: 6.11.2002

Vasiyetten dönmenin gerçekleşmesi için sağlararası kazandırmanın geçerli bir satışa dayanması gerekir. Somut olayda vasiyete konu taşınmaz mal başkalarına değil vasiyetnamede gösterilen kişilere ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca temlik edilmiştir. Muris muvazaasına dayalı olarak tapu iptali ve tenkis davasının yapılan yargılaması…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/1807 K: 2004/2635 T: 3.3.2004

Murisin, resmi vasiyetnameyle gelinine bağışladığı taşınmazının 2/6'şardan toplam 4/6 hissesini ve bu hisselere ayrılan (2) ve (3) nolu meskenlerini, sağlığında, oğulları Ahmet ve Mehmet'e vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde sağlararası tasarrufla temlik etmesi, bu hisseler ve (2) ve (3) nolu meskenler…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/1789 K: 2004/3035 T: 10.3.2004

Muris 9.12.1997 tarihli vasiyetname ile tüm gayrimenkullerini davacı derneğe vasiyet etmiş, 14.12.1998 tarihinde ise 44 parselde bulunan 3 nolu meskenini eşi Ayşe'ye satmıştır. Bir kısım kanuni mirasçılar tarafından bu taşınmaz hakkında muris muvazaasına dayalı olarak; murise külli halef sıfatıyla olmaksızın,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16455 K: 2011/871 T: 25.1.2011

Vasiyetin tenfizi talebi amacıyla açılan davalarda, davacılar kendilerine vasiyet edilen taşınmazların adlarına tapuya tescil edilmesi talep edildiğine göre, bu tür davalarda görevli mahkeme tescili istenilen taşınmazların değerine göre tayin edilecektir. Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların değerleri bilirkişi marifeti ile belirlenip,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16470 K: 2011/866

Vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) için herşeyden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 536 ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunması ve aynı kanunun 501.maddesi gereğince vasiyetnamenin iptali davası için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/2-455 K: 2009/464 T: 4.11.2009

Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa, bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamını taşır. Dolayısı ile böyle bir durumda miras bırakanın eylemli olarak vasiyetten döndüğü kabul…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/3599 K: 2013/6513

Vasiyetnamenin yerine getirilme davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyettinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur. Nasıl ki yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/185 K: 2013/1187 T: 28.1.2013

TMK’nun 600. maddesine dayalı olarak açılmış vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi istemini içeren eda davasıdır. Davacı, belirli (muayyen) mal bırakmayı içeren vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen; taşınmazların adına tapuya tescilini, banka hesaplarında bulunan paraların ödenmesini, ziynet eşyaları ile menkul malların teslimini…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2008/3734 K: 2009/13172 T: 2.7.2009

Türk Medeni Kanunu'nun 510/1. maddesi uyarınca ancak "saklı paylı mirasçılar" mirasçılıktan çıkarılabilir. Miras bırakanın ölümü tarihinde oğlu sağ olduğuna göre, torununun mirasın açıldığı tarihte saklı paylı mirasçılığı söz konusu değildir. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/2-437 K: 2009/450 T: 21.10.2009

Hukuk Genel Kurulu'nun 11.4.1990 tarih, 2-130 Esas, 239 Karar sayılı ilamında da değinildiği üzere, miras bırakan ıskat sebebi olarak kabul ettiği olaylar bulunmadığı halde, kendisi bulunmayan bu olayları varmış gibi algılayıp açık hataya düşmüşse ölüme bağlı tasarruf tam olarak iptal…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2007/2204 K: 2007/3809 T: 12.3.2007

Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz. Mirasçılar vasiyetname geçersiz de olsa; miras bırakanın son arzularına saygı duyup, vasiyetnameye geçerlik tanıyabileceklerinden dava açılıp, iptal hükmü alınmadıkça bu vasiyetnameler geçerliliklerini korurlar. Dava yoluyla ölüme bağlı tasarrufun iptalini isteyebilmek için, dava tarihinde…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2011/7727 K: 2011/16009 T: 20.10.2011

Vasiyetnamenin iptali sebepleri Türk Medeni Kanununun 557 ve 558. maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Davacı bu maddelerde düzenlenen iptal nedenleri hakkında bir delil sunmamıştır. Saklı payın ihlali vasiyetnamenin iptal nedenleri arasında bulunmamaktadır. Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1032 K: 2015/2978

Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/17699 K: 2013/1153 T: 28.1.2013

Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Medeni Kanunun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri gösterilmiştir. Bu davada ileri sürülen sebep bu maddede gösterilenlerden değildir. Diğer bir anlatımla, bu davada ki istem Medeni Kanunun 542. maddesinde yer alan ve vasiyetnamenin varlığına hakim hükmüne…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/23518 K: 2013/2842 T: 21.2.2013

Davada; vasiyetnamenin mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı ve tasarrufun yanıltma, korkutma ve aldatma, zorlama sonucu yapıldığı ileri sürülerek iptali istenilmiş olup, mahkemece davacının vasiyetnamenin T.M.K:nun557/2. maddesinde belirtilen sebepler sebebiyle iptali istemine dair olarak bu konudaki iddia, beyan ve delilleri değerlendirilmeksizin yalnızca…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/10121 K: 2013/10974 T: 25.6.2013

Vasiyetnamenin düzenleme şeklinde yapılması ve fotoğraflı olması zorunludur. Kanunda noterden söz edilmesi, noterlik makamının hedef alınmasındandır. Noter yetkisine sahip yeminli başkatibin düzenlediği vasiyetname ile yeminli katibin düzenlediği vasiyetname Yargıtay'ca geçerli kabul edilmektedir. Ancak, vasiyetnamenin baştan sona kadar aynı memur tarafından…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/15169 K: 2013/17434 T: 9.12.2013

Kural olarak, muvazaa, iki taraflı işlemler için söz konusu olup, tek taraflı irade beyanı niteliğinde olan ölüme bağlı tasarruflarda (vasiyetnamelerde), muvazaadan söz edilemez. Mahkemece, muvazaa nedeniyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. DAVA: Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/15265 K: 2015/9073

Medeni Kanunda, ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak belirtilmiştir. Dava konusu vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin, maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak, dava konusu vasiyetnamenin davacı torunları yönünden tenkisi talep…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/16629 K: 2016/13682 T: 30.11.2016

Davacı vasiyetnamenin iptalini talep etmektedir. Vasiyetnamenin açılmasına dair davada; mahkemece davanın kabulüne, vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına dair kararın kesinleşme tarihi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1017 K: 2018/1750

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının isteminin sadece vasiyetnamenin iptaline ilişkin olduğu, dava dilekçesinde tasarruf nisabından bahsedilmesinin sebebinin nisabı aşan tasarruf nedeniyle vasiyetnamenin hukuka aykırı olduğunu dile getirmek olduğu böyle olunca yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/5445 K: 2015/15389

Medeni Kanun'un 533.maddesi uyarınca okuma yazma bilenler için memurun vasiyetnameyi yazması veya yazdırıp okuması için mirasbırakana vermesi, vasiyetnamenin ise mirasbırakan tarafından okunup imzalanması gerekir. Yine, mirasçı okuma yazma bilmesi halinde de Medeni Kanun'un 535.maddesine göre, vasiyetname yapılabilir, fakat 535.maddeye göre…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/9880 K: 2015/3015

El yazısı, yazanı diğer kişilerden ayıran bir özellik olduğu için, el yazılı vasiyetnamenin tamamının vasiyetçi tarafından yazılması gerekmektedir. Bu konuda bir çekişme varsa el yazılı vasiyetnamenin başından sonuna kadar mirasbırakının el yazısıyla yazılmış olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden görüş alınmalıdır.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/17485 K: 2017/3830 T: 27.3.2017

Mahkemece, işlem tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vesayet altına alınmasına dair dava dosyası aslının dosya içerisinde alınarak, buna göre işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak suretiyle, yapılacak yargılama neticesinde hasıl…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/3204 K: 2018/6267

Ehliyetsiz olduğu ileri sürülen murisin vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/18038 K: 2013/1487 T: 4.2.2013

İptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibinin mirasın tamamından…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/2033 K: 2018/4313 T: 19.4.2018

Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 596/2.maddesi uyarınca bilinen tüm mirasçılar ve diğer ilgililer usulüne uygun çağrılmadan, vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin açılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2020/1871 K: 2021/3712

Vasiyetnamenin tenfizi davalarında, ilk derece mahkemecesince, keşif yapılmak suretiyle uyuşmazlık konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri belirlenip, nispi karar ve ilam harcına Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca belirlenen bu değer üzerinden hükmedilmesi gerekir Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/3-235 K: 2012/600 T: 19.9.2012

Bağımsız bölüm yönünden, sağlığında vekaletname vererek satışı sağlayan murisin bu işleminin geçersiz olması sebebiyle tapu iptal ve mirasçılar adına tescile karar verilmiş olması sebebiyle artık bu taşınmaz yönünden vasiyetnameyi ayakta tutacak şekilde yorum yapılarak bu kısım için (vasiyetnamenin iptal edilmediği…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/19830 K: 2016/13961 T: 6.12.2016

Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/6060 K: 2014/14006 T: 23.10.2014

Vasiyetname iptal edilinceye kadar geçerli beyanlardan olduğu mirasbırakanın düzenlediği vasiyetname, dava açılıp iptal edilmedikçe hakim tenfiz davasından kendiliğinden vasiyetnameyi geçersiz sayamayacağı, iptal sebeplerinin tenfiz davasında tartışılamayacağı Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/13345 K: 2015/1156

Medeni Kanun madde 600 uyarınca muayyen mal vasiyetinde vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz. Mirasçı atanan kişi mirasbırakanın ölümü ile tereke…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/6028 K: 2016/6065 T: 19.4.2016

Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Vasiyetnamenin yorumunda murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmelidir DAVA: Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2011/46 K: 2011/1467

Medeni Kanun'un 600. maddesi hükmüne göre kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona yoksa yasal mirasçılara karşı açacağı dava ile malın kendisine teslimini isteyebilir. Vasiyetnamenin açılıp okunmuş olması, mülkiyetin kendiliğinden vasiyet edilene…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/21743 K: 2011/7893 T: 5/5/2011

Türk Medeni Kanunu'nun 600. maddesine dayalı vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfiz) isteğine ilişkin davaların, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa ona karşı, yoksa ifa ile yükümlü olan yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur. Anılan hüküm nedeni ile hasımsız açılan dava yolu ile…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/13250 K: 2017/16935 T: 4.12.2017

Tenfiz davasında, vasiyetnamenin açılması dosyasındaki taraflara gerekçeli karar tebligatlarının yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, yapılmamış ise taraflara bu tebligatların usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Nitekim hüküm, taraflara tebliğ edilmemiş ise, dosya henüz derdest dava hükmünde olacaktır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi-tapu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20404 K: 2018/7280

Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/1506 K: 2018/13996

Dava konusu taşınmaz cebri icra sonucu satılmakla, davacı erkek eş adına kayıtlı olmaktan çıkmış, davalının mülkiyetine geçmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmiş durumdadır.…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/18413 K: 2016/418 T: 13.1.2016

Dava tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz, davanın açılmasından sonra ihale ile satılmakla davanın konusu kalmamıştır. Öyleyse davanın esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmek, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/26938 K: 2015/9974 T: 12.5.2015

Hukuki varlığı sona ermiş olan bir ipoteğin ise kaldırılması talep olunamayacağı gibi, cebri ihale ihaleye dayanan mülkiyet aktarımları da Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi kapsamında bulunmamaktadır. Bu madde, hak sahibi eşin, aile konutuyla ilgili iradi tasarruflarını diğer eşin açık rızasına…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/14523 K: 2015/15481

Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin iradi tasarruflarını diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Cebri ihaleye dayanan mülkiyet aktarımı, bu madde kapsamına giren bir tasarruf niteliğinde değildir. Mülkiyeti nakleden cebri ihalenin, davacı eşin açık rızası…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/23447 K: 2015/6132 K.

Aile konutuyla ilgili Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesinde gösterilen işlemlere rızası gereken eş, senet iptal edilmedikçe, senede dayanan icra takibinin iptalini isteyemez. Bu husus nazara alınmadan icra takibinin iptaline karar verilmesi kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Taraflar arasındaki davanın yapılan…

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2014/2006 K: 2014/4816 T: 20.2.2014

Tahliyesi talep edilen şikayete konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerh de mevcut değildir. Kaldı ki tapu kaydında böyle bir şerhin olmasının, taşınmazın cebri icra yolu ile satışına bir etkisi de bulunmamaktadır. DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/14427 K: 2014/16966 K.

Mahkemece öncelikle şikayetçilerin bu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçilere tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2012/7316 K: 2013/785 T: 16.1.2013

Aile konutuyla ilgili hak sahibinin iradi tasarrufları, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Cebri icra ile yapılan satışlarda davacı eş, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde yer alan korumadan yararlanamaz. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve…

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2006/5829 K: 2006/ 8852

TMK'nun 194. maddesi aynen "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklan sınırlayamaz" hükmünü içermektedir. Yasal bu düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/472 K: 2014/41

Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyi niyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı, tapuya güven ilkesini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023.maddesi hükmü ile korunmuştur…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2013/15479 K: 2014/810

İpoteğin, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, dava konusu taşınmaza ilişkin aile konutu şerhi bulunmadığı da dikkate alındığında davalı şirketin kötüniyetli…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/9053 K: 2014/11554 T: 26.5.2014

Dava; eşin rızası olmaksızın aile konutuna konulan ipoteğin kaldırılması ve ipoteğin paraya çevrilmesi için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Davalı bankanın ipotek işlemi sırasında davacı kocanın rızasını almadığı gibi imzanın da davacı kocaya ait olmadığı anlaşılmaktadır. Banka, davacı kocanın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2-1181 K: 2014/811 T: 22.10.2014

Dava, aile konutu hukuksal nedenine dayalı olarak ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına şerh konulması istemine ilişkindir. Taşınmaz kaydında aile konutu şerhi olmadığı açıktır. Ancak, davalı banka taşınmazın bu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin (kadın) muvafakatini almıştır.…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/19142 K: 2016/16219 T: 20.12.2016

Fiili durumda iki bağımsız bölümden oluşan bir taşınmaz olduğu ve bu şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın zemin üzerindeki birinci katın aile konutu olarak kullanıldığı tanık beyanları ve mahkemece yapılan keşifle belirlendiğine göre bu bölüme hasren ipoteklerin iptali ile bu…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2-1604 K: 2017/967 T: 24.5.2017

İpotek alacaklısı banka taşınmazın aile konutu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin muvafakatini sağlamak için yazılı belge almıştır. Her ne kadar muvafakatnamedeki imza davacı kadına ait olmasa da, ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/2-247 K: 2015/2323 T: 21.10.2015

Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında, konutun bu niteliğini gösteren şerh olmaması hali ile ilgilidir ve taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen ya da bilemeyecek durumda olan üçüncü kişinin tapuya güven ilkesinden yararlanması asıldır. Tapuda aile konut şerhi olmasa da…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/2096 K: 2015/2322

Taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Ne var ki, davalı banka tarafından düzenlettirilen değerlendirme raporunda dava konusu taşınmazın vasfı ve kullanımının mesken olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitlere rağmen aile konutu olan taşınmaz üzerinde davalı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2-2056 K: 2015/1201 T: 15.4.2015

Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde ipotek işleminin, davacı ve davalı eş ile aynı çatı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/2-53 K: 2016/211 T: 2.3.2016

Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 Sayılı Türk Medenî Kanununun 1023. maddesi hükmünden yararlanacağı kabul edilmektedir. Tapuda aile konut şerhi olmasa da…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2-2934 K: 2017/1556 T: 6.12.2017

Aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2-2306 K: 2015/1356 T: 15.5.2015

Aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konulu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2-473 K: 2014/92 T: 12.2.2014

Dava konusu konut, tarafların Türkiye’de bulundukları sürece ortak yaşam faaliyetlerini sürdürme ve oturma ihtiyacı için kullanıldığına, tarafların Türkiye’de bu amaçla kullandıkları başka bir konutları bulunmadığına göre, Türkiye’de iken kullandıkları tek konut olan dava konusu yerin, aile konutu olarak özgülendiğinin (TMK…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/2-447 K: 2011/556 T: 28.09.2011

Bir yerin aile konutu sayılabilmesi için eşlerin aile konutunu beraberce seçmeleri ve burada ortak bir yaşam merkezi oluşturmaları; aile konutunun aile hayatı için merkezileştirilmesi; aile konutunun kullanımının hukuka uygun olması ve nihayet eşlerin bir yeri aile konutu haline getirmeye yönelik…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/26288 K: 2014/25775 T: 15.12.2014

Taşınmaz üzerinde ipotek bulunması aile konutu şerhinin konulmasına engel değildir DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/3963 K: 2018/13802

6518 sayılı Kanun'la aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/20910 K: 2016/14532 T: 8.11.2016

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla…

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2013/11579 K: 2013/18318 T: 13.5.2013

Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi veya bu amaçla dava açıldığının anlaşılması halinde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. DAVA: Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/4664 K: 2015/5506 T: 24.3.2015

Taşınmazın tapu kütüğüne konulan “aile konutu” şerhi, taşınmaz malikinin temlik hakkını kısıtlayan bir şerh niteliğindedir. O halde, 6306 sayılı Kanunun yukarıda değinilen açık hükmü karşısında, salt binanın yıkılmış olması, aile konutu şerhinin kaldırılması gerektiren diğer koşullar bulunmadıkça şerhin kaldırılmasını gerektirmez.…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2013/14661 K: 2014/1187 T: 21.1.2014

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinden kaynaklanan bu isteğin evlilik birliği devam ettiği sürece ileri sürülmesi mümkün olup; kanunda zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi tutulmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2017/6283 K: 2018/14260

Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir. Taraflar arasındaki davanın yapılan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/2814 K: 2015/10100

Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde öncelikle mülkiyet hakkının tanınması istenebilecek olup, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınması ancak haklı bir sebebin bulunduğunun kanıtlanması halinde mümkündür. Bu nedenle, davacı vekilinin 06.03.2014 günlü duruşmada sözünü ettiği davacının…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2012/6617 K: 2013/538

Binanın, başlı başına kullanmaya elverişli bağımsız bölümlerinden biri, bu mirasçılardan biri ile davacının 'aile konutu' olsa dahi, bu şekilde kullanım, ortakların oybirliği ve diğer pay sahibinin katılımı ile alınmış bir karara dayanmadıkça tapu kütüğüne Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi gereğince…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2014/24171 K: 2016/6157 T: 6.4.2016

Davacı sağ eşe konut üzerinde intifa ve oturma hakkının tanınması için; aile konutu olması, mal rejiminin ölümle sona ermesi ve sağ eşin katılma alacağının bulunması gerekir. Sağ eşin katılma alacak miktarı, iddia ve savunma doğrultusunda, aynı mahkemece yukarda açıklanan ilke…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/7462 K: 2010/20692 T: 9.12.2010

Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde yeralan, eşlerin birlikte yaşadığı konutun veya ev eşyasının sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, o mal üzerindeki mirasçıların "elbirliği" şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. O nedenle Medeni Kanun'un 652. maddesine…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/13492 K: 2011/3734 T: 3.3.2011

Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesine dayanan davalarda, özgüleme değeri üzerinde mirasçıların uyuşmazlık içinde olmaları durumunda bu değerin hakim tarafından belirleneceği tartışmasızdır. Özgüleme, özgülenen mal üzerindeki mirasçıların elbirliği halindeki ortaklığını sona erdirdiğine ve paylaşma sonucunu hasıl ettiğine göre, özgüleme değerinin karara…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2013/1871 K: 2013/14384 T: 7.10.2013

Davacı, meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu, çocuğunun bulunmadığını ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanunu'nun 240. maddesi gereğince, evlilik birliği içerisinde edindikleri başkaca taşınmazların da tasfiyesinin sağlanmak suretiyle katılma alacağı göz önünde bulundurularak konutun mülkiyetinin…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9936 K: 2015/8699

Mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşe tereke malları arasında bulunan aile konutu ve ev eşyaları üzerinde yasal miras payına mahsuben mülkiyet hakkı, eğer haklı nedenler varsa mülkiyet yerine oturma veya intifa hakkını isteme olanağı getirmiştir. Ancak bu özgüleme…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2016/21737 K: 2017/427

Katılma alacağı, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK uyarınca; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır. Dairemiz…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/6225 K: 2014/12996 T: 11.6.2014

Evliliğin ölümle sona ermiş olması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 194. maddesinin uygulanması bakımından “aile konutu” vasfını kaybettirir” ise de; konutun bu niteliği, sağ eşe bu konut üzerinde sağlanan yasal hakların kullanılması bakımından devam eder. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/13966 K: 2017/4660 T: 5.6.2017

Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın miras hissesine mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi davası açıldığı anlaşılmakla, davaya konu taşınmaz hakkında açılmış olan bu dava ortaklığın giderilmesi davasını da etkileyecektir. Bu nedenle, açılan davanın görülmekte…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2013/25172 K: 2014/15059 T: 1.7.2014

1991 yılında ölen davacının eşine ait taşınmaz için, daha sonra yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunundaki “Aile Konutu” ile ilgili hükümlerin uygulanması mümkün değildir. Dava konusu taşınmazın “Aile Konutu” olduğunun tespitine yönelik davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmediğinden kararın…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2016/13151 K: 2017/7920 T: 30.5.2017

Mal ayrılığı rejiminde, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı niteliğinde katkı payı alacağı niteliğindedir. DAVA: Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair kararın davalı…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/2786 K: 2016/9823 K.

Taraflarca kullanılmayan ve başkalarına kiraya verilen konutun aile konutu olma niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı kadının Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki aile konutu korumasından yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2011/2117 K: 2011/2790 T: 21.2.2011

Davacı, miras hissesine mahsuben aile konutunun intifa hakkının kendisine tahsisini istemiştir. Bu tür davalar mirasçılar aleyhine açılır. Mahkemece tarafların ortak mirasbırakanın mirasçılarının davaya dahil edilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar vermek gerekir. DAVA: Davanın yapılan…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/13802 K: 2011/3466 T: 1.3.2011

Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/11980 K: 2011/7046 T: 26.4.2011

Eşlerin birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/7967 K: 2011/10933 T: 20.6.2011

Yapılan kazandırmalarla ilgili talebin denkleştirmeye ilişkin olduğu kabul edildiği halde, bu isteğin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiği belirtilerek bu sebeple reddine karar verilmiştir. Mirasta denkleştirmeye ilişkin davalarda görev, müddeabihin değerine göre belirlenir. Bahsi geçen davalılara yapılan kazandırma tutarı tespit edilmeden…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2011/2065 K: 2012/1101 T: 23.2.2012

Uyuşmazlık miras hakkına yönelik olmayıp, mal rejimi sözleşmesinden kaynaklanan haklara ve mal rejimine ilişkin hükümlerine ilişkin bulunmaktadır. Sağ kalan eş miras payı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Bu durumda aynı Kanunun 658. maddesinde de, açıkça vurgulandığı üzere görevli mahkeme Sulh…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/6016 K: 2006/14210 T:18.10.2006

Dava; muristen kalan taşınmazın aile konuru öldüğünün tespitine ilişkindir. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olarak özgülenmesine karar verilmiş ise de; talep meskenin aile konutu olduğunun tespitine ilişkin olup, talep aşılarak tespiti ile yetinilmesi gerekirken özgülenmeye…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/6814 K: 2006/14469 T: 30.10.2006

Davacı ölen kocasından kalan evin kendisine özgülenmesini istemiştir. Bu tür işlerde görev Türk Medeni Kanununun 658. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E:2008/10081 K:2008/13491 T:16.10.2008

Davacının dava konusu konutun ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunun tespitini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz için şerh verilebilmesi için evlilik birliğinin devam ediyor olması gerekir. Evlilik birliği diğer eşin ölümü nedeniyle sona erdiğinden şerh konulamaz.…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E:2009/19922 K:2010/387 T:13.01.2010

Evliliğin sona ermesiyle, konut, aile konutu vasfını kaybeder ve bu hükmün uygulanma imkanı kalmaz. Evliliğin devamı sırasında, hak sahibi eş tarafından aile konutunun devri veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanması diğer eşin açık rızasına bağlanmıştır. Rızası gereken eş, yapılan devir…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/11853 K: 2015/4019 K.

Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan erkek eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle;…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/16259 K: 2016/16213 T: 20.12.2016

Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/10795 K: 2010/13443 T: 5.7.2010

Davalı bankanın ipotek tesisinden önce kendi elemanları vasıtasıyla konutun nitelik, kullanım durumu ve değerinin belirlenmesi için inceleme yaptığı, bu inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporunda taşınmazın "mesken" niteliğinde olduğu, mal sahibi tarafından bu şekilde kullanıldığı belirtilmiş ve ekspertiz raporuna taşınmazı mefruş…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/528 K: 2015/1713

Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 sayılı Kanun'un 1023. maddesinden yararlanacağı kabul edilmektedir. Bu durum aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/1207 K: 2014/890 T: 12.11.2014

Davacı kadının aile konutu olan taşınmazın satışının gerçek bir satış olmadığını, borçlara karşılık verildiğini bildiği halde ve devir sırasında hazır bulunarak devre karşı çıkmaması, uzun süre bu duruma sessiz kaldıktan sonra, elatmanın önlenmesi davasının kabulünden sonra, taşınmazın devrinden haberi olmadığından…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15195 K: 2017/5681 T: 5.7.2017

Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün olmadığından mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekir. DAVA: Davacı vekili tarafından,…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/27011 K: 2015/363 T: 14.1.2015

Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. İyi niyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü bunu iddia edene düşer. Dosya içindeki belgelerden, lehine ipotek tesis edilen bankanın…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/11099 K: 2014/17181 T: 15.9.2014

Boşanma ile evlilik sona erdiğine göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde aile konutu için düzenlenmiş olan koruma hakları da sona erer. Açıklanan nedenle dava konusuz kaldığından, “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. DAVA:…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/17127 K: 2016/413

Aile konutunun hak sahibi tarafından devrine ilişkin tasarruf işlemine rızası gereken eş, işlemin rızası alınmaksızın yapıldığını, konutun bu vasfını devam ettirmesi şartıyla evlilik devam ettiği sürece ileri sürebilir. Evliliğin sona ermesi, aile konutuyla ilgili işlemi rızaya bağlı olmaktan çıkarır ve…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15195 K: 2017/5681 T: 5.7.2017

Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. DAVA: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.07.2014 gününde verilen dilekçeyle…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/334 K: 2018/2407 T: 22.2.2018

Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK madde 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7990 K: 2023/16 T: 9.1.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8669 K: 2023/926 T: 16.2.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/3130 K: 2023/4448 T: 4.10.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4114 K: 2024/1782 T: 26.3.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/152 K: 2024/457 T: 24.1.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3563 K: 2024/2678 T: 16.5.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/39 K: 2024/179 T: 15.1.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7855 K: 2023/267 T: 18.1.2023

Önalım davasında davalının, davaya konu payın satışı tarihinde taşınmazda paydaş olduğu ve paydaşa yapılan satışlarda önalım hakkının kullanılmasının mümkün bulunmadığı. Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7848 K: 2023/21 T: 9.1.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7671 K: 2023/19 T: 9.1.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/5747 K: 2023/1030 T: 21.2.2023

Önalım hakkı davalarında davacının gerçek satış bedeli olduğunu ileri sürdüğü bedel üzerinden davacı lehine, mahkeme tarafından belirlenen önalım bedeli ile davacının gerçek satış bedeli olduğunu ileri sürdüğü bedel arasındaki fark üzerinden de davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2974 K: 2022/3228 T: 28.4.2022

Önalım hakkının payın satışındaki şartlar dahilinde kullanılması gerektiğinden, payı paradan başka bir karşılıkla iktisap edenlerden, onu, aynı şartlarla yerine getirmek suretiyle temellük etmeye imkan bulunmamaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde ise arsa sahibi inşaat yapımına karşılık yükleniciye bedel olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2143 K: 2022/3478 T: 17.5.2022

Paylı mülkiyet nedeniyle doğan yasal önalım hakkının niteliği gereği ancak, paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece kabul edilebilir. Paydaşlık sıfatını sonradan yitiren davacı önalım hakkı kullanmaya devam edemez. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24/03/2016 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/6321 K: 2023/6603 T: 28.12.2023

Önalım bedelinin davacı tarafından dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece ön inceleme duruşmasında bedelin vadeli hesapta nemalandırılmak üzere depo edilmesi hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilerek, ön alım bedelinin verilen sürede depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5438 K: 2023/5646 T: 22.11.2023

Taşınmazda fiili taksimin yapıldığı, zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4416 K: 2023/5626 T: 22.11.2023

Önalım hakkı davasında bilirkişinin belirlediği değerin tek başına bedelde muvazaayı ispatlamaya yeterli olmadığı, dosyada bulunan diğer delilerin de tapu senedinde gösterilen bedelin ödendiği yönünde olduğu, davalı şirketin defterlerinde ödenen paranın yer almamasının yada farklı yer almasının mevzuata aykırılık teşkil etmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2020/272 K: 2022/1487 T: 10.11.2022

Ön alım davasına konu payın bulunduğu taşınmazda paydaşlar arasında fiili taksim yapıldıktan sonra, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, aynı taşınmazda farklı bir bölüm kendisine bırakılan ve satıcı zamanında bu yerde…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2020/271 K: 2022/1341 T: 19.10.2022

İnşaat kalfası olan ilk davalının, kendisine satış suretiyle devredilen parseldeki hissesi, işvereni olan diğer davalıya devrettiği, satış tarihlerinin yakınlığı, taşınmazların çok kısa bir sürede çok yüksek bedellerle satış suretiyle temlik edilmeleri, ilk davalının alım gücünün bulunmadığı dikkate alındığında son satışın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/1029 K: 2023/1184 T: 29.11.2023

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2013 tarihli ve 2013/6-109 Esas, 2013/1476 Karar; 03.04.2013 tarihli ve 2012/6-858 Esas, 2013/427 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenmesi için trampa olarak gösterilmesi hâlinde kanunun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/890 K: 2023/1223 T: 13.12.2023

Önalım hakkında davalının, hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten herhangi bir bedel ödemeksizin üzerine aldığı, inşaat işinin gerçekleşmemesi nedeniyle aldığı hisseleri yine bedelsiz olarak sahiplerine iade ettiği, davalıya yapılan devir tapu kaydında satış olarak gözükse dahi gerçekte önceki payının iadesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/85 K: 2023/369 T: 26.4.2023

Fiili taksimin varlığı halinde önalım hakkı kullanılamaz. Filli taksimin varlığını ispat yükümlülüğü, bunu iddia eden tarafa aittir. 1. Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/711 K: 2023/436 T: 10.5.2023

Sadece cebri ihalelerde önalım hakkının kullanılamayacağı, kamu idareleri tarafından yapılan ihtiyari taşınmaz ihalelerinin, önalım hakkına engel teşkil etmeyeceği, paydaş ihaleye katılmış olsa dahi önalım hakkını kullanabileceği. Taraflar arasında birleştirilerek görülen önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davalarından dolayı yapılan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/676 K: 2023/96 T: 15.2.2023

Yargısal içtihatlara göre paydaşlar arasında fiili taksim bulunduğu taktirde önalım hakkının kullanılmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun kabul edilebilmesi için, yasal önalım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu bir taşınmazın bulunması, bu taşınmazın paydaşlarca kendi aralarında taksim edilmesi ve davacı ile davalıya…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/1273 K: 2024/2586 T: 14.5.2024

Önalım hakkı davasında temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır. Aksi halde, davacının belirlediği…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/1624 K: 2018/5145 K.

Evlilik boşanma kararı ile sona erdiğine göre, aile konutuna ilişkin hukuki koruma da sona ermiş olup, dava konusuz kalmıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi halinde, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/5533 K: 2018/13554

Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/11495 K: 2015/11395 T: 10.12.2015

Öyleyse özgüleme aile konutu üzerinde oturma hakkı, ev eşyası üzerinde de intifa hakkı tanınması suretiyle olacağına göre, bu hakkın ölümle sona ereceği dikkate alınarak sağ eşin, tahmin edilen kalan yaşam süresine göre oturma hakkının peşin sermaye değerinin bu işlerden anlayan…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2014/24171 K: 2016/6157 T: 6.4.2016

Aile konutu üzerine, intifa veya oturma hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların davacı sağ eş lehine gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, katılma alacağına mahsuben, yetmezse belirlenecek ilave bedelin davacı tarafça mahkeme veznesine depo ettirilmesi sağlandıktan sonra mahkemece özgüleme hakkında karar verilmelidir. Söz konusu…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/2814 K: 2015/10100 T: 10.11.2015

TMK'nın 652. maddesi gereğince aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde öncelikle mülkiyet hakkının tanınması istenebilecek olup, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınması ancak haklı bir sebebin bulunduğunun kanıtlanması halinde mümkündür. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.07.2013…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/159 K: 2024/38 T: 31.1.2024

Eldeki davada malik olmayan eş ölmüş, sağ kalan eş zaten dava konusu taşınmazın maliki konumundadır. Dolayısıyla 4721 sayılı Kanun hükümleri ile aile konutunda malik olmayan eşin şahsına tanınan haklardan yola çıkılarak, malik eşin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını amaçlayan yasa maddeleri gerekçe…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/15265 K: 2020/2714

Davacı önalım hakkından feragat etmemiş ve yasal olarak tanınan önalım hakkını kullanmış olup ortaklığın giderilmesi davasının bulunması, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasına engel olmadığından, mahkemece davanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dürüstlük ilkesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/601 K: 2024/1368

Ortaklığın giderilmesi davası açılmış parsellerde önalım hakkı davası da açılmış ise önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir. KARAR : Davalı ...Ş. yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi, diğer taraflar yönünden kabulü Taraflar arasındaki ortaklığın…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2003/16769 K: 2004/1276 T: 9.2.2004

Mahkemece, yapılacak iş, öncelikle taşınmazın aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici ön sorun yapmak, taşınmaz aile konutu ise ve parselin değerine nazaran bu parsel hakkında miras hükümlerine uygun…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/19352 K: 2007/14382 T: 25.10.2007

Türk Medeni Kanununun 652. maddesi gereğince aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemlerinde Türk Medeni Kanunun 658. maddesi dikkate alındığında görevin Sulh Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu, dairemizin son içtihatlarının da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece aile konutunun sağ kalan eşe…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/4871 K: 2006/11407 T: 19.7.2006

Davacının istemi dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tesbiti ve sağ kalan davacı eşe özgülenmesi istemine yöneliktir. Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi görevi aile mahkemesine ait ise de, özgülenme istemine ilişkin talep yönünden Türk Medeni Kanununun 652. ve…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/19501 K: 2007/14057 T: 22.10.2007

Konutun aile konutu olup olmadığının tesbiti görevi Aile Mahkemesine, özgüleme görevi ise Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. O halde mahkemece konutun aile konutu olup olmadığının tesbiti konusunda taraflara delillerinin sorulup toplanması değerlendirilip sonucu itibariyle karar verilmesi özgüleme ile ilgili davada bir…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/19727 K: 2007/14437 T: 25.10.2007

Konutun aile konutu olup olmadığının tesbiti Aile Mahkemesinin görevi içerisindedir. Mahkemece konutun aile konutu olup olmadığının tespiti konusunda taraflara delillerinin sorup, toplanması, değerlendirilmesi ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekir. Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi görevi ise Sulh Hukuk Mahkemesine…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2008/15987 K: 2008/15044 T: 12.11.2008

Dava, ölenin eşi ile mirasçıları arasındaki vasiyetnamenin iptali, tenkis tapu iptali ve tescil davası olup; eş, birleşen dava ile; 1/2 payı ölen eşine ait ve birlikte yaşadıkları daire üzerinde, katılma hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ettiğine göre, istek TMK’nın…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2008/12535 K: 2008/14964 T: 12.11.2008

Davacı vekili, müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanunda yer alan aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi haklarını kullanabilmesi için, böyle…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1340 K: 2018/1622 T: 6.11.2018

BK'nın 49. (6098 sayılı TBK m. 58) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilirse de; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/4255 K: 2015/3273

Murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Taraflar arasında görülen tapu iptali…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/14061 K: 2016/9522 T. 18.10.2016

Mirasbırakanın taşınmazın tamamını değil bir kısmını uhdesinde bırakarak davalıya bir miktar pay devrettiği tartışmasız olup davacılar, temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olduğu iddialarını ispat edecek deliller ortaya koymamışlar, dinlenen davacı tanıkları da muvazaanın varlığı konusunda kesin beyanda bulunmamışlardır.…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/5319 K: 2018/155 T: 11.1.2018

Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur. Taraflar arasında görülen tapu iptali ve…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/11020 K: 2018/10329

Dinlenen davacı tanıkları, temlikin muvazaalı olduğu yönünde görüş bildirmemişler, davalı tanıkları ise; işlemin gerçek satış olduğunu beyan etmişlerdir. Toplanan somut deliller, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla hareket etmediği ve temlikin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır.…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/783 K: 2013/2202 T: 19.2.2013

Taşınmazın çıplak mülkiyetinin satın alınması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, taşınmazı satan kimsenin edindiği para ile kredi kartı borçlarını, varsa başka borçlarını ödememiş olması, temlikten kısa bir süre sonrası ihtiyaç kredisi alması ve ardından ölmesine rağmen terekeden para çıkmaması…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/5532 K: 2018/664 T: 1.2.2018

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır.…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/14385 K: 2014/173 T: 14.1.2014

Somut olgular açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği kabul edilmelidir. Hal böyle olunca açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir. DAVA: Yerel mahkemece,…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/16629 K: 2016/5200

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuksal dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifadeyle, murisin iradesi önem taşır. Taraflar arasında görülen…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2018/537 K: 2018/980 T: 19.2.2018

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/3195 K: 2015/6343

Mirasbırakanın 1903 doğumlu olduğu, davalı oğlu tarafından bakıldığı, diğer çocukları ile ihtilafının olmadığı, dolayısıyla mal kaçırma nedeninin bulunmadığı, nitekim ölünceye kadar bakma akdi yapıldıktan 9 gün sonra da 28 parseldeki payını her üç çocuğuna da bağış suretiyle aktardığı sabit olup…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/5317 K: 2016/5534

Çekişme konusu parselin muris tarafından davalıya bağış suretiyle temlik edildiği, bağış suretiyle yapılan temlikler geçerli işlemlerden olduğundan tapu iptali ve tescil istenemeyeceği, Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/22177 K: 2017/3790 T. 3.7.2017

Taşınmaz payının düğün hediyesi olarak verildiği, mal kaçırmak amacıyla bir işlem yapılmadığı dikkate alındığında mirasbırakanın taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara devretmediği saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/4188 K: 2018/646 T: 1.2.2018

Hemen belirtilmelidir ki, temlikin bağış olduğu ve geçerli bir işlem olan bağış suretiyle yapılan temlik bakımından 1.4.1974 tarihli 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gözetilerek iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Taraflar arasında görülen tapu…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/19727 K: 2017/1024 T. 2.3.2017

Muris muvazaası nedeniyle açılan davada mahkemece sadece taşınmazın satış bedeli ile keşifte belirlenen gerçek değeri arasındaki fark nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki sadece bedeller arasındaki aşırı fark muvazaanın varlığına kanıt sayılamaz. DAVA: Taraflar arasında görülen tapu iptali ve…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/1172 K: 2014/4261

Muris muvazaası davasında tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri tanıkların yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek yeniden dinlenmesi, yerinde keşif yapılıp taşınmazların gerçek değerlerinin belirlenmesi, ilk el maliklerin kim oldukları, bu kişilerin taşınmazlardaki edinimlerinden sonra tasarruflarının olup olmadığının üzerinde durulması, mirasbırakan ile taraflar…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1-1211 K: 377 T: 28.03.2019

Murisin özellikle bir parça taşınmazını devretmek suretiyle bakımını sağlayabileceği yerde, tüm mal varlığının yarısına yakın olan değerli üç parça taşınmazını davalıya temlik ettiği gözetildiğinde devirdeki asıl amacın bakım sağlamak değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğu, böyle olunca da yapılan temlikin muvazaa…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1104 K: 2018/670 T: 4.4.2018

Haksız eylem aynı zamanda ceza kanunları gereğince bir suç teşkil ediyorsa ve ceza kanunları ya da ceza hükümlerini ihtiva eden sair kanunlar bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi tayin etmişse, tazminat davası da ceza davasına ilişkin zamanaşımı süresine…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1043 K: 2020/915 T: 18.11.2020

Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir ise de, hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hâkim manevi tazminatın miktarını tayin ederken…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/502 K: 2021/1024 T: 16.9.2021

Somut olayda meydana gelen sözleşmeye aykırılık manevî tazminat kapsamında davacının kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olmadığı gibi, davacı taraf, davalının hangi eyleminden dolayı ne şekilde kişilik haklarının saldırıya uğradığını da yasal deliller ile kanıtlayamadığından, davalı manevi tazminat ile sorumlu tutulamaz. Taraflar…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/2876 K: 2019/278 T: 12.3.2019

Davacı Kurum, davalının eşine yapılan ödemelerin yersiz olduğu ve bu ödemelerden davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle zararın tahsilini haksız fiil hükümlerine göre sigortalı dışında üçüncü kişiden talep etmektedir. Bu hâliyle haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan eldeki davada kanunlarda aksine bir düzenleme…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/116 K: 2015/1771 T: 16.9.2015

Haksız fiili sorumluluğunda ceza kanunundaki zamanaşımı süresi Borçlar Kanunundaki süreden daha uzun ise, o zaman bu uzun süre tazminat davaları için de uygulama yeri bulacaktır. Böyle bir durumda uygulanması söz konusu olan ceza davası zamanaşımı süresi ise, fiilin gerçekleştiği tarihe…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2007/5238 K: 2007/7109 T. 30.4.2007

Mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebebinin varlığı, davalı (ıskattan yararlanan) tarafından kanıtlanamamıştır. Mahkemece; mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun; davacı mirasçıların saklı payları dışında (tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Taraflar arasındaki davanın yapılan…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2010/553 K. 2010/2901 T. 18.2.2010

Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmiş ise geçerlidir. Belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Miras bırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa çıkarma geçersiz olur…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2008/6198 K. 2008/7959 T. 25.6.2008

Davalılara  hasımlı açılacak davada davacının mirasçı olarak gösterildiği mirasçılık belgesinin, vasiyet yolu ile mirasçılıktan çıkartıldığı da öne sürülmek suretiyle iptali ve yeni mirasçılık durumunu belirleyen kararın alınması için önel verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir Taraflar arasında görülen davada;…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi  E: 2015/1687 K: 2015/6049

Çıkarma sebebi gösterilmemişse veya davalılarca ispatlanamamışsa, çıkarılan mirasçı saklı payının tenkisini isteyebilir. Bu durumda dahi, çıkarılan mirasçı saklı payı aşan miktarı isteyemez ve çıkarma işlemi saklı pay dışında yerine getirilir. Çıkarma sebebi hakkında açık yanılma yapılmışsa, çıkarma tamamen iptal edilir…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi  E: 2015/11678 K: 2015/19101

Mirastan çıkarmada ağır suçdan amaç; mirasbırakanın şahsiyet haklarına, beden tamlığına, mamelekine yönelik, onunla aile bağlarının koptuğunu gösteren hukuka aykırı bir fiildir. Buradaki ağır terimi, hukuk hakimine yönelik olup, hakim, suçun ağır olup olmadığına ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmaksızın karar verir.…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/5055 K: 2015/17073 T: 3.11.2015

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasında murisin işlem ( vasiyetname düzenleme ) tarihi itibariyle hukuki işlem ( fiil ) ehliyetine sahip olduğu tespit edilir ise davacının ehliyetsizlik iddiası kanıtlanamamış olacağından bu defa davacının tenkis talebi ile ilgili inceleme-değerlendirme yapılarak…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/5400 K: 2015/3549

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebeplerinin varlığı, davalılar (ıskattan yararlananlar) tarafından kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, TMK'nın 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, davacı mirasçının saklı payları dışında (mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14744 K: 2015/10080

5403 sayılı Kanununun 8. maddesinde yapılan değişiklik sonucu artık alacaklının, borçlunun paylı mülkiyete konu hisselerini doğrudan haczettirerek icra takibi yoluyla satışı mümkün haline geldiğinden bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.01.2012 gününde verilen dilekçe ile…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14097 K: 2015/10408

5403 sayılı Kanunda yapılan yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen paylı mülkiyete konu taşınmazlardaki payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak paylı mülkiyete konu taşınmazlar yönünden…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E:  2014/13196 K: 2015/6300

Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/6225 K: 2014/12996 T: 11.6.2014

Evliliğin ölümle sona ermiş olması, TMK 194. maddesinin uygulanması bakımından “aile konutu” vasfını kaybettirir” ise de; konutun bu niteliği, sağ eşe bu konut üzerinde sağlanan yasal hakların kullanılması bakımından devam eder. Davacı sağ eş, bu yasal hakları sebebiyle konutun “aile…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/13966 K. 2017/4660

Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın miras hissesine mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi amacıyla açılan davanın taşınmaz hakkında açılmış olan bu dava ortaklığın giderilmesi davasını da etkileyeceği, bu nedenle, açılan davanın görülmekte olan ortaklığın giderilmesi…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2010/13865 K: 2010/4406 K: 14.04.2010

Dava konusu edilen ve satışına karar verilen bağımsız bölümün tapu kaydının açıklamalar bölümüne aile konutu şerhi konulduğu, taraflar adına 1/2'şer payla kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın belli bir amaca özgülendiğinin kabulü gerekir. Tapu kaydı üzerindeki bu şerh terkin edilmediği…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15195 K: 2017/5681 T: 5.7.2017

Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün olmadığından mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. DAVA: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.07.2014 gününde…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2014/16426 K: 2016/1114 T: 25.1.2016

İster adi, ister noterde resmi şekilde miras payının devri sözleşmesi yapılmış olsun, her iki halde de sözleşme alıcı kişiye paylaşmaya katılma yetkisini vermez, sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar. Yani miras payını devralan kişi terekeye…

Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası Yargıtay Kararları

Tapu kaydının düzeltilmesi davası; tapu sicilinde yer alan bir yanlışlığın veya eksikliğin düzeltilmesi amacıyla açılan bir hukuk davasıdır. Bu konuda detaylı bilgi almak için şu yazımıza bakınız: Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/17583 K: 2018/9102 T: 16.4.2018…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/17583 K: 2018/9102 T: 16.4.2018

Tapu Sicili Tüzüğünün 72 ve 74. maddelerine göre tapu kütüğündeki kaydın değiştirilmesi ve kütük üzerindeki düzeltmelerin, bir başka ifade ile tapuda cins ve vasıf düzeltilmesi işlemlerinin tapu idaresince yapılacağı ve idari bir görev olduğu tartışmasız olup, davanın reddine karar verilmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/16-1240 K: 2014/530

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan yüzölçümü düzeltilmesi işlemine karşı süresi içinde ve bu işlemin iptali istemi ile açıldığı, anılan yasa maddesi uyarınca da bu davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu Taraflar arasındaki “tapu düzeltimi” davasından…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/2846 K: 2012/3570

Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında, davacı taraf tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesini talep etmekte olup bu tür davalarda hasım gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Sicil Müdürlüğü davada sadece yasal hasım…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/7596 K: 2013/10645

Tescil ilamında adı geçen anne baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosunun nüfus müdürlüğünden getirtilmesi, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişinin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları (tescil ilamı) ile bağlantı kurulacak şekilde araştırılması, sonucuna göre bir karar…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/3565 K: 2014/9667 T: 12.05.2014

Tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği görülmektedir ve kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. Hal böyle olunca, Tapu Sicil Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/15638 K: 2015/1427 T: 29.1.2015

Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt malikiyle ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. DAVA: Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/15757 K: 2015/270

Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/7596 K: 2013/10645

Tescil ilamında adı geçen anne baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosunun nüfus müdürlüğünden getirtilmesi, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişinin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları (tescil ilamı) ile bağlantı kurulacak şekilde araştırılması, sonucuna göre bir karar…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/14656 K: 2014/15643

Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/3857 K: 2016/4049 T: 4.4.2016

Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/16038 K: 2016/10863 T: 5.12.2016

Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.  Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır. Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/7798 K: 2016/6898

Akit tablosu, dayanak tapu kaydı, kadastro tutanağı gibi belgelerde var olan çelişkiler veya hatalı yazımlar nedeniyle, idarece tapu maliklerinin talepleri kabul edilmemektedir. Ancak, tapuda intikal işlemlerinin yaptırılabilmesi için "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince bir tespit hükmü kurulması gerekeceği…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/14511 K: 2014/17225

Tapu Sicil Tüzüğü’nün 74. maddesinde ana veya yardımcı siciller üzerinde yapılmış hata veya eksiklikler ile aynı Tüzüğün 75. maddesinde tapu sicil bilgilerinin güncellenmesi ve eksikliklerin, ilgililerin başvuruları üzerine Tapu Müdürlüklerince düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Davacı, işlem yapmak üzere Tapu Müdürlüğü’ne başvurduğuna, ancak…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/7807 K: 2015/7980

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla, çekişmesiz yargı işi olan tespit taleplerine Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerekir. Anılan Kanunun 114/1-c ve 115.…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/7798 K: 2016/6898

Akit tablosu, dayanak tapu kaydı, kadastro tutanağı gibi belgelerde var olan çelişkiler veya hatalı yazımlar nedeniyle, idarece tapu maliklerinin talepleri kabul edilmemektedir. Ancak, tapuda intikal işlemlerinin yaptırılabilmesi için "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince bir tespit hükmü kurulması gerekeceği…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/1710 K: 2015/2269

İlgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez. Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/15670 K: 2015/12907

Tapu Sicili Tüzüğünün yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden itibaren, ilgililerin idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmeden doğrudan mahkemede dava açmaları halinde, davayı açmakta haklı olduklarını söyleyebilme olanağı yoktur. Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, usulden…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/10607 K: 2011/11342

Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/5491 K: 2018/812 T: 7.2.2018

Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. DAVA: Taraflar…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/3479 K: 2017/4701 T: 27.9.2017

Kayıtların tutulmasında tapu müdürlükleri görevli ve sorumlu bulunduğundan, bu tür davalarda tapu müdürlükleri de ilgili sıfatıyla yer almalıdır. Hal böyle olunca, tapu müdürlüğüne tebligat yapılmalıdır. DAVA: Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mahkemece verilen yetki belgesine dayalı olarak açtıkları davada, davaya…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/14-1909 K: 2014/618 T: 7.5.2014

Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin bu istemde, karşı tarafça veya üçüncü kişi tarafından bir hakkın zayi olduğu iddiasında da bulunulmadığından yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda istemin çekişmesiz bir yargı işi olduğu ve 6100 sayılı HMK'nun 383.maddesi uyarınca da sulh hukuk mahkemesinin…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/3857 K: 2016/4049

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/4662 K: 2006/5589 T: 11.5.2006

Taşınmazdaki cins değişikliği Kadastro veya Tapu Sicil Müdürlüklerince taşınmazın maliklerinin tamamı ya da bir veya bir kaçının başvurması üzerine maliklerden talep edilecek bazı belgelerin verilmesiyle yapılması zorunlu idari işler arasındadır. Başka bir anlatımla bu tür iş ve işlemlerin yerine getirilmesi…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/11069 K: 2015/11311

Tapu Sicili Tüzüğünün 72 ve 74. maddelerine göre tapu kütüğündeki kaydın değiştirilmesi ve kütük üzerindeki düzeltmelerin, bir başka ifade ile tapuda cins ve vasıf düzeltilmesi işlemlerinin tapu idaresince yapılacağı ve idari bir görev olduğu tartışmasızdır. Hâl böyle olunca, davanın görev…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2016/17583 K: 2018/9102 T: 16.4.2018

Tapu Sicili Tüzüğünün 72 ve 74. maddelerine göre tapu kütüğündeki kaydın değiştirilmesi ve kütük üzerindeki düzeltmelerin, bir başka ifade ile tapuda cins ve vasıf düzeltilmesi işlemlerinin tapu idaresince yapılacağı ve idari bir görev olduğu tartışmasız olup, davanın reddine karar verilmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1826 K: 2021/991 Davacı taşınmazının açılmış fiilen kullanılan imar yoluna cephesinin bulunması karşısında geçit ihtiyacı içerisinde olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi davacının subjektif arzusuna göre geçit güzergahı saptanıp buna ilişkin hüküm kurulması da doğru değildir. Devamını…

Sular Hukuku Yargıtay Kararları

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/4090 K: 1996/3991 T: 19.9.1996 Tarıma elverişli olması koşuluyla, metruk çay yada ırmak yataklarının zilyetlikle iktisabı mümkündür. Devamını Oku Danıştay 8. Dairesi E: 1986/46 K: 1986/159 31/03/1986 İl daimi encümenlerinin bir köyde bulunan  su kaynağını, bir belediyeye tahsis…

Ön Alım Hakkı Yargıtay Kararları

Önalım Hakkı Nedir? Şufa Hakkı Nedir? Hisseli Taşınmazdaki Hazine Hissesinin Satışında Ön Alım Hakkı Kullanılabilir Mi? İslam Hukukunda Kanuni Ön Alım (Şufa) Hakkı Hisseli Parselde Akrabaya Satışta Ön Alım Hakkı Kullanılabilir mi? Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3771 K: 2024/2888…

Kaynak Hakkı Yargıtay Kararları

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/4840 K: 1995/2969 T: 21.3.1995 ÖZETİ: Sudan kadim yararlanma hakları ihlal edilemez. Devamını Oku Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2002/2566 K: 2002/2729 T: 21.3.2002 Dava konusu arktan gelen sudan tarlasında faydalanma ve menfaati bulunan davacının arkın…

İmar Kanunu 18. Madde Uygulamaları Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/12036 K: 2004/12673 T:08.11.2004 İmar Kanununda belirtildiği üzere imar uygulamasıyla tecavüzlü duruma gelen yapılar bakımından muhtesat bedeli ödenmedikçe kaydı yeni edinen kişinin muhtesat sahibini imar parselinde men edemeyeceği gibi, ecrimisil istemesinin de olanaksız bulunduğu tartışmasızdır. Devamını…

Yargıtay Ecrimisil Kararları

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/1772 K: 2004/2156 T:03.03.2004 Hazine tarafından 2886 sayılı Kanunun 75. maddesine göre ecrimisil tespit edilmeksizin ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya genel hükumlere gore genel mahkemelerde Hazine tarafından fuzuli şagile karsı dava açılabilir. Devamını…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/11188 K: 2016/839

Şartlı tahliye taahhüdü, eski Borçlar Kanununun 149, yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 170.maddesi uyarınca geçerli olup tarafları bağlar. Bu takdirde taahhü,t şartın gerçekleşmesiyle güncellik kazanır. Taahhütnamedeki şarta göre her nekadar davalı icra takibine itirazında kira bedellerinin ödendiğini iddia etmiş ise de…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2009/10286 K: 2010/558

Tahliye taahhüdünde kiracının açıkça kiralananı belli bir tarihte tahliye etmeyi taahhüt etmesi, kabullenmesi zorunludur. Oysa sözleşmedeki ifadelerde böyle bir zorunluluk yoktur. Diğer yandan her ne kadar Borçlar Kanunu’nun 149. maddesi gereğince şarta bağlı tahliye taahhüdü geçerli ise de kira parasının…

Arsa Payı Düzeltme Davası Emsal Yargıtay Kararları

Arsa payının düzeltilmesi davası ile ilgili olarak şu yazımıza bakabilirsiniz: Arsa Payının Düzeltilmesi Davası Nedir? Arsa Payının Düzeltilmesi Davası Nerede Açılır? Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1983/1813 K: 1983/1725 T: 28.02.1983 Bilirkişi raporunda tüm kat maliklerinin arsa paylarının ne olması gerektiği…

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Yargıtay Kararları

“Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmeleri”, arsa sahibi veya sahipleri ile yüklenici arasında yapılan ve eser sözleşmelerinin bir türü olan sözleşme tipidir. Bu konuda şu yazımıza bakabilirsiniz: Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2272 K: 2017/2022…

Geçit Hakkı Yargıtay Kararları

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 747. maddesine dayalı olarak tesis edilen geçit hakkı, mülkiyet hakkını sınırlayan bir irtifak hakkıdır. Konu hakkında şu yazımıza bakabilirsiniz: Zorunlu Geçit Hakkı Nedir? Nasıl Kurulur? Dava Nasıl Açılır? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2006 K: 2018/371 Geçit…

Yeni Malik İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları

Türk Borçlar Kanununun 350/1. maddesinde, kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, kiralananın tahliyesini isteyebileceği hususu düzenlenmiştir. Bu konu hakkında bilgi almak için…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2022/8307 K: 2023/168

Tanzim tarihi bulunmasa da tahliye taahhüdünde “içinde kiracı olarak bulunduğum” ibaresinin yazılması nedeni ile kira sözleşmesinden daha sonra düzenlendiği anlaşılan tahliye taahhüdünün geçerli olduğu. MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi SAYISI : 2021/2173 E., 2022/2275 K. KARAR:…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2006 K: 2018/371

Geçit hakkı davasında, taşınmazların ortak sınırında her bir parselden bir metre olmak suretiyle iki metre genişlikte akdi geçit irtifakı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının nispi geçit ihtiyacı içerisinde olduğu gözetilerek öncelikle mevcut akdi geçit irtifakının 2,5-3 metreyi aşmamak şartıyla genişletilmesinin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2861 K: 2021/2388

Davaya konu olayda, teknik bilirkişi yol ile davacı taşınmazı arasında kot farkı bulunduğunu bildirmiş ise de davacı taşınmazından iş makinalarıyla makul süre çalışma (tıraşlama vb.) ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığını ayrıntılı şekilde açıklamamıştır. Davacılar vekili tarafından,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1826 K: 2021/991

Davacı taşınmazının açılmış fiilen kullanılan imar yoluna cephesinin bulunması karşısında geçit ihtiyacı içerisinde olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi davacının subjektif arzusuna göre geçit güzergahı saptanıp buna ilişkin hüküm kurulması da doğru değildir. Taraflar arasındaki “geçit hakkı kurulması” davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2021/803 K: 2021/2341

Ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması için aleyhine geçit kurulan parseller bölünmeksizin geçit tesisine karar verilmesi gerekir. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/8513 K: 2019/2337

Taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılarak, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen taşınmazın genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gözetilerek, geçit alternatiflerini gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenmesi, taşınmazların tapu kayıtlarının getirtilerek maliklerinin davada…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/15375 K: 2017/8047

Mahkemece; taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/5740 K: 2011/7114

Yargılama sırasında uygun geçit yeri olarak dava açılanlar dışında yeni bir taşınmaz belirlenmesi halinde, bu yeni taşınmaz maliki ya da malikleri hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı da verilmek suretiyle davaya…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/3190 K: 2017/9622

Zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Mahkemece; taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2021/63 K: 2021/2840

Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/6588 K: 2019/1398

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/16186 K: 2019/2572

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/17278 K: 2018/4745

Kurulan geçidin kadastral yola değil paftasında dere olarak gözüken yere bağlandığı anlaşılmaktadır. Dere yatakları kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle de kamu malıdır. Kamu malı niteliğinde olan bir…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/5254 K: 2018/3743

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/12544 K: 2018/3275

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Davacı tarafından, davalı aleyhine 22.11.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14536 K: 2015/9455

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/3105 K: 2017/1580

Zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/13475 K: 2018/3519

Geçit hakkının kaldırılması davalarında, davacı tarafından geçit ihtiyacının sona erdiğinin veya kaldırılması istenen geçitin davalının taşınmazına, yüküne oranla çok az yarar sağladığının kanıtlanması gerekir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkının kaldırılması talebi üzerine yapılan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/13123 K: 2012/14452

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/3132 K: 2021/1726

Dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydının getirilip, devir işlemini değerlendirmek ve bu yönde yeni malikin davaya dahil edilerek mahkemesince karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/1374 K: 2021/3572

Geçit hakkı bedelinin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş ise hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Davacı vekili…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/11153 K: 2013/14581

Bir irtifak çeşidi olan geçit hakkı ancak tapuda kayıtlı taşınmazlar leh ve aleyhine kurulabileceğinden ve bu haliyle kurulan geçit kesintisizlik ilkesine uygun olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12669 K: 2017/2163

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması halinde davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/10638 K: 2012/12297

Mahkemece uzman bilirkişiler eşliğinde mahallinde yeni bir keşif yapılarak yukarıda açıklandığı şekilde, genel yola bağlantı kurulması için alternatif araştırması yapıldıktan sonra geçit kurulması uygun görülen yeni taşınmaz maliki ya da malikleri hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14327 K: 2015/9113

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/1163 K: 2014/4485

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2010 günlerinde verilen dilekçe ile geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/1991 K: 2019/8409

Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazlar kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/03/2014 gününde verilen dilekçe…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15549 K: 2018/4154

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/2844 K: 2010/3762

Zorunlu geçit hakkının yukarıda açıklandığı gibi genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Bilirkişi raporundan anlaşıldığına göre tesis edilen geçidin önceki geçide bağlantısının sağlanması kesintisizlik ilkesine aykırı olmuştur. Bir başka deyişle, aleyhine geçit kurulan taşınmaz ile genel yol arasında bulunan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/11121 K: 2019/3481

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/14447 K: 2018/3497

Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu sicilinin beyanlar hanesine şerh verilmesi gereklidir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.11.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.06.2015 günlü…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/14758 K: 2018/3777

Geçit hakkı bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/3299 K: 2010/4395

Türk Medeni Kanununun 715.maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Başka bir deyişle bu gibi yerler kişinin yararına ve onun kullanımına terk edilemez. Esasen Türk Medeni Kanununun 748.maddesine göre…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/2806 K: 2012/3134

Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Davacı vekili tarafından, davalı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/1632 K: 2012/2424

Geçit hakkına konu olan yer tescil harici bırakılan taşlık niteliğindeki taşınmazdır. Bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olup hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Esasen Türk Medeni Kanununun 748. maddesine göre bu tür bir geçidin tapu…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2020/3529 K: 2021/876

Taşınmazın ekonomik bütünlüğünü bozacak şekilde geçit irtifakı kurulması doğru değildir. Davacı taşınmazı lehine geçit irtifakı tesis edilebilecek başka alternatiflerin bulunmadığının tespit edilmesi halinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.08.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2018/3874 K: 2019/3180

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/9520 K: 2012/9872

Zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Aleyhine geçit kurulan taşınmaz ile genel yol arasında bulunan taşınmazdan geçit kurulmaması suretiyle kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir. Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/11209 K: 2012/12836

Zorunlu geçit hakkı eşyaya bağlı bir irtifak hakkıdır, kişilerin değil taşınmazların leh ve aleyhine kurulur. Bununla kastedilen, o taşınmaza kim malik olursa irtifak hakkının da ona ait olacağıdır. Zorunlu geçit hakkındaki yol ihtiyacı, taşınmaz malikinin değil, o taşınmazın yola ihtiyacı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2018/2769 K: 2021/2923

Mahkemece kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı gereklidir. Zorunlu geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan dolaylı bir sınırlaması olduğundan bu tür sınırlamalar, ancak mülkiyet hakkına konu taşınmazlar için söz konusu olabilir. Geçit hakkı kurulmasına…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/7226 K: 2010/8366

Geçit hakkına konu olan yer tescil harici bırakılan taşınmazdır. Türk Medeni Kanununun 715. maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olup hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Esasen Türk Medeni Kanununun 748. maddesine göre bu…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2009/14847 K: 2010/803

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2008 gününde verilen dilekçe ile zorunlu geçit hakkı ve mecra istenmesi üzerine…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/1307 K: 2018/7834

Geçit hakkı davasında mahkemece “...imar düzenlemesi yapılıncaya kadar geçerli olmak üzere zorunlu geçit hakkı tesisine...” şeklinde şartlı karar verilmesi mümkün değildir. Davacı tarafından, davalı aleyhine 06.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/17240 K: 2016/4188

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/3806 K: 2015/3615

Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/2620 K: 2011/3937

Zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz kurulması şart olup, genel yol ile bağlantısı bulunmayan, paftasında dere ve sonrasında tescil harici kısma bağlantı sağlanarak davalı parsellerden geçit tesisi ile kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2008 gününde…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/15274 K: 2011/16418

Kurulacak geçit, daha önce bir başka parsel lehine geçit hakkı tesis edilen yerden ana yola ulaşıyorsa bu parseller de geçit güzergahına dahil edilerek ana yola kesintisiz olarak bağlantı sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde kurulan geçit ile daha önce üzerinden geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/6503 K: 2019/1385

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/14-264 K: 2006/237

Dört tarafı Hazine adına orman niteliği ile kayıtlı parsel ile çevrili olan parselde geçit hakkı tesis edilirken orman içi fiili yollar dikkate alınamaz. Devlet ormanı içerisindeki fiili yollardan yararlanma hakkına sahip olacağı benimsenmek suretiyle bir hüküm kurulması halinde; böylesi bir…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/673 K: 2011/2149

747. maddenin 1. fıkrasında "taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir" hükmü yer almaktadır. Buna göre geçit hakkı isteyebilmek için lehine geçit hakkı kurulacak taşınmazın maliki olmak gerekmektedir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/6846 K: 2013/8080

Geçit hakkı kurulmasına ilişkin hükümde, lehine geçit hakkı tesis edilen taşınmaz ile üzerinden geçit hakkı kurulan taşınmazların ve geçit genişliği ile kurulan geçit büyüklüğünün duruksamaya yer vermeksizin yer alması zorunludur. Geçit hakkı tesis edilmekle kendiliğinden infaz kabiliyeti kazanmaz. Hüküm özetinin…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/11441 K: 2013/14767

Mahkemece geçit hakkı usulüne uygun bir biçimde tesis edilmiş ise de; hükümde, kurulan geçit hakkının beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmesi yerine tapu kütüğüne tesciline karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.07.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/2217 K: 2012/2909

Geçit hakkı tesis edilmekle kendiliğinden infaz kabiliyeti kazanmaz. Hüküm özetinin tapunun beyanlar hanesine işlenmesi gerekir. Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10.05.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/405 K: 2012/1312

Geçit hakkı kurulmasına ilişkin hükümde, lehine geçit hakkı tesis edilen taşınmaz ile üzerinden geçit hakkı kurulan taşınmazların ve geçit genişliği ile kurulan geçit büyüklüğünün duruksamaya yer vermeksizin yer alması zorunludur. Geçit hakkı tesis edilmekle kendiliğinden infaz kabiliyeti kazanmaz. Hüküm özetinin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/1524 K: 2015/1041

Zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kurulması şarttır. Uygulamada buna kesintisizlik ilkesi denilmektedir. Yani taşınmaz yararına tesis edilen geçidin, genel yola kesintisiz ulaşması sağlanmalıdır.  Taraflar arasındaki “geçit hakkı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karaman Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne  dair…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/8466 K: 2017/1073

Zorunlu geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan dolaylı bir sınırlaması olduğundan bu tür sınırlamalar ancak mülkiyet hakkına konu taşınmazlar için söz konusu olabilir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.02.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10309 K: 2018/2532

Zorunlu geçit hakkı, taşınmaza bağlı bir irtifak hakkı olduğundan Türk Medeni Kanununun 780. maddesi uyarınca da bu hakkın doğumu için tescil şarttır. Yine aynı kanunun tapu siciline ilişkin 1000. ve 1008. maddelerinde de bu irtifak hakkının tapu siciline tescil edilmesi…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/10311 K: 2015/10871

Aleyhine geçit kurulması talep edilen taşınmazların da tapulu olmaması halinde bunların tapuya tescilinde hukuki yararı bulunduğundan mahkemece davacıya istediği takdirde tescil harici taşınmazın da tapuya tescilini sağlamak amacıyla yetki ve süre verilmeli ve bu davanın sonucu beklenmeli, bu işlemler tamamlandıktan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/672 K: 2010/1095

Aleyhine geçit kurulması talep edilen taşınmazların da tapulu olmaması halinde bunların tapuya tescilinde hukuki yararı bulunduğundan davacıya yine dilediği ve istediği takdirde mahkemece bunların da tapuya tescilini sağlamak amacıyla yetki ve süre verilmeli ve bu davaların sonucu beklenmeli, bunlar tamamlandıktan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2009/14637 K: 2010/479

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/17021 K: 2020/5628

Zorunlu geçit hakkının hukuki niteliği gereği leh ve aleyhine geçit tesisi istenen taşınmazların tapu siciline kayıtlı olmaları gerekir. Zorunlu geçit hakkının ancak tapuda kayıtlı taşınmazlar hakkında söz konusu olabileceği, tapu siciline kayıtlı olmayan yerler için böyle bir zorunluluk doğduğunda ise…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/11152 K: 2012/13821

Geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz kurulması şart olup mahkemece genel yol ile bağlantısı bulunmayan, paftasında dere ve sonrasında tescil harici kısma bağlantı sağlanarak davalı parsellerden geçit tesisi ile kesintisizlik ilkesine aykırı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir. Davacı vekili tarafından,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2272 K: 2017/2022 T: 20.12.2017

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan davalarda inşaatın devamlılık göstermesi ve inşaat seviyesinin sürekli değişebileceği dikkate alındığında önceki tarihli davanın konusu ile sonraki davanın konusunda ayniyet bulunmamakta ve önceki davada verilen hüküm sonraki dava için kesin hüküm oluşturmamaktadır.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2271 K: 2017/2021 T: 20.12.2017

Hakkın kendisine devredildiğini iddia eden üçüncü taraf, yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, bir başka ifade ile şahsi hakkı talebe hak kazandığını arsa malikine (borçluya) kanıtlamalıdır. Bu nedenle yüklenici ile arsa sahipleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasında görülen…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1765 K: 2020/1033 T: 15.12.2020

Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri gereğince yükleniciye yapılan pay devrinin gerçek satış sayılamaz. Gerçek bir satışa konu olmayan, satım niteliğinde bulunmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacaktır. 1. Taraflar arasındaki “önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil” davasından…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2265 K: 2017/1435 T: 22.11.2017

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olan taraf, sözleşmede yasaklanmamış ise teslim borcunu yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kazandığı kişisel hakkını (bağımsız bölüm tapusunun devrini) arsa sahibinin rızası da gerekmeden üçüncü kişilere yazılı olmak koşuluyla devir ve temlik edebilir. Temellük…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1611 K: 2018/1128 T: 23.5.2018

Gerek yüklenicinin (müteahhitin) gerekse ondan kişisel hakkını yazılı olarak devralan kişilerin, yapılan inşaat karşılığında bağımsız bölümlerin devrini isteme hakkını arsa sahiplerine karşı ileri sürebilmesi için, yüklenicinin sözleşmenin kendisine yüklediği edimini tam olarak yerine getirmiş olması zorunludur. Taraflar arasındaki “ tapu…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/724 K: 2016/168 T: 24.2.2016

Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin edimini sözleşmeye uygun olarak süresinde ifa etmeyerek temerrüde düştüğü durumda, edimini ifa etmeyen yüklenicinin arsa sahibinden aynen ifayı isteme hakkının bulunmadığı. Taraflar arasındaki “kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tespit, tescil ile cezai şart alacağı” davasından…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/718 K: 2015/1433 T: 27.5.2015

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda nelerin katma değer vergisi doğuracağı tek tek sayılmıştır. Anayasanın 73. maddesi ile birlikte düşünüldüğünde, arsa payı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan karşılıklı edimlerin katma değer vergisi doğurmayacağı açıktır. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/569 K: 2016/181 T: 26.2.2016

Arsa payı karşılığı yapım sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, arsa sahibi tarafından, yüklenici adına avans niteliğinde yapılan bir satış niteliğinde olmayan, kendi nam ve hesabına yapılan satışlarda tapu siciline güven ilkesinin uygulanması gerekir. Taraflar arasındaki “tapu iptal tescil” davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/324 K: 2015/2787 T: 4.12.2015

Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince, arsa sahibi tarafından yükleniciye ya da onun istemiyle üçüncü kişi veya kişilere yapılan taşınmaz ya da taşınmaz payı temliki, inşaatın yapımı için finans sağlanması amacıyla verilen "avans" niteliğinde olup paydaş tarafından yapılan temliklerde…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/592 K: 2013/65 T: 16.1.2013

Yüklenicinin edimini zamanında yerine getirmemesi durumunda seçimlik hakların kullanılması için arsa sahibi tarafından süre verilmesi gerekir. Ancak borçluya “süre verilmesi etkisiz olacak” ise borçluya aynen ifa için herhangi bir süre verilmeden de alacaklı tarafından seçimlik haklar kullanılabilmektedir. Taraflar arasındaki “tazminat”…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/177 K: 2012/548 T: 12.9.2012

Sözleşmede eserin teslim süresi kararlaştırılmamış, teslim süresini belirleme yetkisi arsa sahibine tanınmış ise arsa sahibi, bu yetkisini kullanırken, objektif iyi niyet kurallarına uygun davranmalı ve haklı nedenlere dayalı gecikmeler hariç, eserin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği imalât süresi içinde eseri tamamlamalıdır.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/162 K: 2012/217 T: 21.3.2012

Eser sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen sözleşme olması özelliğinden dolayı temerrüt halinde, temerrüdün sonuçları bakımından BK. m.106-108’deki düzenlemelere tabidir. Bu maddede, iki tarafa borç yükleyen sözleşmeyle temerrüde düşen borçluya karşı, alacaklıya üç ayrı seçimlik hak tanınmıştır: Bunlar; aynen ifa ve…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/161 K: 2012/216 T: 21.3.2012

Eser sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen sözleşme olması özelliğinden dolayı temerrüt halinde, temerrüdün sonuçları bakımından BK. m.106-108’deki düzenlemelere tabidir. Bu maddede, iki tarafa borç yükleyen sözleşmeyle temerrüde düşen borçluya karşı, alacaklıya üç ayrı seçimlik hak tanınmıştır: Bunlar; aynen ifa ve…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2010/193 K: 2010/235 T: 28.4.2010

Arsa karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasını öngören ön sözleşmelerde taraflardan birinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde seçimlik haklardan birisinin alacaklı tarafından kullanılması, meselâ "fesih" hakkının seçilmesi ancak ve ancak temerrüde düşen borçluya, borcun ifa edilmesi için uygun bir mehil verilmesi veya uygun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2273 K: 2017/2023 T: 20.12.2017

Müteahhitin kendisine arsa sahibinden düşecek bağımsız bölümleri sattığını ve hakkın kendisine devredildiğini iddia eden kişi, yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, bir başka ifade ile şahsi hakkı talebe hak kazandığını arsa malikine (borçluya) kanıtlamalıdır. Bu nedenle yüklenici ile arsa sahipleri arasında zorunlu…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2018/174 K: 2021/1712 T: 21.12.2021

Müteahhitin arsa sahibinden alacağı daireleri başkalarına devrederek yaptığı temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2018/453 K: 2021/1702 T: 16.12.2021

Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksiksiz ve ayıpsız şekilde sözleşmeye uygun biçimde kullanıma elverişli olarak teslim edildiği ya da arsa sahibinin teslimden önce bağımsız bölümleri fiilen kullanmaya başladığı tarihe kadar ihtirazı kayıt aranmaksızın istenebilir. Sözleşmeye göre…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2018/1057 K: 2021/1756 T: 23.12.2021

Yükleniciden daire alan kişiler arsanın gerçekte yükleniciye ait olmadığını, payın kat karşılığı verildiğini, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi hâlinde kendilerine bırakılan arsa paylarında haklarının doğmayacağını bilmekte veya bilebilecek durumda olduklarından arsa sahibi tarafından avans olarak verilen arsa payının iptal edileceği riskini…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2019/695 K: 2022/909 T: 14.6.2022

Kural olarak tapudan üçüncü şahsa pay devreden arsa sahibinin bu devrin yüklenicinin talimatı ile yapıldığını aynı derecede delillerle ispat etmesi zorunlu olup, davalı arsa sahibinin yazılı belge niteliğinde olan resmî senedin aksini, başka bir ifadeyle davacının isteği üzerine satış yaptığına…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2020/71 K: 2022/1278 T: 11.10.2022

Paylı mülkiyete konu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli olması için tüm ortakların veya müşterek paydaşların katılımıyla yapılması zorunlu olduğu gibi sözleşmenin feshinin de tüm paydaşlar tarafından talep edilmesi gerekir. 1. Taraflar arasında görülen asıl davada “sözleşmenin feshi ve tazminat” birleşen…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/108 K: 2022/1929 T: 28.12.2022

Arsa sahiplerinin yapım aşamasında yükleniciye veya yüklenicinin göstereceği üçüncü kişilere pay devri, inşaata finansman sağlayabilmesi için yükleniciye verilmiş avans niteliğindedir. Sözleşme gereği yükleniciye isabet eden bağımsız bölümleri arsa sahiplerinden satın alan üçüncü kişilerin hakları, sözleşme geriye etkili olarak feshedildiği için…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/194 K: 2023/411 T. 3.5.2023

İnşaatın kısa sürede tamamlanması amacıyla inşaatın başında bu sözleşme uyarınca tapuda devir yapılmasına rağmen, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeden dönüldüğünde artık tapuda yapılan devrin sebebi ortadan kalkacak ve kayıt yolsuz tescile dönüşecektir. Avans niteliğindeki bu paylar, yüklenici temerrüde düştüğünde…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2021/669 K: 2023/412 T: 3.5.2023

Yargıtay'ın yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre, sözleşmenin düzenlendiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar uzun süreler, arsa sahibi açısından tahammül edebileceği makul bekleme süresini aşmasına neden olur, bu süreden sonra arsa sahibinden askıda kalan sözleşme ile bağlı kalması beklenemeyecektir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/111 K: 2022/1714 T: 13.12.2022

Her ne kadar imar plan değişikliği tarafların iradesi dışında idari makamlardan kaynaklanan nedenlerle sonuçlandırılamamış ve bu durumdan dolayı arsa sahipleri ile yüklenici şirkete herhangi bir kusur yüklenemeyecek ise de, Yargıtay’ın yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre, sözleşmenin düzenlendiği tarihten davanın açıldığı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/447 K: 2023/1136 T: 22.11.2023

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi tarafından, yüklenicinin temerrüdü ya da sözleşmeye aykırı davranması hâlinde sözleşmenin geriye etkili olarak feshi talebi ile birlikte yüklenicinin taşınmaza el atmasının önlemesinin talep edilmesi mümkündür. Yapılacak yargılama sonucunda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/726 K: 2022/1845 T: 27.12.2022

Yargıtay'ın yerleşik içtihat ve uygulamalarında yüklenicinin anahtar teslim olarak inşaatı yapıp teslim etmeyi üstlenmiş olması durumunda “anahtar teslim” ibaresinin yapı kullanma izin belgesinin (iskân ruhsatının) alınması koşulunu da içerdiği kabul edilmektedir. Yüklenici bu edimini yerine getirmeden arsa sahibinden edimini yerine…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/843 K: 2024/45 T: 31.1.2024

3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. maddesinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında yapı kayıt belgesi, imara aykırı yapının kullanılmasına ilişkin olup yapıyı imara uygun hâle getirmemektedir. Yapı kayıt belgesi yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olup…

Yargıtay Büyük Genel Kurul E: 1983/3 K: 1984/1 T: 25.1.1984

İnşaat sözleşmelerinde müteahhidin kendi kusuruyla iş muayyen zamanda bitirmeyerek temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde, uyuşmazlığın kural olarak Borçlar Kanununun 106 108. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği; ancak, olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda, Medenî Kanunun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2022/69 K: 2022/1050 T: 28.6.2022

Mahkemece yüklenici edimini yerine getirmediği için geriye etkili olarak feshine karar verilen sözleşme konusu inşaattan taşınmazı satın alan davalı, araya dava dışı üçüncü kişiler girse dahi, arsanın gerçekte yükleniciye ait olmadığını, payın kat karşılığı verildiğini, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi hâlinde…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1983/1813 K: 1983/1725 T: 28.02.1983

Bilirkişi raporunda tüm kat maliklerinin arsa paylarının ne olması gerektiği gösterildiğine göre, bazı kat sahiplerinin değil bütün kat sahiplerinin arsa paylarının düzeltilen biçimde tesciline karar vermek gerekir. Taraflar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca arsa paylarının bağımsız bölümlerine göre…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1984/746 K: 1984/628 T: 30.01.1984

Her bağımsız bölüme düşen arsa payının saptanmasında o bölümün, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulması anındaki değeri gözönünde tutulur. Bu değer yalnızca metrekare hesabına değil, bölümün kaçıncı katta olduğuna, güneşten yararlanma durumuna, cephelerinin hangi tarafta olduğuna bakılarak hesaplanmalıdır. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/13835 K: 1993/328 T: 22.01.1993

KMK. md. 3/2’ne göre her ne kadar bağımsız bölümlere tahsis edilen arsa paylarındaki değişiklik yapılması mümkünse de, bu değişikliğin tek nedeni, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleri ile oransız olarak kat mülkiyetine geçildiği haldir. Genel giderlere katılma payının fazla olduğu gerekçesiyle…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/3025 K: 1993/5313 T: 21.04.1993

Arsa paylarının sonradan değiştirilebilmesi için bu payların bağımsız bölümlerin değerleri ile oranlı olarak tahsis edilmediğinin saptanması gerekir. Dava dilekçesinde arsa paylarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. YARGITAY KARARI Temyiz isteminin süresi içinde…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/345 K: 1995/2009 T: 16.02.1995

Ana gayrimenkulde kat mülkiyetine geçilmiş olup, anagayrimenkulün tüm bağımsız bölümleri tahsis edilen arsa payları ile tapuya tescil edilmiştir. Kat mülkiyetine geçişte binanın arsa payı verilmemiş hiçbir bağımsız bölümü bulunmayacağı gibi arsa pay toplamının tamamının da bu bağımsız bölümlere tahsisi zorunludur.…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/119 K: 1996/1243 T: 06.02.1996

Arsa payları bağımsız bölümlerin değerleri ile orantılı olarak tahsis edilmediği hallerde bağımsız bölüm maliklerinden her biri arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvura-bilirse de mahkemece bu konuda arsa payının tahsisi tarihinde bağımsız bölümlerin değeri ile orantılı olarak yapılıp yapılmadığı incelenmelidir.…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/6543 K: 2002/7438 T: 01.07.2002

Yasanın bu açık hükmüne göre arsa paylarının düzeltilmesine ilişkin davalarda değerlendirmenin, kat irtifakının kurulduğu tarih, doğrudan kat mülkiyetine geçilmiş ise bu tarih esas alınarak yapılması, sonradan Yasanın 44.maddesi uyarınca yeni bağımsız bölüm ilavesi dolayısıyla arsa payları tekrar düzenlenmiş olması durumunda…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/7706 K: 2002/8323 T: 19.09.2002

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında arsa paylarını bizzat hazırlayıp bilerek bunun tapuya tescilini sağlayan malik veya paydaşların sonradan arsa paylarının yanlışlığına dayanarak dava açmalarının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı kabul edilmekte ise de kat mülkiyeti kurulduktan sonra malik olanlar ile kuruluşunda bizzat hazır…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/3222 K: 2004/3981 T: 13.05.2004

Kat Mülkiyeti Yasasının "kat irtifakının sona ermesi" başlığını taşıyan 49. maddesi hükmüne göre kat irtifakı, buna konu olan arsanın tamamen yok olması veya üzerinde yapı yapılmayacak hale gelmesi ya da kamulaştırılması ile kendiliğinden sona erer. Somut olayda anataşınmaz üzerindeki yapının…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1500 K: 2005/3483 T: 11.04.2005

Kat mülkiyetine konu ana taşınmazın onaylı mimari projesinde dükkan nitelikli bağımsız bölüm olarak gösterilen bölümün kat mülkiyeti kurulurken diğer bağımsız bölümlerle birlikte göz önünde tutularak her bir bağımsız bölümün o tarihteki değerlen ayrı ayrı belirlenip bu değerleriyle oranlı olarak her…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1731 K: 2005/4088 T: 25.04.2005

Arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak özgülenmediği hallerde her kat maliki arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir. Bağımsız bölümlerden her birine bu fıkra uyarınca özgülenen arsa payı, o bölümlerin değerinde sonradan oluşan çoğalma veya azalma nedeniyle değiştirilemez.…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2006/7603 K: 2006/7364 T: 05.10.2006

Arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istenildiğinde, taşınmazdaki tüm bağımsız bölümlerin birlikte değerlendirilmesi, dava konusu edilen ve edilmeyen bağımsız bölümlerden her birine özgülenmiş olan arsa paylarının kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerleri ile oranlı olup olmadığının saptanması, arsa paylarında değişiklik (artma veya azalma)…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2007/9977 K: 2008/2372 T: 03.03.2008

Dava konusu anataşınmaz yıkıldığına göre, kat mülkiyetti veya kat irtifaklı bağımsız bölümlerden bahsedilmeyeceğinden, uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3. maddesini uygulamak mümkün değildir. Arsa paylarının yeniden belirlenmesine ilişkin davalar, anayapının kat irtifakı veya kat mülkiyeti statüsünü koruduğu sürece açılabilir. Dava ve…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2008/10404 K: 2009/700 T: 05.02.2009

Kat maliki veya kat irtifakı sahibi tarafından, arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istendiğinde, mahkemece, bağımsız bölümlerin cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi, manzarası, kullanma amacı (konut, işyeri vs.) eklentileri, güneşten yararlanma, rüzgar ve diğer dış…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2008/13132 K: 2009/1268 T: 17.02.2009

Bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her bir bağımsız bölümün değerini etkileyen tüm unsurlar, mahkemece uzman bilirkişi kuruluna incelettirilerek saptanmalıdır. Dava dilekçesinde, kat irtifakının iptali ile payların yeniden düzenlenerek tesisi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2011/1461 K: 2011/4119 T: 28.03.2011

Kat Mülkiyeti Yasası'nın 3. maddesinde arsa paylarının bağımsız bölümlerin payları ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat malikinin arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabileceği hükmüne yer verilmiştir. Dava dilekçesinde, arsa paylarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1983/641 K: 1983/684 T: 31.01.1983

Kat mülkiyetinin kurulduğu zamanda bağımsız bölümlerin değeriyle orantılı olmayan arsa paylarına karşı kat sahiplerinin arsa payının düzeltilmesi davası açma hakları vardır. Taraflar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerine göre düzeltilerek tescili davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1981/4235 K: 1981/6045 T: 26.05.1981

Yöneticinin arsa paylarının denkleştirilmesi davası açmaya yetkisi yoktur. Arsa payları denkleştirilirken bu davaya bütün paydaşların katılımı sağlanmalıdır. Yapılacak denkleştirme kat mülkiyetinin tesisi anındaki değer üzerinden yapılmalıdır. DAVA: Taraflar arasındaki apartmanın kat maliklerinin arsa paylarının denkleştirilmesine dair verilen yukarıda gün ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1978/3290 K: 1978/5378 T: 19.06.1978

Arsa payı bağımsız bölümün kat mülkiyeti kurulması anındaki değeri ile orantılı olmalıdır. Henüz kat mülkiyeti kurulmadan arsa paylarının düzeltilmesi dava konusu edilemez. Taraflar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca arsa paylarının bağımsız bölümlerinin değerine göre düzeltilerek tapuya tescili davasından…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2013/8142 K: 2013/12513 T: 01.10.2013

Yasa gereğince; arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hususa dayalı istemlerde mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlanmaya çalışmalıdır. Dava, bağımsız…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/16522 K: 2015/1265 T: 03.02.2015

Dava, bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kat Mülkiyeti Yasasının 3. maddesi hükmüne göre, bağımsız bölümlere özgülenmiş olan arsa paylarının, kat irtifakının ya da kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerleri ile oranlı olup olmadığının saptanması gerekir. Dava dilekçesinde, arsa…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/14324 K: 2015/1914 T: 12.02.2015

Yasa gereğince; arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hususa dayalı istemlerde mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlanmaya çalışmalıdır. Söz konusu…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2015/6568 K: 2015/18470 T: 15.12.2015

Arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartının, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olması olduğu, bu hususa dayalı taleplerde mahkemece tüm deliller değerlendirilerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payı karşılaştırılıp eşitlik sağlanmaya çalışılmalı, bu işlem yapılırken…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2016/4321 K: 2016/9947 T: 21.06.2016

Taşınmazda kat irtifakının kurulduğu tarih olan 1963 yılında bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı gibi dava konusu taşınmazda 1963 yılında kat irtifakının…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/11115 K: 2018/1345 T: 22.02.2018

Dava arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulduğu 02.04.1970 tarihinde; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmamıştır.…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2920 K: 2018/3087 T: 17.04.2018

Dava konusu uyuşmazlık arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda mahkemece bağımsız bölümlerin arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmiş ise de; arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin hangi gerekçelerle oluştuğu hususunda açıklayıcı bir rapor düzenlenmemiştir. Mahkemece kat…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2458 K: 2018/5203 T: 03.07.2018

Kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulurken dava konusu taşınmaz paylarının orantılı olarak paylaştırılmadığı bilirkişi raporunda belirtilmişse de; bu orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmaksızın, bağımsız bölümler tek tek gezilerek ölçüm yapılmaksızın ve bağımsız bölümlerin mevcut büyüklükleri hesaplamada…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2019/4430 K: 2019/6535 T: 12.11.2019

ÖZET: Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleri ile oranlı olarak projesinde tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2020/87 K: 2020/2489 T: 06.07.2020

Kat irtifakı veya kat mülkiyetinin kurulması sırasında yahut kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş tarihinde arsa payları bizzat kendileri tarafından düzenlenmiş olan kat maliki veya maliklerinin sonradan arsa paylarının düzeltilmesini istemekte iyiniyetli olup olmadıklarının ve ayrıca arsa paylarının düzeltilmesini isteyen kat…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2006/2548 K: 2006/5350 T: 27.06.2006

Kat irtifakı, buna konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden herbirine kat irtifakının kurulduğu tarihteki değeri ile oranlı olarak özgülenen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Mahkemece ana taşınmazda kat irtifakının kurulduğu tarih itibariyle herbir bağımsız bölümün o…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2010/12736 K: 2011/2766 T: 09.03.2011

Tahliye taahhütnamesi noterlikçe resen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş ise kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddedilir.  İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarda tarih ve…

İmar-İhya Yargıtay Kararları

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/592 K: 1999/786 T: 06.10.1999 Kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imar ve ihya nedeniyle tescil talebi de içerir. Çekişmeli taşınmazın imar ihya yoluyla elde edinilen bir yer olduğunun belirlenmesi halinde dahi 3402…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/592 K: 1999/786 T: 06.10.1999

Kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imar ve ihya nedeniyle tescil talebi de içerir. Çekişmeli taşınmazın imar ihya yoluyla elde edinilen bir yer olduğunun belirlenmesi halinde dahi 3402 sayılı Kanunun 17/2 maddesinde öngörüldüğü üzere imar planı dışında olması…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/799 K: 2000/834 T: 26.04.2000

Dava hukuksal nitelikçe imar ve ihya nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazların imar planı dışında olduğu salt mücavir alan içinde kaldığı açıkça belirtilmiştir. Bu durum karşısında taşınmazların mücavir alan içinde kalması 3402 sayılı kanunun 17.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/1289 K: 2000/1580 T: 01.11.2000

İmar planı içinde kalan yerlerin imar ihya yoluyla kazanılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bodrum Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.10.1997 gün ve 1996/776 E.-1997/627 K. sayılı kararın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/80 K: 2001/99 T: 07.02.2001

Tespit dışı bırakılan bir yerin Medeni Kanun ve Kadastro Kanununa göre tapuya tescil edilebilmesi için bu yer üzerindeki tasarruf ve zilyetliğin en erken tespit dışı bırakılma tarihinde başlayacağının kabulü ile tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar 20…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/85 K: 1999/81 T: 17.02.1999

Dava konusu parsel, taşlık ve kayalık olması nedeniyle tescil harici bırakılan yerdir. Davacı taşınmazın kendisi tarafından imar ve ihya edildiğini ileri sürerek, bu yere ait tapu kaydının iptali ile tescilini istemiştir. Böyle bir yerin kazanılması için, taşınmazın emek ve para…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/218 K: 1997/484 T: 04.06.1997

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imara ihya nedeniyle tescil talebini de kapsadığının kabulü gerekir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 18.10.1994 gün ve 1994/44-731 sayılı kararın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/834 K: 1997/40 T: 05.02.1997

Kadastro Kanununda, tapulama tespit gününde yürürlükte olan yasa hükümlerine göre oluşturulmuş, imar ihya şerhlerini dayanaksız bırakan bir hüküm bulunmadığı gibi; imar ihya, belirli koşullarda taşınmaz mal mülkiyetinin kazanılması yollarından biri olarak kabul edildiğinden, kazanılmış hak kuralı gereğince ve ayrıca, imar…

Yargıtay Büyük Genel Kurul E: 2004/1 K: 2010/1 T: 30.04.2010

5831 sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Yasası'na eklenen ek 10. madde hükmünün maki tespit komisyonlarınca 5653 sayılı Yasa uyarınca maki olarak tefrik edilen yerlere de uygulanması gerektiğine ve bunun sonucu olarak bu yerlerin tespit tarihinden itibaren imar,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/681 K: 2001/711 T: 10.10.2001

Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz konumuna gelen koruma makiliği olmayan, tapusuz maki alanlarının imar ihya ve buna bağlı zilyetlik yoluyla özel mülke konu olabileceğinin kabulü gerekir. Koruma makiliği diğer bir anlatımla orman muhafaza karakterini taşıyan makilik niteliğindeki alanlarda kalan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/122 K: 2003/107 T: 26.02.2003

Davacının satın aldıktan sonra taşınmazı toprak taşımak suretiyle doldurduğu, iş makineleriyle düzelttiği, tarıma elverişli kültür arazisi haline getirdiği bilirkişi ve tanıklarca bildirilmiştir. Halen kuzeyde ve güneyde devam eden aktif dere yatağının çekişmeli yerde genişlemesi ve suyun dağılması nedeniyle toprak taşımak…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/592 K: 2003/508 T: 24.09.2003

Uzun yıllardan beri bir taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olan, gerek Türk Kanunu Medenisinin 639.maddesi gerekse Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddelerindeki taşınmaz mal kazanımına ilişkin koşulların lehine gerçekleştiği kişinin cebri icra tehdidi altında Hazine tarafından istenen işgal tazminatını ödemesi aleyhine…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/17 K: 2004/9 T: 21.01.2004

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18/2 ve 17. maddeleri uyarınca orman ve orman toprağının zilyetlikle kazanılması ve özel mülkiyete konu olması mümkün değildir. Kaldı ki, dosya kapsamından davacı tarafın kazanma sağlayacak bir zilyetliğinin varlığı da kanıtlanamamıştır. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/15 K: 2004/7 T: 21.01.2004

Devlet ormanı olarak tapuya tescil edilen bir yerin ayırma ve birleştirme işlemleri sırasında eski niteliğinin bırakılarak "hali arazi" niteliği ile tapuya tescil edilmiş olması hukuken bir değer taşımayacağı için taşınmazlar devlet ormanı niteliğini kaybetmezler. Böyle bir yerin mülkiyeti ancak Orman…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/327 K: 2004/348 T: 09.06.2004

Uzun yıllardan beri bir taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olan, gerek Türk Kanunu Medenisinin 639. maddesi gerekse Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddelerindeki taşınmaz mal kazanımına ilişkin koşulların lehine gerçekleştiği kişinin cebri icra tehdidi altında Hazine tarafından istenen işgal tazminatını ödemesi,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/520 K: 2005/536 T: 28.09.2005

Çalılık ve sazlık olarak tespit dışı bırakılıp, orman olmadığı saptanan davaya konu taşınmaz bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. ve 17. maddelerine göre zilyetlikle kazanma koşulları lehine gerçekleşen davacının davasının kabulü gerekir. Taraflar arasındaki “imar ihyaya dayalı tescil” davasından dolayı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/73 K: 2006/67 T: 15.03.2006

Zilyetlikle iktisap davalarında taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların geçmişte ne halde bulunduğu, kime ilişkin olduğu, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/141 K: 2006/134 T: 05.04.2006

Bir taşınmazın tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kanunun 14.ve 17. maddelerinde yer alan zilyetlikle yer kazanmaya ait gerekli koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/641 K: 2006/655 T: 11.10.2006

Somut olayda dosya içinde bulunan tapu kayıtlarından dava konusu taşınmazın malikinin Toplu Konut İdaresi olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın bir kısmı davanın açılmasından bir müddet sonra Toplu Konut İdaresine intikal etmiştir. Davanın TMK.nun 713/3. maddesine göre ilgisi sebebiyle Toplu Konut…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/92 K: 2007/91 T: 28.02.2007

Somut olayda davacı, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığını açıklayarak tescil talep etmiştir. Mahkemece yapılacak iş; mahallinde yapılacak keşifte dinlenecek davacı şahitlerinden; dava konusu 1953 yılında yapılan tapulama çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmaz üzerinde önceki zilyet Mehmet D'nin imar-ihya çalışmalarına hangi tarihte başladığını,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/75 K: 2007/90 T: 28.02.2007

Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunmasına Dair 2863 Sayılı Yasanın 11. maddesi 5226 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle sit alanlarının zilyetlik yoluyla edinilmesi imkanı kapatılmıştır. Ne var ki, anılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 14.7.2004 tarihine kadar zilyetlik yoluyla edinilen hakların…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/220 K: 2007/217 T: 18.04.2007

Somut dava, imar, ihya ve zilyetliğe dayalı tescil isteğine ilişkindir. Somut olayda yerel bilirkişiler ve tanık mahkemece taşınmaz mahallinde değil, oturumda dinlenmişler, davacının imar ve ihya eyleminin hangi tarihte, nasıl ve ne şekilde başladığı, sürdürüldüğü kendilerine açık ve net bir…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/287 K: 2007/322 T: 30.05.2007

Orman niteliğindeki taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. YARGITAY İLAMI: Taraflar arasındaki "Kadastro Tespitine İtiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tunceli Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 2.6.2006 gün ve 2006/315 E., 2006/411 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/849 K: 2007/853 T: 14.11.2007

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imar-ihya istemini de kapsayacağında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.09.2004 gün ve 2003/391 E.,2004/1158 K. sayılı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/714 K: 2012/78 T: 15.02.2012

Zilyetliğin o malın/taşınmazın maliki olduğunu sahiplenme, kullanma, idare ve işletmesi amacıyla hakimiyetinde bulundurması halinde malik sıfatıyla zilyetlikten söz edilebilir. O mal üzerinde kendi zilyetliğinden başka kişinin üstün ve korunmaya değer zilyetliğini tanımayan kişinin zilyetliği malik sıfatıyla zilyetliktir. Tapusuz taşınmazın tesciline…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/467 K: 2017/510 T: 15.03.2017

Bilirkişi raporunda taşınmazın yer yer sürülü olduğu, sürülü olmayan kısımların otluk olduğu, içerisinde taş ve kayalar ile meşe palamudu ile badem ağaçlarının bulunduğu belirtildikten sonra raporun son kısmında açık bir şekilde fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile ve sarı renkte…

1062 sayılı Mukabele-i Bilmisil Kanunu Yargıtay Kararları

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/11922 K: 1992/9234 T: 1.6.1992 Suriyelilere ait taşınmazların tasarrufları yasaklanmış ve kısıtlanmış olduğundan zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Devamını Oku... Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2004/4043 K: 2004/11893 T: 14.9.2004 Yolsuz tescil nedeniyle tapunun iptal…

Vakıflar Hakkında Yargıtay ve Danıştay Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1996/345 K: 1996/5553 T: 10/12/1996 Kamulaştırma işlemine konu taşınmazın mazbut köşk cami vakfına ait olduğunun anlaşılması karşısında, 2942 sayılı yasanın 30. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerekmektedir. bu nedenle yok hükmünde olan işleme karşı açılan davanın…

Yabancıların Türkiye’de Taşınmaz Edinimi Yargıtay Kararları

Yabancıların Türkiye’de Taşınmaz Edinmesi konusunda şu yazılarımıza bakabilirsiniz:  Yabancıların Türkiye’de Taşınmaz Edinmesi AİHM’nin Yabancıların Türkiye’de Taşınmaz Edinimi Konusuna Yaklaşımı Yabancıların Türkiye’de Şartlı Olarak Edindikleri Taşınmazların Tasfiyesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/13816 K: 2004/13771 T:23.11.2004 Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu…

Tapu Tahsis Belgesiyle İlgili Danıştay Kararları

Tapu tahsis belgesi konusunda şu yazılarımıza bakabilirsiniz:  2981 Sayılı Kanuna Göre Hak Sahipliği ve Tapu Tahsis Belgesi o        Afet Riskli Alanların Dönüşümünde Gecekondu ve Tapu Tahsis Belgesi Sahiplerinin Hakları Danıştay 6. Dairesi E: 2002/3416 K: 2003/6771 2981 sayılı Yasa uyarınca…

Kadastral Parselin İhyası Yargıtay Kararları

Parselasyonun iptaline dair yargı kararının öncelikle ilgili idare tarafından yerine getirilmesi ve uygulanması gerekir. Eğer idare 18. madde uygulamasının iptaline dair yargı kararını yerine getirmez ise kadastral parselin ihyası davası açılması gerekir. Bu konuda şu yazımıza bakabilirsiniz: Kadastral Parselin İhyası Davası…

Ormanlar Hakkında Yargıtay Kararları

Bu yazı 3 sayfadan oluşmaktadır: 1 2 3 Ormanlar konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: 49 Yıllığına Orman Arazisi Kiralama 2023 Milli Emlak Açısından Orman ve 2/B İşlemleri Osmanlı Toprak Hukukunda Ormanlar, Baltalıklar ve Cibal-i Mübaha Cumhuriyet Döneminde Ormanlar 1982 Anayasasına Göre Özel Orman…

Kamulaştırma Hakkında Yargıtay Kararları

Kamulaştırma konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: Kamulaştırma Nedir? Kamulaştırma Nasıl Yapılır?  İstimval Nedir? İstimval ile İstimlak/Kamulaştırma Farkı Nedir? 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu 31/b Maddesine Göre Şerh Nedir? Acele Kamulaştırma Nedir? Acele Kamulaştırmanın Şartları Nelerdir? 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. Maddesine Göre…

Olağanüstü Zamanaşımı Yargıtay Kararları

Olağanüstü zamanaşımıyla taşınmaz edinimi konusunda şu yazımıza bakabilirsiniz: Olağanüstü Zamanaşımıyla Taşınmaz İktisabı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/592 K: 1999/786 T: 06.10.1999 Kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imar ve ihya nedeniyle tescil talebi de içerir. Çekişmeli taşınmazın…

Hatalı Kadastro Tespiti Tapu İptali ve Tescil Davası Yargıtay Kararları

Kadastro konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: Kadastro İşlemleri Nasıl İlan Edilir? Kadastro İşlemlerine Karşı İtiraz Davası Nasıl Açılır? Kadastro Ekibi, Kadastro Komisyonu ve Kadastro Bilirkişileri ve Bunların Özellikleri Kadastro Bölgesi ve Kadastro Çalışma Alanı Nedir? Kadastro Tutanağı Nedir? Kadastro Tutanağına Nasıl…

Kadastro Davaları Yargıtay Kararları

Bu yazı toplam 4 sayfadan oluşmaktadır: 1 2 3 4 Kadastro konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: Kadastro İşlemleri Nasıl İlan Edilir? Kadastro İşlemlerine Karşı İtiraz Davası Nasıl Açılır? Kadastro Ekibi, Kadastro Komisyonu ve Kadastro Bilirkişileri ve Bunların Özellikleri Kadastro Bölgesi ve Kadastro Çalışma Alanı Nedir?…

Kadastro İle İlgili Yargıtay Kararları

Bu yazı toplam 4 sayfadan oluşmaktadır:  1  2  3  4 Kadastro konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: Kadastro İşlemleri Nasıl İlan Edilir? Kadastro İşlemlerine Karşı İtiraz Davası Nasıl Açılır? Kadastro Ekibi, Kadastro Komisyonu ve Kadastro Bilirkişileri ve Bunların Özellikleri Kadastro Bölgesi ve Kadastro…

Kadastro Tespitine İtiraz Yargıtay Kararları

Bu yazı toplam 4 sayfadan oluşmaktadır:  1 2 3 4 Kadastro konusunda şu yazılara bakabilirsiniz: Kadastro İşlemleri Nasıl İlan Edilir? Kadastro İşlemlerine Karşı İtiraz Davası Nasıl Açılır? Kadastro Ekibi, Kadastro Komisyonu ve Kadastro Bilirkişileri ve Bunların Özellikleri Kadastro Bölgesi ve Kadastro Çalışma Alanı Nedir?…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/4199 K: 2012/6899 T: 08.05.2012

Noterden verilen tahliye taahhüdüne karşı itiraz olması durumunda, İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması istenebilir. Tahliye taahhüdü verildikten sonra ve tahliye tarihi gelmeden önce taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bir yıl süreyle yazılı olarak yenilenmiş olması, tahliye taahhütnamesini geçersiz kılmaz. Sadece önceki sözleşmedeki…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/2409 K: 2015/6326 T: 24/06/2015

Tahliye taahhüdünün halen devam eden kira dönemi içinde alınması zorunlu değildir, ileride yenilecek dönemlere ilişkin tahliye taahhüdü de verilebilir.            İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/2736 K: 2012/5752 T: 11.04.2012

Noterlikten düzenlenen tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine itiraz üzerine İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye istenebilir. Noterlikçe düzenlenmemiş tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine itirazlarda ise alacaklı, imzası inkâr edilen tahliye taahhüdüne karşı, İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez, genel mahkemede itirazın…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/1772 K: 2004/2156 T:03.03.2004

Hazine tarafından 2886 sayılı Kanunun 75. maddesine göre ecrimisil tespit edilmeksizin ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya genel hükumlere gore genel mahkemelerde Hazine tarafından fuzuli şagile karsı dava açılabilir. Taraflar arasında görülen davada; davacı, kayden maliki bulunduğu imar…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/16681 K: 2004/8264 T:28.05.2004

Dava konusu taşınmaz devletin özel mülkü olduğu gibi, arsa olarak davacılara 2886 sayılı Yasaya göre kiraya verildiğinden ve üzerindeki tesisler davacılar tarafından yapıldığından, taraflar arasındaki kira sözleşmesi hakkında 6570 sayılı Yasa hükümleri uygulanamaz. Davalı idarenin 2886 sayılı Yasaya göre kiraya…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-433 K: 2004/483 T:06.10.2004

Hazine tarafından 2886 sayılı Kanunun 75. maddesine göre ecrimisil tespit edilmeksizin ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya genel hükumlere gore genel mahkemelerde Hazine tarafından fuzuli şagile karsı dava açılabilir. Taraflar arasındaki "men'i müdahale, kal ve ecrimisil" davasından dolayı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-534 K: 2004/549 T:13.10.2004

Hazine tarafından 2886 sayılı Kanunun 75. maddesine göre ecrimisil tespit edilmeksizin ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya genel hükumlere gore genel mahkemelerde Hazine tarafından fuzuli şagile karsı dava açılabilir. Taraflar arasındaki "men'i müdahale, kal ve ecrimisil" davasından dolayı…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/12036 K: 2004/12673 T:08.11.2004

İmar Kanununda belirtildiği üzere imar uygulamasıyla tecavüzlü duruma gelen yapılar bakımından muhtesat bedeli ödenmedikçe kaydı yeni edinen kişinin muhtesat sahibini imar parselinde men edemeyeceği gibi, ecrimisil istemesinin de olanaksız bulunduğu tartışmasızdır. Taraflar arasında görülen davada; davacı, tapulamada 1677 parselden 1550/8380 payı…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2004/17401 K: 2005/1770 T:08.02.2005

Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmazlar 2886 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile 6570 sayılı yasa kapsamından cıkarıldıgından bu taşınmazların kira sözleşmeleri hakkında 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanmaz. K: vekili avukat İ.Y. ile Bursa Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/1-116 K: 2005/135 T: 02.03.2005

Hazine tarafından 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine göre ecrimisil tespit edilmeksizin ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya genel hükümlere göre genel mahkemelerde Hazine tarafından fuzuli şagile karşı dava açılabilir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2007/723 K: 2007/2564 T:12.03.2007

Hazine ve Belediyeler dışında diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 sayılı Yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, bu Kanun'un 75. maddesine dayanarak kiralananın tahliyesini sağlayamazlar. Hazine ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kurumlarına ait taşınmazlar, 6570 sayılı Kanun'un kapsamında ise, yazılı tahliye…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/274 K: 2004/2295 T: 4.3.2004

3621 sayılı Yasanın 6. maddesi hükmü gereği kıyı kenar çizgisi üzerinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yapılaşma olanağı olmayan mahal özelliğini taşıyan dava konusu taşınmazdan yararlanılabilmesi için; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Yasası hükümlerinde açıklanan koşulların yerine getirilmesi gereklidir. Taraflar…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/1703 K: 2005/6037 T: 12.05.2005

Aktif dere yatakları, Türk Medeni Kanununun 715 (Eski 641 maddesi) ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/c maddeleri hükümleri gereği kamu malı niteliğinde, özel mülkiyete konu olamayacak ve tescile tabi olmayan yerlerdendir. Bu nitelikteki taşınmazlarda her ne surette olursa olsun sicil oluşturulması…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/3073 K: 2005/4524 T: 13.04.2005

Yapılan şuyulandırma işlemi zemine ilişkin ise, ze­minin üzerindeki yapılar bakımından imar parseli malik veya paydaşlarınca kaim bedeli ödenmeksizin yapı sahibi bu yerden men edilemez ve yapı da yıkılamaz. Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden paydaşı bulunduğu 1850 ada 62 parsel…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/14677 K: 2005/468 T: 27.01.2005

Parselasyona karşı açılan iptal davasının kabul edilmiş, böylece imar parselleri hukuki dayanaktan yoksun hale gelmiştir. Bu durumda, yapılacak is, kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı hakkının kendisine teslim edilmesinden ibarettir. Uygulama olanaksızlığının mahkeme kararının uygulamasına engel teşkil etmeyeceği de açıktır. Fiili…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11184 K: 2004/14636 T: 28.12.2004

Davalılarca inşa edilen yapıların çekişmeli taşınmaza tecavüzlü oldukları ve bu tecavüzünde imar uygulaması sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda çekişmenin, İmar Yasası'nın 18. maddesi göz önünde bulundurularak çözüme kavuşturulacağı kuskusuzdur. Bu durumda yıkımı istenen muhtesatın kaim bedellerinin mahkeme veznesine depo ettirilmesi…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10353 K: 2004/13814 T: 14.12.2004

Tecavüzlü durumun imar uygulaması ile oluştuğu açıktır. Bu durumda, davacıların imar parselinden kaynaklanan mülkiyet haklarına üstünlük tanınmak suretiyle çekişmenin çözüme kavuşturulması zorunludur. Taraflar arasında görülen davada; davacılar, adlarına kayıtlı 4 parsel sayılı taşınmaza davalıların gecekondular yaparak elattıklarını ileri sürerek, el atmalarının önlenmesine, yapıların…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11454 K: 2004/12516 T: 04.11.2004

İmar uygulaması iptal edilmiş ve kesinleşmiştir. Dairenin bozma ilamında belirtildiği üzere imar şuyulandırması, davacı yönünden dayanağını yitirmiştir. Yapılacak iş, kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı hakkının kendisine teslim edilmesinden ibarettir. Sonradan oluşan fiili durum (cadde v.s. tesis açılması) mahkeme (idari yargı)…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11065 K: 2004/12262 T: 01.11.2004

Tescilin nedeni ve dayanağını teşkil eden idari karar (parselasyon) hukuki varlığını koruduğu sürece tapu iptal ve tescil davasının dinlenebilme olanağı yoktur. Taraflar arasında görülen davada; davacı, 16 parselin miras bırakanı Mustafa, 14 parselin davalılar adına kayıtlı iken Karaman Asliye Hukuk…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11143 K: 2004/11856 T: 25.10.2004

Anılan yerde 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince belediye encümen kararına dayalı şuyulandırma işlemi ile imar uygulaması yapıldığı ve anılan işlemin henüz kontrol aşamasında bulunduğu ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Hal boyle olunca, imar şuyulandırma işleminin sonucunun beklenilmesi, meydana gelecek mülkiyet durumu…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/1819 K: 2004/2786 T: 11.03.2004

İmarla oluşan çap kayıtlarının düzeltilmesi, kısmi ifraz veya tevhit işlemlerinin yapılabilmesi, 3194 sayılı Yasanın 16. maddesi hükmü gereği belediye encümenlerince oluşturulacak kararla mümkündür. Oysa mahkeme tarafından 6 parselin bir bölümünün ifrazen 4 parsel kayıt maliki adına tesciline karar verilirken böyle…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/488 K: 2004/1294 T: 18.2.2004

Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir. Bu durumda hukuki…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2002/7335 K: 2002/8355 T: 01.07.2002

Parselasyon işlemi hazinenin açtığı dava sonucu idari yargı yerinde iptal edilmiş ve verilen karar kesinleşmiştir. Bu durumda imar parselini oluşturan ve sebebini teşkil eden idari karar ortadan kalktığına göre, suyulandırma öncesi kadastral mülkiyet durumuna dönülmesi zorunludur. Davaci tarafından, davalı aleyhine açılan…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2001/13877 K: 2002/228 T: 16.01.2002

3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesinin 4.fıkrası 4342 sayılı mera kanunu ile değiştirilerek meraların imar planı içerisinde kalsalar dahi mera niteliklerini kaybetmeyecekleri kuralı benimsenmişse de kesin hükum niteliği kazanan hakem kararıyla mera olmadığı sabit olan tasınmazın artık mer'a olduğunu iddia ve…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/4090 K: 1996/3991 T: 19.9.1996

Tarıma elverişli olması koşuluyla, metruk çay yada ırmak yataklarının zilyetlikle iktisabı mümkündür. Davacı, zilyetliğe dayanarak Hazine adına yapılan tespitin iptalini istediğine göre, mahallinde tesbit bilirkişileri, tanıklar, jeoloji ve ziraat mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapılıp, zilyetliğin başlangıç…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10957 K: 2005/371 T: 27.01.2005

Bilirkişi kurulu başka emsaller almaksızın dava konusu taşınmazın diger hissedarların açmış oldukları davalarda mahkeme kararı ile kesinleşen bedellerini dava tarihine endekslemek suretiyle taşınmaz bedelini bulmuştur. Kamulaştırma veya kamulastırmasız el atma sonucu mahkeme kararı ile belirlenen bedeller emsal olarak alınamaz. Taraflar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/13091 K: 2005/370 T: 27.01.2005

Bilirkişi kurulu başka emsaller almaksızın mücavir taşınmazların mahkeme kararı ile kesinleşen bedellerini dava tarihine endekslemek suretiyle taşınmaz bedelini bulmuştur. Kamulaştırma veya kamulaştırmasız el atma sonucu mahkeme kararı ile belirlenen bedeller emsal olarak alınamaz. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10463 K: 2005/498 T: 31.01.2005

Dava konusu taşınmaza ait yakın tarihteki satış en iyi emsal ise de, bu durum diğer emsalleri değerlendirmede nazara alınmayacağı anlamını taşımaz. Bu nedenle taşınmazın kendisine ait satışın emsal alınması yanında diğer emsallerin de değerlendirilerek sonucuna göre bedel takdir edilmesi gerekirken…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11046 K: 2005/673 T: 03.02.2005

Taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine göre, objektif değer artırıcı unsur oranının %40dan fazla olamayacağı gözetilmeden, daha yüksek oranda objektif değer artışı alınmak suretiyle fazla artırmaya karar verilmesi doğru görülmemiştir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12813 K: 2005/675 T: 03.02.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca 2 yıllık ve 5 yıllık geçici irtifak hakları karşılıkları, irtifak hakkının geçirildiği bölümde meydana gelecek kira kaybıdır. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/10321 K: 2005/440 T: 07.02.2005

Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.4.1998 gün ve 1996/3-1998/1 Sayılı Kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10816 K: 2005/723 T: 07.02.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre, davacı idarenin kamulaştırma bedelini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının dogması için, sözü edilen Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Davacı idarenin, kamulaştırma bedelini ve kamulaştırmasına karar verilen…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10989 K: 2005/764 T: 07.02.2005

Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değersiz olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değerli olduğu kabul edilerek fazla bedele hükmedilmesi doğru değildir.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10811 K: 2005/725 T: 07.02.2005

Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde; kamulaştırma davalarında aleyhine dava açılan malikin başka bir kişi olduğunun anlaşılması veya tapu malikinin davadan önce ölmüş olması halinde dava reddedilmeyerek gerçek malik veya ölünün mirasçıları dahil edilmek suretiyle davaya devam edilmesi ilkesi kabul edilmiştir. Taraflar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/117 K: 2005/786 T: 07.02.2005

Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde, idare tarafından bu kanun hükümlerine göre açılan davaların görülmesi sırasında, tapu malikinin daha önce öldüğünün anlaşılması halinde, davaya mirasçılarının dahil edilerek görülmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyarınca tescil davasından…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12928 K: 2005/819 T: 07.02.2005

Kamulaştırmasız el atılarak bedeline hükmedilen bölüm davalı idareye ait servis yolu niteliğinde olup umumi yol olmadığından, söz konusu yola ait bolüm üzerindeki davacı tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10374 K: 2005/857 T: 08.02.2005

Münavebeye esas alınan ürünlerin resmi birim fiyatlarının İlce Tarım Müdürlüğünden sorulmak suretiyle m2 birim fiyatlarının tespit edilmesi gerekirken Hal Müdürlüğünden alınan resim birim fiyatlarına göre m2 değerinin tespiti doğru değildir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-716 K: 2005/43 T: 09.02.2005

2942 sayılı Kanun'un 23. maddesinde düzenlenen geri alma hakkının doğması için, beş yıllık hak düşürücü sürenin dolması gerekir. Birçok parselin aynı amaç için kamulaştırılması halinde, en son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihi hak düşürücü sürenin başlangıç günü olarak alınır. Taraflar…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/10359 K: 2005/654 T: 10.02.2005

Portakal bahçesi olarak değerlendirilen taşınmazda bulunan başka unsurların gelirinin taşınmazın zemin değerine bir katkısı söz konusu olamayacağından portakal dışındaki ağaçların zemin değerinin saptanmasında dikkate alınmaması gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12274 K: 2005/988 T: 10.02.2005

Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınarak, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11153 K: 2005/1031 T: 10.02.2005

6326 sayılı Petrol Kanununun 87/2-B maddesi gereğince kullanım hakkının davacı idareye ait olduğu belirtilerek mülkiyet kamulaştırılması yapılan bolümün Hazine adına tescil edilmesi gerektiği gözetilmeden davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekir Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/783 K: 2005/682 T: 14.02.2005

Vergi beyanları ve resmi makamlarca yapılan kıymet takdirleri, genellikle taşınmazın gerçek değerini tam olarak yansıtmamakta, gerçek değerinden daha düşük değerler belirlenmektedir. Ancak bu husus, dava konusu taşınmaz için olduğu kadar emsal için de geçerlidir ve emsal karşılaştırması yapılırken dikkate alınması…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/287 K: 2005/750 T: 14.02.2005

Yargıtay'da yerleşmiş uygulama; tarım arazilerindeki değerlendirmenin, taşınmazın yer aldığı ilçe dahilinde ekilmesi mutad olan ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg. başına ortalama satış fiyatlarının ilce tarım müdürlüğünden getirtilmesini ve raporların buna göre düzenlenmesini…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11821 K: 2005/1157 T: 14.02.2005

Yapılan baraj nedeniyle taşınmazdan yararlanma olanağı tümüyle ortadan kalkmamış olup, sadece taşınmaza ulaşım güçleştiğinden taşınmazın değerinde en fazla % 50 oranında değer düşüklüğü olacağı kabul edilmelidir. Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj inşaatı için yapılan kamulaştırma…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11482 K: 2005/1128 T: 14.02.2005

Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkindir. Tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza ekilebilir ürün ge­liri üzerinden değer biçilmesi doğrudur. Ancak taşınmaza ekilebilir ürün ge­liri üzerinden değer biçilirken bilirkişi kurulunca münavebe ürünlerin hasat zamanındaki kilogram satış fiyatları…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11673 K: 2005/1198 T: 15.02.2005

Dava konusu taşınmazın, belediye sınırları icinde kalmakla beraber belediye hizmetlerinden yararlanmadığı etrafının da meskun olmadığı Belediye Başkanlığınca bildirilmiştir. Taşınmaz bu niteliklerine göre arazi vasfındadır. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8972 K: 2005/927 T: 17.02.2005

Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre kıymet takdir komisyonunun biçtiği değer ile bilirkişi kurulunun belirlediği bedel arasında önemli bir oransızlık (Yargıtay uygulamalarına göre bir mislini aşan farklılık) görüldüğü takdirde aynı yöntemlerle yeniden bilirkişi kurulu oluşturularak değer takdiri yaptırılması…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12000 K: 2005/1383 T: 17.02.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesince açılan bedel tespiti ve tescil davalarının görülmesi sırasında, taşınmazın malikinin başka bir şahıs olduğunun anlaşılması halinde aynı Yasanın 14/5 maddesi uyarınca davaya bu gerçek malik dahil edilmek suretiyle devam olunması gerektiği öngörülmüştür. Taraflar arasındaki 4650…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12001 K: 2005/1381 T: 17.02.2005

Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca idarenin kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için, Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen maliklerin adresleri araştırılmadığından ve anlaşmaya varabilmek için usulüne uygun olarak tebligat…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12127 K: 2005/1379 T: 17.02.2005

Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen ve duruşmaya da gelmeyen davalılardan İbrahim Sarı'nın bahsi geçen Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresinin araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlasmaya varabilmek için tebligatta yapılmadığından, bu davalı yonünden davacı idarenin bedel tespiti ve tescil talep etme…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1256 K: 2005/1380 T: 17.02.2005

Kamulaştırmasız el atma davalarında, tek bilirkişi incelemesi yeterlidir. Birinci bilirkişi kurulu raporunun geçersiz olduğuna dair alınmış bir karar bulunmadığına göre, somut emsal alınan taşınmazla, dava konusu taşınmazın üstünlük oranları belirtilmeden m2 değeri belirlenmiştir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak yol durumuna dönüştürülen…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1190 K: 2005/1404 T: 218.02.2005

Dairemize intikal eden dava dosyalarındaki bilirkisi raporlarında da sulu arazılere buğday, kuru fasulye, bostan (karpuz) ürünü münavebesi esas alınarak değer biçilmiştir. Belirtilen ürün dışında dava konusu taşınmaza değer biçilebilmesi için davalının dava konusu taşınmazda başka ürünü ekip hasat ettiğini, toptancı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1161 K: 2005/1076 T: 21.02.2005

Yargıtay uygulamalarında özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça, tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde sağlayacağı net gelir üzerinden bilimsel yontemle yapılacak değerlendirilmesinde münavebeye alınacak ürünler icin dekar başına elde edilecek ortalama verim, uretim gideri ve toptan satış…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1210 K: 2005/1082 T: 21.02.2005

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide %35'ini, arsada ise %50'sini geçmeyeceği kabul edilmektedir. Dava…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/13032 K: 2005/1622 T: 22.02.2005

Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın dava tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının belediye imar müdürlüğünden sorularak, sonucuna göre düzenleme ortaklık payı düşülmesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12461 K: 2005/1639 T: 22.02.2005

Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak üzerinden enerji nakil hattı geçirilen…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/682 K: 2005/1134 T: 22.02.2005

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kavaklığa değer biçilirken; kavakların bir yılda hasat edilemeyeceği göz önünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilmeli, kesim çağında elde edilecek brüt gelir yine resmi verilere göre belirlenerek bundan…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/10477 K: 2005/1274 T: 24.02.2005

Kamulaştırma yasasının 11. maddesinin "f" bendi uyarınca arazinin mevkii ve şartlarına gore getireceği net gelirin hesaplanmasında, münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verimi ve üretim gideri ile satış fiyatlarının tarım müdürlüğünden getirtilerek listelerde yazılı verilere uygun olması gerekir. Dava dilekçesinde, Kamulaştırma…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/10271 K: 2005/1315 T: 24.02.2005

Taşınmazın il merkezine yakınlığı objektif değer artışı unsuru kabul edilip, denetime olanak vermeyecek biçimde merkeze ne kadar yakın olduğu da açıklanmadan ve bu hususta ek rapor da alınmadan, eksik inceleme ile kamulaştırma bedeline %10 oranında objektif artış uygulayan bilirkişi kurulu…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11095 K: 2005/1715 T: 24.02.2005

Taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan bölümü ileride imar uygulaması sırasında başka parsellerle şuyulandırılacağından, bu bölümde değer azalışı olamayacağı gözetilmelidir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12386 K: 2005/1717 T: 24.02.2005

Bilirkişi kurulunca emsal olarak alınan taşınmazların bedelleri kamulaştırma sonucu oluşan bedeller serbest alım-satım sonucu oluşmadıklarından emsal olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığı gözetilerek karar verilmelidir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8839 K: 2005/1254 T: 24.02.2005

Yargıtay uygulamalarında ozel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yontemle değerinin tespitinde münavebeye alınacak ürünler icin dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/9751 K: 2005/1330 T: 24.02.2005

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim şartları, topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyuk yerleşim yerlerine uzaklığı v.b.) dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan, ülkemizin değişik yörelerindeki sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12410 K: 2005/1768 T: 25.02.2005

Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen ve duruşmaya gelmeyen davalılar yönünden bahsi geçen Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresleri araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/552 K: 2005/1766 T: 25.02.2005

Davalıların adresi, 2942 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen mercilerden araştırılmadığından ve davalılara usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tespiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/9712 K: 2005/1429 T: 28.02.2005

Belediye Başkanlığının emsal alınan parsellerle ilgili arsa tahsis işlemlerinde anlaşma neticesi belirlenen bedellerinin yasanın öngördüğü anlamda bir satış işlemi niteliğinde kabul edilemez Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/9946 K: 2005/1424 T: 28.02.2005

2942 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereği emlak vergi değerlerinin de karşılaştırmada göz önünde tutulması gerekir ve buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m2 değerlerinin getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirilmeye esas alınan oranlar birbirinden fahiş ölçüde farklı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/822 K: 2005/2501 T: 11.03.2005

Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresleri araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/2845 K: 2005/2814 T: 17.03.2005

Dava konusu taşınmazın geometrik durumu, yüzölçümü, henüz parsellenmemiş arsa niteliğinde olması ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alınarak irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının taşınmazın tüm değerinin % 4'ünü geçemeyeceği gözetilmelidir. Dava konusu taşınmazın geometrik durumu, yüzölçümü, henüz parsellenmemiş arsa…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/2197 K: 2005/2600 T: 22.03.2005

Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre kıymet takdir komisyonunca belirlenen değer ile bilirkişi kurulu raporunda saptanan değer arasında önemli bir oransızlık (Yargıtay uygulamalarına göre bir mislini aşan farklılık)görüldüğü takdirde aynı usullerle yeni bilirkişi kurulu oluşturularak kıymet takdiri yaptırılması gerekir…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/2203 K: 2005/3061 T: 22.03.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na göre, davacı idarenin kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için, sozü edilen yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Taraflar arasındaki 4650 Sayılı Kanunla değişik 2942…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1324 K: 2005/2738 T: 24.03.2005

Mülkiyet kamulaştırmasına ilişkin kuralların kısmen de olsa irtifak kamulaştırmaları hakkında da uygulanması gerekir. İrtifak hakkının tapuya tescil edilebilmesi için de taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunludur. Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/103 K: 2005/3289 T: 28.03.2005

Taşınmazların tarım arazisi niteliğindeki bölümüne ekilebilecek ürün gelirine göre değer biçilirken münavebe ürünlerinin hasat zamanındaki kilogram satış fiyatları üzerinden değer bicilmesi gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1070 K: 2005/3873 T: 05.04.2005

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C maddesi gereğince kullanma hakkının davacı idareye ait olduğu belirtilerek, pilon yerinin ve irtifak hakkının Hazine adına tescil edilmesi gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1030 K: 2005/4352 T: 14.04.2005

Taşınmaza kapama bağ gelirine göre değer biçildiğinden bu değer bağ omcaları dışındaki sair ağaçların bedelini de kapsar. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tesbiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/4004 K: 2005/5139 T: 28.04.2005

İmar planında yol olarak gösterilmeyen ve davacı­nın parsellerinden geçen stabilize yoldan davalı idarenin el çektiği, imar planına uygun yollar açtığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, vatandaşların davacının taşınmazından gelip geçmeleri, taşınmazda stabilize yolun oluşması davalı ida­renin taşınmaza el attığını göstermeyeceğinden davanın reddine…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/2842 K: 2005/5438 T: 24.05.2005

Kat mülkiyetine tabi yapılarda arsa ile ana yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değerleri hesaplandıktan sonra, arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı bedel tespit edilir. Şayet o bağımsız bölümün yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte diğer bağımsız bölümlerden farklı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/3448 K: 2005/5588 T: 30.05.2005

Yargıtay uygulamalarına göre, dikkate alınması gereken özel bir neden veya yanlış bulunmadığı takdirde ciddi istatistiki bilgilere dayandığı bilinen Tarım Müdürlüğü ortalama verilerinin (dekar başına verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatı) değerlendirmeye esas alınması gerekir. Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/3931 K: 2005/5915 T: 06.06.2005

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine göre uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin en fazla (arazide) %35'i, arsada ise %50'si…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7040 K: 2005/7804 T: 30.06.2005

Dava konusu taşınmaz belediye hudutları dahilinde bulunduğu gibi el atılarak yol haline getirilen bölümden yararlanan, yolun bakım ve onarımını yapan Belediye olduğundan diğer davalı Koy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (İl Özel İdare Müdürlüğü) aleyhine acılan davanın reddine karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/5779 K: 2005/8283 T: 208.07.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/5137 K: 2005/7277 T: 11.07.2005

Kamulaştırma Kanununun amaç ve kapsamından, açıkça idari yargının gö­rev alanına girdiği belirtilmeyen hususlarla ilgili uyuşmazlıkların adli yargı­da çözümlenmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Kamulaştırma şerhinin silin­mesine ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olduğuna dair anılan kanun­da bir hüküm bulunmamaktadır. Buna rağmen yerel mahkemece idari…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7601 K: 2005/8832 T: 218.07.2005

İmar parsel durumuna dönüşmeyen taşınmazlara kısmi olarak el atılması halinde, arta kalan kesimlerde değer azalışından söz edilerek hükmedilecek bedele ekleme yapılamayacağı gibi değer artışından bahisle bedelden herhangi bir indirim de yapılamaz. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7284 K: 2005/8991 T: 20.07.2005

Kamulaştırma Kanununun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9131 K: 2005/9278 T: 13.09.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 15/6.maddesi uyarınca kamulaştırılması yapılan taşınmazın malikinin ölmüş olduğunun anlaşılması halinde, açılan dava reddedilmeyerek bu paydaşın mirasçıları tespit edilip, davaya bakılması gerekir. Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası uyarınca kamulaştırılan taşınmazın aynı yasanın 17.maddesine göre kamulaştırmayı yapan…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/7450 K: 2005/8099 T: 20.09.2005

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (tasınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli ölçüde etkileyen ozel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mulkiyet değerinin arazide en fazla %35'ini, arsada ise en fazla…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/10859 K: 2005/10088 T: 29.09.2005

İmar parseli durumuna dönüşmeyen taşınmazların kısmi olarak kamulaştırılması veya kısmi olarak el atılması halinde arta kalan kesimlerdeki değer azalısından söz edilerek hükmedilecek bedele ekleme yapılamaz. Zira imar uygulaması sırasında arta kalan kısımda yüzölçümüne bakılmaksızın diğer parsellerle bir arada düzenlemeye tabı tutulup…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7808 K: 2005/10282 T: 03.10.2005

Yargıtay'ca da benimsenen ilmi verilerde, Türkiye genelinde kapitalizasyon faiz oranı %3 ile %15 arasında değişmektedir. Asgari hadden kapitalizasyon faizinin tespit edilebilmesi için, kamulaştırılan arazinin bulunduğu bölgede nüfus yoğunluğunun son derece fazla, arazinin de kıt olması gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7200 K: 2005/10356 T: 204.10.2005

Mülkiyeti Kanunu'nun 46. maddesinin son fıkrasına göre ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunur. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/7484 K: 2005/8734 T: 06.10.2005

Kamulaştırma Kanununun 8. maddesine göre bu madde uyarınca satın alınan taşınmazın kamulaştırmaya ve bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Yasanın bu buyurucu hükmü göz önünde tutularak tarafların serbest iradeleri ile (satın alma yontemi) çerçevesinde gercekleştirilmiş işlemden sonra taşınmaz malın bedelinın daha…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7372 K: 2005/10629 T: 210.10.2005

Geçici irtifak kamulaştırmasında ise; taşınmazda devamlı bir değer kaybı söz konusu olmayıp irtifak hakkı süresince mahrum kalınacak gelir kaybı olduğu kabul edilerek, buna göre irtifak hakkı karşılığının belirlenmesi gerekir Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan irtifak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/8228 K: 2005/10693 T: 210.10.2005

Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, bu kanun hükümlerine göre açılan davaların görülmesi sırasında, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa, davaya mirascıları dahil edilmek suretiyle devam olunur. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7381 K: 2005/10968 T: 217.10.2005

Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının açılabilmesi için, el atan idarenin söz konusu taşınmazda sahiplenme kastının bulunması gerektir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan zemin ve yapı bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7647 K: 2005/10964 T: 217.10.2005

Bir taşınmaza değer biçilirken mahkemece taşınmazın vasfının yasa gereği olarak mahkemece resen belirlenmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle taşınmazın vasfının belirlenmesi bakımından taşınmazın belediye imar planı içerisinde bulunup bulunmadığını, belediye imar planı içinde değilse belediye veya mücavir alan sınırları içinde olması ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9847 K: 2005/12050 T: 214.11.2005

İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan taşınmazın paydaşlarından bir kısmının dava açması halinde, davacı olmayan diğer mirasçı veya paydaşların davaya dahil edilip, muvafakatların alınması veya miras şirketine mümessil tayin ettirilmesi icin taraflara mehil verilip, bu hususlar yerine getirildikten sonra davaya…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12662 K: 2005/12222 T: 217.11.2005

Taşınmaz, kamulaştırma öncesi ister kuyulardan sulansın, ister kuru tarım arazisi niteliğinde olsun, kamulaştırma sonucu oluşan sulama sisteminden dolayı taşınmazın arta kalan kesiminde değer artışı olacagı gozetilerek ve bu konuda bilirkisı kurulundan ek rapor alınması ve hesaplanan değer artışının, hükmedilmesi gereken…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12742 K: 2005/12634 T: 24.11.2005

İrtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek de­ğer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşın­mazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tesbit edilmesi ve bundan son­ra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın ta­mamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/8927 K: 2005/12638 T: 24.11.2005

Taşınmazın bu hissedarına ait kısmının halen iştirak halinde mülkiyete tabi bulunup müşterek mülkiyete çevrilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle bu tapu malikinin diğer mirasçı paydaşlarının davaya katılmalarının sağlanması, olmadığı takdirde miras şirketine mümessil tayin edilmesi yönüne gidilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/10029 K: 2005/12850 T: 230.11.2005

Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın kamulaştırılmasında zilyetlik tutanağında sınırları yazılı ve çaplı krokili raporda gösterilen taşınmazın malik hanesi bos olarak tapuya tescili ile çaplı krokide gösterilen bölümündeki irtifak hakkının da kullanma hakkı davacı idareye ait olmak üzere Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13274 K: 2005/13111 T: 205.12.2005

Kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi davalarında davacının tapu kaydında malik olması dava şartıdır. Bu nedenle; zilyedliğe dayanan davacının idare aleyhine actıgı kamulaştırmasız el atmanın onlenmesi davası hakkında red kararı verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/10081 K: 2005/14163 T: 22.12.2005

Bilirkişi raporunda ise taşınmazın imar planı dışında ancak mücavir alan içinde, belediye hizmetlerinden yararlandığı ve çevresinin meskun olduğu ifade edilmek suretiyle arsa vasfıyla değer biçilmiştir. Belediye yazısı ile bilirkişi raporundaki taşınmazın vasıfları hususunda çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle; bilirkişi kurulu ile imar durum…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/8560 K: 2006/22 T: 217.01.2006

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar basına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/8579 K: 2006/21 T: 217.01.2006

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler icin dekar basına elde edilecek ortalama verim, uretim giderı ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12928 K: 2006/108 T: 23.01.2006

Taşınmaza ekilebilecek ürün geliri üzerinden değer biçilirken münavebe ürünlerinin dekara ortalama verim miktarları ile hasat zamanındaki kilogram satış fiyatları üzerinden değer biçilmesi gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11220 K: 2006/62 T: 23.01.2006

Kısmi olarak el atılan taşınmazın üzerinde kat mülkiyetli bina bulunmaktadır. Bu durum, Kamulaştırma Kanununun 11/3-i maddesi uyarınca, objektif değer azaltıcı unsur olarak değerlendirilip, tespit edilen bedelden düşülür. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11322 K: 2006/6 T: 23.01.2006

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 15/C maddesi gereğince kullanma hakkının BOTAŞ’a ait olduğu belirtilerek irtıfak hakkının Hazine adına tecil edilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11930 K: 2006/27 T: 23.01.2006

Kısmen arazi, kısmen de kapama meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12150 K: 2006/136 T: 23.01.2006

Belediye imar müdürlüğünden alınan cevabi yazıya göre, dava konusu taşınmazın uygulamalı imar planına dahil olmadığı gibi nazım imar planı kapsamı dışında belediye sınırları dahilinde olup etrafı da meskun olmadığı gibi belediye hizmetlerinden de yararlanmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz bu özellikleri itibariyle arazi niteliğindedir.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12812 K: 2006/138 T: 23.01.2006

Taşınmazdan daha önce geçirilmiş bulunan enerji nakil hattının taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü oranı da belirtilmek suretiyle indirim yapılması hususunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerekir. Taraflar arasındaki Kamulaştırmasız el atılarak üzerinden enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14998 K: 2006/173 T: 23.01.2006

Münavebe bitkisi olarak kabul edilen buğday ve seker pancarının dekara ortalama verim miktarları İl Tarım Müdürlügu'nce bildirilen resmi verılerden yüksek, şeker pancarı ve soğanın dekara üretim masrafları ise İl Tarım Müdürlüğü'nce bildirilen resmi verilerden düşük alınması doğru değildir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9299 K: 2006/46 T: 23.01.2006

Bilirkişi kurulu tarafından münavebeye alınan domates ürününün veriminin resmi verilerden yüksek alınması ile ilce tarım müdürlüğü yerine Ticaret Odasının bildirdiği toptan satış fiyatı üzerinden hesaplama yapılmış olması bozma nedenidir. Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14298 K: 2006/269 T: 24.01.2006

Kamulaştırma Kanununun 23. maddesi uyarınca geri alım hakkının dogması için aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaza mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaza malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek bunlardan en son kesinleşen kamulaştırma bedeli göz önüne alınarak karar verilmesi…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2001/8829 K: 2001/11575 T:10.12.2001

Hazineye ait kiraya verilen taşınmazlar hakkında 2886 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanamaz. Davacı, davalı idareye ait İskenderun ilçesi Arsuz beldesindeki 714 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan gazinonun kiracısı olduğunu, kira sözleşmesinin sona erdiği 1.12.1995…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14638 K: 2006/224 T: 24.01.2006

Davalının zilyetliğine, mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Hazine tarafından itiraz edilmiş olduğu halde kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödenmek üzere idarece ilamda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba blokesine karar verilmesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12370 K: 2006/204 T: 24.01.2006

Bilimsel olarak bir dekarda 40-60 ocak fındık olacağı gözetilerek 30 ocagın kamulastırılan bölümün kac metrekarelık bolumüne isabet edeceği belirlenerek bu bölüme kapama fındık bahçesi gelirine göre kalan kısımada arazi gelirine göre değer biçilmesi gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14371 K: 2006/267 T: 24.01.2006

Davaya konu taşınmaz imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli olduğundan, ileride yapılacak imar düzenlemesi sırasında başka parsellerle şuyulandırılacağından kamulaştırmadan arta kalan bölümde bu nedenle değer azalışı verilemez Taraflar arasındaki Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14472 K: 2006/260 T: 24.01.2006

Davaya konu taşınmaz imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli olduğundan, ileride yapılacak imar düzenlemesi sırasında başka parsellerle şuyulandırılacağından kamulaştırmadan arta kalan bölümde bu nedenle değer azalışı verilemez Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14639 K: 2006/218 T: 224.01.2006

Davalının zilyetliğine, mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Hazine tarafından itiraz edilmiş olduğu halde tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödemek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba blokesi yerine zilyede…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14477 K: 2006/444 T: 226.01.2006

Bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların emlak vergisine esas olan metrekare değerlerinin karşılaştırılmasında, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlardan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen bilirkişi kurullarınca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değersiz olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor geçersizdir. Taraflar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11313 K: 2006/301 T: 226.01.2006

El atılan ve yol haline getirilen bolümün ana arter yollar listesinde olup olmadığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan sorulmadan, eksik inceleme ile İlçe Belediye Başkanlığı aleyhine hükum kurulması doğru değildir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11677 K: 2006/300 T: 226.01.2006

Muhtesata kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davası açılabilmesi için davacının öncelikle muhtesatın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu mahkeme karar ile ispatlanması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazdaki mütemmim cüzlerin davacıya aidiyetinin tesbiti ile bedellerinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11678 K: 2006/302 T: 226.01.2006

Karışık meyve bahçesi olan bolüme, karışık meyve gelirine, tarım arazisi olan bölüme de ekilebilecek münavebe ürünlerine göre ayrı ayrı değer biçilip, metrekare birim fiyatları bulunduktan sonra pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13633 K: 2006/340 T: 226.01.2006

Bilirkişi raporlarında, getirtilen emsallerin satışlarının vergi ve harçtan kaçınmak için düşük gösterildiği açıklandıktan sonra, sonuçta piyasa rayicinden söz edilerek soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu raporlara göre hüküm kurulması mümkün değildir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13647 K: 2006/1360 T: 213.02.2006

Dava konusu taşınmazın niteliği, geometrik durumu, yüzölçümü ve enerji nakil hattının güzergâhı dikkate alınarak irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının taşınmazın ve üzerindeki yapının toplam değerinin % 8'inden daha düşük olamayacağı. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13828 K: 2006/1425 T: 214.02.2006

Taşınmaza okul alanı, park alanı ve yol olarak kısmen al atılmıştır. Davaya konu yer altından geçirilen irtifak hakkının taşınmazın yol, park ve okul yeri olarak el atılan bölümlerinden mı, yoksa bunlardan arta kalan kısımlarından mı geçirildiği belirlenip çaplı krokiye bağlatılarak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13547 K: 2006/1560 T: 216.02.2006

Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g)bendi uyarınca arsaların değerinin kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12613 K: 2006/1682 T: 220.02.2006

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi gereğince; hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi. Mal sahibi için Noter marifetiyle yapılan tebligatla başlar. Olayımızda, bedele dönüştürme işlemi davalı idarece davacıya tebliğ edilmemiştir. Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9029 K: 2006/1358 T: 223.02.2006

İmar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13620 K: 2006/2158 T: 202.03.2006

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı kanunun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı karşılığının tespiti ve hakkın davacı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9958 K: 2006/1912 T: 09.03.2006

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı v.b.) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen kanıtlanmış,…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/10455 K: 2006/2160 T: 16.03.2006

Mahkemece, münavebeye alınan ürünlerin dava tarihi itibariyle dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg başına toptan satış fiyatlarını gösterir listenin İl Tarım Müdürlüğünden getirtilmesinden sonra kamulaştırma bedelinin bu verilere göre belirlenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı, oluşacak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13872 K: 2006/3003 T: 16.03.2006

Kamulaştırılan taşınmaz yol durumuna dönüştürüldüğünden 4721 sayılı T: M.K: 'nun 999. maddesi uyarınca terkinine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden davacı idare adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Taraflar arasındaki 4650 Sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14025 K: 2006/3154 T: 220.03.2006

Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/3250 K: 2006/5349 T: 201.05.2006

Bilirkişi kurulunca emsal karşılaştırılması yapılmadan, dava konusu taşınmazın kendi satışı mukayese yapılmak suretiyle değer biçildiği gibi, emsal olarak alınan taşınmaz, satış tarihinde arazi niteliğindedir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2006/1753 K: 2006/4456 T: 29.05.2006

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide en fazla % 35'ini, arsada ise en fazla %…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/3714 K: 2006/7136 T: 212.06.2006

Davacı idare, kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle davalıya ödenmiş bulunan çekişmesiz bedelin ödenmesi için davalıya ihtarname keşide ve teblig ederek sure vermiştır. Verilen sürenin bitim tarihi ile paranın ödeme tarihi arasında geçen süre için yasal faize hükmedilmesi gerekir. Taraflar arasındaki karşılıklı olarak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/9276 K: 2006/12640 T: 21.11.2006

Kısmen kapama fıstık bahçesi ve kısmen kapama meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma sahasına mücavir olan bölümüne net geliri üzerinden değer biçilmesi doğru olduğu gibi, davacının yasal müracaatına rağmen kamulaştırılmayan bu bölümdeki değer kaybı oranının belirlenmesi sonucu bedelinin tespiti ve tahsiline…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/5084 K: 2002/198 T:21.01.2003

Belediye tarafından 2886 SK'mın 35/a maddesi uyarınca davalıya satılıp tescil edilen nizalı taşınmazın aslında davacının murisinin tapu tahsis belgeli mülkü olduğundan bahisle açılan tapu iptali ve tescil davasında, nizalı parselin tapu kaydının dayanağını oluşturan idari işlemin iptal edildiği anlaşıldığına göre;…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2002/15077 K: 2003/859 T:29.01.2003

2886 sayılı yasa sonradan yürürlüğe giren bir yasa olduğu icin, devlete ait taşınmazların kiraya verilmesinde 6570 yasa hükümleri uygulanmaz. Devlete ait taşınmazların kiralanması 2886 sayılı yasa hükumlerine tabidir. Mehmet H. vekıli avükat A. Haydar Yıldız ile Milli Emlak Müdürlüğüne izaFeten…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2002/12854 K: 2003/1843 T:25.02.2003

2886 sayılı yasanın 62/son ihale şartnamesinin 24. maddesi gereğince sözleşmenin feshi halinde irat kaydedilen kesin teminatın yüklenicinin borcuna mahsup edilemeyeceği duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilmiştir. Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulune ve…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/2311 K: 2003/2548 T:10.03.2003

Gerçek kişi tarafından Hazine aleyhine 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi, bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tesbiti için açılan davaya ilişkin olarak; imar parseli oluşumunun dayanağını…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2002/13853 K: 2003/3882 T:01.04.2003

Sözleşme imzalanıp yer teslimi yatırılmadığı takdirde davacının sözleşmeden doğan zararları için dava açılması imkanı yoktur. Taraf1ar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kadulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen Hükmün süresi içinde davalı avukatınça…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/181 K: 2003/4665 T:17.04.2003

Devletin özel mülkiyetine tabi olan taşınmazlar, Devlet İhale Kanunu'nun düzenlenmesine sokularak, 6570 sayılı kanun kapsamından çıkartılmıştır. Uyuşmazlıkların halinde öncelik; özel kanun hükmünde olan 2886 sayılı kanuna verilmiştir. Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/701 K: 2003/5787 T:08.05.2003

Uyuşmazlığın 2886 sayılı yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Aynı yasanın 75/3. maddesine göre kira sözleşmesi bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilerek ecrimisil alım hükmü getirilmiş olup taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmenin bitiminden…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/2882 K: 2003/7415 T:05.06.2003

Kira sözleşmesi 2886 sayılı kanuna gore yapılmış, olsa dahi belediyelere ait taşınmazlarda 6570 sayılı yasa hükumleri gecerlidir. Dairemizin yerleşmıs uygulaması ve YHG. Kurulunun 1997/1-863 esas 1997/1090 karar sayılı 24.12.1997 tarihli kararı da bu doğrultudadır. Taraf1ar arasındaKi muarazanın meni davasının yapılan…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3504 K: 2003/5088 T:19.06.2003

Tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma isteğine ilişkin davaları Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. Ancak köy muhtarının dava açmaması halinde koy halkından bir ya…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/226 K: 2005/2995 T: 21.3.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Hüküm altına alınan alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/4973 K: 2005/5578 T: 204.05.2005

Yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. 6785 sayılı yasanın 1605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı imar yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz…

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E: 2004/12863 K: 2004/13623 T: 09.12.2004

Salt imara aykırılık idareye ve idari yaptırımı ilgilendirir. Adli yargıda bu yöne dayanılarak yıkım kararı verilemez. Hal böyle olunca davalının davacı taşınmazına yaptığı el atmayı yargılama aşamasında ortadan kaldırdığı gözetilerek el atmanın önlenmesi ve yıkım yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10119 K: 2004/10508 T: 4.10.2004

Davacı hazine, çekişme konusu 504 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu Çekişme konusu taşınmaz kadastroca hazine adına tespit ve tescil edilmişken, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan imar uygulaması ile davalı adına sicil oluşturulmuştur. Bu oluşan sicilin dayanağı Belediye…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/2524 K: 2004/3027 T: 17.3.2004

Somut olayda; iptali istenen imar parsellerinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların İdari Yargı yerinde iptal edilerek ortadan kalktığı açıktır. Bu durumda çekişmeli taşınmazlar bakımından yapılan her iki imar düzenlemesinin geçersizliği nedeniyle imar öncesi kadastral hak durumu geri döner ve…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/13901 K: 1996/14381 T: 28.11.1996

Bir vakıf malın zilyetlikle mülk edinilip edinilemeyeceği; vakfın türüne, zilyedin taşınmazın vakıf malı olduğunu bilip bilmediğine ve zilyetlikle kazanma koşullarının geçekleşip gerçekleşmediğine bağlı olduğu gibi; yalnızca muteber bir vakfiyenin bulunduğu ispat edilmekle de, belli bir taşınmazın vakıf malı olduğu sabit…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1983/5352 K: 1983/6819 T: 8.11.1983

Meralar öncesi bilinmeyen bir zamandan beri yada özgüleme kararlarına dayanılarak bir yada bir kaç köy veya kasaba halkının hayvanlarının otlatılmasına yarayan yerlerdir. (....Meralar, öncesi bilinmeyen bir zamandan beri ya da tahsis kararlarına dayanılarak bir veya birkaç köy veya kasaba halkının…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/10391 K: 1996/10401 T: 24.6.1996

2981 sayılı Kanun'un 13/b maddesi gereğince korunması mümkün olmayan gecekonduların yıkımları nedeniyle kendilerine arsa veya pay tahsis edilen durumlarda muhdesat bedeline değil, enkaz bedeline hükmedilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/11316 K: 1996/13308 T: 31.10.1996

Mahkeme, kendiliğinden 2/B Uygulaması yapamayacağı gibi, taşınmazı bu madde kapsamında kabul ederek hüküm kurması da mümkün değildir. Buna göre; orman niteliğini yitirmiş olduğu, halen üzerinde meşe toplulukları bulunan, amenajman planlarında orman toprağı sayılıp ağaçlandırılmış taşınmazda, özel mülk iddiasıyla açılan davanın…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/11770 K: 1990/29140 T: 30.10.1990

Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesinde belirtilen satın alma usulü ile kamulaştırmadan söz edilebilmesi için kamulaştırma kararının alınmasından sonra idare kendi ihale komisyonu yoksa bu amaçla kuracağı komisyon aracılığıyla bedeli tespit ettirmesi ve mal sahibi ile bu bedelde açıkça anlaşması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/22595 K: 1991/3467 T: 8.2.1991

Kamulaştırılan arsadaki su kaynağı ticari işletme olarak çalıştırılmadığı için kamulaştırma bedeline kaynak bedeli ilave edilerek artırmaya gidilemez. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1991/16767 K: 1991/28110 T: 25.9.1991 

Başkası adına tapulu sahipsiz ve zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırılmasında bina ve ağaçların bedeli zilyedine ödenir. Bunlara ilişkin bedel artırım davasını zilyet açabilir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılması davasının reddine dair…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1991/21123 K: 1991/29239 T: 4.10.1991 

İdarenin kamulaştırmadan tek taraflı olarak vazgeçmesi nedeniyle kamulaştırma bedelini geri vermek zorunda olan taşınmazın sahibi faiz ödemek zorunda değildir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı İdare vekili yönünden…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1991/13140 K: 1991/30347 T: 11.10.1991

Tapu harçları ve Kamulaştırma Kanunu'nun gerektirdiği giderler idarece ödenir. Taraflar arasındaki kamulaştırmadan doğan itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, takibin devamına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden süresinde verilen günlü dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/817 K: 1992/1331 T: 12.3.1992 

İrtifak hakkı kurulması için yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırma bedeli mülkiyetin kamulaştırılması için tespit edilecek olan bedelden fazla olamaz. Faiz, kamulaştırmadan evvelki el atma tarihinden itibaren hesaplanamaz. Kamulaştırmadan önceki dönem için ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istenebilir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/3804 K: 1993/5494 T: 22.4.1993

Arazideki kaynak suyu araziyi sulama amacı dışında kullanılmamış ise, suyun değeri araziye yapmış olduğu katkıya göre tespit edilir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1994/3927 K: 1994/4201 T: 11.4.1994

Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir. Mahalli mahkemesinden verilmiş…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/2772 K: 1996/12056 T: 18.10.1996

Dava¸ hem genel arazi kadastro tespitine ve hem de orman kadastro komisyonu tarafından gerçekleştirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası olduğu takdirde, uyuşmazlığın çözümü için; öncelikle çekişmeli yerin evvelce yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının, 683l sayılı orman…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9684 K: 2005/9953 T: 27.9.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasıdır. Davalı idare tarafından el atılarak yol haline getirilen bölümler kamuya tahsis edilebilecek yol niteliğinde olmayıp özel yol olarak kullanıldığından davacılar üzerinde bu bölümlere ilişkin tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescil…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13959 K: 2005/14269 T: 28.12.2005

Arsa niteliğindeki taşınmaza dava tarihinden önceki tarihlerde yapılan serbest satışlar emsal olabilir. Kamulaştırma dolayısıyla takdir edilen bedeller kanunen emsal olamaz. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/98 K: 1992/603 T: 17.2.1992

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan bu gibi taşınmazların çevresinde turistik tesislerin, kooperatif evlerinin ve diğer sosyal ve ekonomik faaliyetlere konu tesislerin bulunması onun arsa niteliğini kazanmasına yeterli olmayıp, bu gibi yerlerin ayrıca imar planı ile iskan sahası olarak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/2387 K: 2002/5690 T: 12.3.2002

Aynı taşınmazın paydaşı tarafından açılan davada metrekare için tespit edilen bedel, görülmekte olan dava için kesin hüküm olmamakla birlikte takdiri delil teşkil eder. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9709 K: 2006/833 T: 13.2.2006

Dava, kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkindir. Bu nevi davalarda tescile karar verilebilmesi için kamulaştırma evrakının taşınmaz sahiplerine usulüne uygun tebliğ edilmiş ve bu tebliğ üzerine idari ve adli yargıya başvurulmamış veya bu konuda açılan davaların kesin olarak…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2000/19690 K: 2001/654 T: 22.1.2001

1- Davaya konu taşınmazdan tahliye kanalı geçirilmek üzere kısmi olarak kamulaştırılmıştır. Arta kalan kesimde ise değer artışı olacağından toplam kamulaştırma bedelinin yarısını geçmemek üzere indirileceğinden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan hüküm kurulması; 2- Dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırılmadan önce T:…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/19126 K: 2002/22601 T: 17.12.2002

Kamulaştırılan taşınmazın iadesine karar verilebilmesi için, kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmamış olması ve taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir. Aynı kamulaştırma kararı ile aynı amacın gerçekleşmesi için birden…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/13088 K: 2004/792 T: 9.2.2004

Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde yazılı beş yıllık sürenin başlangıç tarihi; aynı gaye için yapılan kamulaştırmalarda, kamulaştırma bedeli en son kesinleşen taşınmaza göre belirlenir. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesi gereğince geriye alınması davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/4868 K: 2006/7597 T: 20.6.2006

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkin davada, münavebe ürünü olarak alınan buğday, nohut ve korunganın üretim masraflarının İl Tarım Müdürlüğünden gelen resmi verilerdeki miktarların altında alınmak suretiyle fazla bedel tespiti doğru olmamıştır.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2008/7975 K: 2008/10058 T: 17.7.2008

Dava, kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol alarak terkini istemine ilişkindir. Acele kamulaştırma nedeniyle verilen el koyma kararları, hukuk tekniği itibariyle, değer tespiti mahiyetindedir. Fındıklık niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin gelir metoduna göre tespiti gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki 4650…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2008/7870 K: 2008/10063 T: 17.7.2008

Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi doğru olduğu gibi, tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesi de doğrudur. Diğer taraftan her iki taraf lehine maktu vekalet…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2006/7052 K: 2006/7298 T: 3.10.2006

Kamulaştırılan taşınmazdaki yapılarda dava tarihindeki Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yayımlanan resmi birim ve yapı yaklaşık birim fiyatları listesi esas alınarak niteliklerine göre belirlenecek sınıfı itibariyle değerinin belirlenip yaşına göre yıpranma payı da düşüldükten sonra ulaşılacak değere hükmedilmesi gerekir, DAVA: Dava…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/11313 K: 2006/301 T: 26.1.2006

Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değeri tespit edilirken yakın bölgedeki ve yakın zamanlı taşınmaz satışlarının emsal alınması gerekir. El atılan taşınmazın yol olması karşısında bu yoldan Büyükşehir Belediye Başkanlığının mı yoksa İlçe Belediye Başkanlığının mı sorumlu olması gerektiğinin araştırılması gerekir. DAVA:…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/8667 K: 2003/10871 T: 2.10.2003

Sit alanı olması nedeniyle kesin inşaat yasağı getirilmiş taşınmaz malların maliklerine, sit alanında kalan malın bedeli olarak bir belge (sertifika) verilmektedir. Sertifikalar, Hazinece yapılan taşınmaz mal satışlarında ödeme aracı olarak kullanılabileceğinden, paraya çevrilip tahsili mümkün değildir. DAVA: Taraflar arasındaki 2863…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/2524 K: 2004/3027 T: 17.3.2004

Somut olayda; iptali istenen imar parsellerinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların İdari Yargı yerinde iptal edilerek ortadan kalktığı açıktır. Bu durumda çekişmeli taşınmazlar bakımından yapılan her iki imar düzenlemesinin geçersizliği nedeniyle imar öncesi kadastral hak durumu geri döner ve…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/488 K: 2004/1294 T: 18.2.2004

Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir. Bu durumda hukuki…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/6416 K: 2005/6773 T: 06.06.2005

Davacılar kayden paydaşı oldukları taşınmaza komşu parseldeki davalılara ait imar mevzuatına aykırı binanın tecavuzlü olduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve yıkım istemişlerdir. Çekişmeli yapının tecavuzlü bölümünün kaim bedelinin belirlenmesi, bu bedelin ya da tecavuzlü bölümün yıkımı halinde binanın kullanılmaz…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/5762 K: 2005/6144 T: 16.05.2005

Bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8843 K: 2005/2909 T: 28.3.2005

Arsa niteliğindeki taşınmazlarda değerlendirmenin kamulaştırılan taşınmaza mümkün olduğunca çok yönden benzeyen bir taşınmaz malın satış işlemi emsal alınmak suretiyle yapılması gerekirken, birden fazla taşınmaz mal satışının aritmetik ortalamasından hareketle değerlendirme yapılması, emsal alınan taşınmazın m2 satış fiyatının değerlendirme tarihine taşınması…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2006/7342 K: 2006/6748 T: 25.9.2006

Kamulaştırılan taşınmazın eski eser niteliğinde bulunmasının yalnızca arsa değerinde eksikliğe neden olabileceği dikkate alınmadan, zemin üzerinde bulunan yapı değerinden de indirime gidilmiş olması doğru görülmemiştir. DAVA: Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12721 K: 2005/12801 T: 29.11.2005

Dava, kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tesbiti ile davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Davada sıfatı bulunmayan Osman Altın hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi ile ölü tapu maliki Sabit Mehiç mirasçısı Asiye Altın'ın davalı sıfatıyla davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/6474 K: 2003/8160 T: 12.6.2003

Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kamulaştırmasız el atma davalarında da kıyasen uygulanır. Arsalara kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre değer biçilmesi gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında düzenleme ortaklık payı olarak alınması gereken miktardan fazla…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/2197 K: 2004/3533 T: 23.3.2004

Bilirkişi kurullarından taşınmazın arazi vasfında olduğu gözetilerek bu niteliğine göre değer biçilmesi için ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, taşınmazın değerlendirme tarihinden sonraki değişen vasfına göre arsa kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. DAVA: Taraflar arasındaki…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/5-128 K: 2002/113 T: 27.2.2002

Bir bakanlıkça onaylanmış özel plan ve projeye dayanılarak bir hizmet, yapı ve tesis yapılması halinde kamulaştırma için kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumda kamulaştırma tarihinin kamulaştırma işlemlerine başlama kararının verildiği gün olduğu kabul edilmektedir. DAVA: Taraflar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/6108 K: 2005/6008 T: 23.5.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı taraf yeni maddi vakıalara dayanarak taşınmaza kesinleşen karardan sonra el atıldığını iddia etmediği gibi, ispat da etmemiştir. Nitekim dava dilekçesinde eski maddi vakıalara dayandığı gibi mahallinde yapılan keşifte…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/13187 K: 2005/436 T: 27.1.2005

Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Bu nedenle taraflara özel amacı olmayan emsal satışları bildirmeleri için mehil verilmesi ve ayrıca aynı özellikleri taşıyan emsal kayıtları Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmesi ve teşkil olunacak ikisi teknik birisi mülk sahibi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2008/2875 K: 2008/5725 T: 29.4.2008

Taşınmazına kamulaştırmasız el atılan şahsın taşınmaz bedelini talep etme hakkı olduğu gibi, el atmanın önlenmesini isteme hakkı da mevcuttur. Davacının bu seçimlik haklardan tercihinin aksini kullanması için zorlanması mümkün değildir. İdarenin ise kamulaştırmasız el attığı taşınmazı kamu hizmetine tahsis için…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/17955 K: 2002/20473 T: 12.11.2002

Taşınmazın tapu kaydı üzerine Kamulaştırma Kanununun 7. maddesine uygun olarak kamulaştırma şerhi konulması fiili el atma olarak kabul edilmez ve fiili el atmayı başlatmaz. DAVA: Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/1112 K: 2002/1417 T: 11.2.2002

1 - Kamulaştırılan taşınmazın ve emsal taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadığının ilgili yerlerden sorularak alınacak yazı cevaplarına göre, kamulaştırılan taşınmazın kadastro, emsal taşınmazın imar parseli olduğu anlaşıldığı takdirde, kamulaştırılan taşınmazın emsalle karşılaştırması sonucu bulunan değerinden,…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/10973 K: 2007/13778 T: 26.11.2007

Olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yolla değeri tespit edilen ve bu değere göre kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verilen taşınmazın, kamulaştırma işleminin idari yönden kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, hükmedilen bedelin el atma tarihinden itibaren…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/14818 K: 2007/1818 T: 19.2.2007

Dava konusu taşınmaza fiili el atma tarihi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 38. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, doğru değildir. DAVA: Taraflar arasındaki 2942 sayılı Yasa uyarınca kamulaştırma bedelinin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/18-204 K: 2000/186 T: 22.3.2000

Münavebe ürünlerinden buğdayın verimine ilişkin değerlendirmede, hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan Kamulaştırma Değerlendirme Komisyonu raporundaki rakamlar esas alınmıştır. Bu konuda uzman resmi kuruluş olan Tarım İlçe Müdürlüğü resmi makamlarının değerlendirmede göz önünde tutulması gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/4020 K: 2007/6016 T: 10.5.2007

Dava, Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmaz ve üzerinde bulunan bine bedelinin tahsili ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Yürütmenin durdurulması kararı verildiğinden, mahkemece Kamulaştırma Kanununun 14/son maddesi gereğince idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/3993 K: 2006/7504 T: 219.06.2006

2942 sayılı Kanunun 14. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, bu Kanun hükümlerine göre açılan davaların görülmesi sırasında, tapu malikinin daha önce öldüğünün anlaşılması halinde, mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekir. Ayrıca diğer tapu maliki davalıların da adresleri tapu, vergi…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/6840 K: 1998/7984 T:20.10.1998

431 sayılı Yasa gereğince, hazineye intikal eden davaya konu parselin, zilyetliğe dayalı olarak oluşturulan tesbit tapu kaydı, davalıya mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak davadan önce davalı, taşınmazı 3. kişiye satmış olduğu için davacı hazine, satım tarihindeki raiç değerini davalıdan isteyebilir. Davalının,…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/12854 K: 1989/14679 T:08.12.1989

Hilafet ve saltanatın kaldırılması ile padişahlara ait taşınmazlar kamu malı olarak Hazineye geçmiştir. Bu nitelikteki yerlerin zilyedlikle iktisabına olanak bulunmadığı gibi; bu taşınmazları üçüncü kişilerden kayden satın alanlar iyiniyetle iktisap ettiklerini ileri süremezler. Taraf1ar arasındaki davadan dolavı, (Karabürun Asliye Hukuk…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/5515 K: 2003/5630 T: 19.9.2003

Bir gayrimenkulün orman olmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerlerden olduğu tespit edilmişse de, bu yerin para ve emek harcanarak ihya edilmesi ve ihyanın tamamlanmasından gayrimenkulün tapuya tescil edildiği tarihe kadar yirmi yıldan fazla süre ile şartlara uygun olarak kullanılmış…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/22169 K: 1991/571 T: 18.1.1991

İmar Kanunu'na göre şuyulandırılan taşınmaza takdir edilen bedelin artırılması davasında; İmar Kanunu'nun 17/son maddesi uyarınca, bedel takdirleri ve bedele itiraz şekillerinin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1992/11457 K: 1992/16089 T: 23.6.1992

Bedele dönüştürülen karşılığın artırılması davasının, davacının payı için herhangi bir şahsa ait parselde borçlandırma ve ipotek tesis edilmemişse belediye aleyhine açılması doğrudur. Taraflar arasındaki bedele dönüştürülen karşılığın artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın husumet yönünden reddine dair verilen hükmün…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/7584 K: 1992/9287 T: 12.10.1992

Özel tahsisli ortak yerlerin 2981 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca kazanılmış bağımsız bölüm olarak arsa payı tahsisi suretiyle tesciline karar verilemez. Çünkü böyle bir tescil ana bina ve müştemilatının bağımsız bölüm malikleri tarafından yasanın öngördüğü şekilde kullanımını engelleyecek nitelikte olacaktır.…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/5147 K: 1993/7162 T: 27.5.1993

Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ana taşınmazın mimari projesine aykırı olarak inşaat ve bağımsız bölüm yapmak kat maliklerinin oybirliğini gerektirmekte ise de, 2981 sayılı Kanun'un 16.maddesine göre irtifak hakkı kurulmuş binalarda bağımsız bölüm kazanılmış ise, yasal koşulların gerçekleşmesi halinde bu yasal…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/6394 K: 1993/8437 T: 29.6.1993

2981 sayılı Kanun'un 16. maddesine göre kazanılan bağımsız bölümlerin diğer maliklerin muvafakati aranmaksızın arsa payı verilerek tescilinde, arsa payına karşılık hesap edilecek değer, taşınmazın dava tarihindeki değeri olmalıdır. Dava dilekçesinde imar affı sebebiyle tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş,…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12410 K: 2005/1768 T: 25.2.2005

İdarenin kamulaştırma bedelinin tesbitini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca, anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/9110 K: 2004/10086 T: 18.10.2004

Kamulaştırma Kanununa göre, kamulaştırmaya konu arsalara, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Emsalin mümkün oldukça dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zamanlarda yapılmış özel amacı olmayan satışlara ilişkin olması ve dava konusu taşınmazla benzer özellikler taşıması gerekir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1998/1864 K: 1998/2476 T: 12.3.1998

Taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi, ona mutlaka araziden fazla değer verilmesini gerektirmez. Etrafı ile aynı nitelikte olan ve planda yer almaktan başka üstün bir niteliği bulunmayan, alt yapı hizmetlerinden yararlanmayan dava konusu taşınmaza, çevresindeki arazi kadar değer verilmesi gerekir. Temyiz isteminin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/15401 K: 1997/18281 T: 9.12.1997

Kamulaştırma bedelinden kesintisi yapılan ve özel Kanun'dan doğan KDV'nin, Kamulaştırma Kanunu'nda idare tarafından ödeneceği belirtilen tapu harçları ve giderlerden sayılamayacağından, davalı İdare tarafından yüklenilmesi istemi Yasaya aykırıdır. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/10893 K: 1997/14963- T: 13.10.1997

Kısmî kamulaştırma yapılan taşınmazda, kamulaştırma dışında kalan kısımdaki değer değişikliğinin tespitinde, kamulaştırmadan artan kesimin tümü göz önüne alınmalıdır. Taşınmaz üzerinde, daha önceden irtifak hakkı kurulmuşsa, bu irtifakın taşınmazda meydana getirdiği değer düşüklüğü oranının, değerlendirme tarihindeki karşılığının, kamulaştırma bedelinden indirilmesi gerekir.…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/8723 K: 1997/12282 T: 15.9.1997

Emsal taşınmazın, kamulaştırılan taşınmaz malla aynı konumda, aynı yerde ve nitelikte olması gerekmez. Ayrı özellik ve nitelikleri taşıyan ve başka yerlerde bulunan emsal kayıtlar incelenerek, aradaki farklılık ve değişiklikler tespit edilerek de, kıymet takdiri mümkündür. Bilirkişi ile kıymet takdir komisyonu…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/9045 K: 1997/10620- T: 26.6.1997

Yasaya uygun olarak hazırlanan her iki bilirkişi raporunda yer alan bir çelişki sonucu, mahkemece üçüncü keşif yapılmasına karar verildiği takdirde davacı taraf kesin mehil süresi içinde keşif için gerekli giderleri yatırmazsa, bu durum keşiften kaçındığı anlamını taşır ve aleyhinde olan…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/6433 K: 1996/7386 T: 17.9.1996

Somut emsal alınan taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelmiş olmasına karşılık, dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde karşılaştırma sonucu bulunacak değerinden veya yüzölçümünden İmar Kanunu'nun 18/2 maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması karşılaştırılan taşınmazların eş…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9531 K: 1996/10866 T: 5.12.1996

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşılan taşınmazın, konut yapılmak üzere parsellenip tapuya bu yolda şerh verildiği ya da Bayındırlık ve İskân Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen alanda iskân sahası olarak ayrıldığı hususları araştırılıp, buna göre…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10132 K: 1996/10441 T: 25.11.1996

Emsal alınan taşınmaz, imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden düzenleme ortaklık payına tekabül eden oranda indirim yapılması gerekmektedir.  Dava dilekçesinde kamulaştırma…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/13828 K: 1996/14754 T: 22.10.1996

Yol fazlası taşınmazın bedeli karşılığı davacıya devri ve fazla alınan bedelin iadesi davasında, belediye encümeninin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre kıymet takdir komisyonunca biçilen değeri değiştirme yetkisi bulunmadığından ve davalı idare tarafından da bedele itiraz davası açılmadığından, kıymet takdir komisyonunca biçilen…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1989-716-620 K: 1990/6 T: 17.1.1990

298l sayılı Yasanın 10. maddesine 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen (b) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasasının ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağına süresi içerisinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1988/3-682 K: 1988/1001 T: 14.12.1988

3290 sayılı Kanun kapsamındaki gecekondulara işgal tazminatı ve arsa kullanım bedeli uygulamasına ilişkin 18/d madde hükümlerini gözönüne almak zorundadır. “Taraflar arasındaki işgal tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Şişli l.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen ll.12.1986 gün ve 277-505…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1986/8-386 K: 1987/486 T: 5.6.1987

Gerçek orman niteliği taşıyan bir yerin dağıtımı geçersizdir. Bu yer için çıkarılan tapu kaydı taşınmazın orman niteliğini değiştirmez. Çekişmeli yer tapusuz sayılacağından, orman sınırı dışına çıkarılması halindE: kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile edinilebilmesi (iktisabı) için gerekli zilyetlik süresinin başlangıç tarihi,…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1983/8-578 K: 1985/349 T: 24.4.1985

Fen Memuru olmayan sicil muhafızına çizdirilen krokilerin, tescil kararına dayanak yapılmasına olanak yoktur. Zilyetlik sürelerinin birbirine eklenebilmesi için, zilyetlik süresi eklenecek öncesi zilyetlerin de kazandırıcı zamanaşımından yararlanma haklarına sahip olmaları zorunludur. Taraflar arasındaki “Tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Çayıralan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1980/3-1715 K: 1981/645 T: 2 30.9.1981

Kamu malları (hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar) özel mülkiyete konu olamaz, kural olarak tapuya tescil edilemez. Özel mülkiyetten ayrı bir hukuksal yapıya sahip bulunan bir kısım kamu malları üzerinde belediyelerle köylerin, kamu hukuku kurallardan kaynaklanan ve bunların idare, denetim…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/9053 K: 1996/9768 T: 21.11.1996

İskan olgusunun belge ile kanıtlanması gerekirse de, belgeler yangında yok olmuşsa tahsisin, tanık anlatımlarıyla kanıtlanması mümkündür. Tahsisle o yer, metruke niteliğini kaybeder. Tapu iptali ve tescil davalarında, kamulaştırıldığı anlaşılan yer için, mülkiyetin tespitine karar vermekle yetinilmelidir. Naile ile müşterekleri ile…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/5666 K: 1997/2656 T: 8.4.1997

Çekişmeli taşınmazın doğusunda olup krokisinde oluk olarak gösterilen yer ile çevresinin harman yeri olduğu bilirkişi ve tanıklarca ifade edilmiştir. Doğu sınırında eylemli olarak harman yeri bulunduğuna göre, çekişme konusu taşınmazın doğudaki harman yerinin devamı olduğu kabul edilir. Kayıt miktarı kadar…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/l1198 K: 1996/5710 T: 6.6.1996

Suları kendiliğinden kuruyan, çekilen, yatak değiştiren akarsular doğal nitelikleri sonucu kazandıkları kamu malı niteliğini kaybedeceklerinden, bu fiili değişiklikler sonucunda kamu malı nitelikleri de son bularak medeni hukukla düzenlenmiş özel mülkiyete konu olabilirler. Mahkemece taşınmazın hali hazır durumu ve öncesi itibariyle…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4823 K: 1994/6756 T: 12.5.1994

Yasalarımıza göre mezarlıklar, kamu malı niteliğinde olup, ölülerin gömülmesi için belirlenen yerler dışında başka yerlerin mezarlık olarak kullanılması yasaklanmıştır. Bir şahsın, derneğin veya camiin mezarlığı olamayacağı gibi, köylerdeki mezarlıklar da, köy tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle, köyde bulunan nizalı taşınmazın…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/2057 K: 1991/3232 T: 5.3.1991

Köy boşluğunun mülkiyeti Hazine’ye ait olup zilyetlikle kazanabilecek yerlerdendir. Köy hükmi şahsına karşı açılan davada asıl malik olan Hazine taraf durumu almadığına göre uyuşmazlığı zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Hüseyin ile Hisar Köyü Muhtarlığı aralarındaki men’i müdahale davasının reddine dair,…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/13606 K: 1991/ 13019 T: 30.9.1991

Genel olarak mezarlıklar., sınırları içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişiliğine aittir. Özel mezarlık ya da bir caminin mezarlığı söz konusu değildir. Gerek Belediye, gerekse Köy Kanununa göre bu tür yerler kamu mallarından sayılır. İdare ve nezaret görevi, içerisinde bulunduğu kamu kuruluşuna…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/11922 K: 1992/9234 T: 1.6.1992

Suriyelilere ait taşınmazların tasarrufları yasaklanmış ve kısıtlanmış olduğundan zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Zöhre (Zehra) ve müşterekleri ile Hazine, Belediye Başkanlığı, İlyas ve Varde aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (İskenderun Birinci Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 2.4.1991 gün…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1989/567 K: 1989/2675 T: 20.3.1989

Orman kadastro davaları, Orman Yasası hükümleri göz önünde tutularak çözümlenmelidir. Orman yasasına aykırı düşmeyecek durumlarda, 3402 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. Selime ve Salih vekili ile Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü aralarındaki kadastro tespitine itiraz…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1987/16058 K: 1987/16080 T: 29.12.1987

Yol fazlası olan yer kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilebilir. Mustafa ve Mehmet vekili ile Hazine vekili ve Höyüklü Köyü muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair, (Yalvaç Sulh Hukuk Hakimliği)nden verilen 20.10.1987 gün ve 575/651 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1987/12825 K: 1988/1128 T: 5.2.1988

Tapulama yapılan bir birlikteki eski tapu kayıtları hukuksal değerini yitirir. Bunlardan ancak zilyetlik belgesi olarak yararlanılır. Eski ve yeni hukukumuzda Meralar, bir köyün veya bir beldenin hayvanlarının otlatılmasına tahsis edilmiş ve ayrılmış yerlerdir. Arazi Kanununa göre, bu yerlerden tahsis veya…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1990/16437 K: 1991/6746 T: 13.5.1991

Bataklık ve göller Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken yerlerdendir. Davada hazine taraf olmadığına göre, köy tüzel kişisi olan taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mülkiyet esası bir tarafa bırakılarak, zilyetliğin korunması kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Toklar Köyü Muhtarlığı ile Gılmanlar Köyü…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993

Kadastro Kanunu uyarınca; yol, meydan ve köprü gibi orta malları yalnızca haritada gösterilmekle yetinilir. Bunlar için tesbit yapılmaz ve tutanak düzenlenmez. Bu itibarla, orta malları için düzenlenen tutanağın tarihi, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin başlangıcına esas…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/10024 K: 1991/9207 T: 21.6.1991

Çekişmeli taşınmaz ve sınırdaşı parselin doğu, batı ve kuzey yönü ormanla çevrili olup sınırdaş parsel de çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edildiğine göre, dava konusu taşınmazın ormana el atmak suretiyle elde edildiği kabul edilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1996/5453 K: 1996/6976 T: 17.6.1996

Kiralananın son mirasçı olarak Hazine adına tescili ve Hazine temsilcisinin miras bırakanla yapılan kira sözleşmesinin sona erdiği ve 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereği tahliye edilmesi gerektiği hususunun kiracıya ihtarla bildirildiği durumunda, kiracının tahliye etmemesi halinde tahliyeyi sağlamak için açılan…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/15221 K: 1996/1281 T: 30.1.1996

Dava konusu sulara ilişkin uyuşmazlığın giderilmesi için; uzman bilirkişiler aracılığı ile uygun bir dönemde keşif yapılarak, genel su ilkelerine göre, çıkış yerleri saptanıp debileri ölçülmek, kadim yada öncelikli yararlanma haklarının hangi tarafa ait olduğu gözetilip, bu sulara olan ihtiyaçları usulünce…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/1454 K: 1995/1870 T: 16.2.1995

Tapulu taşınmazda kaynayan suyun; taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük olduğu veya yeryüzüne çıkar çıkmaz dere haline geldiği veyahut özel mülkiyete bağlı kalmasının kamu için zararlı olacağının, toprak-su ilişkisinden anlayan jeoloji mühendislerinin de içlerinde bulunduğu bilirkişi heyetince belirlenmesi halinde; bu…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1994/5679 K: 1994/7378 T: 9.5.1994

Vakıf arazisindeki hamamın suyu, şehir suyu şebekesine katılarak belediyeye devredilmiş olmadıkça, hamama, belediye suyundan bedelsiz su verilmesi olanaksızdır. Hamamın suyu, şehir suyuna karışmaksızın kaybolmuşsa, sayaç takılarak hamama su verilmesi şeklinde oluşan belediye müdahalesinde haksızlık yoktur. Dava dilekçesinde 2.500.000 lira değerindeki…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1992/7460 K: 1993/90 T: 18.1.1993

Yeraltı suları, 167 sayılı Kanun hükümleri uyarınca genel sulardan olup anılan Kanunun 4. maddesinde ve bu konuda istikrarlı Yargıtay Kararlarında vurgulandığı üzere herkes, kadim ve öncelik hakkı nazara alınarak kendi faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde, l.800.000 lira tazminat ve…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/7516 K: 1994/10267 T: 22.9.1994

3194 sayılı Kanun uyarınca imar planı kapsamında kalan yerlerde kadastral yollar, meydanlar ve meralar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. İmar uygulamaları sırasında mera niteliği yetkili…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/473 K: 1995/3445 T: 20.2.1995

İmar ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak işlemden dolayı gerçekleştirilen imar düzenlemelerinde, bedel artırım davası, Beledi ye aleyhine değil, ipotek borçlusuna karşı açılmalıdır. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerine itiraz davasından dolayı verilen hükmün Yargıtay'ca onanması hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 17.11.1994…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8398 K: 1995/9871 T: 10.10.1995

2981 sayılı Kanun'un 16. maddesi gereği kazanılmış bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle tescilin istenebilmesi için inşaatların, Kanun'un yürürlüğe giriş tarihi olan 22.5.1986'dan önce tamamlanmış olması ve başvurunun da yasal süreler içinde yapılması gerekir. Ayrıca, bu tür davalarda tüm bağımsız…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/16163 K: 1995/16952 T: 20.12.1995

Mütemmim cüz'ün mülkiyeti ve tasarruf hakkı kural olarak, üzerinde bulunduğu arza bağlı ise de, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü şahsa ait bir taşınmaz üzerine mütemmim cüz niteliğinde yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu yaptığı inşaat bir başkasına ait…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/411 K: 1996/1592 T: 13.2.1996

2981 sayılı Kanun'un 16. maddesi gereği kazanılan bağımsız bölüme müştereken malik olanların birlikte tescil talebinde bulunmaları gerekir. Ayrıyeten tescile karar verilebilmesi için, arsa payına karşılık hesap edilen değerin kat malikleri adına milli bir bankaya bloke ettirilmesine de karar verilmelidir. Dava dilekçesinde ilave bağımsız…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1997/2214 K: 1997/4006 T: 29.4.1997

2981 sayılı Kanun'un 16/5 maddesinden yararlanabilmek için ilgili hükmün yürürlüğünden önce kat ilavesinin yapılması gerekir. Dava dilekçesinde yeniden yapılan bağımsız bölümlerin tapuya tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal süresi…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1997/5828 K: 1997/6971 T: 1.7.1997

Kat irtifakı kurulmuş binalarda 2981 sayılı Kanun'un 16. maddesinden istifade ile bağımsız bölüm kazanılmış olması durumunda, tescil talebinde ancak taşınmazda paydaş olan kişiler bulunabilir. Dava dilekçesinde 5. kata yapılan bağımsız bölümün tapuya tescili istenilmiştir. Mahkemece bağımsız bölümün davacı Ş... adına tesciline, N...…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/10381 K: 1994/12506 T: 14.6.1994

Kamulaştırma bedeli için kıymet takdir komisyonunun tespit ettiği miktar ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktar arasında bir mislini aşan önemli bir oransızlık söz konusu ise yeni keşif yapılması gerekir. Gecekondu yıkımlarında bina sahiplerine bina değeri değil enkaz değeri ödenir. Taraflar…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/3476 K: 1996/4411 T: 25.3.1996

Korunması mümkün olmayan gecekonduların yıkımları nedeni ile 2981 sayılı Kanun'un 13/b maddesi uyarınca kendilerine arsa ve pay tahsis edilen hak sahiplerine belediyece bedeli ödenir. Enkaz bedeli ise, yıkımdan sonra kullanılabilir malzeme değerinden ibarettir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/10391 K: 1996/10401 T: 24.6.1996

2981 sayılı Kanun'un 13/b maddesi gereğince korunması mümkün olmayan gecekonduların yıkımları nedeniyle kendilerine arsa veya pay tahsis edilen durumlarda muhdesat bedeline değil, enkaz bedeline hükmedilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/3476 K: 1996/4411 T: 25.3.1996

Korunması mümkün olmayan gecekonduların yıkımları nedeni ile 2981 sayılı Kanun'un 13/b maddesi uyarınca kendilerine arsa ve pay tahsis edilen hak sahiplerine belediyece bedeli ödenir. Enkaz bedeli ise, yıkımdan sonra kullanılabilir malzeme değerinden ibarettir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi…

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1970/7 K: 1972/4 T: 13.3.1972

Deniz kenarındaki kumluklar, Gecekondu Kanununda yazılı amaçlar için kullanılmak üzere belediyeye devredilen yerlerden değildir. Deniz kenarlarındaki kumlukların, 775 sayılı Gecekondu Kanununda yazılı maksatlarla kullanılmak üzere Belediyelere devir edilip edilmediği hakkında Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31/12/1968 gün, 9680 esas ve 8549…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1994/9923 K: 1995/673 T: 27.1.1995

Meralar, onaylanmış imar planında genel hizmetler dışında bir amaca ayrılmışsa, belediyelere terkini sözkonusu olmaz. Bu nedenle çıplak mülkiyeti Hazineye ait olan meraların özel mülk olarak belediyelere geçmesi mümkün değildir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.9.1992 gününde verilen dilekçe ile satın…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2004/4043 K: 2004/11893 T: 14.9.2004

Yolsuz tescil nedeniyle tapunun iptal edilmesiyle yapılan satış sözleşmesi de geçersiz olacağından, kişi verdiği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesini isteyebilir. Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2006/576 K: 2006/1231 T: 27.2.2006

1062 sayılı "Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-İ Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun"un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak çıkarılan kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir suriyeli'nin türkiye'de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir suriyeli'ye ait taşınmazın da bir…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1938 K: 1995/2415 T: 24.2.1995

Davalıya terası kullanma ve tadilat yetkisi veren, yönetim planını imzalayan ve aynı zamanda teras katında her türlü tadilat ve inşaat için muvafakat veren kat malikinin aradan 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra bu tadilatın yıkılarak eski hale getirilmesini istemesi hakkın suistimalidir. Davacı I... A... ile…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/6651 K: 2005/7232 T: 27.10.2005

Tapulu bir taşınmazın veya bir bölümünün tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi için yasada belirtilen koşulların oluştuğunun kanıtlanması gerekir; mahkemece, davacıların dayandıkları delillerin tümü toplanmadığı için kazanmanın gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılmamaktadır; lübnan uyruklu bir kişinin Türkiye'deki taşınmazının edinilip edinilmeyeceğinin öncelikle gözönünde tutulması…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/3304 K: 2004/5177 T: 22.4.2004

Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, Türkiye'de bulunan taşınmaz ve taşınır malları ile bütün hak ve menfaatlerine 28.5.1927 gün 1062 sayılı kanun hükümlerine müsteniden hazinece el konulmuştur Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih…

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1993/6100 K: 1993/7439 T: 15.7.1993

Suriye uyruklu miras bırakanın devletçe el konulan taşınmaz malları doğrudan Türk mirasçısına geçmez. Yukarıda tarih, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün, Dairenin 26.4.1993 gün ve 3445/4231 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/11678 K: 21997/13242 T: 28.10.1997

Medeni Yasanın 651. maddesinin uygulanmasını gerektiren olaylarda; maddenin öngördüğü diğer koşullar oluşmuş ve uyuşmazlığında "irtifak hakkı kurulması" yoluyla çözümlenmesi durumu ortaya çıkmış ise; bu durumda da 3194 sayılı Yasanın 16. maddesi hükmü gözetilmelidir. Devaci tarafından, davalılar aleyhine açılan el atmanın…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/15721 K: 1997/600 T: 22.1.1997

Davalının imardan önce paydaş bulunduğu kadastro parseli üzerine yaptığı binası, imar ıslah uygulaması sonucunda davacıya ait imar parseline tecavüzlü hale geldiği takdirde, kendi arzu ve idaresi dışında idari kararla oluşan bu durum karşısında, davalı kusurlu sayılamayacağından; tespit edilecek bina bedelinin…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1992/14579 K: 1993/1967 T: 18.2.1993

Kışlaklar, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamayacakları gibi zamanaşımı yolu ile de kazanılamazlar. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı idare temsilcisi tarafından süresinde…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/13999 K: 1989/15149 T: 18.12.1989

Mera sınırı; niteliğinden ötürü, genişletilmeye elverişli ve değişebilir sınırlardandır.Kural olarak, kayda göre edinmenin korunması ve kayda üstünlük tanınması asıldır. Ancak; davacı davalılara önceden yapılmış ve tapulamanın o bölgede başladığı tarihe kadar bozulmamış olan tapu dışı satış ve buna bağlı zilyetlik…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1983/6136 K: 1988/7838 T: 29.6.1988

Tepe sınırı; kural olarak, değişebilir ve genişletmeye elverişli sınırlardandır. Ancak, kültür arazisinin bitiminde tepenin aniden yükselmesi ve tarıma olanak vermeyecek diklik göstermesi durumunda sabit sınır sayılabilir. Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Zara Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 14.7.1987 gün ve 231/244 sayılı…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1987/12718 K: 1988/1477 T: 15.2.1988

Genel yoldan herkesin yararlanma hakkı ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı vardır. Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalının genel…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1985/7234 K: 1985/10247 T: 1.10.1985

Nitelikleri yönünden kamunun yararlandığı ve tescile bağlı olmayan deniz, akarsu, kumluk, kayalık, bataklık gibi yerler üzerinde imar ve ihya yoluyla özel mülkiyet kurulamaz. Bu tür yerlerin yanlışlıkla tapuya tescili kayıt sahiplerine mülkiyet hakkı vermez ve tapu kaydına dayanarak mal edinenler…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/7197 K: 2002/6868 T: 15.10.2002

Somut olayda davalının eşi aleyhine kamu davası sonucunda ihtilaflı gayrimenkulün bir bölümünün mera olduğu tespit edilmiş ve cezalandırılmasına karar verilmiştir, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı hukuk hakimini de bağlar zira bu karar davacı hazine lehine güçlü bir delil teşkil etmektedir. Davacı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6940 K: 2003/6925 T: 9.10.2003

Mera kanununa göre tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaklardan bu kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağı belirtilmiştir; davalı, tahsis amacının değiştirilmesi yönünde ilgili bakanlığa başvurduğunu bildirdiğine göre bu başvurunun akıbetinin araştırılması gerekirdi. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.6.1999 gününde verilen…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4026 K: 2003/7766 T: 4.11.2003

Mera, yaylak ve kışlakların kullanım hakkının kiralama esas ve usulleri mera yönetmeliğinde; ayrıntılı şekilde açıklanmıştır; davalı çekişmeli taşınmazı mera yönetmeliğinin 7.maddesinde açıklanan esas ve usullere göre kiralamamış ve mera değil tarla olarak kullandığından; yazılı gerekçe ile el atmanın önlenmesi davasının…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/09190 K: 2004/01666 T: 9.3.2004

Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz sınırları daraltılamaz. Meralar üzerinde aidiyet iddiası ile el atmanın önlenmesi tapu, tespit iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Davacı vekili tarafından, davalı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/1306 K: 2003/1733 T: 13.3.2003

Aleyhine geçit hakkı kurulan parsel maliye hazinesi adına tapuda kayıtlı olup, üzerinde köy okuluna ait intifa hakkı bulunduğundan dava konusu parsel kamu hizmetine tahsis edilmiş özel mülkiyete konu olamayacak bu nedenle de üzerinde geçit kurulamayacak yerlerdendir. Davacı vekili tarafından, davalı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3854 K: 2003/4616 T: 5.6.2003

4342 sayılı mera kanunu uyarınca il mera komisyonu tarafından mera tespit, tahdit ve tahsis çalışmalarına karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması anılan kanun’un 13.maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.6.2002 gününde verilen dilekçe ile…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3504 K: 2003/5088 T: 19.6.2003

Öncesi mera olan dava konusu taşınmazın sonradan yapılan nitelik değişiminin usul ve yasaya uygun bulunmaması nedeniyle davanın kabulü ile hazine adına özel mülk olarak tescile ilişkin tapu kaydının iptali ve yeniden mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekir. Davacılar tarafından, davalı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5475 K: 2003/6097 T: 18.9.2003

Davacı lehine dava konusu meralardan kiralama suretiyle veya başka şekilde yararlanma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmakla birlikte, yargı yolu bakımından idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de bu tür davalar idari kazaya tabi değildir. Davacı…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/4239 K: 2004/8044 T: 22.11.2004

Dava konusu parsel, tahsisli mera olmadığı gibi, kadim kullanım bakımından da öncesi mera olan yerlerden değildir; taşınmazın bazı bölümlerinde zamanla mera bitkileri oluşması, buraya mera niteliği kazandırmaz. Davacı tarafından, davalı aleyhine 3.3.1975 gününde verilen dilekçe ile 1230 sayılı parselin tapusunun…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1994/987 K: 1994/1898 T: 24.2.1994

Hakemde, hazine ve belediye arasındaki ihtilafın konusu olan taşınmazın kime ait olduğuna karar verilir; bu karar kesinleştikten sonra tapuda ona uygun ihdasi karar verme işi mahkemeye aittir; bu nedenle hazine, taşınmazın öncesinin mera olduğuna dair tespit kararını mahallin en yüksek…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/5272 K: 2005/8293 T: 27.9.2005

Köy merasından yararlanmakta olan köylünün, bu yerin özel mülkiyet kapsamına alınması nedeniyle kullanım hakkı kısıtlandığından, açacağı tapu iptali davasında meşru, kişisel ve güncel yararının kısaca hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.3.2004 gününde verilen dilekçe ile…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4730 K: 2003/5491 T: 15.9.2003

Meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemez. Ş. ile Hazine ve G. Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair G. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 4.3.2003 gün ve 11/36 sayılı hükmün Yargıtay'ca…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/3142 K: 2003/7464 T: 9.6.2003

Kadastro mahkemesine ait dava sonunda mera olarak tescil edilen yere ürün eken kişi sadece ürünün yetiştirilmesi için yaptığı zorunlu giderleri yani sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebilir, bu durumda ürün bedelini talep etme imkanı yoktur. Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/7275 K: 2003/7662 T: 18.11.2003

Köy orta malı meraya el atmaktan ötürü davacı hakkında ceza mahkemesi kararı ile taşınmazın hükmen mera olduğu belirlenmiş olmakla; bu davada zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil mümkün değildir. Süleyman ile davalı Hazine ve A. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/7724 K: 2005/1781 T: 8.3.2005

Dava konusu taşınmazın mera olduğu ileri sürülerek, davalı köy tüzel kişiliği tarafından davacının yararlanmasına karşı koyulduğu iddia edilen davada; uyuşmazlığın meraya ilişkin olduğu göz önüne alınarak, yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi, bu nedenle taraflara tanık…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/1786 K: 2005/2158 T: 21.3.2005

Taşınmazın, miras bırakanlar ve davacı tarafından sınırlandırma tarihinden geriye doğru 50 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından belirtilmesi, kadim veya tahsisli mera olmadığının bildirilmesi, tarım arazisi niteliğini taşıdığının uzman bilirkişi raporunda açıklanmış bulunması,…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2607 K: 2005/3214 T: 22.4.2005

Boş arazi niteliğiyle tespit dışı bırakılan ancak daha önce sürülüp işlenmeye başlandığı ve üzerinde mera karakterli bitki ve otların bulunduğu uzman bilirkişi raporundan anlaşılan taşınmaza ilişkin tescil talebinin reddi gerekir. Fatma ve müdahil davacı Muhsin ve müşterekleri ile Hazine ve…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3498 K: 2005/4247 T: 6.6.2005

Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda, yerel bilirkişi ve tanıkların bu yerden yararlanmayan komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmeleri gerekir. K: ve İ. ile Hazine ve U. Köyü Tüzel Kişiliği, müdahil davalılar A. ve müşterekleri aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/8950 K: 2005/556 T: 31.1.2005

Davacının hazine tapusunun oluşmasından önce kazanmayı sağlayan zilyetliğini kanıtlaması gerekmektedir; davacının, hazineye ait tapunun tesis tarihinden geriye doğru tmknun 713/1, 3402 sayılı kadastro kanununun 14. maddesinin aradığı 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresini doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mustafa Kemal Ö. ile Hazine…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3220 K: 1996/3633 T: 3.7.1996

Vakfa ait arsa üzerine gecekondu yapan davalıya, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgesi verilmiş ve tapunun beyanlar hanesine davalının arsa bedelinden dolayı borçlandırıldığı yazılmıştır. Bu nedenle kadastro sırasında sözkonusu borç tutanağının rehinler hanesine aynen aktarılarak davalı adına tespit edilmesinde…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/396 K: 2005/1286 T: 21.2.2005

Zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğine göre; taksime konu yapılan ve vergi kayıt miktarı kapsamında kalan parseller ile bunların hizasında yer alan ve miktar fazlası olarak mera niteliğiyle sınırlandırılan parseller bir bütün olarak gözetildiğinde davacının dava dilekçesinde istediği ¼ payın;…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/2664 K: 2004/5368 T: 6.7.2004

Tescil konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır; böyle bir yerin 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 17. maddesinde yazılı koşullar altında ihya edilmesi ve ihya olgusunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle tasarruf edilmiş olması kazanmayı…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4721 K: 2004/5411 T: 7.7.2004

Taşınmazın kamu emlakine dönüştüğü gözetilmeden mülkiyetin tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, davacı adına tescile karar verilmiş olması ve davacının müdahalenin önlenmesi konusunda bir isteği bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak hazinenin bu yerdeki müdahalesinin men'ine şeklinde hüküm kurulmuş olması da humk:…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4959 K: 2004/5501 T: 9.7.2004

Uyuşmazlık konusu taşınmaz tespit dışı bırakılan yerlerden olup, öncelikle tmk’nun 713/3. fıkrası uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan belediye’ye davanın yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya katıldıkları takdirde davaya karşı delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması gerekir;…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/5261 K: 2003/5697 T: 22.9.2003

Mera, yaylak ve kışlak gibi kamunun hizmetine terk ve tahsis edilen hizmet mallarının mülkiyeti hazineye ait olup, el atmanın önlenmesi davası dinlenemez. H. ile M. ve A. aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair T: Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 14.5.203…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1987/4002 K: 1987/4319 T: 6.4.1987

Bataklık Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Zilyetlik yoluyla kazanılamaz. 25.12.1954 tarihli ve 1953/625 esas, 1954/826 karar sayılı hükmün esasını oluşturan haritada, dava konusu taşınmaz, bataklık olarak gözükmektedir. Bu hükme ilişkin dosyada belgelere göre de taşınmazın o tarihlerde bataklık…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1986/10595 K: 1986/11217 T: 17.11.1986

Eski eser sayılan yerler zilyetlik yolu ile tescil edilemez. Ancak, 2863 sayılı Yasa hükmüne göre tescil isteminde bulunulabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Belediye Başkanlığı ve Hazine vekili aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, (Kadınhanı Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 15.1.1986 gün ve…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/4862 K: 1997/904 T: 6.2.1997

Dava konusu taşınmaz, tapulamada mera olarak sınırlandırılmış olduğundan, uyuşmazlık meraya ilişkin olup, meranın mülkiyeti Hazine’ye ait olup, Hazine yanında Belediye Başkanlığı da davada, davalı olarak gösterilmelidir. Yusuf ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Hüyük Asliye Hukuk…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/8239 K: 2004/1586 T: 9.3.2004

İmar işlemi idari bir işlemdir; taşınmazın öncesi tapulu ya da tapusuz olsun önemi yoktur; idari işlem idari yargıda iptal edilmediği sürece geçerliliğini korumakta olup; imardan önceki gerçek hak sahipleri imar işlemiyle doğru ya da yanlış olarak belirlenmiş ve bu işlem…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1991/8507 K: 1991/12488 T: 4.11.1991

Meraların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köye aittir. Böyle bir iptal davasında köy tüzel kişiliği yasanında, Hazineye de husumetin yöneltilmesi gerekir. Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar yasal süre içerisinde davalı tarafından temyiz edildiğinden;…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/8162 K: 1989/9365 T: 11.9.1989

Doğal servet ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur. Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez. Taraflar arasında birleştirilerek görülen tescil davası sonucunda, Yerel Mahkemece davacı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/701 K: 1992/1370 T: 12.3.1992

Kısmen kamulaştırmada binanın arta kalan kısmının yararlanmaya elverişli olması halinde eski nitelikleri dairesinde kullanılacak duruma getirilmesi için gerekli olan giderler ve bedeller kamulaştırma bedeline eklenir. Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1992/12673 K: 1992/17617 T: 7.9.1992

Mal sahibinin geri alma hakkının doğabilmesi için kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaması gerekir. Bu hak doğumundan itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Taraflar arasındaki kamulaştırılan gayrimenkulün geri verilmesi davasından dolayı yapılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1993/8654 K: 1993/12169 T: 22.6.1993 

Kamulaştırmadan idarenin tek taraflı olarak vazgeçmesi durumunda mal sahibinden bankaya yatırdığı kamulaştırma bedeli nedeniyle faiz istenebilmesi için mal sahibinin temerrüde düşmesi gerekir. Bu durumda faiz temerrüt tarihinden itibaren başlar. Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8307 K: 1996/9756 T: 7.11.1996

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan taşınmazın arsa olarak sayılabilmesi için ya konutun turistik veya sınai tesis yapılmak amacı ile parsellenip tapuya şerh verilmesi ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile sınai veya turistik önemi yahut hızlı şehirleşme faaliyetleri dolayısı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8446 K: 1996/9746 T: 7.11.1996

İmar planı içinde yer almayan bir taşınmazın arsa olarak nitelendirilebilmesi aşağıdaki koşulların bir arada bulunmasına bağlıdır: - Belediye ya da mücavir alan içinde olmak, - İskana ayrılmış olmak, - Belediye hizmetlerinden yararlanmak, - Meskun yerler arasında yer almak. Dava dilekçesinde…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7751 K: 1996/9355 T: 30.10.1996

Kamulaştırma Kanunu'nun 13. maddesine göre kamulaştıran idare, takdir komisyonunun belirlediği değeri taşınmaz malikine ödenmek üzere bir bankaya bloke etmek zorunda olup taşınmazın takdir edilen bu değerinden idarece herhangi bir kesinti (KDV adı altında dahi olsa) yapması söz konusu değildir. Dava…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8169 K: 1996/9169 T: 22.10.1996

Taşınmazın ilerde uygulanacak imar planı içerisindeki konumu dikkate alınmaksızın mevcut durumu itibariyle değerlendirme yapılır. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/7741 K: 1996/8892 T: 3.6.1996

Taşınmaza, yonca gelirine göre (zirai gelir metodu) değer biçilebilmesi için değerlendirme tarihinde taşınmazın yoncalık olması gerekir. Taşınmaz mal yoncalık olmadığına göre, yoncanın münavebe bitkisi olarak kabulü mümkün değildir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma bedelinin…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/9026 K: 1996/9878 T: 17.6.1996

Dava dilekçesinde faiz istenmemiş olması yeni bir dava ile faiz istenmesine engel teşkil etmez. Davacının dava sırasında faiz talebi reddedilmiş ve davacı bu red kararını temyiz etmemişse artık karar tarihine kadar olan faiz hakkını isteyemez. Bu durumda idare lehine usuli kazanılmış…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/6099 K: 1996/6977 T: 10.7.1996 

Bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazdan daha değerli bir yerde bulunan parselin somut emsal alınıp yüksek değer belirlenmiş olması doğru değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7087 K: 1996/8266 T: 7.10.1996 

Arazinin gelir esasına göre değerlendirilmesinde resmi mercilerin münavebeye alınan ürünler konusunda verdiği dekar başına gelir, verim ve gider rakamları uygulanır. Her taşınmazda verim ve sair veriler yılına ve kullanılan verilere göre değişik olabilir ise de aslolan ortalama verilere göre değerin…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4488 K: 2003/6276 T: 23.9.2003

Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanabilir; tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmada ileri sürdükleri verileri tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun yeterince araştırılması gerektiğinde, köyün kuruluş tarihinin…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/1236 K: 2003/1709 T: 13.3.2003

Meraların mülkiyeti hazine'ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama kanunu’nun 31/2. Maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde on yıllık süre ile ilgili…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/9426 K: 2005/9450 T: 24.10.2005

Mera ve yaylaya el atmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir; davacı tarım ve köyişlei bakanlığının meraya el atmanın önlenmesi davası açma hakkı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekir. Davacı vekili tarafından,…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6432 K: 2003/6520 T: 29.9.2003

Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3527 K: 2003/5152 T: 20.6.2003

Mahkeme tarafından yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa, tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle tatbik edilmesi, ihtilaflı yeri kapsayıp kapsamadığının saptanması, gayrimenkulün mera olmadığı savında bulunulması durumunda varsa çevre gayrimenkullerin kayıtları da tatbik edilmek suretiyle ihtilaflı yeri ne şekilde okuduğunun, çevre…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/2400 K: 2003/5697 T: 4.7.2003

Merada keçi otlatılması, hem orman işletme şefliğinin yazısı neticesinde hem de köy ihtiyar kurulu kararlarıyla yasaklanmış olduğundan dolayı dava reddedilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.5.2001 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003

Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. A. ile Hazine ve Y. Köyü Muhtarlığı aralarındaki…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9135 K: 2005/342 T: 24.1.2005

4753 sayılı kanun hükümleri uyarınca kurulan ve faaliyet gösteren toprak komisyonları idari nitelikte olmalarına karşın yapmış oldukları belirtmelere karşı açılacak davalarda genel mahkemeler yetkilidir. Esasen mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözüme kavuşturulması da mümkün değildir. A. ile Hazine…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/170 K: 2005/675 T: 3.2.2005

Taşınmazın tesbit dışı bırakılma tarihindeki niteliği, bu yer hakkında tutanak düzenlenip düzenlenmediği ve mera niteliği araştırılarak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mehmet Sait A. ile Hazine ve G. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair N. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3326 K: 2005/4931 T: 30.6.2005

Kadastro tespiti sırasında nazara alınan 1937 tarih 1093 tahrir numaralı vergi kaydının tesis edildiği tarihten tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının geçip geçmediğinin araştırılması, kazanma koşulları oluşmuş ise 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 21.maddesi hükmü göz önünde tutularak davacıya seçimlik…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-463 K: 2005/455 T: 13.7.2005

Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa’nın. 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. 3095 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/4430 K: 2005/5039 T: 25.4.2005

Kıyıların kamu malı niteliği taşıyan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu, anılan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı açıktır. Belirtilen nitelikteki yerlerde 18. madde uygulamasıyla tapu kayıtlarının oluşması olanaksızdır. Her nasılsa kıyılarda oluşturulan mülkiyet belgelerine değer verilmesine de olanak…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10141 K: 2004/10968 T: 11.10.2004

Davalı, uyuşmazlık konusu taşınmazın mülkiyetini, Encümen kararına dayalı idari işlem ile kazanmıştır. Söz konusu idari işlem geçerliliğini koruduğu sürece Hazinenin, davalı aleyhine bir tapu iptal ve tescil davası açma olanağı bulunmamaktadır. DAVA: Davacı hazine, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinde tarla niteliği…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1991/4330 K: 1991/13551 T: 25.11.1991

Davalı tarafından tecavüz edilen mera bölümü ihtiyaçtan fazla ve bunun kira tutarına karşılık işgal tazminatı, mera zemini bozulmuş ise bu yerin eski hale getirilmesi için gereken masraf tutarı ile eski hale dönüştürülmesi suretiyle meradan istifadeye mani olunan ot bedeline, şayet…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/759 K: 1990/9830 T: 29.11.1990

Yeraltı suları; Medeni Kanunun 679. maddesinin 2. fıkrası ile 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkındaki Kanunun 1. maddesine göre genel sulardan olup, bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşuluyla yararlı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men’i istenilmiştir. Mahkemece,…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/1457 K: 1990/8570 T: 30.10.1990

Dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlendiğine göre genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur. Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davacı Yeni çubuk Belediyesi’nin…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1989/4968 K: 1990/1633 T: 26.2.1990

Tapusuz araziden çıkan suları, genel nitelikteki sulardan olup bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1997/2462 K: 1997/3103 T: 18.3.1997

683l sayılı Yasanın 17/l-2. maddesi; dört tarafı ormanla çevrili taşınmazlar orman bütünlüğünü bozacağı için, bu taşınmazlardan tarım yada inşaat yapmak suretiyle yararlanılamayacağını, buralara yerleşilemeyeceğini emretmiştir. 17. maddeye aykırılık oluşturan taşınmazlar özel mülk olarak kabul edilemez, orman sayılması gerekir. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/9863 K: 1996/l2327 T: l5.l0.1996

Orman alanları içinde yer alan, orman bütünlüğünü bozan ve hiçbir mülkiyet belgesi bulunmayan küçük açıklıkların, özel mülk olarak kabulüne olanak yoktur. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Orman Yönetimi ve…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/4257 K: 2005/4603 T: 20.6.2005

Hazine tapularının oluştuğu tarihten geriye 20 yılı aşkın zilyetlik kanıtlandığına, mera niteliğinde olmayıp uzun yıllardır kullanılan kuru tarım arazisi oldukları uzman ziraatçi bilirkişi raporu ile belirlendiğine ve zilyetlikle kazanmaya engel bir husus bulunmadığı anlaşıldığına göre aşağıda yazılı bulunan husus dışında…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9070 K: 2004/1134 T: 26.2.2004

Davacılar, mülkiyeti sağlayıcı herhangi bir belge ve kayda dayanmadığına göre, dört tarafı eylemli mera olan ve merayla aralarında doğal ve değişmez sınırı bulunmayan bir yerin öncesinin de mera olduğunun kabulü gerekir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. Maddesine göre; meralar devletin…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/709 K: 2005/1220 T: 21.2.2005

Orta malı mera olarak sınırlandırılan dava konusu yerlerin davacının zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiş ise de, ziraatçi uzman bilirkişinin düzenlediği raporda taşınmazın mera bitki örtüsüyle kaplı olduğu, uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullanılmadığı gerekçeli olarak…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2645 K: 2005/3341 T: 28.4.2005

Paftaya göre, çevresinde fundalık alanlar bulunduğu anlaşılan tescil konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, ayrıca güneyinde yer alan parsele uygulanan vergi kaydının dava konusu taşınmaz yönünü mera olarak gösterdiğine göre, davacı ile vergi…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/7349 K: 2006/2218 T: 4.4.2006

Fermanlar mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetlik belgesidir zilyetliğin ispatı için fermanlar tek başına yeterli olmayıp, yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle de birleşmesi gereklidir. Somut olayda, dayanak fermanının harcı yatırılmak suretiyle tasdik işleminin yapıldığı kanıtlanamadığı gibi lehine ferman bulunan kişi ile davacıları…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/5901 K: 2001/6696 T: 1.10.2001

İddia ve savunma çerçevesinde davacılar ve murislerinin bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin geçip geçmediği, geçmemiş ise kendilerine intikal şekli üzerinde durulması, ayrıca 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca bu yer hakkında yapılan uygulama bakımından belgelerinin bulunduğu yerden getirtilip uyuşmazlığın çözümünde göz…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3897 K: 2005/4230 T: 6.6.2005

Taşınmazın öncesinin kadim mera olduğunun ve meradan elde edildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, keşifte tespit edilen ve eksik nispi harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/3692 K: 1993/10474 T: 22.10.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olan taşınmazın, öncesinin de mera olduğunun kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/1155 K: 1995/4811 T: 27.4.1995

Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile, üzerinde sürdürülen zilyetlik, zilyet olan kişiye bir hak bahşetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/3477 K: 2004/3885 T: 26.10.2004

Taşınmazın dava ve temyize konu bölümü ile dava ve temyize konu olmayan taşınmaz kesimi arasında ayırıcı unsur olarak doğal yada yapay bir sınır yerinin bulunmadığı tespit edilmiş olup; bu da taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün sınırlarını oluşturan dava ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1648 K: 2005/2061 T: 21.6.2005

Bir taşınmazın öncesi kamu malı niteliğinde mera olsa bile tahsis gününden sonra mera tahsis haritasının kapsamı dışında kalması koşulu ile bu niteliğini yitirir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/820 K: 2005/779 T: 18.3.2005

Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının yöntemine uygun şekilde belirlenmesi zorunludur. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle temyiz…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-120 K: 2004/96 T:25.02.2004

Hazine ecrimisil için muhakkak idari yolu kullanmak zorunda değildir. 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi ile getirilen bu imkanın bir zorunluluk olarak yorumlanması doğru değildir. Hazinenin, ecrimisil isteyebilmesi için genel mahkemeye dava açma zorunda olmaması, bu konuda idari işlem düzenleme ve…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1978/1-967 K: 1980/1365 T: 27.2.1980

Sahipsiz ve kamuya ait mallar üzerinde özel mülkiyet kuralları yürümez; alınıp satılamazlar, zamanaşımı ile kazanılamazlar. Denizlerin kara suları, kıyılar, kumluk, çakıllık, taşlık, kayalık yerler denizlerin uzantısıdır. Bu bakımlardan bu gibi yerler için alınan tapu kayıtları hukuken değer taşımazlar. Taraflar arasındaki…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-750 K: 2005/19 T: 02.02.2005

Taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun yüzde kırkı geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer artırıcı unsura göre kamulaştırma bedelinin fazla artırılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki "Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili" davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-54 K: 2006/31 T: 01.03.2006

Taşınmaz mala yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü, değerlendirme tarihine yakın zamanlarda satılan emsal mevcut ise; daha uzak mesafede bulunan taşınmazların emsal alınması olanaklı değildir. Aksi düşünce, taşınmazın gerçek değerinin tespiti ilkesine aykırıdır. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat" davasından…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/12-135 K: 2006/150 T: 12.04.2006

Alacağa yasal faiz uygulanmasının hüküm altına alınmış olmasının, kamulaştırma bedelinden kaynaklanan alacaklara kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği Taraflar arasındaki (ilama dayalı icra takibinde istenilen işlemiş faiz tutarına ve takipten sonrası için istenilen faizin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T: 203.05.2006

Zemin malikinden başkası tarafından oluşturulan muhtesatın bedelinin ödenebilmesi için, zeminin başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş bir yer olması; eş söyleyişle özel kişilerin mülkiyetine konu olabilecek yerlerden bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Mer'a vasfı ile sınırlandırılan taşınmaz üzerinde davacı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1998/14-524 K: 1998/560 T: 1.7.1998

Islah imar planı yapılmış ve Hazine’ye ait taşınmaz imar uygulaması sonucu müstakil imar parsellerine bölünerek tapuya işlenmiş ise, tapu tahsis belgesine dayanarak tescil talep edilebilir. Taraflar arasındaki "tapu iptal-tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ş. Asliye 4. Hukuk Mahkemesi’nce davanın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/5-754 K: 2005/783 T: 28.12.2005

Kesinleşmiş tescil ilamı ile mülkiyet hakkı sona eren davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, mülkiyet hakkına dayalı olarak kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle taşınmaz bedelinin talep edildiği davanın, sıfat yokluğundan reddine karar verilmelidir. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el koymadan kaynaklı alacak" davasından dolayı yapılan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1991/5-215 K: 1991/342 T: 5.6.1991

2981 sayılı Kanun'un 16. maddesi yarınca tescili istenen bağımsız bölüm hakkında yıktırılması yolunda kesin hükmün bulunması, söz konusu bağımsız bölümün tesciline engeldir. Taraflar arasındaki "Kat Mülkiyeti Kanununa muhalefet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Bornova Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine, karşı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/763 K: 1994/7 T: 26.1.1994

Davalının komşu imar çapına yaptığı tuvalet, kömürlük ve merdiven basit ve MK: 654. maddesi çerçevesinde değerlendirilebilecek nitelikte olup, bu niteliği ile İmar Kanununun 18. maddesinin uygulanmasına imkan veremez. Taraflar arasındaki "men'i müdahale ve eski hale getirme" davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/809 K: 1994/59 T: 16.2.1994

Ortaklığın giderilmesi davalarının, tapuda paydaş bulunanların tamamına husumet yöneltilerek yürütülmesi gerekir. Müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazda, bir paydaşın ölümü sonucu yalnızca onun iştirak halinde mülkiyet durumuna dönüşen payı ile ilgili olarak, ortaklığın giderilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/9834 K: 1994/11728 T: 6.10.1994

Kamulaştırılan alandaki keson ve sondaj kuyularında az miktarda su bulunduğu ve bu sebeple bölgede genellikle arazilerin tamamı değil ancak bir kısmında sulu tarım yapılabildiği belirtilmiş ise, kısmen kamulaştırmada kamulaştırılan yerdeki suyun kamulaştırılmayan kısmının değerini düşürdüğü iddiasının keşif yapılmak suretiyle bilirkişi…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10685 K: 1994/13052 T: 27.10.1994

İşlemlerin tamamlanmaması halinde kamulaştırmadan bahsedilemez, kamulaştırmasız el atma söz konusu olur. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1652 K: 1995/2435 T: 24.2.1995

Değerlendirilen taşınmazın civarındaki taşınmazlardan farklı olarak üretimi arttırıcı özel ve üstün nitelikleri var ise bunlar kapitalizasyon faizi oranının belirlenmesinde dikkate alınmamış olmaları koşulu ile Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinin (i) bendindeki bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler kapsamında mütalaa edilebilir.…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1792 K: 1996/2595 T: 14.3.1996

Tespit davalarında genel kural eda davasının açılacağı hallerde tespit davası açılamayacağı olduğu için, el koyma tarihinin tespiti için açılan davanın reddi gerekir. Dava dilekçesinde, elkoyma tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/796 K: 1996/1516 T: 12.2.1996 

Emsalin kadastro parseli, dava konusu taşınmazın imar parseli olması halinde, sonuç belirleyecek değerlendirme dava konusu taşınmaza yönelik bulunduğundan emsal taşınmazın kadastro parseli olması sonuca etkili olmayıp dava konusu taşınmazın bu sebeple değerinin artırılmasını gerektirmez. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/865 K: 1996/1510 T: 12.2.1996 

Taşınmaz, nazım imar planında yer almakta ise de doğal karakteri (tarla) korunacak alanda kaldığı iskan dışı ve su toplama havzasında geçerli havza koruma yönetmeliğine tabi bulunduğuna göre taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz…

 Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/16779 K: 1995/18010 T: 3.11.1995

Kamulaştırılan taşınmazdan arta kalan kısmının imar planında cami koruma alanı olarak belirlenmesi nedeniyle kamulaştırılmamış olduğu anlaşıldığına göre arta kalan kesimdeki değer düşüklüğü kamulaştırma bedeline eklenemez. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/6043 K: 1995/6793 T: 8.6.1995

İdarece yapılan işlem irtifak kamulaştırması olarak nitelendirilmiş ve bu yolda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması nedeniyle, taşınmazdan toprak çekilmesi suretiyle gerçekleşen bu işlem sebebiyle hükmolunacak bedel, hiçbir zaman taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırılması için belirlenecek bedeli aşmaması gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması,…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9173 K: 1996/10501 T: 26.11.1996

Taşınmazın arsa sayılabilmesi için kamulaştırma amacıyla imar planı kapsamına alınması yeterli olmayıp belediye hizmetlerinden de yararlanması gerekmektedir. Belediye hizmetlerinden amaç alt yapı hizmetleridir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10128 K: 1996/10452 T: 25.11.1996

Somut emsal alınan taşınmaz imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden İmar Kanunu'nun 18. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen düzenleme ortaklık payına…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8768 K: 1996/10277 T: 21.11.1996

İkinci bilirkişi kurulunun oluşturulabilmesi için takdir olunan bedelde açık bir isabetsizliğin ya da kıymet takdir komisyonu tarafından tayin edilen kıymet ile bilirkişi kurulunun belirlediği kıymet arasında önemli bir oransızlığın varlığı gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1278 K: 1995/2869 T: 7.3.1995

Kamulaştırma işlemi taşınmaz malikine kamulaştırma kararının tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde usulüne göre tebliğ edilememiş olursa, açılacak bedel artırımı davasında dava tarihi esas alınarak taşınmazın değeri belirlenir. Kamulaştırma hukuki nedenine dayanılarak açılan bedel artırımı davasında hükmolunan artırılmış bedele, kamulaştırma bir…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/4284 K: 1995/5366 T: 27.4.1995 

Bilirkişi raporları arasında uyum sağlanamayan hallerde, ortalama değeri ifade eden rapora göre hüküm kurulması gereklidir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/4287 K: 1995/5374 T: 27.4.1995 

Taşınmazın değeri belirlenirken gelir metodu uygulandığına göre, taşınmazın geçici nitelikte olarak o yıl (değerleme yılında) taşınmaz bakımının iyi olduğu, gübrelemesi ve verimi arttıran sair etkenlerin azami seviyede elverişli bulunduğu gerekçeleri ile ortalama verim ve satış fiyatından ayrılmak ve her yıl…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-291 K: 2006/267 T: 203.05.2006

Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davalarında, Kamulaştırma Kanunu'nun bedel tespitine ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmakla birlikte, geçerli kabul edilen ilk bilirkişi raporuna tarafların itiraz etmeleri halinde, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat" davasından dolayı…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/10132 K: 1995/11703

Harman yeri, sığır ağılı, köy meydanı vasıflarıyla tahdit ve tespiti yapılan taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde ifade edilen, kamunun yararlanmasına tahsis olunan veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden olduğu tartışmasızdır. Kadastro işlemleri sonunda yüzölçümü saptanan, parsel numarası verilen,…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-466 K: 2005/458 T: 213.07.2005

Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa'nın 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-464 K: 2005/456 T: 13.07.2005

Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa'nın 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/5-370 K: 1990/589 T: 21.11.1990

Paylı mülkiyet üzere olan taşınmazlarda, paydaşlardan herbirinin, bu tür davayı tek başına açıp yürütebilir. Kesinleşen tescil ilamının dayanağı olan kroki kapsamında kalan kesimde yol bulunmamaktadır. Tescil ilamının kesinleştiği tarihten itibaren de geçen kısa sürede, taşınmaz içerisinde kalan kadim bir yolun…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/18-633 K: 1995/826 T: 18.10.1995

Kamulaştırma bedeline hükmolunacak faiz; bir haksız eylem tazminatı değil, temerrüt faizidir. İdare; kamulaştırma amacına uygun kamu hizmetinin gerçekleşmesine yönelik olarak taşınmaza fiilen el koymuş, ancak, çok süreler geçmesinden sonra bedel artırım davasına muhatap olmuşsa, kamulaştırma bedelinin değerlendirilmesi dava tarihi, ya…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/18-48 K: 2000/38 Karar T: 02.02.2000

Davalıya, Kadastro Kanunu hükümleri dairesinde tapuya tescil ya da Medeni Kanunun zilyetlikle iktisap hükümleri dairesinde aynı usul ve şekillere göre dava açarak, taşınmaz malı kamulaştırma tarihinde iktisap etmiş olduğunu ispat etmesi için, süre verilmeli ve bunun dava sonucunda tescil gerçekleşirse,…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/7319 K: 2002/11577 T: 20.5.2002

Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda arta kalan kesimdeki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde davacıya % 50 oranında değer kaybıyla yetinip yetinmeyeceği sorulmalı, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulmalı, yetinmediği takdirde davalı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/8727 K: 2002/13818 T: 17.6.2002

Kamulaştırmasız el atmada ecrimisil tazminatının, dava tarihinden geriye doğru her yıl için ayrı ayrı taşınmazın net geliri esas alınarak belirlenmesi gerekir. Beş yıllık ecrimisilin 2000 yılı verileri ve gelirine göre hesaplandığı gözetilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9847 K: 2005/12050 T: 14.11.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun %70'i geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer artırıcı unsur üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya hükmolunması yasaya aykırıdır. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1062 K: 2005/4409 T: 14.4.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değerinin biçilmesi gerekmektedir. Bilirkişi kurulunca taşınmaza arsa olarak değer biçildiği gözetilerek bilirkişilerden taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi için ek rapor alınması, eski görüşlerinde…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/14174 K: 2004/2649 T: 11.3.2004

Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında davacının tapu maliki olması gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/8931 K: 2004/9431 T: 5.10.2004

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atma, karayolu yapımı amacına yöneliktir. Taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmı anayola cepheli hale gelmiştir. Hal böyle olmasına rağmen bilirkişi kurulunca taşınmazın arta kalan kesiminde değer artışı olup…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/4805 K: 2005/7248 T: 21.6.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın el atılıp yol haline getirilen bölümünün bakım ve onarımı hangi belediye tarafından yaptırılmışsa husumetin ona yöneltilmesi gerekir. Ayrıca, keşif sonrası fenni bilirkişi harita mühendisi tarafından verilen rapora davacı itiraz edilerek…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/3395 K: 2007/7323 T: 5.6.2007

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu parselin tapu kaydı üzerinde "bedelsiz terk edilecektir" şerhi bulunmaktadır. Davalı idarenin bedelsiz terk edileceği belirtilen bu bölüme herhangi bir el atması bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-296 K: 2006/358 T: 7.6.2006

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan paylar yönünden paydaşlardan bir kısmının dava açması halinde davacı olmayan diğer mirasçıların (paydaşların) davaya dahil edilip muvafakatları alınması veya miras şirketine mümessil tayin ettirilmesi için…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/2091 K: 2005/2190 T: 1.7.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı taşınmazın bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3122 K: 2003/3810 T: 26.12.2003

Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın, yirmi yıl süreyle malik sıfatı ile zilyet olan adına tespiti mümkündür. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3366 K: 2004/63 T: 20.1.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazların yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilip edilmediğinin ve de öncesi, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılmakta olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmış olması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/22169 K: 1991/571 T: 18.1.1991

İmar Kanunu'na göre şuyulandırılan taşınmaza takdir edilen bedelin artırılması davasında; İmar Kanunu'nun 17/son maddesi uyarınca, bedel takdirleri ve bedele itiraz şekillerinin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama onunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1042 K: 1996/1642 T: 15.2.1996

Düzenleme ortaklık payı dava konusu taşınmazın emsal alınan taşınmazla karşılaştırılması ile ilgili bir değerlendirme olup, kamulaştırmadan artan bölüme göre bu oran saptanamaz. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/9294 K: 1995/10402 T: 19.10.1995

Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için; 28.3.1983 gün ve 1983/6122 s. Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, imar planı içerisinde iskan sahası olarak ayrılmış bulunması, imar planı dışında ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalıp belediye hizmetlerinden yararlanması ve meskun yerler arasında…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/6278 K: 1995/8043 T: 17.4.1995

İmar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen pay için açılan bedel artırım davasında, bilirkişilerce emsal inceleme ve karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesinde ve zemin yönünden artırmaya karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak eski sahipleri tarafından kullanılan taşınmaz malın bedelinin ödenemeyeceği düşünülmeden yapı bedeline de…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/15418 K: 1995/63 T: 16.1.1995

Dava konusu taşınmaz, 1. derece doğal sit alanında bulunmakta olup, yapılaşması kısıtlandığı, emsal olarak incelenen parsellerin ise kooperatif konutları ve münferit konutlar ile yapılaşmış oldukları dikkate alınarak dava konusu parselin değerinin belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10750 K: 1994/10134 T: 9.9.1994

İmar Kanunu'nun 18/2 maddesi gereğince indirilmesi gereken düzenleme ortaklık payının, azami sınır olan % 35 oranında olması gerektiği vurgulanarak verilen hüküm bozulmuş, davacı Yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmamış, mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve taşınmazdan indirilecek…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/3505 K: 1994/7058 T: 4.4.1994

İmar düzenlemesi sonucunda, taşınmaz üzerindeki bina ve ağaçlar, yeşil alan olarak ayrılan davalı idare adına kayıtlı parselde kalmışsa, kendisine başka parseller tahsis edilen davacıya, muhdesat bedeli ödenebilmesi için, muhdesata idarenin fiilen el koyması gereklidir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/156 K: 1994/2590 T: 1.3.1994

Dava konusu taşınmazların henüz imar görmemiş ve uygulamalı imar planı içeresinde bulunmamaları emsal alınan parselin de imar parseli olması nedeniyle, bilirkişiler emsal taşınmazın değerini belirledikten sonra onu dava konusu taşınmazla tek tek karşılaştırıp, üstün ve eksik yönlerini belirleyip, dava konusu…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7984 K: 2005/11638 T: 227.10.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi iptal edilmiş ise de, Anayasanın 153/son maddesi uyarınca; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi uyarınca, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinin iptal edilmesinden önceki kazanılmış haklara uygulanması imkanı da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/10381 K: 1994/12506 T: 14.6.1994

Kamulaştırma bedeli için kıymet takdir komisyonunun tespit ettiği miktar ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktar arasında bir mislini aşan önemli bir oransızlık söz konusu ise yeni keşif yapılması gerekir. Gecekondu yıkımlarında bina sahiplerine bina değeri değil enkaz değeri ödenir. Taraflar…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10631 K: 1994/12072 T: 11.10.19942942/15

Yasa gereği oluşturulan bilirkişi kurullarının oybirliği ile karar vermelerinde yasal zorunluluk yoktur. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/11679 K: 1994/13851 T: 7.11.1994

Kamulaştırma Kanunu'nun 21. maddesi hükmüne göre idare kamulaştırmanın her aşamasında kamulaştırmadan tek taraflı olarak vazgeçebilir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece kamulaştırmadan vazgeçildiğinden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/18989 K: 1994/21981 T: 17.11.1994

Arazi (tarla) kamulaştırmalarında, kamulaştırma bedeli kıymet takdir komisyonunun değerleme tarihinde arazide hangi ürün veya ürünlerin ekildiğinin araştırılmasından sonra belirlenmelidir. Araştırma yapmadan varsayımla değer takdir edilemez. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/14882 K: 1995/289 T: 19.1.1995

Kamulaştırma Kanunu'nun 21.maddesine dayanılarak idarenin kamulaştırmadan tek taraflı vazgeçmesi işleminin esas yönünden hukuka aykırılığı iddiasının incelenme yeri idari yargıdır. 24. maddede belirtilen adli yargı yerinin görevi vazgeçmenin yasada öngörülen koşulları içerip içermediği hususlarına münhasırdır. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ve…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/5103 K: 1996/5830 T: 15.4.1996

Emsalin satış tarihi, satış sebebi, cinsi vb. özelliklerini gösteren tapu kayıtları istenmeden karar verilemez. Veraset ilamı alınmadan tapu kaydında gözüken malikler ile irtibat tespit edilemeyeceği için veraset ilamı alınmadan karar verilemez. Bir taşınmazın arsa olarak kabulü için kamulaştırma tarihinde belediye…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1851 K: 1996/3667 T: 9.4.1996

Arazi kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir dikkate alınarak değerlendirilir. Tarımsal amaçla kullanılan bu taşınmazın mevkii ve şartları kendisinde doğal olarak mevcut olanlardır. Bu nitelikler ve şartlara göre taşınmaz çevresinde ekilmesi mutat…

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/735 K: 1996/3479 T: 7.3.1996

Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştıran idarenin iradesi dışında SİT alanı içine alınması ve idarenin amacına uygun şekilde diğer parsellerin tespitini de istemesi halinde; idarenin taşınmazı olduğu gibi bıraktığından ve hiçbir işlem yapmadığından bahisle mal sahibinin geri alma hakkı olduğu kabul edilemez. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Dava konusu taşınmazın kuzeyinde, batısında ve kısmen güney sınırında bulunan taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edildiğinden, kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri eylemli durumla doğrulanmadıkça eylemli duruma değer verilmesi zorunludur; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyet süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın reddine, taşınmaz tespitinin 3402 sayılı kanunu’nun 5. Maddesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/699 K: 2004/1159 T: 29.3.2004

Davada taşınmaz hazine tarafından üçüncü kişilere dağıtım yoluyla tahsis ve temlik edilmemiş, davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış olmakla; davanın dinlenme olanağı vardır; mahkemece yapılacak iş, hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı taraf yarına 3402 sayılı kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/363 K: 2004/1162 T: 29.3.2004

Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez; kaldı ki taşınmaz üzerinde hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün davacı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken; mera niteliğiyle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/30 K: 2004/1229 T: 1.4.2004

Mahkemece kadastro tespitlerine dayanak yapılan vergi kayıtlarının taşınmazlara ait olduğu, tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli görülmediğinden yasanın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/967 K: 2004/1299 T: 5.4.2004

Kamu malı niteliğindeki meralardan herkesin, gerçek ya da tüzel kişilerin yararlanma hakkı bulunduğundan, gerçek kişi davacıların dava açabilecekleri kuşkusuzdur; bu hukuksal olgu öğretide, uygulamada kararlılık kazanmıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/7597 K: 1993/10663 T: 11.10.1993

Yerleşim alanı olarak nazım imar planı kapsamına alınmamış ve belediye hizmetlerinden yararlanmayan taşınmazlar arazi niteliğindedir, arsa olarak nitelendirilemezler. Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/823 K: 1994/2040 T: 21.2.1994

Kamulaştırma tarihinden önceki satışlar emsal alındığında kamulaştırma tarihine kadar geçen süre içerisinde D.İ.E:'nce yayınlanan toptan eşya fiyatlarının taşınmaza yansıyan yıllık ortalama endeksi dikkate alınarak emsal taşınmazın kamulaştırma tarihindeki değeri belirlenir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/74 K: 1994/2134 T: 22.2.1994

Takdir komisyonunun raporunda belirlenen değer ile, birinci bilirkişi kurulunun belirlediği değer arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı halde ikinci kez keşfe gidilerek bilirkişi kurulundan rapor alınması gereksizdir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece…

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/5302 K: 1994/7146 T: 18.5.1994

Fiili taksimin varlığı halinde kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bu paydaş veya paydaşlar arasında yürütülmesi Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinin 5. fıkrasında öngörülmüş ise de İdarenin fiili taksimin varlığını gözetmemesi durumunda İdare bu Yasa hükmünün uygulanması için zorlanamaz. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/949 K: 2004/1407 T: 12.4.2004

Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının belirlenmesi bakımından mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı sorulup, saptanmalı, yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, bundan sonra usule uygun belirlenecek yerel ve uzman bilirkişi, tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004

Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim "yaylakiye" olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/754 K: 2004/1266 T: 5.4.2004

Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanıla gelmiş olmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/428 K: 2004/1487 T: 15.4.2004

İtiraz konusu taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, mera olduğu sonucuna varılırsa, üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1075 K: 2004/1527 T: 26.4.2004

Mera niteliğindeki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun, hukuken korunması mümkün değildir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 4.11.2003 günü belirlenen saatte temyiz eden Mustafa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1229 K: 2004/1909 T: 24.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kurulan hüküm eksik inceleme ile kurulduğundan, kararın bozulması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1993/866 K: 1993/5535 T: 28.4.1993

İdari parselasyon işleminin idari yargı yerinde iptal edilmesiyle tapu kaydı hükümsüz hale gelmez. Bu karar, ilgilisine kadastral duruma dönülmesi için talep ve dava hakkı verir. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, kal davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın kabulüne dair…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/90 K: 2005/701 T: 14.3.2005

Yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma 4342 sayılı Yasa uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorulup saptanması zorunludur. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/956 K: 2004/1922 T: 25.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmenin gerçekleştiğinin tespiti için, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazın türü tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında yöntemine uygun şekilde öncelikle mera araştırılması yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3535 K: 2004/179 T: 27.1.2004

Davacı köy tüzel kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak hazine davaya katılmıştır. Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3438 K: 2004/206 T: 29.1.2004

Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde tespit gününde adına tescile karar verilen davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanunun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3683 K: 2004/269 T: 9.2.2004

Davacının dayandığı vergi kayıtlarının sınırlarında "dere, tepe" gibi sınır yerleri tarif edildiği dikkate alınarak bu nitelikteki sınır yerlerinin doğal nitelikte sınır yerleri olup, her yerde bulunmasının mümkün olabileceği göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2924 K: 2004/336 T: 10.2.2004

Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın (mera) çayır niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece yapılan mera araştırması da yöntemine uygun değildir; mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera yada çayır olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3457 K: 2004/388 T: 16.2.2004

Çekişmeli taşınmazın sınırlarındaki eylemli meranın bir bölümünü oluşturduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3252 K: 2005/2923 T: 4.10.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye yararlanma hakkı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; bu nedenle, taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliğinin davada taraf olması zorunludur; dava dilekçesi ve duruşma günü köy tüzel kişiliğine 7201 sayılı tebligat kanunu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/82 K: 2004/544 T: 23.2.2004

Davacı taraf vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına tesbit gününde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın mera olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede yapılan araştırma, uygulama hüküm…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/91 K: 2004/554 T: 24.2.2004

Davacının davası zemine yöneliktir. Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak tarif edilmiştir. Hal böyle olunca mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/145 K: 2004/579 T: 24.2.2004

Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur; ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine-davacı Ali Ö. ile Koçu Ö. tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/512 K: 2003/703 T: 13.3.2003

Esas olarak vekille takip edilen davalarda her türlü tebligatın vekile yapılması gerekmektedir. Aksi halde yapılan tebligat ve ihtar geçerli olmayacaktır ve hiçbir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar davacılar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1364 K: 2003/1713 T: 16.5.2003

Somut olayda dosyada taşınmazın terk edildiği hususunda hiçbir kayıt ve belge mevcut değildir. Davalının arazisinin verimsiz olması, yol imkanının olmaması ve ekonomik nedenlerle birkaç yıl taşınmazı ekip biçmemesi terk anlamını taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/840 K: 2003/1799 T: 29.5.2003

Taraflar arasındaki ihtilaf meraların aidiyeti noktasındadır ve bu türlü ihtilaflarda kadastro mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen karar davalı Köy Muhtarlığı tarafından incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/1-750 K: 1993-56 T: 17-02-1993

Vaziyet etme" işlemleri ve idari yargı kararlar; yalnızca, yasaların yürürlükte kaldıkları dönem için firari ya da kayıp duruma düşüldüğünü tesbit ve açıklayan karar niteliğindedirler. Ancak, eldeki dava yönünden (aynen istirdad davalarında) firari ya da kayıp kişilerden sayılmama ve ilgili yasaların…