1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Yargıtay Mera Kararları


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1991/4330 K: 1991/13551 T: 25.11.1991

Davalı tarafından tecavüz edilen mera bölümü ihtiyaçtan fazla ve bunun kira tutarına karşılık işgal tazminatı, mera zemini bozulmuş ise bu yerin eski hale getirilmesi için gereken masraf tutarı ile eski hale dönüştürülmesi suretiyle meradan istifadeye mani olunan ot bedeline, şayet tecavüz edilen yer köyün ihtiyacı dahilinde ise bu takdirde buranın tekrar mera haline getirilmesi için geçecek zamanda burada hayvan otlamamasından ötürü gerçekleşecek zarar ile meranın eski hale dönüştürülmesi için gereken masrafa hükmetmek olmalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/1457 K: 1990/8570 T: 30.10.1990

Dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlendiğine göre genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur. Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/4257 K: 2005/4603 T: 20.6.2005

Hazine tapularının oluştuğu tarihten geriye 20 yılı aşkın zilyetlik kanıtlandığına, mera niteliğinde olmayıp uzun yıllardır kullanılan kuru tarım arazisi oldukları uzman ziraatçi bilirkişi raporu ile belirlendiğine ve zilyetlikle kazanmaya engel bir husus bulunmadığı anlaşıldığına göre aşağıda yazılı bulunan husus dışında hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9070 K: 2004/1134 T: 26.2.2004

Davacılar, mülkiyeti sağlayıcı herhangi bir belge ve kayda dayanmadığına göre, dört tarafı eylemli mera olan ve merayla aralarında doğal ve değişmez sınırı bulunmayan bir yerin öncesinin de mera olduğunun kabulü gerekir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. Maddesine göre; meralar devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdendir. Özel mülkiyete geçirilemez. Zamanaşımı suretiyle iktisap edilemezler Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/709 K: 2005/1220 T: 21.2.2005

Orta malı mera olarak sınırlandırılan dava konusu yerlerin davacının zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiş ise de, ziraatçi uzman bilirkişinin düzenlediği raporda taşınmazın mera bitki örtüsüyle kaplı olduğu, uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullanılmadığı gerekçeli olarak açıklandığına göre davacının tescil talebi red olunmalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3897 K: 2005/4230 T: 6.6.2005

Taşınmazın öncesinin kadim mera olduğunun ve meradan elde edildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ken, keşifte tespit edilen ve eksik nispi harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmiş bulunması da doğru değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/3692 K: 1993/10474 T: 22.10.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olan taşınmazın, öncesinin de mera olduğunun kabul edilmesi gerekir. Devamını Oku. 

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/1155 K: 1995/4811 T: 27.4.1995

Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile, üzerinde sürdürülen zilyetlik, zilyet olan kişiye bir hak bahşetmez. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/3477 K: 2004/3885 T: 26.10.2004

Taşınmazın dava ve temyize konu bölümü ile dava ve temyize konu olmayan taşınmaz kesimi arasında ayırıcı unsur olarak doğal yada yapay bir sınır yerinin bulunmadığı tespit edilmiş olup; bu da taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün sınırlarını oluşturan dava ve temyize konu olmayan eylemli meranın bir bölümü olduğunun kabulü gerektirir ki bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1648 K: 2005/2061 T: 21.6.2005

Bir taşınmazın öncesi kamu malı niteliğinde mera olsa bile tahsis gününden sonra mera tahsis haritasının kapsamı dışında kalması koşulu ile bu niteliğini yitirir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/820 K: 2005/779 T: 18.3.2005

Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının yöntemine uygun şekilde belirlenmesi zorunludur. Devamını Oku.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T: 203.05.2006

Zemin malikinden başkası tarafından oluşturulan muhtesatın bedelinin ödenebilmesi için, zeminin başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş bir yer olması; eş söyleyişle özel kişilerin mülkiyetine konu olabilecek yerlerden bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Mer’a vasfı ile sınırlandırılan taşınmaz üzerinde davacı tarafından yetiştirilen kavak ağaçlarının kamulaştırması el koyma karşılığının talep edildiği davanın reddine dair verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur. Devamını Oku.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/10132 K: 1995/11703

Harman yeri, sığır ağılı, köy meydanı vasıflarıyla tahdit ve tespiti yapılan taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde ifade edilen, kamunun yararlanmasına tahsis olunan veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden olduğu tartışmasızdır. Kadastro işlemleri sonunda yüzölçümü saptanan, parsel numarası verilen, diğer bir deyişle geometrik durumu belirlenen ve bunlar için düzenlenen özel sicile yazılmakla yetinilen bahse konu taşınmazların, bu yazım işleminin tescil işlemi olmadığı muhakkaktır. Şu veya bu şekilde tapu siciline tescil edilmiş olmaları da bu taşınmazların temelinde mevcut vasfını değiştirmez, kullanma amacını ortadan kaldırmaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/2091 K: 2005/2190 T: 1.7.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı taşınmazın bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3366 K: 2004/63 T: 20.1.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazların yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilip edilmediğinin ve de öncesi, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılmakta olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmış olması gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Dava konusu taşınmazın kuzeyinde, batısında ve kısmen güney sınırında bulunan taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edildiğinden, kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/967 K: 2004/1299 T: 5.4.2004

Kamu malı niteliğindeki meralardan herkesin, gerçek ya da tüzel kişilerin yararlanma hakkı bulunduğundan, gerçek kişi davacıların dava açabilecekleri kuşkusuzdur; bu hukuksal olgu öğretide, uygulamada kararlılık kazanmıştır. Devamını Oku. 

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/949 K: 2004/1407 T: 12.4.2004

Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının belirlenmesi bakımından mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı sorulup, saptanmalı, yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, bundan sonra usule uygun belirlenecek yerel ve uzman bilirkişi, tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler yerine uygulanmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004

Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim “yaylakiye” olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava ve temyiz konusu kesimin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/b maddesi hükmü gereğince mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/754 K: 2004/1266 T: 5.4.2004

Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanıla gelmiş olmasına bağlıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1075 K: 2004/1527 T: 26.4.2004

Mera niteliğindeki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun, hukuken korunması mümkün değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1229 K: 2004/1909 T: 24.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kurulan hüküm eksik inceleme ile kurulduğundan, kararın bozulması gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/90 K: 2005/701 T: 14.3.2005

Yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma 4342 sayılı Yasa uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorulup saptanması zorunludur. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/956 K: 2004/1922 T: 25.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmenin gerçekleştiğinin tespiti için, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazın türü tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında yöntemine uygun şekilde öncelikle mera araştırılması yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3535 K: 2004/179 T: 27.1.2004

Davacı köy tüzel kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak hazine davaya katılmıştır. Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine ilişkin bir iddia öne sürülüp, kanıtlanmamıştır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2924 K: 2004/336 T: 10.2.2004

Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın (mera) çayır niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece yapılan mera araştırması da yöntemine uygun değildir; mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera yada çayır olarak kullanılageldiğinin belirlenmesi yada yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edildiğinin saptanmasına bağlıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3457 K: 2004/388 T: 16.2.2004

Çekişmeli taşınmazın sınırlarındaki eylemli meranın bir bölümünü oluşturduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3252 K: 2005/2923 T: 4.10.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye yararlanma hakkı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; bu nedenle, taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliğinin davada taraf olması zorunludur; dava dilekçesi ve duruşma günü köy tüzel kişiliğine 7201 sayılı tebligat kanunu ve nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmeli, husumet yaygınlaştırılarak bu yolla davada taraf koşulu oluşturulduktan sonra yarılamaya devam olunmalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/91 K: 2004/554 T: 24.2.2004

Davacının davası zemine yöneliktir. Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak tarif edilmiştir. Hal böyle olunca mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/145 K: 2004/579 T: 24.2.2004

Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur; ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/840 K: 2003/1799 T: 29.5.2003

Taraflar arasındaki ihtilaf meraların aidiyeti noktasındadır ve bu türlü ihtilaflarda kadastro mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1762 K: 2004/2270 T: 10.6.2004

İmar planı kapsamında kalan meranın mahkeme tarafından, dava konusu gayrimenkulün gezi mahalli, yeşil alan, oyun yeri ve açık alan olarak istanbul büyükşehir belediyesi adına malik bölümünün doldurulması yönünde verilen karar isabetlidir. Devamını Oku.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir