1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Yargıtay Mera Kararları


Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2463 K: 2003/2927 T: 14.10.2003

Tapu kaydı dava konusu taşınmazı hali yer okumakta, diğer bir anlatımla mera olarak sınır göstermemekte olup devletin oluşturduğu mülkiyet belgesinin sınırlarına değer verilmesi gerekir; mera tahsis haritası dava konusu taşınmazı kapsamadığı gibi nizalı taşınmazı tarım toprağı olarak göstermesi karşısında, taşınmazın mera olmadığı tartışmasızdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1933 K: 2003/2976 T: 17.10.2003

Dava açan kişinin tutanak bilirkişisi olması ve tutanağı imzalaması kendisini bağlamaz; meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1881 K: 2003/2987 T: 17.10.2003

Taşınmaz üzerinde hayvanların otlaması ve köy tarafından bu şekilde kullanılması o taşınmaza kadim meralık niteliğini kazandırmaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2040 K: 2003/3138 T: 3.11.2003

Vergi kaydının bir sınırı mera okumakta ise de sözü edilen kuzeyde 415 ve 416 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu, bunların tarım toprağı niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olmadığı, belirlenmiştir. Zilyetlikle kazanımı mümkündür. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/4227 K: 2003/4151 T: 8.5.2003

Mera, yaylak gibi kamu orta malı niteliğindeki yerlerin aidiyeti konusunda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülerek mahkemece taşınmazın yayla (yaylak) niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere halfeli köyü adına yayla olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2525 K: 2003/2558 T: 23.9.2003

Dava konusu taşınmazların tespit gününden önce asliye mahkemesi’nde açılan, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesi’ne aktarılan el atmanın önlenmesi davasının kapsamında kaldığı, taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olduğu belirlenmiştir; taşınmazlar üzerinde davalıların iktisap sağlayan süreye ulaşan nitelik ve içerikte zilyetliklerinin bulunmadığı gibi esasen bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1818 K: 2003/2619 T: 26.9.2003

Sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanılan taşınmazlar üzerinde süresi ne olursa olsun sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmadığından eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine de değer verilmesi olanaksızdır; kural olarak kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonunca tescile karar verilen kişi yada kurumlar arasında görülür. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2434 K: 2003/2681 T: 30.9.2003

Temyize konu edilen taşınmaz bölümünün davacı tarafın tutunduğu vergi kaydının kapsamında kaldığı öncesinin tarım toprağı niteliğinde bulunduğu ve oluşturulan mera tahsis kararı tarihine kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 14.maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği yargılama sonucu saptanmış olup temyiz talepleri haksızdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/810 K: 2005/1069 T: 11.4.2005

Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılmış olmasına bağlıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T: 4.3.2004

Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının ilgili mercilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kaydı yok ise, davada yararı olmayan komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi aracılığı ile dava konusu taşınmazın mera olup olmadığının sorulup saptanması gereklidir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T: 11.3.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden… Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/574 K: 2004/1628 T: 27.4.2004

Davacı, dava dışı parselin tespitine dayanak yapılan vergi kaydına, satın almaya ve zilyetliğe dayandığı gibi taşınmaz başında yapılan mera araştırmasının da yöntemine uygun şekilde yapılmamasına rağmen mahkemece; taşınmazın dava ve temyize konu kesiminin kamu malı niteliğinde mera olmadığı, tespit gününde adına tescile karar verilen zilyet davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. Maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş olması hatalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T: 5.4.2004

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T: 24.3.2006

Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer verilerek, katılan davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2003/1801 K: 2003/11701 T: 14.10.2003

Kiraya verilen mera vasfındaki yerin daha önceki kiracılar tarafından sürülerek mera özelliğinin ortadan kaldırılmış olması davalının tarla olarak kullanmaya devam etmesi nedeniyle sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; köy tüzel kişiliğinin yeri davalıya kiralaması sonucu zarar oluştuğundan olayın özelliğine uygun mahkemece takdir edilecek bir miktarın oluşan zarardan indirilerek kalan miktara hükmedilmesi gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2005/3467 K: 2006/1979 T: 1.3.2006

4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin son fıkrasında “… Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı… ” belirtilmiş olmakla zarar kapsamı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir. Devamını Oku.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/1722 K: 2006/2344 T: 27.2.2006

Mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığı bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından da açıkça anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/9098 K: 2003/10113 T: 2.10.2003

İmar öncesinde, çekişmeli yerin mera vasfında bulunduğu, davalının kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmekle; davalının taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı yasanın 18. Maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez; davalının şerhten kaynaklanan hakkının kişisel hak niteliğinde bulunduğu kabul edilmeli; davacının kayda dayalı mülkiyet haklarına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1778 K: 2003/2269 T: 1.7.2003

Meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise köye ait olduğundan açılan tapu iptal davasında hazine ile birlikte köyün de davada hasım olarak gösterilmesi zorunludur Devamını Oku.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2555 K: 2003/2915 T: 14.10.2003

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/6269 K: 2005/3856 T: 5.5.2005

Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının komşu köyde ikamet eden davada yararı bulunmayan ve yaşlı kişiler arasından seçilmesi gerekir; mahkemece taşınmazın bulunduğu köyde ikamet eden şahıslar dinlenmek sureti ile hüküm kurulması doğru değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2003/12764 K: 2003/11268 T: 25.12.2003

Taşınmazların mirasçılar adına tescili istendiğine göre tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçı davacılardan birinin belirtmelik tutanaklarında taşınmazın mera’dan açıldığını beyan etmesinin mirasçılar yönünden bağlayıcı nitelikte kabul edilmesi mümkün değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/500 K: 2005/1028 T: 22.2.2005

Gayrimenkulün bütününün kamu orta malı niteliğinde mera olduğu, toprak komisyonu’nun kararı uyarınca bu meranın davacı köye tahsis edildiği hususları mahkeme tarafından yerinde keşif yapılmak suretiyle ve uzman bilirkişi raporuyla tespit edildiğine göre davanın davacı köy bakımından kabulü gerekir. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/8249 K: 2005/6617 T: 14.7.2005

Mera komisyonu’nun taşınmazın niteliği ve mülkiyetine ilişkin olmayan kararları aleyhine açılacak davalara kadastro mahkemeleri’nde bakılamaz; bu nedenle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekir; görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce resen nazara alınmalıdır. Devamını Oku.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2006/540 K: 2006/785 T: 13.2.2006

Yetkili merci; kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi olarak ayırdığını bir kararla belirtmediği sürece; aynı yerde bir kısım taşınmazı mera olarak tahsis etmesi, o kısım dışında kalan kadim meraların meralık niteliğini ortadan kaldırmaz; belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilemez. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1992/4958 K: 1993/842 T: 4.2.1993

Sınırında mera yazılı kayıt, kural olarak değişken sınırlı olup; mera olarak işlenen komşu taşınmaz, iskanen verilmiş ise meralık niteliği ortadan kalkmış olacağından mücavirleşme gerçekleşmiş ve kaydın sınırı sabitleşmiş olur. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6220 K: 2004/6412 T: 30.9.2004

Davalı belediye dava konusu yapılan yörenin imar planı kapsamına dahil edildiğini, davacı köyün bu yerlerde üstün hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemekle; hukuki anlamda muaraza yaratmış olur ki; müdahale, fiili olabileceği gibi somut olayda olduğu gibi hukuki veya sözlü de olabileceğinden; mahkemece davalı belediyenin davacı köyün müşterek kullanım hakkına el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekir Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/5879 K: 2005/103 T: 12.1.2005

Tahsis amacı değiştirilmedikçe meralardan, mera kanununda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/7666 K: 2003/7882 T: 7.11.2003

Mahkemece, taraf köylere ait sınırlar uygulanarak, dava konusu yerin içinde kaldığı köyün hangisi olduğu, niteliği ve kullanım durumu belirlenmelidir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6158 K: 2003/7358 T: 21.10.2003

Mera, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır bu nedenle özel mülkiyete geçirilmesi söz konusu olamaz, sınırlarının daraltılması, amacı dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5730 K: 2003/6897 T: 9.10.2003

Hukuki yararı bulunan üçüncü kişi kendiliğinden veya davanın kendisine ihbar edilmesi üzerine, kendisinden başvurma harcı alınmak suretiyle davaya müdahale edebilir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1214 K: 2005/4383 T: 5.5.2005

Davanın açıldığı tarihte davalının buraya yaptığı elatmadan vazgeçmiş olması, önceki kullanımı döneminde merada meydana getirdiği hasar nedeniyle onu tazminat sorumluluğundan kurtarmaz. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1211 K: 2005/4381, T: 5.5.2005

Meraya el atma davalarında eylemin sabit olması ve tahrip edilmiş mera bölümlerinin bulunması halinde bu bölümlerin eski hale getirme masraflarını mülkün sahibi olan hazinenin istemesi yasaya uygun ise de, mahrum kalınan ot bedelini meranın mutasarrıfı olan köy yada belde temsilcileri talep edebilir. Devamını Oku.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6830 K: 2004/424 T: 22.1.2004

Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler başkası adına tescil edilemez. Dava konusu yer, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulanan yerlerden olduğundan bu kısmın sadece tapusunun iptaline karar vermek gerekir. Devamını Oku.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir