Son Yazılar

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2011/4674 K: 2012/1582

Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırmayı yapan idareye geçeceği ve idare adına tapuya tescil edileceği yasal zorunluluktur. Koşulları oluştuğu takdirde kamulaştırma kapsamında kalan taşınmaz bölümleri hakkında mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerekir. Kuşkusuz hak sahiplerinin kamulaştırma bedeli için genel mahkemede dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/4230 K: 2024/1492 T: 12.3.2024

Taşınmaz yönünden ön alıma konu satış işlemleri nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu parselde davalı adına kayıtlı birden fazla hisse bulunduğundan infazda tereddüt oluşmaması için iptal edilen ve davacılar adına tesciline karar verilen hissenin miktarının, pay ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/4778 K: 2024/397 T: 23.1.2024

Mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alınarak resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamının ön inceleme tarihinden bilirkişi incelemesi yapılan tarihe kadar nemalandırılması halinde ulaşacağı değer belirlenmeli, belirlenen bu miktardan depo edilen (nemalı veya nemasız) miktar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/5435 K: 2024/491 T: 25.1.2024

İlk Derece Mahkemesince davacının diğer hissedar malik davalıya ön alım hakkını kullanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı yararına tarifenin üçüncü kısmına göre harçlandırılan tutar üzerinden nispi vekâlet ücretine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/77 K: 2024/748 T: 12.2.2024

Ön alım bedelinin, ön inceleme duruşması adı altında duruşma açılmadığından, ilk duruşma günü olan 12/07/2016 tarihinden itibaren depo edildiği 28/12/2020 tarihine kadar geçen sürede vadeli bir mevduat hesabına yatırılması halinde getireceği nemanın bilirkişiye hesaplattırılarak, tespit edilecek bedel depo edildikten sonra…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/202 K: 2024/876 T: 15.2.2024

Ön alım davasının açıldığı tarih ile ön alım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği; bu süre gözönüne alındığında, ön alım bedelini zamanında depo etmeyerek kullanması nedeniyle davacının amacı dışında zenginleştirildiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/270 K: 2024/1190 T: 28.2.2024

Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/421 K: 2024/1598 T: 18.3.2024

Kural olarak ön alım bedelin dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece makul süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesiyle birlikte vadeli bir hesapta değerlendirilmesi gereklidir. Bu kapsamda mahkemeler, dava açıldıktan sonraki makul bir süre içinde ön alım bedelinin, vadeli bir mevduat…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/526 K: 2024/1214 T: 29.2.2024

Mahkemeler, dava açıldıktan sonraki makul bir süre içinde ön alım bedelinin, vadeli bir mevduat hesabına yatırılmasını sağlayarak yargı sürecinin taraflar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirgeyerek mülkiyet hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüğü gerçekleştirmiş olacaklardır. Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/546 K: 2024/1209 T: 29.2.2024

Pay temliki ile paydaş hâle gelen davalı şirkete yapılan diğer dava konusu pay devirleri de paydaşın paydaşa yaptığı satışlar olduğundan bunlar yönünden de ön alım hakkının kullanılamayacağı kanunun emredici hükmünün gereğidir Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/903 K: 2024/1746 T: 25.3.2024

İmar uygulaması sonrası dava konusu edilen kısımda davacıların paydaşlık durumunun oluştuğu, keşif sırasında alınan tanık beyanlarına göre imar uygulaması öncesinde zeminde bulunan fabrika binasının olduğu alanın satıcı paydaş tarafından kullanıldığı, boş arsa olarak davalıya satışının gerçekleştirildiği, bilirkişi raporunda yapılan açıklama…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3493 K: 2024/86 T: 9.1.2024

Davacının satış öncesi pazarlık işlemlerinde dava konusu taşınmazda davaya konu payın davalıya satışına onay verdiği, başka bir ifadeyle satıcının hissesi üzerinde hak iddia etmediği, olayların oluş şekli nazara alındığında davacının ön alım hakkının kullanmasında paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3469 K: 2024/2686 T: 16.5.2024

Taşınmaz satış bedelleri ile davalı tarafından ödenen tapu masrafları toplamının davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, davacının bedelde muvazaa iddiasına dayandığı ancak iddiasını ispata elverişli delilin dosyaya ibraz olunmadığı, çek basım tarihinden önceki bir tarihte çekin keşide edildiğine yönelik davacı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/2964 K: 2023/4446 T: 4.10.2023

İhtiyari müzayede ile satışa çıkarılan bir gayrimenkulün şayi hissesini satın almak için o gayrimenkulün şayi hissedarının müzayedeye iştirak ederek pey sürmesi ve bilahare müzayededen çekilmesi şufa hakkından feragati tazammun etmeyip bu hissedarın şayi hisseyi müzayede neticesinde yapılan ihale ile satın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1566 K: 2024/1225 T: 29.2.2024

Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1563 K: 2023/3547 T: 22.6.2023

Resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamı olan 308.623,45 TL bedelin ön inceleme duruşmasının yapıldığı tarihten itibaren bedelin depo edilmesine karar verilen tarihlere kadar geçen süre içinde vadeli bir mevduat hesabına yatırılması halinde getireceği nemanın bilirkişiye hesaplattırılarak tespit…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1562 K: 2024/1204 T: 29.2.2024

Her ne kadar bir kısım davacı tanıkları taşınmazın taksim edilmediği ve taşınmazın farklı dönemlerde farklı paydaşlarca kiraya verildiği, kira paralarının paylaşıldığı yönünde beyanlarda bulunmuş ise de; dinlenen davalı tanıklarının beyanları, mahkeme hakiminin gözlemi, bilirkişi raporu ve ekli krokisi ile geçmiş…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1133 K: 2023/2200 T: 13.4.2023

Davacı, taşınmazdaki diğer payı 16.06.2016 tarih ve 10591 yevmiye sayılı işlemle satın alarak tam malik olmuştur. Ancak, önalım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanması mümkün değildir. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/1073 K: 2024/877 T: 15.2.2024

Davalı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olduğundan önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden daha yüksek olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunamayacağı Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/774 K: 2024/812 T: 14.2.2024

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2022 tarih ve 2019/14-798 E., 2022/730 K: sayılı kararında da belirtildiği üzere ön alım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiğini, bu nedenle tam malik olmayan davacının ön alım hakkını kullanmasının mümkün…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/695 K: 2023/1662 T: 21.3.2023

Taşınmazların fiilen taksim edilip edilmediklerinin açıklığa kavuşturulması bakımından gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılıp mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları alınarak, davacı ve davalı tarafın fiili taksim savunmasına yönelik beyanları, dosyada bulunan ecrimisil ihbarnameleri, dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları, bilirkişi raporları…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/659 K: 2023/1981 T: 5.4.2023

Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/535 K: 2024/841 T: 14.2.2024

Davacının sınırdaş parsellerde bulunan taşınmazlarda 3/44 hisse pay sahibi olup taşınmazlarda tam malik değil, sadece paydaş olduğu, ön alım hakkının tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği, tam malik olmayan davacının ön alım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/356 K: 2023/1036 T: 22.2.2023

Mahkemece davalılar ile davalılara pay devredenler arasındaki pay bedellerine ilişkin görgüye dayalı bir anlatımda bulunmayan ve bilirkişi raporu ile de çelişen tanık beyanları esas alınmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir. Zira, soyut tanık beyanları davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/333 K: 2024/471 T: 24.1.2024

Somut olayda, davacı vekili tarafından 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışlara ilişkin ön alım hakkının kullanıldığı, davalının ise bu tarihlerden önce pay satın alarak taşınmazda paydaş olduğu, yasal düzenleme uyarınca paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanamayacağı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ön alım…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/308 K: 2023/1760 T: 27.3.2023

Dava konusu taşınmazın riskli yapı olarak belirlenmesi nedeniyle her iki tarafın tasarrufu dışında ihale işlemi yapıldığı, ihalede davalıların hissesinin davacı tarafça alındığı, davanın konusuz kalma sebebine göre her iki tarafa da sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esasa ilişkin karar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/273 K: 2023/824 T: 14.2.2023

Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Çünkü, Türk Medeni Kanunu'nun 732 inci maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının kullanılabileceği kabul…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/264 K: 2023/1600 T: 20.3.2023

Mahkemece yapılan tahkikat ve keşifte dava konusu taşınmazın fiili olarak iki parça halinde kullanıldığı davacıların davalıya pay devirlerinden önce taşınmazda fiilen kullandıkları yerin bulunduğu, diğer bölümlerin ise davalıya pay satanlar tarafından kullanıldığı ve davacıların murisinin bu fili kullanıma itirazlarının bulunmayışı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/129 K: 2024/455 T: 24.1.2024

Pay satışının gerçekte kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin karşılığı olduğu, davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve eklerini imzalamak suretiyle hem bu fiili paylaşımı öğrendiği, hem de bu paylaşıma itiraz etmemesi nedeniyle önalım hakkını kullanmak istemesinin iyi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/98 K: 2024/592 T: 5.2.2024

Davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı ancak ön alım talebinin yerinde olduğu, ön alım davalarında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığında iddia ettiği bedel ile tapudaki satış bedeli arasındaki fark üzerinden davalı lehine, kalan kısım üzerinden ise davacı lehine vekâlet ücreti ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/85 K: 2024/514 T: 25.1.2024

Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de; davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmî satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/68 K: 2023/358 T: 19.1.2023

Kural olarak önalım hakkının kullanılmasıyla taşınmaz, üzerindeki tüm yükümlülüklerle davacıya geçer. İpotek lehtarının davalı ile el ve işbirliği içinde olması hâlinde ise muvazaalı işleme değer verilmesi gerekeceğinden devrin yükümlülüklerden ari yapılması gerekir. Taraflar arasındaki önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5476 K: 2022/7689 T: 13.12.2022

Her ne kadar mahkemece, dava konusu taşınmazda yapılan toplulaştırma işlemi neticesinde oluşan taşınmazların bir kısmında davacının bir kısmında ise davalının payı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde ise de, davanın açıldığı tarihte davacının önalım hakkı bulunduğundan davacı aleyhine yargılama giderleri…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5472 K: 2023/150 T: 12.1.2023

Mahkemece yapılan keşif, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davacı tarafın dava konusu taşınmazda fiilen kullandığı bir yerin olduğu anlaşılsa dahi davalının veya davalıya pay satanların fiilen kullandığı bir yer tespit edilememiş olup bu durumda fiili taksimin varlığından söz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4491 K: 2023/5756 T: 28.11.2023

Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlar ve enflasyon olgusu nedeniyle kurda meydana gelen değişikliklerin ön alım bedelinin belirlenmesine etkisi olduğu kabul edilmelidir. Resmi satış sözleşmesindeki ön alım bedeline davacı tarafından muvazaa nedeniyle itiraz edilmesi, bu nedenle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2574 K: 2023/3435 T: 15.6.2023

Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmedeki gibi bir satım ilişkisinin kurulmuş olacağı, bu nedenle taşınmazda sonradan meydana gelen değer artışlarının dikkate alınamayacağı, davacının yapmış olduğu zorunlu masrafların…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2572 K: 2023/3443 T: 15.6.2023

Önalım hakkı ise gerçek bir satış akdinin bulunması halinde söz konusu olup, satış sözleşmesi malın para ile değiştirilmesini gerektirir. Malın mal ile değiştirilmesi halinde ise trampa söz konusu olup önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2411 K: 2023/3417 T: 15.6.2023

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2398 K: 2023/3401 T: 15.6.2023

Ön alım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Taraflar arasındaki ön…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2258 K: 2023/3027 T: 1.6.2023

TMK'nın 734 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre önalım hakkını kullanmak isteyen davacının satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini ödemesi gerektiği yönünde düzenleme olup satış bedelinin hüküm tarihine uyarlanması veya taşınmaz değerinin güncellenmesi gibi bir yasal düzenleme bulunmadığı Taraflar arasındaki…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2379 K: 2022/7860 T: 20.12.2022

Uygulama Talimatının (b) maddesindeki ifadeye göre; en az bir noktada birbirleriyle ortak sınırı bulunan tarım arazileri sınırdaş olarak kabul edildiğine göre davalıya ait taşınmazın dava konusu taşınmazla köşe noktasından sınırı bulunduğu tespitine rağmen mahkemece, davalıya ait taşınmazla dava konusu taşınmazın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2144 K: 2023/3058 T: 1.6.2023

Ön alım davaları konusu parayla ölçülebilen davalar olup dava değeri akitteki satış değeri ve masraflar toplamıdır. Bu durumda anılan değer üzerinden nispi ücret alınması gerekirken maktu ücret alınması yerinde değildir Taraflar arasındaki ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/1934 K: 2022/3358 T: 11.5.2022

Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler. Davacı vekili…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8763 K: 2023/925 T: 16.2.2023

Bir kimse 3 üncü kişilere karşı kendi muvazaasına dayanamaz" kuralı gereğince tapu harcını düşük ödemek için tapudaki satış bedelinin düşük gösterildiği yönündeki davalı iddiası dinlenemeyeceği. Taraflar arasındaki önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/201 K: 2023/1610 T: 20.3.2023

Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Resmi senetteki satış bedeli…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8745 K: 2023/1125 T: 27.2.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8670 K: 2023/3286 T: 12.6.2023

Dava konusu taşınmazların toplulaştırma işlemi gördüğü, toplulaştırma işlemi nedeniyle tapu kayıtlarının ve hisse durumlarının değiştiği anlaşıldığından, güncel tapu kayıtları ve tarafların yeni pay durumları gözetilerek inceleme yapılıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8562 K: 2023/1225 T: 2.3.2023

Dava konusu payın satışına yönelik hukuki işlemin tarafı olan davalı; kendi muvazaasına dayanarak lehine hukuki sonuç doğmasını isteyemeyeceğinden ve davacı bu hukuki işlemde üçüncü kişi durumunda olduğundan davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz. Diğer taraftan ön alım hakkını kullanan paydaşa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8492 K: 2023/1264 T: 2.3.2023

Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8337 K: 2023/521 T: 26.1.2023

Önalım hakkına konu taşınmazların toplulaştırma işlemi sonucu kayıtları kapatılarak başka taşınmazlara revizyon gördükleri, yeni oluşan taşınmazlarda davacılar ile dava dışı hissedarlar ve davalının müşterek paydaşlık durumlarının kalmadığı, taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisinin sona erdiği, bu itibarla; taraflar arasındaki paylı mülkiyet…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8328 K: 2023/772 T: 9.2.2023

Fiili taksimin mevcut olduğu hâllerde önalım hakkı kullanılmasının hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8084 K: 2023/289 T: 18.1.2023

Payları devreden şirketin ortaklarının davalılar ile yakın akrabalık bağı olduğu, tanık beyanları ile de davalıların taşınmazların devrine ilişkin herhangi bir bedel ödemediği yönündeki beyanları ve dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile satışta gösterilen değerleri arasındaki fahiş fark da değerlendirildiğinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8048 K: 2023/749 T: 9.2.2023

Önalım hakkında davalının payın devrine ilişkin resmi senetle yapılan düşük bedelli satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunmasının dinlenemeyeceği Taraflar arasındaki önalım hakkı davasından dolayı yapılan yargılama…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8043 K: 2023/136 T: 12.1.2023

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7951 K: 2023/123 T: 11.1.2023

Önalım hakkı davasında dinlenen tanıkların doğrudan dava konusu satış işlemiyle ilgili bilgi ve görgüsü bulunmadığı, keşfen belirlenen değerin tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmaması nedeniyle muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı. Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7855 K: 2023/267 T: 18.1.2023

Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK'nın 732 nci maddesiyle bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7990 K: 2023/16 T: 9.1.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8669 K: 2023/926 T: 16.2.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/3130 K: 2023/4448 T: 4.10.2023

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4114 K: 2024/1782 T: 26.3.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/152 K: 2024/457 T: 24.1.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3563 K: 2024/2678 T: 16.5.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/39 K: 2024/179 T: 15.1.2024

Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7855 K: 2023/267 T: 18.1.2023

Önalım davasında davalının, davaya konu payın satışı tarihinde taşınmazda paydaş olduğu ve paydaşa yapılan satışlarda önalım hakkının kullanılmasının mümkün bulunmadığı. Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7848 K: 2023/21 T: 9.1.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7671 K: 2023/19 T: 9.1.2023

Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde, tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/5747 K: 2023/1030 T: 21.2.2023

Önalım hakkı davalarında davacının gerçek satış bedeli olduğunu ileri sürdüğü bedel üzerinden davacı lehine, mahkeme tarafından belirlenen önalım bedeli ile davacının gerçek satış bedeli olduğunu ileri sürdüğü bedel arasındaki fark üzerinden de davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği. Taraflar arasındaki…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2974 K: 2022/3228 T: 28.4.2022

Önalım hakkının payın satışındaki şartlar dahilinde kullanılması gerektiğinden, payı paradan başka bir karşılıkla iktisap edenlerden, onu, aynı şartlarla yerine getirmek suretiyle temellük etmeye imkan bulunmamaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde ise arsa sahibi inşaat yapımına karşılık yükleniciye bedel olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2143 K: 2022/3478 T: 17.5.2022

Paylı mülkiyet nedeniyle doğan yasal önalım hakkının niteliği gereği ancak, paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece kabul edilebilir. Paydaşlık sıfatını sonradan yitiren davacı önalım hakkı kullanmaya devam edemez. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24/03/2016 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/6321 K: 2023/6603 T: 28.12.2023

Önalım bedelinin davacı tarafından dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece ön inceleme duruşmasında bedelin vadeli hesapta nemalandırılmak üzere depo edilmesi hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilerek, ön alım bedelinin verilen sürede depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/5438 K: 2023/5646 T: 22.11.2023

Taşınmazda fiili taksimin yapıldığı, zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/4416 K: 2023/5626 T: 22.11.2023

Önalım hakkı davasında bilirkişinin belirlediği değerin tek başına bedelde muvazaayı ispatlamaya yeterli olmadığı, dosyada bulunan diğer delilerin de tapu senedinde gösterilen bedelin ödendiği yönünde olduğu, davalı şirketin defterlerinde ödenen paranın yer almamasının yada farklı yer almasının mevzuata aykırılık teşkil etmesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/1273 K: 2024/2586 T: 14.5.2024

Önalım hakkı davasında temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır. Aksi halde, davacının belirlediği…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2024/601 K: 2024/1368

Ortaklığın giderilmesi davası açılmış parsellerde önalım hakkı davası da açılmış ise önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir. KARAR : Davalı ...Ş. yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi, diğer taraflar yönünden kabulü Taraflar arasındaki ortaklığın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/2861 K: 2021/2388

Davaya konu olayda, teknik bilirkişi yol ile davacı taşınmazı arasında kot farkı bulunduğunu bildirmiş ise de davacı taşınmazından iş makinalarıyla makul süre çalışma (tıraşlama vb.) ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığını ayrıntılı şekilde açıklamamıştır. Davacılar vekili tarafından,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/3132 K: 2021/1726

Dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydının getirilip, devir işlemini değerlendirmek ve bu yönde yeni malikin davaya dahil edilerek mahkemesince karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/1374 K: 2021/3572

Geçit hakkı bedelinin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş ise hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Davacı vekili…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/10024 K: 1991/9207 T: 21.6.1991

Çekişmeli taşınmaz ve sınırdaşı parselin doğu, batı ve kuzey yönü ormanla çevrili olup sınırdaş parsel de çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edildiğine göre, dava konusu taşınmazın ormana el atmak suretiyle elde edildiği kabul edilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/3692 K: 1993/10474 T: 22.10.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olan taşınmazın, öncesinin de mera olduğunun kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/1155 K: 1995/4811 T: 27.4.1995

Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile, üzerinde sürdürülen zilyetlik, zilyet olan kişiye bir hak bahşetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/3477 K: 2004/3885 T: 26.10.2004

Taşınmazın dava ve temyize konu bölümü ile dava ve temyize konu olmayan taşınmaz kesimi arasında ayırıcı unsur olarak doğal yada yapay bir sınır yerinin bulunmadığı tespit edilmiş olup; bu da taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün sınırlarını oluşturan dava ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1648 K: 2005/2061 T: 21.6.2005

Bir taşınmazın öncesi kamu malı niteliğinde mera olsa bile tahsis gününden sonra mera tahsis haritasının kapsamı dışında kalması koşulu ile bu niteliğini yitirir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/820 K: 2005/779 T: 18.3.2005

Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının yöntemine uygun şekilde belirlenmesi zorunludur. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/2091 K: 2005/2190 T: 1.7.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı taşınmazın bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3122 K: 2003/3810 T: 26.12.2003

Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın, yirmi yıl süreyle malik sıfatı ile zilyet olan adına tespiti mümkündür. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3366 K: 2004/63 T: 20.1.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazların yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilip edilmediğinin ve de öncesi, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılmakta olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmış olması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Dava konusu taşınmazın kuzeyinde, batısında ve kısmen güney sınırında bulunan taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edildiğinden, kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri eylemli durumla doğrulanmadıkça eylemli duruma değer verilmesi zorunludur; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyet süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın reddine, taşınmaz tespitinin 3402 sayılı kanunu’nun 5. Maddesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/699 K: 2004/1159 T: 29.3.2004

Davada taşınmaz hazine tarafından üçüncü kişilere dağıtım yoluyla tahsis ve temlik edilmemiş, davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış olmakla; davanın dinlenme olanağı vardır; mahkemece yapılacak iş, hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı taraf yarına 3402 sayılı kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/363 K: 2004/1162 T: 29.3.2004

Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez; kaldı ki taşınmaz üzerinde hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün davacı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken; mera niteliğiyle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/30 K: 2004/1229 T: 1.4.2004

Mahkemece kadastro tespitlerine dayanak yapılan vergi kayıtlarının taşınmazlara ait olduğu, tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli görülmediğinden yasanın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/967 K: 2004/1299 T: 5.4.2004

Kamu malı niteliğindeki meralardan herkesin, gerçek ya da tüzel kişilerin yararlanma hakkı bulunduğundan, gerçek kişi davacıların dava açabilecekleri kuşkusuzdur; bu hukuksal olgu öğretide, uygulamada kararlılık kazanmıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/949 K: 2004/1407 T: 12.4.2004

Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının belirlenmesi bakımından mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı sorulup, saptanmalı, yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, bundan sonra usule uygun belirlenecek yerel ve uzman bilirkişi, tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004

Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim "yaylakiye" olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/754 K: 2004/1266 T: 5.4.2004

Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanıla gelmiş olmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/428 K: 2004/1487 T: 15.4.2004

İtiraz konusu taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, mera olduğu sonucuna varılırsa, üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1075 K: 2004/1527 T: 26.4.2004

Mera niteliğindeki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun, hukuken korunması mümkün değildir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 4.11.2003 günü belirlenen saatte temyiz eden Mustafa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1229 K: 2004/1909 T: 24.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kurulan hüküm eksik inceleme ile kurulduğundan, kararın bozulması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/90 K: 2005/701 T: 14.3.2005

Yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma 4342 sayılı Yasa uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorulup saptanması zorunludur. Taraflar arasında kadastro tespitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/956 K: 2004/1922 T: 25.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmenin gerçekleştiğinin tespiti için, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazın türü tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında yöntemine uygun şekilde öncelikle mera araştırılması yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3535 K: 2004/179 T: 27.1.2004

Davacı köy tüzel kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak hazine davaya katılmıştır. Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3438 K: 2004/206 T: 29.1.2004

Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde tespit gününde adına tescile karar verilen davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanunun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3683 K: 2004/269 T: 9.2.2004

Davacının dayandığı vergi kayıtlarının sınırlarında "dere, tepe" gibi sınır yerleri tarif edildiği dikkate alınarak bu nitelikteki sınır yerlerinin doğal nitelikte sınır yerleri olup, her yerde bulunmasının mümkün olabileceği göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2924 K: 2004/336 T: 10.2.2004

Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın (mera) çayır niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece yapılan mera araştırması da yöntemine uygun değildir; mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera yada çayır olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3457 K: 2004/388 T: 16.2.2004

Çekişmeli taşınmazın sınırlarındaki eylemli meranın bir bölümünü oluşturduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3252 K: 2005/2923 T: 4.10.2005

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye yararlanma hakkı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; bu nedenle, taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliğinin davada taraf olması zorunludur; dava dilekçesi ve duruşma günü köy tüzel kişiliğine 7201 sayılı tebligat kanunu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/82 K: 2004/544 T: 23.2.2004

Davacı taraf vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına tesbit gününde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın mera olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede yapılan araştırma, uygulama hüküm…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/91 K: 2004/554 T: 24.2.2004

Davacının davası zemine yöneliktir. Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak tarif edilmiştir. Hal böyle olunca mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/145 K: 2004/579 T: 24.2.2004

Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur; ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine-davacı Ali Ö. ile Koçu Ö. tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/512 K: 2003/703 T: 13.3.2003

Esas olarak vekille takip edilen davalarda her türlü tebligatın vekile yapılması gerekmektedir. Aksi halde yapılan tebligat ve ihtar geçerli olmayacaktır ve hiçbir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar davacılar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1364 K: 2003/1713 T: 16.5.2003

Somut olayda dosyada taşınmazın terk edildiği hususunda hiçbir kayıt ve belge mevcut değildir. Davalının arazisinin verimsiz olması, yol imkanının olmaması ve ekonomik nedenlerle birkaç yıl taşınmazı ekip biçmemesi terk anlamını taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/840 K: 2003/1799 T: 29.5.2003

Taraflar arasındaki ihtilaf meraların aidiyeti noktasındadır ve bu türlü ihtilaflarda kadastro mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen karar davalı Köy Muhtarlığı tarafından incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2002/3900 K: 2003/101 T: 24.1.2003

Görev hususu esas olarak kamu düzenine ilişkindir; bu nedenle mahkeme hiçbir talep olmasa dahi resen davanın her aşamasında nazara almalıdır; somut olayda da bu yön dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında mera tahsisinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/137 K: 2004/785 T: 8.3.2004

Davacının yargılama sırasında ölümü halinde davaya devam olunabilmesinin önkoşulu; ya tüm murislerin davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da murisin terekesine görevli mahkemede temsilci tayin ettirilmesidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın incelenmesi davacı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1428 K: 2004/1743 T: 4.5.2004

Somut olayda gayrimenkullerin yer aldığı köy tüzel kişiliğinin davada taraf olarak yer alması gerekmekteyken taraf şartının gerçekleşmemiş olması bozma sebebidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi katılan İnci tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/812 K: 2005/1071 T: 11.4.2005

Somut olayda dava konusu yerin mera olduğu tespit edilmiş olmakla ve mera üzerindeki zilyetlik hukuki bir değer ifade etmediğinden mahkemece verilen karar isabetlidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı İzzet G. tarafından istenilmekle, temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1798 K: 2003/2365 T: 15.9.2003

Kadastro tesbit komisyonuna itiraz yaptıktan sonra itiraz kesinleşmeden ölen şahıs hakkında komisyonun kararı ile adına tesbit kararı verilmiş olması geçersiz olup hazinenin açtığı davanın kabulü gerekir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1654 K: 2003/2366 T: 15.9.2003

Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının yüzölçümü 150 dönüm iken hazinenin taraf olmadığı dava sonunda miktarının 454 dönüme çıkarıldığı anlaşılmış ise de hazinenin taraf olmadığı bu davanın sonucunun hazineyi bağlamayacağı kuşkusuzdur; tapu kaydı miktar fazlasının sınırdaki meradan kazanıldığının kabulü gerekir. Meralar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1359 K: 2003/1925 T: 5.6.2003

Bir taşınmazın 5-6 yıl veya birkaç yıl ekilip sürülmemesi ve ulaşım güçlüğü olması onun terk edildiği anlamına gelmez. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Enver tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1263 K: 2003/1954 T: 6.6.2003

Yörede 4753 sayılı yasa gereğince komisyon çalışmalarda bulunmuş, kroki tanzim etmiş, belirtmelik tutanakları hazırlanmış, ancak tasdik edilmemiştir; bu nedenle sözü edilen belirtmelik tutanakları ve haritaları ancak takdiri bir delil niteliğindedir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1762 K: 2004/2270 T: 10.6.2004

İmar planı kapsamında kalan meranın mahkeme tarafından, dava konusu gayrimenkulün gezi mahalli, yeşil alan, oyun yeri ve açık alan olarak istanbul büyükşehir belediyesi adına malik bölümünün doldurulması yönünde verilen karar isabetlidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/77 K: 2006/89 T: 26.1.2006

Davacı yanın dayandığı dava dışı 1252 parsel sayılı gayrimenkule yüzölçümü ile revizyon gören tapu kaydı açıklanan sınırlar değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınır kayıtlardandır ve bu tür kayıtların kapsamının yüzölçümü ile saptanacağı hususu göz önünde tutulduğunda anılan tapu kaydının davaya konu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2463 K: 2003/2927 T: 14.10.2003

Tapu kaydı dava konusu taşınmazı hali yer okumakta, diğer bir anlatımla mera olarak sınır göstermemekte olup devletin oluşturduğu mülkiyet belgesinin sınırlarına değer verilmesi gerekir; mera tahsis haritası dava konusu taşınmazı kapsamadığı gibi nizalı taşınmazı tarım toprağı olarak göstermesi karşısında, taşınmazın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1933 K: 2003/2976 T: 17.10.2003

Dava açan kişinin tutanak bilirkişisi olması ve tutanağı imzalaması kendisini bağlamaz; meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1881 K: 2003/2987 T: 17.10.2003

Taşınmaz üzerinde hayvanların otlaması ve köy tarafından bu şekilde kullanılması o taşınmaza kadim meralık niteliğini kazandırmaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2630 K: 2003/3194 T: 6.11.2003

Dava konusu taşınmazların hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı öncesinin mera olduğu karşı tarafın dayandığı tapu kaydının 1958 yılında tescil davası sonucu oluştuğu miktarını aşacak şekilde dava dışı parsellere revizyon gördüğü, dava konusu taşınmazları kapsamadığı, ayrıca hazine tapusunun oluştuğu tarihe…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2040 K: 2003/3138 T: 3.11.2003

Vergi kaydının bir sınırı mera okumakta ise de sözü edilen kuzeyde 415 ve 416 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu, bunların tarım toprağı niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olmadığı, belirlenmiştir. Zilyetlikle kazanımı mümkündür. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/4227 K: 2003/4151 T: 8.5.2003

Mera, yaylak gibi kamu orta malı niteliğindeki yerlerin aidiyeti konusunda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülerek mahkemece taşınmazın yayla (yaylak) niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere halfeli köyü adına yayla olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olması doğru…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2525 K: 2003/2558 T: 23.9.2003

Dava konusu taşınmazların tespit gününden önce asliye mahkemesi’nde açılan, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesi’ne aktarılan el atmanın önlenmesi davasının kapsamında kaldığı, taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olduğu belirlenmiştir; taşınmazlar üzerinde davalıların iktisap sağlayan süreye ulaşan nitelik ve içerikte zilyetliklerinin bulunmadığı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1818 K: 2003/2619 T: 26.9.2003

Sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanılan taşınmazlar üzerinde süresi ne olursa olsun sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmadığından eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine de değer verilmesi olanaksızdır; kural olarak kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonunca…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2218 K: 2003/2659 T: 29.9.2003

Dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca devlete kalan yerlerden olduğunun kabulü gerekir; bu gibi taşınmazlar üzerinde zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımayacağından kanunlar uyarınca kaçak ve yitik kişilerden hazineye kalan taşınmazlar zilyetlik yolu ile kazanılamaz.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2434 K: 2003/2681 T: 30.9.2003

Temyize konu edilen taşınmaz bölümünün davacı tarafın tutunduğu vergi kaydının kapsamında kaldığı öncesinin tarım toprağı niteliğinde bulunduğu ve oluşturulan mera tahsis kararı tarihine kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 14.maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği yargılama sonucu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2225 K: 2003/2811 T: 7.10.2003

Dava konusu parsel dayanılan kaydın kapsamı içinde kaldığı takdirde tapu kaydına değer verilerek hüküm oluşturulmalı, dayanılan tapu kaydı ve krokisinin kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı diğer bir anlatımla komşu mera…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/352 K: 2004/866 T: 11.3.2004

3402 sayılı kadastro kanunun 20. maddesi hükmüne göre kayıtların haritaya dayanması halinde kapsamlarının haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/254 K: 2004/960 T: 17.3.2004

Kural olarak aynı kayda ya da kayıtlara dayanılması halinde kayıtların kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan bu dava dosyası ile ilgili parsellere ilişkin dava dosyası birleştirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/909 K: 2005/1027 T: 8.4.2005

Kadastro tespiti 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 5.maddesi hükmü uyarınca malikhanesi açık bırakılarak yapılmadığı için aynı yasanın 30.maddesi hükmünün de uygulama olanağı bulunmamaktadır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar tarafından istenilmekle, temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/810 K: 2005/1069 T: 11.4.2005

Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılmış olmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T: 4.3.2004

Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının ilgili mercilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/241 K: 2004/821 T: 9.3.2004

Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tutanakta tespit maliki olarak gösterilen kişinin tebliğe elverişli adresi zabıta aracılığıyla saptanılarak dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmeli ve bu yolla husumet yaygınlaştırılarak taraf koşulu oluşturulduktan sonra yargılamaya devam olunmalıdır. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T: 11.3.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/574 K: 2004/1628 T: 27.4.2004

Davacı, dava dışı parselin tespitine dayanak yapılan vergi kaydına, satın almaya ve zilyetliğe dayandığı gibi taşınmaz başında yapılan mera araştırmasının da yöntemine uygun şekilde yapılmamasına rağmen mahkemece; taşınmazın dava ve temyize konu kesiminin kamu malı niteliğinde mera olmadığı, tespit gününde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T: 5.4.2004

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T: 24.3.2006

Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer verilerek,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/619 K: 2004/1054 T: 23.3.2004

Aynı taşınmaz hakkındaki davaların birlikte görülmesi zorunludur. Dava ve temyiz konusu taşınmazların tespit gününden önce kesinleşen orman sınırlandırma harita ve tutanağının kapsamında iken, daha sonra 6831 sayılı orman kanununun 2/b maddesi hükmü uyarınca orman sınırları dışına hazine adına çıkarılmış olduğundan,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/711 K: 2005/3482 T: 14.11.2005

Hazine adına tapu kaydının oluştuğu dönemden önce, zilyet davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanununun 14 ve 46/1 maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği belirlenmiş olduğundan bu taşınmazla ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir; öncesinin mera olduğu belirlenen…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1347 K: 2003/2184 T: 24.6.2003

Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı kabul edilse bile hayvan otlatılmak suretiyle sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmamaktadır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 24.6.2003 günü…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1778 K: 2003/2269 T: 1.7.2003

Meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise köye ait olduğundan açılan tapu iptal davasında hazine ile birlikte köyün de davada hasım olarak gösterilmesi zorunludur Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen karar davalı Hazine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2096 K: 2003/2913 T: 13.10.2003

Bozma ilamında davacılarla sözü edilen tapu kaydı malikleri arasında akrabalık bağı olup olmadığının araştırılması istendiği halde, bu hususta nüfus kayıtları veya mirasçılık belgeleri getirtilmeyip, sadece tanık beyanı ile yetinilmesi bozmayı gerektirir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2555 K: 2003/2915 T: 14.10.2003

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Abdulkerim, Abdurrahman , Mehmet ve Geyro tarafından istenilmekle…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3795 K: 2004/180 T: 27.1.2004

Tarafın kendisine verilen kesin önel içerisinde keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmediği gerekçe gösterilerek 3402 sayılı yasanın 36. Maddesi hükmü esas alınarak davanın reddi şeklinde karar verilmesi isabetsiz olup, bu durumda yerel mahkemenin mevcut delil durumuna ve evvelce yaptığı keşfe…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3439 K: 2004/209 T: 29.1.2004

Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle kadastro müdürlüğü ve tapu sicil müdürlüğünden taşınmazla ilgili bilgi ve belgeler temin edilmeli, “mera" sınır olarak tarif edildiğine göre yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmalı, ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 20.maddesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3437 K: 2004/210 T: 29.1.2004

Dava konusu taşınmazın geçmişte mera olduğu tanık beyanından anlaşıldığından ve aynı zamanda kayıtlara göre meraya sınırı bulunduğu cihetle; öncelikle köy işleri il müdürlüğünden yörede mera tashihi yapılıp yapılmadığının saptanılması, varsa mera tahsis haritası ve dayanağı belgelerin getirtilmesi, bu konuda keşif…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/589 K: 2004/1551 T: 27.4.2004

Taşınmazın, ot biçmek sureti ile zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı H. O. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları…

Yargıtay 7.Hukuk Dairesi E: 2004/78 K: 2004/538 T: 23.2.2004

Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak gösterilmiş ise; mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın, öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir; kural olarak mahkemece bir yerin mera olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1456 K: 2005/1885 T: 7.6.2005

Dava konusu mera taşınmaz ile komşu taşınmazları birbirinden ayıracak şekilde arz üzerindeki doğal ya da yapay bir sınır yeri bulunmadığı uzman bilirkişinin düzenlediği harita ve rapordan anlaşılmakta olup; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/327 K: 2004/826 T: 9.3.2004

Tespitin 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 5. Maddesi hükmü uyarınca malik hanesinin açık bırakılarak yapılmadığı, aynı yasanın 30. Maddesinin bu nedenle uygulama olanağının bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddedilen bölümlerinin tespit gibi davalı hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken işaretli bölümlerin haritasında…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/187 K: 2004/865 T: 11.3.2004

Dosyaya ibraz edilen uzman ziraatçi bilirkişi raporu içeriği, dava konusu taşınmazın sınırında eylemli biçimde meranın bulunması, arada doğal yada yapay nitelikte ayrıcı unsur olarak bir sınır yerinin tarif edilmediği dikkate alındığında dava konusu taşınmazın sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/475 K: 2004/955 T: 17.3.2004

Öncelikle dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı sağlıklı biçimde belirlenmelidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Kazım D. tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/417 K: 2004/970 T: 17.3.2004

Tespite kayıt ve belgelerin esas alınmaması, mahkemece bir yerel bilirkişi dinlenerek hüküm kurulmuş olması, tanık dinlenmemesinin nedenlerinin hüküm yerinde tartışılmaması hatalıdır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/292 K: 2005/4065 T: 26.12.2005

Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilen taşınmazların niteliğinin ve hazinenin dayandığı delillerin araştırılması bakımından uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçı bilirkişiden mahkemenin gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3898 K: 2005/3987 T: 19.12.2005

Yetkili idari mercilerce yapılan mera tahsisine ilişkin yönetimsel işleme karşı idari yargı yerinde dava açılarak ve yönetimsel işlemin iptal edildiği öne sürülerek bu hukuksal olgunun kanıtlanmadığı takdirde mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilen taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetlik süresi ne…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/361 K: 2004/1154 T: 29.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi Hazine ve Hasan’ın mirasçıları…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14903 K: 1993/7008 T: 6.7.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu takdirde bunlar arasında kalan dava konusu taşınmazın da mera olduğu kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/6291 K: 1989/216 T: 17.1.1989

Bir yönü “meşelik” olan vergi kaydı, değişebilir sınırlı olup; miktarı, kapsamı ile geçerlidir. Vergi kaydının kapsamı dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken “çalılık” arazi, imar-ihya olunarak kültür arazisi haline getirilmiş ise zilyetlikle edinilebilir. Taraflar arasında kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1983/19904 K: 1983/17939 T: 9.12.1983

1744 sayılı Kanun ile orman Yasasının 2. Maddesinin değiştirilmesinden sonra yapılan sınırlamalarda bir yerin sınır dışında bırakılması, o taşınmazın öncesinin orman toprağı olmadığını kanıtlamaz. Çünkü anılan yasa gereğince öncesi orman olduğu halde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş olması…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1984/8974 K: 1986/8741 T: 2 3.10.1986

Vergi kaydı mülkiyet belgesi değildir. Ayrıca zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydının hukuksal değeri yoktur. Taraflar arasında tapulama tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Tapuluma…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/2652 K: 1994/8581 T: 29.9.1994

Hazine'ye ait tapu kaydı, 4753 s. Kanun'a göre oluşturulmayıp, kaçak ve yitik kişiden kalan taşınmaz için oluşturulmuş ise zilyet yararına 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi uygulanamaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8663 K: 1996/1047 T: 6.2.1996

Taşınmazın özel harman yeri olarak nitelenebilmesi için ya tapu kaydı kapsamında olması ya da uzun süre ve ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğinin, harman yeri niteliğiyle sürdürülmesi gerekir. Sadece yılın belirli bir ayında harman dökme işlemi, taşınmazı özel harman yeri niteliğine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1986/17861 K: 1990/12580 T: 31.10.1990

Kadastro hakimi, dava konusu taşınmazla sınırlı olarak hüküm vermek, tespit tutanağı düzenlenen taşınmazın davaya konu edilen bölümü ile sınırlı olarak inceleme yapmak zorundadır. Parselin dava konusu olmayan bölümü hakkında komisyon kararı kesinleştiğinden, mahkemece, dava dışına çıkılarak, parselin tümü hakkında hüküm…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/4104 K: 1992/11686 T: 21.4.1992

3402 s. Kadastro Kanunu'nun 28. maddesinde bahsi geçen delillerin bildirilmesi yükümlülüğü; ispat külfeti kendisine düşen tarafa ait olduğundan, asıl olan ülke topraklarının Devlete ait olduğu göz önüne alındığında, belgesiz zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğunun kanıtlanması, zilyetliğe dayanan tarafa düşer. Taraflar…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/2736 K: 1994/6076 T: 17.6.1994

Mahkemece, davacıya tespit maliklerini davaya dahil etmesi için önel verilmesine rağmen, davacı tarafından tespit malikleri davaya dahil edilmez ise, Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi gereğince tespit maliklerine ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, bütçeye konulan ödenekten davetiye çıkartılıp mahkemeye çağrılıp taraf…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/12550 K: 1993/3908 T: 12.4.1993

Önel verilmesine rağmen davacı tarafından gerekli harç yatırılmadığı takdirde, davanın tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/11124 K: 1993/20 T: 19.1.1993

Davanın takibinden vazgeçildiği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına ve taşınmazın davalı taraf adına tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Davanın takibinden vazgeçme, feragat olarak nitelendirilemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/15369 K: 1994/4276 T: 3.5.1994

Dava gününde reşit ve nüfus siciline kayıtlı olmayan davalının, ilgili nüfus idaresinden, idari yoldan ve af kanunlarına göre nüfus kaydının yapılıp yapılmadığı sorulmalı, bu yönde kayıt oluşturulmuş ise, velisi belirlenmeli ve velisinin huzurunda davaya bakılmalı, aksi halde Kadastro Kanunu'nun 25/A…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/9409 K: 1994/951 T: 10.2.1994

Kadastro Kanunu'nun uygulamasında geçen "itiraz" kavramını hukuki niteliği itibariyle dava olarak algılamak gerekir. Meraların çıplak mülkiyeti Hazine'ye, yararlanma hakkı köy veya mahalle bireylerine aittir. Meradan yararlanma hakkı olanların, taşınmazın mera olduğunu ileri sürerek tespite itiraz etmeleri, dava ehliyetlerinin varlığı sonucunu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/5036 K: 1992/21177 T: 24.11.1992

Zilyet, belgesiz zilyetlik yoluyla, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlama gereğince 100 dönüm taşınmaz edindiği takdirde, aynı çalışma alanı içerisinde, başka taşınmaz edinemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin yasal süresinde olduğu anlaşıldı,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/2615 K: 1993/10265 T: 19.10.1993

Taşınmazı, önceki zilyedi olan kaçak ve yitik kişiden aldığını iddia eden kimse, bu satın alma iddiasını muvazaadan ari yazılı bir belge ile kanıtlamalıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/7340 E: 1991/7643 T: 24.5.1991

Yerel hukuk mahkemesinde görülmekte olan kadastro ile ilgili davada, o taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı düzenlendiği tarih itibarıyla bu mahkemelerin görevi sona ereceğinden, dava dosyalarının kadastro mahkemesine aktarılması gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/4438 E: 1992/4360 T: 20.2.1992

3402 s. Kanun'un 27. maddesi uyarınca kadastro hakimi, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle, kadastro tutanağını, kadastro müdürlüğüne iade edemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/15099 K: 1993/6056 T: 14.6.1993

Taşınmaza ait tapu kaydının okuduğu keleme sınırları, genişletilmeye elverişli nitelikte olduğundan, tapu kayıt kapsamının yüzölçümüne göre belirlenmesi gerekir. Miktar fazlasının şartlar mevcut olduğu takdirde, zilyetlikle kazanılması mümkündür. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14189 K: 1993/5595 T: 24.5.1993

Usulüne uygun taraf oluşturulmadıkça davaya bakılamaz. Görevsizlikle kadastro mahkemesine aktarılan davada, lehine tespit yapılan ancak aktarılan davanın tarafı olmayanlar da duruşmaya çağrılmalıdır. Yüzölçümünün artırımı ile ilgili davada, taşınmaza komşu parsel maliklerinin davalı olarak duruşmaya çağrılıp, taraf oluşturulduktan sonra davaya bakılması…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5054 K: 1994/8389 T: 26.9.1994

Taşınmazın bölgede yapılan ve kesinleşen orman sınırlandırması dışında kalması halinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinmeyi sağlayan 20 yıllık sürenin başlangıcında orman sınırlandırmasının kesinleştiği gün esas alınmalıdır. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/7448 K: 1994/10443 T: 3.11.1994

Vergi kaydı yüzölçümü fazlasından oluşan taşınmazın kamu malı niteliğindeki mera olduğu saptandığı takdirde, davacının özel idareye müracaatla vergi kaydında belirlenen yüzölçümünü çoğaltmış olması hukuken bir sonuç doğurmaz. Meralar üzerinde oluşturulan vergi kaydı hukuken değer taşımaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/2566 E: 1994/195 T: 19.1.1995

Davacılar zilyetliğe dayanarak dava açtıklarına göre, davalı Hazine'ye karşı zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına gerçekleştiğinin ispat külfeti davacılara düşeceğinden ve ayrıca zilyetlik tanıklarının mahallinde dinlenmesi gerekeceğinden, keşif giderlerini öngörülen sürede özürsüz olarak karşılayamadıkları takdirde, iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçe gösterilerek davanın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/5875 K: 1995/2600 T: 14.3.1995

Dayanaktan yoksun kadastro komisyonu kararı, iptal edilmelidir. Hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazla ilgili, kadastro mahkemesinde dava açıldığı takdirde, davanın görev yönünden reddi gerekir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/4840 K: 1995/2969 T: 21.3.1995

ÖZETİ: Sudan kadim yararlanma hakları ihlal edilemez. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca davacılar tarafından duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ve isteğin kanuni süresinde olduğu anlaşılmış ise de keşifteki taşınmazın değeri kanunda mürafaa için öngörülen 4.000.000 lirayı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/3878 K: 1995/4010 T: 11.4.1995

Kadastro hakimi, tespit günündeki hukuksal duruma göre uyuşmazlığı çözümlemekle yetkili ve görevlidir. Tespitten sonra, çekişmeli taşınmaz imar planı kapsamına alınsa bile bu husus davacı yararına hukuki bir sonuç doğurmaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/8860 E: 1995/7110 T: 20.6.1995

İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, mirasçılardan birinin satışı, hüküm ifade etmez. Mirasçılardan sadece birinin, satış senedi ile taşınmazı devri geçersiz olsa da, aynı tarihte diğer mirasçılar da satışa muvafakat ederlerse, bu durum satışın birlikte yapıldığı anlamını doğurur ve satışı…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/4503 E: 1995/7402 T: 26.6.1995

Hazinece, taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilip, tapu kaydı oluşturulmuş ise de, kamulaştırma kararı idare mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, tapu kaydı dayanaksız kalmış ve geçersiz hale gelmiştir. Taşınmaz üzerindeki çeşme, muhdesat olarak nitelendirildiğinden, cinsi ve yaptıranı belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5064 E: 1995/8364 T: 13.7.1995

Vakıfname kapsamındaki taşınmazın aynının vakfedilmediği, gelirinin vakfedilmiş bulunduğu, vakıfname defteri tapu idaresine devir edilerek tapu kaydının oluşturulmadığı saptandığı takdirde, adına tescile karar verilen zilyet yararına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları gerçekleşmiş sayılmalıdır. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/3830 E: 1996/6025 T: 17.6.1996

Uyuşmazlık konusu tapulu taşınmazı, tapu dışı satın aldığını ileri süren davalı, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/2818 K: 2004/3070 T:11.3.2004

Kesin hüküm olumsuz dava koşullarından olup, kesin hükmün varlığı halinde başkaca delil aranmasına da gerek yoktur; ilamlar taraflarını ve haleflerini bağlar, kesin hükmün varlığı halinde davacının medeni yasanın eski 931 yeni 1023 maddelerinin koruyuculuğundan yararlanamaz. Taraflar arasındaki tapu iptali ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/189 K: 2004/1622 T:12.2.2004

Genel harman yerlerinin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyet yararına bir hak sağlamaz; hal böyle olunca mahkemece davanın reddine ve taşınmazın 3402 sayılı kanunun 16.m. uyarınca genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına karar vermek gerekir. Kadastro sırasında 191…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1999/1266 K: 1999/1660 T: 5.4.1999

Davacı tarafından taşınmazla ilgili olarak kadastro mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi niteliğindeki dava yenilik doğurucu hakka ilişkin davalardan olup genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur; görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/370 K: 1997/627 T: 7.2.1997

Davalının tutunduğu tapu kaydı tescil davası sonucu oluşturulmuş olup haritası bulunmaktadır. Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kayıt kapsamının, haritanın uygulanması yoluyla belirlenmesi zorunludur. Ancak bu belirleme sonucu tapu kaydı kapsamı dışında kalan kesim bulunduğu takdirde, bu kesimin zilyedi gösterilmek suretiyle Hazine…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 K: 1998/236 T: 27.1.1998

Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/1071 K: 1992/3932 T: 18.2.1992

Davacı Hazine, duruşmada, dava konusu taşınmaza ait tespit tutanağında tarih ve numarası belirtilen tapu kaydına dayanarak mülkiyet iddasında bulunduğu takdirde; mahkemece, Hazine'nin dava sebebini ve delillerini bildirmediği gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılması kararı vermesi usul ve yasaya aykırılık teşkil eder.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/6823 K: 1995/9972 T: 29.9.1995

Dava zilyetliğe dayalı tescil istemini içerdiğine göre, 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamalar nazara alınmalı, çalışma alanı içinde zilyedin belgeye dayanmaksızın adına tespit ve tescil olunan başka taşınmaz bulunup bulunmadığı, başka taşınmazlarla ilgili ayrı tescil davaları olup olmadığı, kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/10086 K: 1994/243 T: 3.2.1994

Miri arazi zilyetlikle kazanabilir. Ancak kişinin mirasçı bırakmadan ölmesi halinde, terekesi yasalar gereği Hazine'ye geçeceğinden, bu yolla Hazine'ye geçen taşınmaz zilyetlikle kazanılamaz. Mahlulat kaydı, tapu kaydı niteliğinde değildir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle;…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/5310 K: 1995/13494 T: 27.11.1995

Mahkemece birden çok keşif kararı verilmiş ve davacı son keşif kararından önce bu konuyla ilgili ara kararında belirtilen keşif giderlerini de yatırmıştır. O halde, esasen mahallinde keşif için zorunlu olan işlemler mahkemece yerine getirilmediğinden, son keşifte öngörülen keşif avans farkının…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/5481 K: 1995/13805 T: 1.12.1995

Taşınmaz üzerinde bulunduğu belirlenen ağaçların davacı tarafından yetiştirilmeyip, kendiliğinden yetiştiği tespit edilirse, tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmeleri yasaya aykırılık oluşturur. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/358 K: 1996/3155 T: 28.3.1996

Kadastro tespitlerine karşı itiraz hakkı illerde defterdarlığın, ilçelerde ise mal müdürünün görev ve yetkisinde olmasına rağmen, kadastro müdürlüğüne, kaymakam tarafından yapılan itiraz, tutanakların kesinleşmesini önlemez. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin yasal…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/1813 K: 1996/3213 T: 1.4.1996

Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, buralardan yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı kapsamında kalan taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8897 K: 1996/3655 T: 9.4.1996

Orman tahdit sınırları içindeyken, orman niteliğini yitirmesi sonucu, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz, orman tahdidi içinde bulunduğu evrede zilyetlik ile kazanılamaz. Taşınmaz makilik olarak belirlenip, Hazine adına tapuya kaydedilmemiş ise ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki koşullar da somut olayda gerçekleşmişse, taşınmaz…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4517 K: 1996/7513 T: 23.9.1996

Rehin sözleşmesinde öngörülen sürenin bitmesinden sonra taşınmazları, rehneden murisin geri almamış olması, rehnin satışa dönüştüğü anlamına gelmez. Tapusuz taşınmazda, rehin sözleşmesinden sonra satış yapılması rehin sözleşmesi içeriği gereğidir. Rehin sözleşmesi resmi şekilde yapıldığından, satış da aynı kuvvette bir delille ispatlanmalıdır.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4592 K: 1996/8761 T: 31.10.1996

Kadastro mahkemesince, kadastro tespit günündeki hukuksal durum esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü : KARAR: Kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/6780 K: 1996/9067  T: 11.11.1996

Her ne kadar, tarafların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, kural olarak, önceki tarihli ve doğru temele dayalı tapu kaydına dayanılarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekse de, sonraki tarihli tapunun Hazine'nin iskanen temliki sonucu oluştuğu ve halen geçerliliğini koruduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/7055 K: 1996/9414 T: 27.11.1996

2863 s. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabı mümkün değil ise de, bu nitelikteki taşınmazların tapuda kayıtlı olması halinde özel mülkiyete konu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/158 K: 2005/125 T: 28.1.20051086/7

Kadastro tespitinden doğan davaya konu yapılan taşınmazlar hakkında tesbitten önce genel mahkemeye açılan bir davanın bulunması halinde, çekişmeli taşınmazların kadastro tesbitlerinin Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı bu nedenle somut olayda aynı yasanın 30. maddesi hükmünün uygulanacağı mahkemenin gerçek hak sahibini belirleyeceği düşünüldüğünde yerel mahkemenin vardığı sonuç…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 E: 1998/236 T: 27.1.1998

Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/3867 K: 1997/4400 T: 29.9.1997

Muvazaadan ari bir belge ile tapu dışı satın alındığı kanıtlanamayan, Cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla da iktisabı mümkün değildir. Tapu kaydı maliki Musevi Cemaati mevcut olmasa dahi, Cemaatin hukuken ölümü söz konusu olamayacağından, bu tip taşınmazın mülkiyeti, bulunduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/4181 K: 1997/4147 T: 18.9.1997

Kayıt maliklerinin ya da mirasçılarının taşınmazı kullanmamış ve boş bırakmış olmaları kaydın hukuksal değerini kaybetmesine neden olmaz. 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde yazılı edinme koşulları, zilyet yararına gerçekleşmedikçe, tapu kaydı hukuksal değerini kaybetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/2792 K: 1997/3395 T: 13.6.1997

İkinci derece koruma alanı içinde kalan taşınmazlarda, gübre depolanmamak kaydıyla her türlü ziraat yapılabileceğinden, bu alan içinde kalan taşınmaz, 3402 s. Kanun'un 14. maddesindeki diğer şartlar da mevcut ise zilyetlikle kazanılabilir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen kararın…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/1121 E: 1997/1216 T: 6.3.1997

Kamu malı niteliğindeki meralar ile yaylaların yararlanma hakkının kime ait olduğunu inceleme görevi kadastro mahkemelerine ait değil ise de, taşınmazların niteliğini belirleme görevi kadastro mahkemesine aittir. Taşınmazın kamu malı niteliğinde mera yayla olduğu sonucuna varıldığı takdirde 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 16/B…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8467 K: 1996/3554 T: 8.4.1996

2762 s. Vakıflar Yasası'nın 8. maddesi uyarınca doğrudan doğruya hayrat olan vakıf mallar dışında kalan vakıf malların zilyetlikle kazanılmasına bir engel bulunmamaktadır. Nitekim aynı Yasa'nın 41. maddesinde Medeni Yasa'nın zamanaşımına ilişkin hükümlerinin vakıf mallar hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür. Taraflar arasında kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/702 K: 2005/1016 T: 5.4.2005

Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı Mehmet (Mehmet Nuri) C. mirasçısı tarafından istenilmekle,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3351 K: 2004/1514 T: 26.4.2004

Yerinde tekrar keşif yapılarak teknik bilirkişiye tanzim ettirilecek rapor ve eki haritada hazine adına tescili yolunda karar bağlanan kısım üzerindeki muhdesatın belirlenme tarihine göre sayısı, cinsi ve yaşı ile kimin olduğu ayrıca gayrimenkuldeki dağılımı ve konumu tespit edilerek beyanlar hanesinde…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1999/1266 K: 1999/1660 T:5.4.1999

Davacı tarafından taşınmazla ilgili olarak kadastro mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi niteliğindeki dava yenilik doğurucu hakka ilişkin davalardan olup genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur; görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2498 K: 2003/2985 T.17.10.2003

Bir taşınmazın meraya komşu olması mutlaka meradan açıldığı anlamına gelmez. Dosyadaki dinlenen yerel bilirkişi tanıkların birbirini tamamlayan sözleri ayrıca ziraatçı bilirkişinin taşınmazın tarım toprağı niteliğinde bulunduğu yolundaki gerekçeli raporu bilirkişi ve tanık sözlerinin teyit etmektedir. Dava konusu taşınmaz tespit sırasında…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3898 K: 2005/3987 T.19.12.2005

Yetkili idari mercilerce yapılan mera tahsisine ilişkin yönetimsel işleme karşı idari yargı yerinde dava açılarak ve yönetimsel işlemin iptal edildiği öne sürülerek bu hukuksal olgunun kanıtlanmadığı takdirde mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilen taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetlik süresi ne…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/361 K: 2004/1154 T. 29.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır. Kadastro sırasında 174 ada 21 parsel sayılı 45915.57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, satın almaya,…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T.4.3.2004

Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için  öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması, mera tahsis kaydı yok ise, davada yararı olmayan komşu köyler halkından…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/32 K: 2005/45 T: 26.01.2005

Kural olarak devlet ormanı niteliğindeki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kural olarak ormanlar için oluşturulan tapu kayıtlarının hukuksal bir değeri de yoktur. Öte yandan eylemli duruma, resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen yerel bilirkişi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/458 K: 2004/1318 T.6.4.2004

Komşu taşınmazlarla ilgili davalar ayrılmışsa da uyuşmazlığın niteliği ve davanın tarafları dikkate alındığında biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın sonucunu etkileyeceğinden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü gerekmekle; dava dosyalarının birleştirilmesi zorunludur. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T. 11.3.2004

Özet: Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Kadastro sırasında dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T.5.4.2004

Özet: Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T.24.3.2006

Özet: Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/711 K: 2005/3482 T.14.11.2005

Özet: Öncesinin mera olduğu belirlenen taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün değildir; kural olarak meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Davalı hazinenin 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 29.9.2003 günlü haritada (A) harfi…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8353 K: 2022/2078 T: 16.03.2022

 Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, dava konusu Konya ili, Meram ilçesi, Süleyman Şah Mahallesi, 27488 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu…