1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/4734 K: 2005/2288 T: 31.3.2005


Taraflar arasındaki uyuşmazlığın arazinin niteliğine yönelik olduğu ve taşınmazların meradan elde edildiği iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceğinden meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilmesi taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir; yerel bilirkişi ve tanıklarca; parsellerden birinin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, ancak son 10-15 yıldır tasarruf edilmediği ifade edilmiştir; taşınmazın uzun süreye ulaşan kullanılmamasının terk iradesine dayalı olup olmadığı hususunun araştırılmaması da doğru değildir.

Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava konusu taşınmazların çevresini oluşturan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtların getirtilmesi, 63 sayılı parselin batı ve güney kesimi kadastro dışı bırakılmışsa eylemli durumun belirlenmesi, tespit bilirkişileri, yaşlı, yerel ve uzman bilirkişiler ile tarafların gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçimi hakkında olaylara dayalı bilgi alınması, uzman ziraatçı bilirkişiden mahkeme gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı rapor alınması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parsellerin ölü oldukları beyanlar hanesinde belirtilmek suretiyle 1/2 hisse Yusuf oğlu Yusuf Kubat 1/2 hisse Yusuf oğlu Yiğit adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ya da yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerden olmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.

Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında davaya konu 15 ve 63 numaralı parselleri kenardan çevreleyen tüm taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgelerin getirtilip uygulamada bu belgelerden yararlanılması belirtildiği halde, çekişmeli 15 numaralı parsele kuzeyden komşu 10 ve 14 numaralı parseller ile 63 numaralı parsele komşu 42 ve 43 numaralı parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilmemesi ve uygulamada bu parsel kayıtlarından yararlanılmaması doğru değildir. Ayrıca; uygulanan kayıtlarda mera komşu gösterilmemekle beraber eylemli durumda her iki taşınmazın da mera olarak tespit edilen parsele bitişik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın arazinin niteliğine yönelik olduğu ve taşınmazların meradan elde edildiği iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekir.

Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilmesi taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir.

Mahkemece uyuşmazlığın meraya ilişkin bulunduğu gözardı edilerek taşınmazların tespit edildiği köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına aykırıdır. Bunlardan ayrı olarak davaya konu 63 numaralı parselin kullanımı hususunda bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğunu, ancak son 10-15 yıldır tasarruf edilmediği ifade edilmiştir. Taşınmazın uzun süreye ulaşan kullanılmamasının terk iradesine dayalı olup olmadığı hususunun araştırılmaması da doğru değildir.

Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; hükmüne uyulan bozma ilamında işaret edildiği üzere tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla keşif icra edilmelidir.

Keşif sırasında davacı tarafın dayandığı vergi kayıtları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı, 63 numaralı parselin tasarrufuna ara vermenin terk iradesine dayalı olup olmadığı hususu üzerinde durulmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin gerçeğe uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanakların edinme sebebi sütununda yazılı bilgilere aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir