1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Olağanüstü Zamanaşımı Yargıtay Kararları


Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4636 K: 2003/5666 T: 22.9.2003

Mahkemece, mera norm kararı ve tahsis tutanağı ve paftası getirtilip mahallinde bilirkişiler marifeti ile uygulanmamıştır; tahsisin kadim meradan yapıldığı belirtmelik ve mera norm kararında açıklanmasına rağmen usulüne uygun bir biçimde kadim mera araştırması da yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4470 K: 2003/5053 T: 7.7.2003

Bir yerin belirtmeliğinde meradan açıldığının yazılmış olması, o taşınmazın öncesi itibariyle mera olduğu anlamına gelmez; ne varki somut olayda dava konusu taşınmazla birlikte belirtmelik parsel numaraları açıklanan diğer yerlerin meradan açıldığı 40 nolu toprak komisyonunda görev alan belediye temsilcisi ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine belirtme yapılmıştır; bu dava nedeniyle dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar mera olmadığını bildirmişler ise de, beyanları gerek taşınmazın niteliği ve gerekse kazanmayı sağlayan zilyedlik bakımından hüküm vermeye yeterli değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6875 K: 2003/7211 T: 6.11.2003

Somut olayda davacının dayandığı resmi kayıt ve nizalı taşınmaz yönünde bulunan eylemli meradan, ihtilaflı parselin, meradan genişletilmek suretiyle elde edildiği bellidir; bu durumda taşınmazın öncesinin mera olmadığına dair savın aynı derecede kuvvetli bir delille kanıtlanması gerekecektir; böyle bir belge sunulamadığından taşınmazın öncesinin mera olmadığı hususunda tanık beyanları dikkate alınmaz. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4845 K: 2004/5394 T: 6.7.2004

Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, kadastro çalışma alanı içinde kaldığı köy ile davacının bulunduğu köyün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı uzman bilirkişiden sorularak, gerekçeli denetime açık rapor alınmalı, ilgili dava dosyalarının temini ve tetkiki ile belirlenecek duruma göre karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/2461 K: 2003/3731 T: 22.5.2003

Taşınmazın kabulüne karar verilen bölümünün de kuzeyinde yer alan meranın devamı olduğunun kabulü gerekir; meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmeleri mümkün olmayan yerlerdir; davanın tümünün reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/1421 K: 2003/4004 T: 2.6.2003

Mera olan bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, baraj göl suları altında kalmadan önce kazanıldığına veya zilyetliğinin tesbitine karar verilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/589 K: 2004/1551 T: 27.4.2004

Taşınmazın, ot biçmek sureti ile zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2001/10362 K: 2001/9698 T: 6.12.2001

Dayanılan tapu kaydının miktarı 7123 metrekare olup kaydın sınırında emvali metruke bulunduğundan, kayıt kapsamının miktarına değer verilerek belirlenmesi zorunludur. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/292 K: 2005/4065 T: 26.12.2005

Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilen taşınmazların niteliğinin ve hazinenin dayandığı delillerin araştırılması bakımından uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçı bilirkişiden mahkemenin gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/4090 K: 1996/3991 T: 19.9.1996

Metruk çay veya ırmak yatakları, tarıma elverişli ve ziraat yapılabilir nitelikteyse, zilyetlikle kazanılabilir. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/345 K: 1996/1141 T: 5.3.1996

Çay yatakları zilyetlikle kazanılamaz. Ancak, çayın terk ettiği alan zamanla tarım arazisine dönüşürse veya taşlık ve çalılık olup da imar-ihya edilmiş ve imar-ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet yararına oluşmuşsa, 3402 s. Kanun’un 14 ve 17. maddeleri ile Medeni Kanun’un 639. maddesi uyarınca, böyle bir taşınmaz, olağanüstü zamanaşımı zilyetliği ile kazanılabilir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14903 K: 1993/7008 T: 6.7.1993

Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu takdirde bunlar arasında kalan dava konusu taşınmazın da mera olduğu kabul edilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/6291 K: 1989/216 T: 17.1.1989

Bir yönü “meşelik” olan vergi kaydı, değişebilir sınırlı olup; miktarı, kapsamı ile geçerlidir. Vergi kaydının kapsamı dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken “çalılık” arazi, imar-ihya olunarak kültür arazisi haline getirilmiş ise zilyetlikle edinilebilir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1983/19904 K: 1983/17939 T: 9.12.1983

1744 sayılı Kanun ile orman Yasasının 2. Maddesinin değiştirilmesinden sonra yapılan sınırlamalarda bir yerin sınır dışında bırakılması, o taşınmazın öncesinin orman toprağı olmadığını kanıtlamaz. Çünkü anılan yasa gereğince öncesi orman olduğu halde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş olması nedeniyle orman dışında kabul edilen yerler dahi sınırlama dışında bırakılacağından böyle bir durumda öncesi orman veya orman toprağı olan bu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilmesi ancak o yerin yapılan sınırlama ile orman dışında bırakılmış olmasından sonra söz konusu olabilir. Bu takdirde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği de sınırlamanın yapılmasından sonra işlemeye başlar. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1984/8974 K: 1986/8741 T: 2 3.10.1986

Vergi kaydı mülkiyet belgesi değildir. Ayrıca zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydının hukuksal değeri yoktur. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/262 K: 2005/718 T: 4.2.2005

Meralar zilyetlik süresi ne olursa olsun, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilemezler. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3226 K: 2005/3647 T: 9.5.2005

Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, sonuca göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olup olamayacağına karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3622 K: 2005/4143 T: 1.6.2005

Bir yerin otunu biçmek iktisap bakımından yeterli ise de, dava konusu taşınmazın mera olduğu kanıtlandığından, tescil talebinin reddi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-490 K: 2003/510 T: 24.9.2003

Tespit dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında itiraz üzerine tutanak düzenlenerek, komisyonca tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi veya kadastro mahkemesi kararı ile tespit dışı bırakılması hallerinde, komisyon veya mahkeme kararı ile taşınmazın hukuksal durumu belirlenmiş olduğundan bu kararların kesinleştiği tarihte tespit dışı bırakıma işlemi kesinlik kazanır ve bu tarih mülk edinme zamanının başlangıcında esas alınır. Devamını Oku…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T: 22.12.2005

Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; “mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir” diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003

Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T: 29.5.1996

Çevresinin yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu olan ve dolayısıyla zilyetlikle kazanılan yerlerden sayılamaz; böyle bir taşınmazın anılan yasa maddesi gereğince yaylak yeri niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılması gereklidir. Devamını Oku…

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1996/4 K: 1998/3 T: 4.12.1998

Kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapusuz taşınmazların edinilmesine ilişkin Türk Medeni Kanunu’nun 639/1. maddesine göre verilen tescil kararları inşai-ihdasi (yapıcı-kurucu-yenilik doğurucu) nitelikli kararlardır. Mülkiyet hakkı bu kararların kesinleştiği anda kazanılır. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/2709 K: 1993/1785 T: 26.2.1993

Dayanak yapılan tapu kaydı, değişebilir sınırlı olduğu takdirde, kayıt kapsamı miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Değişebilir sınır yönünde kaçak ve yitik kişi taşınmazı var ise, çekişmeli parseller kayıt miktar fazlası olması sebebiyle Hazine adına tespit edilmeli ve bu şekilde Hazine’ye geçen taşınmaz hakkında zilyetlikle kazanma talebi reddedilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/12196 K: 1995/9938 T: 3.10.1995

Medeni Kanun’un 639/2. maddesine dayanan tescil davası her zaman açılabilse de, tapu iptali ve tescil talebi için, kayıt malikinin ölümünden itibaren dava tarihine dek 20 yıllık zilyetlik süresi geçmiş olmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2980 K: 1996/2965 T: 4.6.1996

Aynı çalışma alanı içerisinde, belgesiz zilyetlikle, sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz iktisap edilebilir. Davacı tarafların ayniyet arz etmesi, tespitlerin Hazine adına yapılması, dayanılan vergi kayıtlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları içermesi nedeniyle kapsamlarının yüzölçümleri ile geçerli olması, bir davada verilecek kararın diğerinin sonucuna etkili bulunması karşısında davaların birleştirilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/2081 K: 1995/12719 T: 24.11.1995

3402 s. Kanun’un 14. maddesine göre, aynı çalışma alanı içinde bir kişinin belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinebileceği tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz miktarı sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemez. Ancak taşınmazın iştirak veya müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olup olmadığı hususunun araştırılması; iştirak halinde mülkiyette pay ayrımı yapılmaksızın taşınmazın tamamının, müşterek mülkiyette ise her paydaşa düşen pay miktarının ayrı ayrı hesap edilmesi ve bunun sonucunda 14. maddeye göre değerlendirilerek hüküm verilebilmesi açısından önem taşır. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/5036 K: 1992/21177 T: 24.11.1992

Zilyet, belgesiz zilyetlik yoluyla, Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki sınırlama gereğince 100 dönüm taşınmaz edindiği takdirde, aynı çalışma alanı içerisinde, başka taşınmaz edinemez. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/2615 K: 1993/10265 T: 19.10.1993

Taşınmazı, önceki zilyedi olan kaçak ve yitik kişiden aldığını iddia eden kimse, bu satın alma iddiasını muvazaadan ari yazılı bir belge ile kanıtlamalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/1230 K: 1991/13826 T: 25.10.1991

Taşınmaz mal, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın taşınmazdan ayrılması mümkün bir kısmı veya belirli bir payı zilyetlikle kazanılabilir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-161 K: 2002/301 T:10.4.2002

Borçlar Kanununun 133/2. maddesine göre alacaklı, borçluya karşı mahkemede veya hakem önünde dava açarak ya da karşılık bir iddia ileri sürerek alacağını dermeyan ettiği takdirde zamanaşımı kesilir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/8-964 K: 2001/751 T: 24.10.2001

Dava konusu taşınmaz, 1995 yılında yapılan ve kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılmış olmakla orman niteliğini yitirmiş ise de; tahdidin kesinleştiği tarihe kadar orman niteliğini koruduğundan bu tarihe kadar olan zilyetliğe değer verilmesi mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-249 K: 2005/276 T: 27.4.2005

Taşlık kayalık yer olarak tespit dışı bırakılan taşınmazların imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği, eylemli zilyetliğin sürdürüldüğünü davacı tarafça ileri sürülmüş, ancak bu olgu, gereği gibi araştırılmamıştır; bu nedenle dava konusu taşınmazın başında keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının humk’nın 259. Maddesi hükmü uyarınca yeniden dinlenilmeleri, gereken tüm incelemeler yapılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1–170 K: 1999/167 T: 24.3.1999

Koruma makiliği dışında kalan makilikler 5653 sayılı kanun hükümleri gereğince orman sayılamazlarsa da nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, ancak imar ihya koşullarının gerçekleşmesi halinde özel mülkiyete konu teşkil edebilir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/12099 K: 1993/10248 T: 2.12.1993

Medeni Kanun’un 639. maddesine dayalı tescil talebinin kabul edilebilmesi için, taşınmazın orman, yayla, mera, kışlak gibi kamu malı niteliğinde olmaması, ayrıca kamulaştırma alanı içinde bulunmaması ve kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının varlığının kanıtlanması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/5986 K: 1993/7240 T: 28.9.1993

Orman tahdit sınırları dışında kalsa dahi, bitki örtüsü ve fiziki yapısı sonucu kültür arazisi niteliğinde olmayan, ekonomik amacına uygun zilyetliğe konu olmayan taşınmazın zilyetlik ile kazanılması mümkün değildir. Bununla birlikte, kadastro bölgesinde uygulanan tapular da, artık birer mülkiyet belgesi olmaktan çıkıp, yalnızca zilyetlik karinesi olan birer belge niteliğine dönüşürler. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/4576 K: 1994/7736 T: 20.6.1994

Mera, orman, yayla ve kışlak gibi kamunun yararlandığı, kamu malı niteliğindeki taşınmazlar özel mülkiyete konu olamazlar, bu itibarla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5054 K: 1994/8389 T: 26.9.1994

Taşınmazın bölgede yapılan ve kesinleşen orman sınırlandırması dışında kalması halinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinmeyi sağlayan 20 yıllık sürenin başlangıcında orman sınırlandırmasının kesinleştiği gün esas alınmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/2442 E: 1995/495 T: 23.1.1995

Bir taşınmazın, zilyet lehine, kazandırıcı zamanaşımına dayanılarak tescil edilebilmesi için, öncelikle tapuda kayıtlı olmaması ve orman, mera, yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden olmaması gerekir. Kamunun yararlandığı yayla niteliğindeki yerlerde özel mülkiyet söz konusu olamaz. Yaylalar üzerinde yararlanabilmenin doğal gereği olarak geçici nitelikte basit baraka ve hayvan ağılı yapılması mümkün ise de, yerleşmek amacına yönelik kalıcı inşaat yapılamayacağı gibi tarım arazisi olarak da kullanımı mümkün olmadığından, bu gibi yerler zilyetlikle kazanılamazlar. Devamını Oku…

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1990/3 K: 1990/5 T:19.10.1990

3402 s. Kadastro Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra yeni yasal düzenlemeye dayanılarak imar ihya nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılıp da reddedilerek kesinleşmiş bulunan tapu iptal ve tescil davalarına ilişkin kararlar, o kararlarda imar ihya olgusu sabit görülmüş olsun veya olmasın kesin hüküm oluşturur. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/9248 K: 1994/10444 T: 26.12.1994

Mübadil Rum bölgesinde bulunan taşınmaz, hazine tarafından tevzi ya da tahsis edilmediği takdirde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılamaz.Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/189 K: 2004/1622 T:12.2.2004

Genel harman yerlerinin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyet yararına bir hak sağlamaz; hal böyle olunca mahkemece davanın reddine ve taşınmazın 3402 sayılı kanunun 16.m. uyarınca genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına karar vermek gerekir. Devamını Oku…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir