Son Yazılar

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/5343 K: 1995/7257 T: 7.12.1995

Mahkemece, çekişmeli taşınmazların mevcut tasarruf krokilerinden yararlanmak ve bu krokileri komşu taşınmazlarla beraber değerlendirerek taraflar arasındaki ortak sınırı saptayarak hüküm vermek gerekir. K: ile Ş. aralarındaki dava hakkında P. Kadastro Mahkemesi’nden verilen 20.12.1993 gün ve 1992/88 1993/137 sayılı hüküm dairemizin…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6810 K: 1995/7291 T: 11.12.1995

Tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, önceki tarihli ve geçerli hukuki sebebe dayalı ve tespit tarihine kadar da geçerliliğini koruyan tapu kaydı esas alınarak hüküm verilmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/574 K: 1996/458 T: 31.1.1996

Taşınmaz orman sayılan yerlerden değilse, zilyetliğe dayalı mülk edinme koşullarının varlığı tanık, bilirkişi beyanları, komşu parsellerin kadastro tutanakları da göz önüne alınarak, kapsamlı bir inceleme ile karar verilmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2652 K: 1996/2617 T: 20.5.1996

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, uyuşmazlığın davacının payı ile sınırlı olarak çözülmesi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılardan Hazine tarafından süresi…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2307 K: 1996/3001 T: 5.6.1996

Yeniden yapılan kadastro sırasında tapu payı bulunmayan davacı, harici satın alma ve on yılı aşan zilyetliğe dayanarak tapunun, adına tescilini isteyemez. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı M... mirasçıları tarafından süresi…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2306 K: 1996/3008 T: 5.6.1996

Taşınmaza incir ağaçları dikilmesi ve yetiştirilmesi koşuluyla taşınmazın yarı mülkiyetinin davacıya, kalan yarısının ise kayıt malikine ait olacağına ilişkin noter sözleşmesi, yenilik doğurucu bir hak içerdiğinden, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2945 K: 1996/3061 T: 10.6.1996

Yasaya uygun biçimde verilmiş bağlayıcı bir kesin önelin varlığını kabul etme olanağı bulunmayan hallerde, kesin önelin yerine getirilmediğinden söz edilerek, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/6108 K: 1996/6103 T: 25.11.1996

Taşınmaz mala ait harca esas son beyan dönemi emlak vergisi değeri merciinden sorulmamış ve meşruhatlı davetiyede ödenmesi gereken dava harcı miktarı belirtilmemişse; usulüne uygun verilmiş, tarafları bağlayıcı bir kesin önelin varlığı kabul edilemez. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1997/5251 K: 1997/5025 T: 16.10.1997

Tespit tarihine kadar 50 yılı aşkın süredir, kayıt maliki ve mirasçılarının çekişmeli taşınmaza hiç zilyet olmayıp, köy tüzel kişiliği zilyet olduğundan ve yasal bir engel bulunmadığından, taşınmazın köy tüzel kişiliği adına tapuya tescili gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz üzerine yapılan…

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi E: 1998/2118 K: 1998/2067 T: 11.5.1998

Tüzel kişiliği olmayan mahalle muhtarlığının aktif dava ehliyeti bulunmadığından, tespitin düzeltilmesi amacıyla açtığı davanın reddi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/5567, K: 1998/5633

Milli park alanında kaldığı anlaşılan taşınmazın zilyedlikle kazanılmasına olanak yoktur. Ayrıca kıyı kenar çizgisinin belirlendiği bu kararın tebliğ olunmadığı ve böylece kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin kesinleşmiş idari yargı kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kıyı kenar çizgisinin mahkemece belirlenmesi zorunludur.…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/91 K: 1995/701 T: 09.02.1995

Taşınmazın bulunduğu yörede orman tahdidi yapılmadığı ve sınırda da eylemli durumda orman bulunduğuna göre, kayıt miktar fazlası olan taşınmazın ormana elatmak suretiyle elde edildiğinin kabulü zorunludur. Orman sayılan yerlerin zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığından sürdürülen zilyetlik hukuki değer taşımaz. Resmi kayıt…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/15420 K: 1993/3008 T. 16.3.1993

Uyuşmazlık konusu taşınmazın kadim  köy merası olduğu hakkında belirtmelik tutanağında imzası bulunan muhtarın bu beyanı halefiyet yoluyla mirasçılarını da bağlar. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle;…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/210 K: 1992/9728 T. 5.11.1992

Mera aidiyeti ile ilgili, yenilik doğurucu bir hüküm  gerektirir davaya, kadastro mahkemelerinde bakılamaz. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar K: ve H. Köyü tüzel kişilikleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi,…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/1504 K: 1995/1681 T. 21.3.1995

Hazine, çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olduğunu ileri sürdüğü takdirde yöntemine uygun mera araştırması yapılmalıdır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1050 K: 1996/1129 T. 4.3.1996

Kamu orta malı niteliğindeki, mera olduğu belirlenen taşınmazın mera olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılması gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3509 K: 2003/4529 T.15.5.2003

Dört tarafı mera ile çevrili olan bir yerin öncesinin mera olduğunun kabulü gerekir; aksinin kabulü halinde mera bütünlüğünün bozulması kaçınılmaz olacaktır; eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; köy muhtarlıkları hariç diğer kamu kurum ve kuruluşlarının zilyetliğe…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5337 K: 2003/4970 T.26.5.2003

Taşınmazın öncesinin mera olduğu yazılı mera norm kararı davacının miras bırakanı  tarafından imzalanmış olup, bu beyanlar taşınmazın öncesinin mera olduğu olgusu yönünden halefiyet yolu ile mirasçısı olan davacıyı da  bağlayacağından kazandırıcı zamanaşımına dayalı davanın reddi yerindedir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5749 K: 2003/5176 T.22.5.2003

Orman tahdidi yapılan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman tahdit haritasının uygulaması, kesinleşmiş orman tahdidi bulunmayan yerlerde ise memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu orman mühendisinden alınacak gerekçeli mütalaaya dayalı olarak belirlenmesi gerekir;…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3526 K: 2003/3187 T.14.4.2003

Kadastro tespiti tapu kaydına dayanarak yapılmıştır ancak kayıt merciinden getirtilip yerine uygulanmamış, davacıdan delilleri ve şahit getirmesi talep edilmemiş, yaş bakımından yeterli bilgi ve deneyimi bulunmayan yerel bilirkişilerin soyut içerikli beyanlarına dayanılarak karar verilmesi hatalıdır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3638 K: 2003/3889 T.1.5.2003

Mahkemece gayrimenkulün kadim ve geleneksel biçimde kullanılan mera olup olmadığı hususu olaylara dayalı olarak dikkatlice araştırılıp incelenmeden, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuş olması hatalıdır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı…