1. Anasayfa
  2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/783 K: 2005/682 T: 14.02.2005


Vergi beyanları ve resmi makamlarca yapılan kıymet takdirleri, genellikle taşınmazın gerçek değerini tam olarak yansıtmamakta, gerçek değerinden daha düşük değerler belirlenmektedir. Ancak bu husus, dava konusu taşınmaz için olduğu kadar emsal için de geçerlidir ve emsal karşılaştırması yapılırken dikkate alınması yasa gereğidir.

Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;

1- 2942 Sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendinde vergi beyanı, kıymet takdirinde gözönünde tutulması gereken esaslar arasında sayılmıştır. Bu tür nesnel öğeler sayesinde bilirkişilerin öznel değerlendirmelerini denetleme olanağı elde edilmiş olur. Vergi beyanları ve resmi makamlarca yapılan kıymet takdirleri, genellikle taşınmazın gerçek değerini tam olarak yansıtmamakta, gerçek değerinden daha düşük değerler belirlenmektedir. Ancak bu husus, dava konusu taşınmaz için olduğu kadar emsal için de geçerlidir ve emsal karşılaştırması yapılırken dikkate alınması yasa gereğidir. Bu nedenle dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazın değerlendirme tarihindeki beyan edilen vergi beyanları ile bu taşınmazların bağlı bulundukları cadde veya sokak için belediyelerce emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen m2 fiatları ilgili belediyeden getirtilerek bu değerlere göre verilen m2 fiyatının mukayese edilmesi gerekir.

Emsalin ve dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerlerinin birbirine oranı ile bilirkişi raporlarında emsal karşılaştırması sonucu değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş olçüde farklı ise, mahkemece bu farklılık ve çelişki bilirkisi kurulundan rapor alınarak mutlaka giderilmelidır.

Acıklanan bu yasal durum dogrultusunda ve bozma kararı uzerine dosyaya getirtilen bilgilerden, davaya konu taşınmazın emlak vergisine esas arsa m2 değerinin 2003 yılı itibarıyla 10.360.000 TL/m2, emsal taşınmaz için ise bu değerin 253.820.000 TL/m2 olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar bu karşılaştırmanın, değerlendirme tarihi olan 2001 yılına ait vergi değerleriyle yapılması gerekir ise de, dosyaya getirtilmiş olan 2003 yılına ait vergi değerlerinin dahi birbirine oranının 10.000.000/253.000.000 (sadeleştirmeyle 10/253) olduğu emsal karşılaştırması suretiyle yapılan değerlendirmede bu orandan fahiş ölçüde uzaklaşıldığı görülmuş olup mahkemece oncelikle 2001 yılına ait vergi değerlerinin getirtilmesi ve aralarındaki orana nazaran raporlardaki oranın denetlenmesi, bu denetim sonucunda yukarıda açıklandığı gibi oranların arasında fahiş bir farklılık olduğu belirlendiginde bunun giderilmesi icin bilirkisı kurullarından ek raporlar alınması gerektiğinin düşünülmemiş olması,

2- Bozma öncesi düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında kamulaştırılan taşınmazın değerine imar zayiatı nedeniyle %25 ekleme yapılmış olup bu oranın davacı taraf kararı temyiz etmediğinden davalı yararına usulen kazanılmış hak oluşturduğu düşünülmeden bilirkişi kurullarının ek raporlarında bozma üzerine yapılan araştırma sonucu belirlenen %34, 66 oranında imar zayiatı nedeniyle ekleme yapılarak fazlaya hükmedilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir