1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/3791 K: 2016/4333


Meşruhatlı davetiye usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacının kamulaştırmaya ilişkin tüm detayları bilmesi ve dava açmasının mümkün olmadığı, yalnızca duruşmaya katılmasıyla tebligattan haberinin olduğunun varsayılamayacağı, kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda dava açabilme hakkının olduğunun öğrenilmesinden itibaren süresi içinde açıldığı görülen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı hakkında.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 31/10/2014 tarihli E:2014/3098 K:2014/6499 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi:

Dava, Sivas İli, Divriği İlçesi, Yağbasan Köyü sınırları içerisinde bulunan … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlarda yer alan su kanalları ve su deposu alanlarının kamulaştırılmasına ilişkin 20.04.2012 tarihli, 74 sayılı Yağbasan Köyü Tüzel Kişiliği işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligattan en geç Divriği Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.03.2012 tarihinde bizzat katıldığı duruşmasında haberdar olduğundan bu tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması gerekirken bu tarihten çok sonra açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinde: ”Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta; a) Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü, b) Malik veya maliklerin ad ve soyadları, c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı, d) 14‟üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri, e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği, f) 14‟üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği” hükmü yer almıştır.

Temel haklardan biri olan mülkiyet hakkının bir gereği olarak, malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiye ile idari yargıda hangi sürede iptal davası açabileceği başta olmak üzere kamulaştırmaya ilişkin bilgilendirmenin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir. Keza Anayasamızın 40. maddesinde; ”Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve merciilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” ibaresi yer almaktadır.

Yine Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukumuzun bir parçası haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 no.lu Ek Protokolunun ”Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesinde de: ”Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, uzlaşmaya çağrı mektubunun Yağbasan Köyü Muhtarlığınca 23.07.2012 tarihinde davacının ikametgahı olan … adresine gönderildiği, Asliye Hukuk Mahkemesince kamulaştırma işleminin iptali istemiyle idari yargıda dava açabileceğine ilişkin bilgilerin de yer aldığı meşruhatlı davetiyeye ilişkin tebligatın ise davacının ikametgah adresine değil, herhangi bir sokak ve kapı numarası belirtilmeden kamulaştırmanın yapıldığı Yağbasan Köyüne gönderildiği ve 01.11.2012 tarihinde davacının kardeşine tebliğ edildiği, davacının kardeşiyle birlikte oturmadığını belirterek meşruhatlı davetiyeye ilişkin olarak kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu iddia ettiği, dava konusu işleme ilişkin idari yargıda iptal davası açabilme hakkının olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava dosyasını incelediği 27.08.2013 tarihinde öğrendiğinden bahisle 09.09.2013 tarihinde bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Kamulaştırma işleminin iptali istemiyle 30 gün içerisinde idari yargıda dava açabileceğinin bildirilmesine ilişkin meşruhatlı davetiye usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacının dava açma hakkına sahip olduğunu bilmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Öte yandan, Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinde, meşruhatlı davetiye ile malike bildirilmesi gereken hususlar tahdidi olarak sayılmış ve malikin kamulaştırmaya ilişkin tüm detaylar hakkında bilgilendirilmesi amaçlanmıştır. Meşruhatlı davetiye usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinden davacının kamulaştırmaya ilişkin tüm detayları bilmesi ve dava açması mümkün olmadığından, yalnızca duruşmaya katılmasıyla tebligattan haberinin olduğunu varsayarak dava açma süresini başlatmak, yasa koyucunun amacıyla çelişmektedir.

Bu durumda, davacı tarafından, dava konusu işleme ilişkin idari yargıda iptal davası açabilme hakkının olduğunun öğrenildiğinin belirtildiği tarihten itibaren süresi içinde açıldığı görülen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Sivas İdare Mahkemesince verilen 06/01/2014 tarihli E:2013/1526 K:2014/4 sayılı kararın bozulmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 16/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.