1. Anasayfa
  2. Danıştay 10. Dairesi Kararları

Danıştay 10. Dairesi E: 1989/2392 K: 1990/2835


Devletin özel mülkiyetinde ya da hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagil nedeniyle ecrimisil istenebilir. Ancak DHTA yerlerden izinsiz malzeme alımı 2886/75’e göre işgal sayılmaz.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince davacının duruşma istemi 2577 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca kabul edilmeyerek işin gereği düşünüldü: Davacı şirketin, İstanhul ili, … ilçesi, … mevkiindeki İR 777 sayılı kömür madeni işletme ruhsatlı sahası dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı şeridinde kum çekmesi sonucunda, söz konusu yeri fuzulen işgal etmesi nedeniyle, … Mal Müdürlüğü`nün 4.12.1986 günlü ve 4-476/5218 sayılı işlemiyle 1.5.1986 tarihinden itibaren 7 aylık dönem için 115.425.000 lira ecrimisil tahakkuk ettirilmiş, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, İstanbul 3. İdare Mahkemesi 9.3.1989 günlü ve E:1987/82 K:1989/257 sayılı kararı ile; mahallinde tutulan tutanaktan, inşaat kumunun şirketin ruhsatlı sahasından değil, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahilden çekildiğinin anlaşıldığı, bu durumda 2886 sayılı Kanuna uygun biçimde saptanan ecrimisilin fuzuli şagil durumundaki şirketten talep edilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı ise Kıyı şeridini işgal etmediklerini, olayın izinsiz kum çekme olarak nitelendirilmesi halinde dahi haksız iktisap kapsamına girmesi gerektiğini öne sürerek temyizen incelenmesini ve bozulmasını istemektedir.

2886 sayılı Kanunun 75. maddesinde, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden, aynı kanunun 9. maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle 13. maddede gösterilen komisyonca takdir ve tesbit edilecek ecrimisil isteneceği hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayda, davacı şirketin kömür madeni işletme ruhsatlı sahasının dışında kalan kıyı şeridinden kum çekip kamyonlarla naklettiği ve sattığı sabittir. Ancak bu durum 2886 sayılı Kanunun 75. maddesinde öngörülen biçimde bir taşınmaz mal işgali olmayıp, Taş Ocakları Nizamnamesi hükümlerinde açıklanan izinsiz kum ocağı işletilmesi halini oluşturmaktadır.

Bu durumda, davacı hakkında, Taş Ocakları Nizamnamesinde öngörülen müeyyidelerin uygulanması gerekirken, 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca adına ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemde isabet görülmemiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir