1. Anasayfa
  2. Danıştay 1. Dairesi Kararları

Danıştay 1. Dairesi E: 2004/24 K: 2004/38 T: 07/04/2004


3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre toplulaştırma alanlarında % 10 katılım payı dışında kalan kesintiler için yapılacak kamulaştırma işleminin hangi kurum tarafından yürütüleceği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis sayılan mütemmim cüzlerin, maliklerine verilen eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı, eşdeğer araziye mütemmim cüz karşılığı bir ilave yapılmayacaksa mütemmim cüzler için ödenecek zarar ziyan bedelinin hangi kurumca karşılanması gerektiği konularında düşülen duraksamanın giderilmesi.

3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre toplulaştırma alanlarında % 10 katılım payı dışında kalan kesintiler için yapılacak kamulaştırma işleminin hangi kurum tarafından yürütüleceği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis sayılan mütemmim cüzlerin, maliklerine verilen eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı, eşdeğer araziye mütemmim cüz karşılığı bir ilave yapılmayacaksa mütemmim cüzler için ödenecek zarar ziyan bedelinin hangi kurumca karşılanması gerektiği konularında düşülen duraksamanın giderilmesi istemine ilişkin Başbakanlığın 25.2.2004 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 864 sayılı yazısına ekli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 26.12.2003 günlü, Hukuk Müşavirliği 147-9-9206 sayılı yazısında aynen:

“Bakanlığımız bağlı kuruluşu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden alınan 18.12.2003 tarih ve 8489 sayılı yazıda aynen; “DSİ ? Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde yapımı sürdürülen ? Ovası Sulama inşaatı, ? Pompaj Sulaması 1. Kısım inşaatı, ? Ovası Sulaması VI. Kısım inşaatı ve kısmen de diğer GAP Sulaması projelerinde yapılan arazi toplulaştırma işlemlerinde 3083 sayılı Kanunun 6. maddesinde 4626 sayılı Kanunla yapılan tadilat sonucu eklenen % 10 katılım payı kesilip müşterek kullanım alanlarına tahsis hususunda idaremizin karşılaştığı sorunlar şöyledir;

1- Bilindiği üzere 4626 sayılı Kanunla 3083 sayılı Kanuna eklenen 6. madde metninde; “Toplulaştırma alanlarında gerçek kişilerle kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine ait araziden projenin özelliğine göre yol ve kanal gibi kamunun ortak kullanacağı yerler için % 10’a kadar katılım payı kesilir. Toplulaştırma nedeniyle kapanan yollarla yol fazlalıkları da aynı amaç için kullanılır. Katılım payı için herhangi bir bedel ödenmez. Ancak, katılım payı dışında kesilen arazi öncelikle varsa eşdeğer Hazine arazisinden karşılanır. Yoksa kesilen arazi için kamulaştırma işlemi yapılır.” hükmü yer almıştır.

Yukarıda sözü edilen proje alanlarında yapılan toplulaştırmalarda duyulan ihtiyaç nedeniyle yapılması gereken kamulaştırma işlemleri, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce yapılmamakta, anılan Genel Müdürlük, bu görevin inşaatı yapan kurumumuzca yerine getirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Genel Müdürlüğümüz görüşüne göre ise; inşaat müteahhidine yer teslimi yapılırken, teslim edilen alanın hiçbir hukuki problemi kalmamış biçimde tahsis edilmesi gerekmektedir.

Bu zorunluluk 3083 sayılı Kanuna eklenen 6. maddeden ve Kamu İhale Kanunundan kaynaklanmaktadır.

2- Karşılaşılan bir başka problem ise, toplulaştırmanın tamamlanmasından sonra inşaat müteahhidine teslim edilecek yerin üzerinde eski malike ait olan ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis olarak tanımlanan yapı, kuyu, bağ, fıstık ve meyve bahçesi gibi mütemmim cüzlerden kaynaklanmaktadır.

Medeni Kanunun 684. maddesine göre bu tür mütemmim cüzler arzın mülkiyetini takip eder. Dolayısıyla bu gibi alanlarda bütün bu unsurlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler, eski malike verilen yeni taşınmaza değer olanak ilave edilmesi ve bu oranda fazla arazi verilmesi gerekmekte olup, eski malikin inşaat için tahsis edilen alanla hiçbir ilişkisinin kalmaması gerekmektedir. Oysa Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün tanımı yalnız “arazi”ye münhasır kaldığı için bu tür sabit tesis olarak adlandırılan unsurlar eski malike bırakılmakta, bu alanlara inşaat için girildiğinde, söz konusu alanlarla hukuki ilişkisi kalmaması gereken eski malik bedel talebinde bulunmakta ve fiilen inşaat engellenmektedir.

Oysa 3083 sayılı Kanunun ruhu, sulamadan yararlanan mülk sahiplerinin arazileri oranında bir külfete katlanarak sulama tesisleri için ayrıca kamulaştırma yapılmamasına yöneliktir. Bu tür mütemmim cüzler için, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün uygulamasında, tahsis edilen alanın tapu kütüğündeki sayfasının beyanlar hanesinde şerh bulunmadığı için eski malikin mülkiyet hakkını gösterir bir belgede bulunmamaktadır. Buna rağmen bütün mütemmim cüzlerin sabit tesis sayılarak eski maliklere bırakıldığı hususu Toprak Reformu Genel Müdürlüğünce bu şahıslara beyan edildiği için eski malikler talepleri ile problem yaratarak inşaatın ilerlemesini engellemektedir.

Öte yandan, bu tür müdahaleler ve açılan davalarda muhatabın DSİ Genel Müdürlüğü olmayacağı, husumetin Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiği konusunda Yargıtay’ın istikrar bulmuş kararlarına rağmen (Ek-1) anılan Genel Müdürlük uygulamasını sürdürmektedir.

Söz konusu sulama inşaatları dış kredi ile yapıldığından gecikmeden dolayı fahiş faizler ödemek gibi durumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Ayrıca, inşaatların bir an önce bitirilip işletmeye açılamaması da Milli Gelirde kayba neden olmaktadr.

Yukarıda açıklanan problemlerin acil bir biçimde çözümlenmesi için Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne yapılan başvuruya verilen cevabi yazının bir örneği ilişikte gönderilmiştir. (Ek2)

Söz konusu yazıda özetle;

1- 3083 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde 4626 sayılı Kanunla eklenen “Toplulaştırma alanlarında gerçek kişilerle kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine ait araziden projenin özelliğine göre yol ve kanal gibi kamunun ortak kullanacağı yerler için % 10’a kadar katılım payı kesilir. Toplulaştırma nedeni ile kapanan yollarla yol fazlalıkları da aynı amaç için kullanılır. Katılım payı için herhangi bir bedel ödenemez. Ancak katılım payı dışında kesilen arazi, öncelikle varsa eşdeğer Hazine arazilerinden karşılanır. Yoksa kesilen arazi için kamulaştırma işlemi yapılır” hükmünün uygulandığını, kamunun ortak kullanımı için yapılacak kesintinin yalnız araziden karşılanacağını,

2- Bu tür yerlerin kamulaştırmasını ise sulama tesisini yapan kurumun yapması gerektiğini,

3- Medeni Kanunun 684 üncü maddesine göre mütemmim cüz olan ve arzın mülkiyetini takip eden yapı, kuyu, bağ, fıstıklık ve benzeri unsurlarla ilgili olarak M.K.nun 684. maddesine göre yorum yapılamayacağını, M.K.na göre daha özel bir kanun olan 3083 sayılı Kanunun katılım payı kesilmesi konusunda yalnız “arazi” kriterini getirdiğini, dolayısı ile mütemmim cüz’lerin sabit tesis sayılarak malikine bırakılmakta olduğunu ve bu tür unsurların bedellerinin inşaatı yapan kurumca ödenmesi gerektiği ifade edilmiş ve problemin çözümü doğrultusunda bir yaklaşım gösterilmemiştir. Bu durumda;

1- 3083 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine 4626 sayılı Kanunla eklenen toplulaştırma alanlarında % 10 katılım payı dışında kalan kesintiler için yapılacak kamulaştırma işlemlerinde kamulaştırmanın hangi kurumca yapılacağı,

2- Toprak Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis sayılan mütemmim cüz’lerin eski maliklere verilen eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı, eşdeğer araziye mütemmim cüz karşılığı bir ilave yapılmayacaksa, mütemmim Cüz’ler için ödenecek zarar ziyan bedelinin hangi kurumca karşılanması gerektiği konularında Danıştay’ın yorumuna ihtiyaç duyulmuştur.

06.01.1982 tarih ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun (42) maddesinin (f) fıkrasına istinaden Danıştay Başkanlığına başvurulması hususunu takdirlerinize arz ederim.” denilmektedir.

Konunun 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 42/f maddesi uyarınca istişari görüş alınmak üzere Danıştay Başkanlığına intikali hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim.” denilmektedir.

Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri ?, Avukat ?, DSİ ? Bölge Müdür Yardımcısı ?, Tarım Reformu ?, ? ile Daire Başkanı ?’un sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek,

Gereği Görüşülüp Düşünüldü: İstem, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre yürütülen toplulaştırma alanlarında % 10 katılım payı dışında kalan kesintiler için yapılacak kamulaştırma işleminin hangi kurum tarafından yürütüleceği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis sayılan mütemmim cüzlerin, maliklerine verilen eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı, eşdeğer araziye mütemmim cüz karşılığı bir ilave yapılmayacaksa mütemmim cüzler için ödenecek zarar ziyan bedelinin hangi kurumca karşılanması gerektiği konularında düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin bulunmaktadır.

3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 2 nci maddesinin (j) bendinde, ilgili veya uygulayıcı kuruluşun Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünü ifade ettiği, 3 üncü maddesinde, bu kanunun uygulama alanının, ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile belirtilen alanlar olduğu, Bakanlar Kurulunun bu kararının kamulaştırma ve diğer işlemler bakımından kamu yararı kararı sayılacağı ve Resmi Gazete’de yayımlanacağı, 4 üncü maddesinin (b) bendinde, uygulama alanlarında gerçek veya özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan arazi ve diğer gayrimenkullerin kamulaştırma ile uygulayıcı kuruluşun tasarrufuna geçeceği, 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında, arazi ve mevcut ise üzerindeki diğer gayrimenkullerin bedel tespitinin, ilgili kuruluşça kendi teşkilatından görevlendirilecek üç ve mahallin en büyük mülki amirince görevlendirilecek iki bilirkişiden oluşan bedel takdir komisyonunca yapılacağı, son fıkrasında da, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde yapılacak kamulaştırmalara 4.11.1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 6 ncı maddesinin üçüncü ve devamı fıkralarında ise, toplulaştırma alanlarında gerçek kişilerle kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine ait araziden projenin özelliğine göre, yol ve kanal gibi kamunun ortak kullanacağı yerler için % 10’a kadar katılım payı kesileceği, toplulaştırma nedeniyle kapanan yollarla, yol fazlalıklarının da aynı amaç için kullanılacağı, katılım payı için herhangi bir bedel ödenmeyeceği, ancak, katılım payı dışında kesilen arazinin, öncelikle varsa eşdeğer Hazine arazisinden karşılanacağı, yoksa, kesilen arazi için kamulaştırma yapılacağı, toplulaştırma sonunda dağıtılan veya sahibine bırakılan tarım arazisinin, malikleri adına, geriye kalan arazinin ise Hazine adına, uygulayıcı kuruluşun talebi ile tapuya tescil edileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu Kanun uyarınca yürürlüğe konulan Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinde, bedel takdir komisyonunun oluşumu düzenlendikten sonra, komisyonun görevinin, kamulaştırılacak arazi ile varsa, üzerindeki zırai yapı ve tesislerin bedelini tespit etmek olduğu, 15 nci maddesinde, komisyonun, tespit edilen günde kamulaştırılacak arazinin bulunduğu yere giderek araştırmasını yapacağı, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz malın rayiç bedelini tespit edeceği ve raporunu, tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde bölge müdürlüğüne vereceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu da gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların kamulaştırılacağını, Türk Medeni Kanununun 684 üncü maddesi ise, bir şeye malik olan kimsenin o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağını, 718 nci maddesi de arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağını, bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapıların, bitkilerin ve kaynakların gireceğini hükme bağlamıştır.

Yukarıda açıklanan hükümlerin değerlendirilmesinden, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün, toplulaştırma için belirlenen uygulama alanlarında gerçek kişilerle kamu ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan araziden % 10 katılım payını keseceği, katılım payı dışında kalan kamulaştırılması gerekli arazinin bütünleyici parçaları ile birlikte kamulaştırma işlemlerini yapacağı bu arazilerin 4 üncü maddede belirtildiği gibi anılan Genel Müdürlüğün tasarrufuna geçeceği, anlaşılmaktadır.

Ayrıca 3083 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi, toplulaştırma sonunda dağıtılan veya sahibine bırakılan tarım arazisinin malikleri adına; geriye kalan arazinin ise Hazine adına Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün talebi ile tapuya tescil edileceğini, katılım payı için herhangi bir bedel ödenmeyeceğini hükme bağladığından, bedel ödenmeksizin Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerindeki herhangi bir yapı, bağ, bahçe, ağaç ve kuyu gibi unsurların eski maliklerine aidiyetinden söz etmek olanaklı değildir. Bu nedenle eski malikleri tarafından bunlara yönelik bir zararın varlığından söz edilerek tazmin talebinde bulunulmasının hukuki dayanağı olmadığından ilgili kamu kuruluşunca herhangi bir bedel ödenmesinin söz konusu olamayacağı açıktır.

Diğer taraftan, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sulama tesisi yapımının gerçekleştirilmesi için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne teslim edilen yer, % 10’luk katılım payından oluşan ya da bu oranın aşılması gerektiğinde kamulaştırması yapılmış bir arazi olduğuna ve bu arazi de Hazine adına tescil edilmiş bulunduğuna göre, bu arazi üzerindeki eklentilerin bedelinin, takdir edilip kamulaştırma bedeli içine dahil edilip edilmeyeceği ya da eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda işlem tesis etmeye Tarım Reformu Genel Müdürlüğü yetkilidir. Dairemizin yerleşik kararlarına göre görüş isteminde bulunan idarenin, kendi görev alanına giren ve resen işlem tesis edebileceği konulara ilişkin olması gerekir. Bu nedenle Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün işlem tesis etmeye yetkili bulunduğu bir konuda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün duraksamaya düştüğünden bahisle görüş istemi hakkında Dairemizce karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; a) 3083 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi hükmüne göre arazinin bütünleyici parçaları ile birlikte kamulaştırılması işleminin Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce yapılacağı,

b) Hazine adına tescili gerçekleşen taşınmazlarda mevcut mütemmim cüzler için eski maliklerine ayrıca herhangi bir bedel ödenmesinin söz konusu olamayacağı,

c) Eski maliklere verilen eşdeğer arazinin hesabında ya da kamulaştırma bedelinin takdirinde taşınmaz üzerindeki mütemmim cüzlerin dikkate alınıp alınmayacağı konusunda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü uygulayıcı kuruluş olmadığından görüş bildirilmesine yer olmadığı,

Sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 7.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir