1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/352 K: 2004/866 T: 11.3.2004


3402 sayılı kadastro kanunun 20. maddesi hükmüne göre kayıtların haritaya dayanması halinde kapsamlarının haritasına göre belirlenmesi zorunludur.

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 109 ada 5 parsel sayılı 17346.07 m2, 109 ada 7 parsel sayılı 4408.06 m2, 109 ada 2 parsel sayılı 6634,95 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ayrı tapu kayıtlarına dayanılarak, 109 ada 6 parsel sayılı 9076.43 m2, 109 ada 4 parsel sayılı 12303.61 m2 yüzölçümündeki taşınmazlarda toprak tevzi komisyonunca dağıtım cetvelinin 253 ve 254. sırasında tahsis edildiğinden ve zilyetlik koşullarının da oluştuğundan söz edilerek 109 ada 5 sayılı parselin hazine, 109 ada 7 sayılı parselin Etem ve paydaşları, 109 ada 6 sayılı parselin Hamdi, 109 ada 4 sayılı parselin Etem, 109 ada 2 sayılı parsel Seyfettin adına tesbit edilmiş, 135 ada 4 parsel sayılı 1764034 m2 yüzölçümündeki taşınmazda mera olarak sınırlandırılmıştır. Hazine tapu kaydına göre 32653.93 m2 noksanlığın davaya konu parsellerde bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu 109 ada 2, 4, 5, 6, 7 sayılı parsellerin tespit gibi tesciline, 135 ada 4 sayılı parselinde tesbit gibi mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı hazine kendi adına tesbit edilene dava dışı 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik olduğunu, bu eksikliğin dava konusu taşınmazlar içerisinde kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece hükümde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak sınıra ilişkindir. Taraflar ayrı ayrı tapu kayıtlarına dayanmıştır. Dayandıkları tapu kayıtlarının oluşma nedenleri dikkate alındığında haritalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.

3402 Sayılı Kadastro Kanunun 20. maddesi hükmüne göre kayıtların haritaya dayanması halinde kapsamlarının haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Ne var ki, mahkemece bu konuda bir araştırma ve uygulama yapılmamıştır. Öte yandan 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazın hazine adına tesbit edildiği dikkate alındığında, 109 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olmadığı tartışmasızdır.

Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için 135 ada, 4 parsel sayılı taşınmazla ilgili mera tahsis haritası, 109 ada 2, 4, 6, 7 parsel sayılı taşınmazların dayanakları tapu kayıtları ile haritaları getirtilmeli, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle taraf tapularının dayanağı haritalar yerine uygulanmalı, uygulamada kadastro paftasının ölçeği 135 ada, 4 parsel sayılı taşınmazla ilgili mera tahsis haritası ve 109 ada 2, 4, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların dayanağı tapu kayıtlarının haritalarının ölçekleri eşitlendikten sonra çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde haritalı rapor alınmalı, hazine adına tesbit edilen dava dışı 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki yüzölçümü eksikliğinin hangi taşınmaz ya da taşınmazlar içerisinde kaldığı duraksamasız belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

SONUÇ: Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kabule göre de hazine adına tesbit edilen dava dışı 5 parsel sayılı taşınmaz dava konusu olmadığı halde davalılar hakkında kesin hüküm oluşacak şekilde dava dışı 5 parsel sayılı taşınmaz hakkında da hüküm kurulması isabetsiz, davacı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir