1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Olağanüstü Zamanaşımı Yargıtay Kararları


Bu yazı 3 sayfadan oluşmaktadır: 1 2 3

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/4090 K: 1996/3991 T: 19.9.1996

Tarıma elverişli olması koşuluyla, metruk çay yada ırmak yataklarının zilyetlikle iktisabı mümkündür. Devamını Oku…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/13901 K: 1996/14381 T: 28.11.1996

Bir vakıf malın zilyetlikle mülk edinilip edinilemeyeceği; vakfın türüne, zilyedin taşınmazın vakıf malı olduğunu bilip bilmediğine ve zilyetlikle kazanma koşullarının geçekleşip gerçekleşmediğine bağlı olduğu gibi; yalnızca muteber bir vakfiyenin bulunduğu ispat edilmekle de, belli bir taşınmazın vakıf malı olduğu sabit olmuş sayılmaz. Muteber bir vakfiye evvelce yapılmış olabilir. Ancak o vakfiyeye göre hak iddia edilen taşınmaz malın da vakfedilmiş olduğu kanıtlanmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/6840 K: 1998/7984 T:20.10.1998

431 sayılı Yasa gereğince, hazineye intikal eden davaya konu parselin, zilyetliğe dayalı olarak oluşturulan tesbit tapu kaydı, davalıya mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak davadan önce davalı, taşınmazı 3. kişiye satmış olduğu için davacı hazine, satım tarihindeki raiç değerini davalıdan isteyebilir. Davalının, iyi veya kötü niyetli olması, davacı hazinenin talep hakkına etkili değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/12854 K: 1989/14679 T:08.12.1989

Hilafet ve saltanatın kaldırılması ile padişahlara ait taşınmazlar kamu malı olarak Hazineye geçmiştir. Bu nitelikteki yerlerin zilyedlikle iktisabına olanak bulunmadığı gibi; bu taşınmazları üçüncü kişilerden kayden satın alanlar iyiniyetle iktisap ettiklerini ileri süremezler. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1983/8-578 K: 1985/349 T: 24.4.1985

Fen Memuru olmayan sicil muhafızına çizdirilen krokilerin, tescil kararına dayanak yapılmasına olanak yoktur. Zilyetlik sürelerinin birbirine eklenebilmesi için, zilyetlik süresi eklenecek öncesi zilyetlerin de kazandırıcı zamanaşımından yararlanma haklarına sahip olmaları zorunludur. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/9053 K: 1996/9768 T: 21.11.1996

İskan olgusunun belge ile kanıtlanması gerekirse de, belgeler yangında yok olmuşsa tahsisin, tanık anlatımlarıyla kanıtlanması mümkündür. Tahsisle o yer, metruke niteliğini kaybeder. Tapu iptali ve tescil davalarında, kamulaştırıldığı anlaşılan yer için, mülkiyetin tespitine karar vermekle yetinilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/5666 K: 1997/2656 T: 8.4.1997

Çekişmeli taşınmazın doğusunda olup krokisinde oluk olarak gösterilen yer ile çevresinin harman yeri olduğu bilirkişi ve tanıklarca ifade edilmiştir. Doğu sınırında eylemli olarak harman yeri bulunduğuna göre, çekişme konusu taşınmazın doğudaki harman yerinin devamı olduğu kabul edilir. Kayıt miktarı kadar yer davacı ile dava dışı kişiler adına tespit edildiğine, göre çekişmeli taşınmaz kayıt miktar fazlası harman yeridir. Süresi neye ulaşırsa ulaşsın bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılma olanağı yoktur. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/l1198 K: 1996/5710 T: 6.6.1996

Suları kendiliğinden kuruyan, çekilen, yatak değiştiren akarsular doğal nitelikleri sonucu kazandıkları kamu malı niteliğini kaybedeceklerinden, bu fiili değişiklikler sonucunda kamu malı nitelikleri de son bularak medeni hukukla düzenlenmiş özel mülkiyete konu olabilirler. Mahkemece taşınmazın hali hazır durumu ve öncesi itibariyle dere yatağı olup olmadığı hususunda jeoloji bilirkişisi aracılığıyla inceleme yaptırılıp sonuca göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4823 K: 1994/6756 T: 12.5.1994

Yasalarımıza göre mezarlıklar, kamu malı niteliğinde olup, ölülerin gömülmesi için belirlenen yerler dışında başka yerlerin mezarlık olarak kullanılması yasaklanmıştır. Bir şahsın, derneğin veya camiin mezarlığı olamayacağı gibi, köylerdeki mezarlıklar da, köy tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle, köyde bulunan nizalı taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil eden yerlerden olduğu ve davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği saptansa dahi, aile mezarlığı ihdasına ve kamu malı niteliğindeki böyle bir taşınmazın gerçek kişi adına tesciline karar verilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/2057 K: 1991/3232 T: 5.3.1991

Köy boşluğunun mülkiyeti Hazine’ye ait olup zilyetlikle kazanabilecek yerlerdendir. Köy hükmi şahsına karşı açılan davada asıl malik olan Hazine taraf durumu almadığına göre uyuşmazlığı zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/13606 K: 1991/ 13019 T: 30.9.1991

Genel olarak mezarlıklar., sınırları içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişiliğine aittir. Özel mezarlık ya da bir caminin mezarlığı söz konusu değildir. Gerek Belediye, gerekse Köy Kanununa göre bu tür yerler kamu mallarından sayılır. İdare ve nezaret görevi, içerisinde bulunduğu kamu kuruluşuna aittir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1991/11922 K: 1992/9234 T: 1.6.1992

Suriyelilere ait taşınmazların tasarrufları yasaklanmış ve kısıtlanmış olduğundan zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2006/576 K: 2006/1231 T: 27.2.2006

1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-İ Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun”un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak çıkarılan kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir suriyeli’nin türkiye’de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir suriyeli’ye ait taşınmazın da bir türk’e devri mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/6651 K: 2005/7232 T: 27.10.2005

Tapulu bir taşınmazın veya bir bölümünün tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi için yasada belirtilen koşulların oluştuğunun kanıtlanması gerekir; mahkemece, davacıların dayandıkları delillerin tümü toplanmadığı için kazanmanın gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılmamaktadır; lübnan uyruklu bir kişinin Türkiye’deki taşınmazının edinilip edinilmeyeceğinin öncelikle gözönünde tutulması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/4239 K: 2004/8044 T: 22.11.2004

Dava konusu parsel, tahsisli mera olmadığı gibi, kadim kullanım bakımından da öncesi mera olan yerlerden değildir; taşınmazın bazı bölümlerinde zamanla mera bitkileri oluşması, buraya mera niteliği kazandırmaz. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4730 K: 2003/5491 T: 15.9.2003

Meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/7275 K: 2003/7662 T: 18.11.2003

Köy orta malı meraya el atmaktan ötürü davacı hakkında ceza mahkemesi kararı ile taşınmazın hükmen mera olduğu belirlenmiş olmakla; bu davada zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/1786 K: 2005/2158 T: 21.3.2005

Taşınmazın, miras bırakanlar ve davacı tarafından sınırlandırma tarihinden geriye doğru 50 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından belirtilmesi, kadim veya tahsisli mera olmadığının bildirilmesi, tarım arazisi niteliğini taşıdığının uzman bilirkişi raporunda açıklanmış bulunması, davacının aynı yer hakkında açmış olduğu dava sonunda davalı köyün el atmasının önlenmesine karar verilmiş olması karşısında davacının tescil isteğinin kabulü gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2607 K: 2005/3214 T: 22.4.2005

Boş arazi niteliğiyle tespit dışı bırakılan ancak daha önce sürülüp işlenmeye başlandığı ve üzerinde mera karakterli bitki ve otların bulunduğu uzman bilirkişi raporundan anlaşılan taşınmaza ilişkin tescil talebinin reddi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/8950 K: 2005/556 T: 31.1.2005

Davacının hazine tapusunun oluşmasından önce kazanmayı sağlayan zilyetliğini kanıtlaması gerekmektedir; davacının, hazineye ait tapunun tesis tarihinden geriye doğru tmknun 713/1, 3402 sayılı kadastro kanununun 14. maddesinin aradığı 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresini doldurmadığı anlaşılmaktadır. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/396 K: 2005/1286 T: 21.2.2005

Zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğine göre; taksime konu yapılan ve vergi kayıt miktarı kapsamında kalan parseller ile bunların hizasında yer alan ve miktar fazlası olarak mera niteliğiyle sınırlandırılan parseller bir bütün olarak gözetildiğinde davacının dava dilekçesinde istediği ¼ payın; bunlardan bir parselin tamamı olduğu dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile belirlendiğinden karar yerindedir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4959 K: 2004/5501 T: 9.7.2004

Uyuşmazlık konusu taşınmaz tespit dışı bırakılan yerlerden olup, öncelikle tmk’nun 713/3. fıkrası uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan belediye’ye davanın yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya katıldıkları takdirde davaya karşı delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması gerekir; kamu düzeni ilkesi göz önünde tutularak çifte tapunun önlenmesi açısından taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı tapu sicil müdürlüğü’nden sorulmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1987/4002 K: 1987/4319 T: 6.4.1987

Bataklık Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Zilyetlik yoluyla kazanılamaz. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1986/10595 K: 1986/11217 T: 17.11.1986

Eski eser sayılan yerler zilyetlik yolu ile tescil edilemez. Ancak, 2863 sayılı Yasa hükmüne göre tescil isteminde bulunulabilir. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6432 K: 2003/6520 T: 29.9.2003

Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılması mümkündür. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003

Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3897 K: 2005/4230 T: 6.6.2005

Taşınmazın öncesinin kadim mera olduğunun ve meradan elde edildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ken, keşifte tespit edilen ve eksik nispi harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmiş bulunması da doğru değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/699 K: 2004/1159 T: 29.3.2004

Davada taşınmaz hazine tarafından üçüncü kişilere dağıtım yoluyla tahsis ve temlik edilmemiş, davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış olmakla; davanın dinlenme olanağı vardır; mahkemece yapılacak iş, hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı taraf yarına 3402 sayılı kadastro kanunun 46/1. Maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinden ibarettir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004

Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim “yaylakiye” olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava ve temyiz konusu kesimin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/b maddesi hükmü gereğince mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1075 K: 2004/1527 T: 26.4.2004

Mera niteliğindeki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun, hukuken korunması mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/956 K: 2004/1922 T: 25.5.2004

Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmenin gerçekleştiğinin tespiti için, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazın türü tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında yöntemine uygun şekilde öncelikle mera araştırılması yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/82 K: 2004/544 T: 23.2.2004

Davacı taraf vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına tesbit gününde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın mera olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1364 K: 2003/1713 T: 16.5.2003

Somut olayda dosyada taşınmazın terk edildiği hususunda hiçbir kayıt ve belge mevcut değildir. Davalının arazisinin verimsiz olması, yol imkanının olmaması ve ekonomik nedenlerle birkaç yıl taşınmazı ekip biçmemesi terk anlamını taşımaz. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu K: 1993-56 E: 1992/1-750 T: 17-02-1993

Vaziyet etme” işlemleri ve idari yargı kararlar; yalnızca, yasaların yürürlükte kaldıkları dönem için firari ya da kayıp duruma düşüldüğünü tesbit ve açıklayan karar niteliğindedirler. Ancak, eldeki dava yönünden (aynen istirdad davalarında) firari ya da kayıp kişilerden sayılmama ve ilgili yasaların kapsamına girmeme olgusunu tesbit eden idari bir karar getirilmeden tapu iptal ve tescil davasının dinlenilmesi mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2218 K: 2003/2659 T: 29.9.2003

Dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca devlete kalan yerlerden olduğunun kabulü gerekir; bu gibi taşınmazlar üzerinde zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımayacağından kanunlar uyarınca kaçak ve yitik kişilerden hazineye kalan taşınmazlar zilyetlik yolu ile kazanılamaz. Devamını Oku…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/12725 K: 2003/13923 T: 22.12.2003

Bir yere ilişkin olarak birden ziyade belgeye dayanılarak hak talebinde bulunulması halinde bunlardan fazla miktarı içeren kayıt hakkın belirlenmesinde esas alınır. Devamını Oku…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6158 K: 2003/7358 T: 21.10.2003

Mera, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır bu nedenle özel mülkiyete geçirilmesi söz konusu olamaz, sınırlarının daraltılması, amacı dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/5273 K: 1996/5094

Köy hayvanlarının sulanıp toplandığı yerler “sıvat yeri” olup, köy orta mallarındandır. Bu nedenle, tescile tabi olmadığı gibi, zilyetlikle de iktisap edilemez. Ayrıca vergi kaydının doğruluğu eylemli durumla da teyit edilmiştir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1986/9681 K: 1986/10741 T:21.10.1986

Yabancı uyruklu kişilere ait taşma ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer aynı haklar malların bulunduğu yer hukukuna bağlıdır. Karşılıklılık için iki devlet arasında mutlaka bir sözleşme bulunması zorunlu değildir. Eylemli biçimde de olabilir. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-174 K: 2004/161 T: 24.3.2004

Yerel mahkemenin zilyetlik süresinin orman kadastrosunun kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve 3402 sayılı kadastro yasasının 14 ve 17. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığı yönündeki belirlemesi doğru olmakla birlikte, hazineye ait özel mülk niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesinin gerekip gerekmediği yönünde araştırma yapılmadan karar verilmesi bozmayı gerektirir. Devamını Oku…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir