1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2006/576 K: 2006/1231 T: 27.2.2006


1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-İ Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun”un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak çıkarılan kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir suriyeli’nin türkiye’de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir suriyeli’ye ait taşınmazın da bir türk’e devri mümkün değildir.

Nurten ve müşterekleri ile Hazine, A… Belediye Başkanlığı, S… Köyü Tüzel Kişiliği ve Ali oğlu Hasan tereke temsilcisi Ahmet Şükrü aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Hatay Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği)’nden verilen 22.11.2005 gün ve 585/300 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacılar vekili, dava konusu 63 parselin Ali oğlu Hasan adına kayıtlı olup bu şahsın 150 yıl önce öldüğünü, tapu kaydının intikal görmediğini, harici satın alma nedeniyle vekil edenlerinin 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduklarını, tapu kaydının TMK’nın 713/2. maddesi uyarınca hukuki değerini yitirdiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, zilyetlik şartlarının oluşmadığını, haksız ve yersiz dava olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Ali oğlu Hasan Tereke Mümessili Ahmet Şükrü, bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, tapu maliki Ali oğlu Hasan’ın Suriye uyruklu olduğu ve Suriye uyruklu şahıslar adına kayıtlı taşınmazların kanun ve yönetmelikler gereğince tapu devirlerinin ve zilyetlikle iktisapları önlendiğinden ve taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, TMK’nın 713/2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dava konusu 63 parsel 01.11.1930 tarihinde Fransız Kadastrosu yoluyla, senetsizden Ali oğlu ölü Hasan adına kayıt ve tescil edilmiştir. 63 parsele ait kadastro tutanağı tercümesinde taşınmazın Suriye Devleti, İskenderun Sancağı, Antakya Kazası, Saraycık Köyü hudutlarında kaldığı kabul edilerek, “Suriyeli Antakya yerlisi” Hacı Ali oğlu Hasan adına kaydının yapıldığı anlaşılmaktadır. Tapu maliki Hasan’ın veraset ilamı alınıp terekesine de mümessil tayin ettirilerek davaya dahil edilmiş ve taraf teşkili bu şekilde sağlanmıştır. Dava konusu taşınmazın önceleri 1956 tarihinden itibaren Hüseyin zilyet ve tasarrufunda iken 20 yıl önce davacıların miras bırakanı Nafi’ye sattığını ve satın aldığından itibaren de miras bırakan Nafi ve mirasçıları davacıların dava tarihine kadar zilyet oldukları yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından beyan edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre kayıt maliki “Ali oğlu Hasan” Suriye uyruklu bir kişidir.

15 Haziran 1927 tarihinde yayınlanan 1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-i Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun”un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan 13.01.1939 gün 2/10250 ve 14.02.1942 gün ve 2/1717 sayılı kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir Suriyeli’nin Türkiye’de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir Suriyeli’ye ait taşınmazın da bir Türk’e devri mümkün olmayacaktır.

Yine 01.10.1966 gün ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve bunun uygulama şeklini gösteren yönetmelik hükümleri uyarınca Suriye uyruklu kişilerin tüm menkul, tapulu ve tapusuz taşınmazlarına Hazinece el konulmuştur. Yukarıda açıklanan kanun, kararname ve yönetmelikler uyarınca Suriye uyruklu şahıslara ait taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine göre davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Sonuç: Davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 27.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir