1. Anasayfa
  2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/682 K: 2005/1134 T: 22.02.2005


Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kavaklığa değer biçilirken; kavakların bir yılda hasat edilemeyeceği göz önünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilmeli, kesim çağında elde edilecek brüt gelir yine resmi verilere göre belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masraflar düşüldükten sonra kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;

1-Bilirkişi Kurulu raporu içeriğinden, dava konusu taşınmazın üzerinde dört yaşlarında kavak ağaçlarının bulunduğu ve bunların taşınmaza kısmen kavaklık niteliğini kazandırdığı; söz konusu kavakların cinsi ve yaşları dikkate alındığında aynı bölgeden daha önce Dairemize gelen dava dosyalarındaki resmi verilere göre -değerlendirme tarihi itibariyle- henüz kesim çağına gelmedikleri anlaşılmaktadır.

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kavaklığa değer biçilirken; kavakların bir yılda hasat edilemeyeceği göz önünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilmeli, kesim çağında elde edilecek brüt gelir yine resmi verilere göre belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masraflar (üretim giderleri) düşüldükten sonra kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak (tarım arazisi formülü uyarınca) kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın kapama kavaklık olarak kabul edilen kısmına değer biçilirken yukarıda açıklanan esaslara uyulmadığı görülmektedir.

Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kavak ağaçlarının kaç yılda kesime geleceğinin ve kesim çağına gelmiş kavaklıktan dekar başına elde edilecek kereste miktarı ile bir m3 kavak kerestesinin değerlendirme tarihindeki satış fiyatının ilgili resmi kuruluşlardan sorularak saptanması, bu veriler esas alınmak suretiyle taşınmazın kapama kavaklık olarak değerlendirilen kısmının kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, mümkün olmadığı takdirde yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile karar verilmesi,

2-Araziler, çevrede ekilmesi mutat olan ürünlerin münavebeye alınması suretiyle bulunacak net gelirine, uygun kapitalizasyon faizi uygulanarak değerlendirilir. Münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verimi, üretim masrafı ve toptan satış fiyatı,

Yargıtay’da yerleşmiş uygulamalara göre ortalama değeri ifade ettiği bilinen İl veya İlçe Tarım Müdürlüğünden alınacak verilere göre belirlenmesi gerekirken resmi veriler gn süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; 1-Bilirkişi Kurulu raporu içeriğinden, dava konusu taşınmazın üzerinde dört yaşlarında kavak ağaçlarının bulunduğu ve bunların taşınmaza kısmen kavaklık niteliğini kazandırdığı; söz konusu kavakların cinsi ve yaşları dikkate alındığında aynı bölgeden daha önce Dairemize gelen dava dosyalarındaki resmi verilere göre -değerlendirme tarihi itibariyle- henüz kesim çağına gelmedikleri anlaşılmaktadır.

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kavaklığa değer biçilirken; kavakların bir yılda hasat edilemeyeceği göz önünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilmeli, kesim çağında elde edilecek brüt gelir yine resmi verilere göre belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masraflar (üretim giderleri) düşüldükten sonra kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak (tarım arazisi formülü uyarınca) kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın kapama kavaklık olarak kabul edilen kısmına değer biçilirken yukarıda açıklanan esaslara uyulmadığı görülmektedir.

Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kavak ağaçlarının kaç yılda kesime geleceğinin ve kesim çağına gelmiş kavaklıktan dekar başına elde edilecek kereste miktarı ile bir m3 kavak kerestesinin değerlendirme tarihindeki satış fiyatının ilgili resmi kuruluşlardan sorularak saptanması, bu veriler esas alınmak suretiyle taşınmazın kapama kavaklık olarak değerlendirilen kısmının kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, mümkün olmadığı takdirde yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile karar verilmesi,

2-Araziler, çevrede ekilmesi mutat olan ürünlerin münavebeye alınması suretiyle bulunacak net gelirine, uygun kapitalizasyon faizi uygulanarak değerlendirilir. Münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verimi, üretim masrafı ve toptan satış fiyatı,

Yargıtay’da yerleşmiş uygulamalara göre ortalama değeri ifade ettiği bilinen İl veya İlçe Tarım Müdürlüğünden alınacak verilere göre belirlenmesi gerekirken resmi veriler getirtilip raporun denetlenmemiş olması,

Doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir