1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1648 K: 1996/1806 T: 3.4.1996


Kadastro tespitinin yapıldığı tarihte, taşınmazla ilgili asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan dava derdest bulunduğu takdirde, malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken değer taşımaz. Tutanağın kadastro müdürlüğüne gönderilmesi yolunda verilen ara kararı tutanağın malik hanesinin doldurulduğu anlamına gelmez.

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Mahkemece, dava konusu 704 nolu parselle ilgili kadastroca yapılan tesbitin kesinleşmiş olduğu, kesinleşen tesbitlerle ilgili isteklerin incelenmesinin Kadastro Mahkemesinin görevi dışında olduğu gerekçe gösterilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. 1.12.1975 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının edinme yerinde taşınmazın Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/150 esas sayılı dosyasında davalı olduğuna yer verilmiştir.

Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/150 esas sayılı dosyasının tetkikinden Ö… ve H… H… tarafından H… Belediyesi ve Hazine aleyhine aynı yerle ilgili 31.5.1974 tarihinde açılan tescil istemiyle ilgili dava dosyasının taşınmaz üzerinde kadastroca belirtme yapılıp tutanak düzenlenmesi üzerine 4.3.1983 günlü oturumda Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmiş ve verilen iş bu kararın temyiz yoluna gidilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.

Kadastro tesbitinin yapıldığı 1.12.1975 tarihinde taşınmazla ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava derdest bulunduğuna göre malik hanesinin doldurulmuş olması hukukça değer taşımaz. Taşınmazla ve taraflarla ilgisi bulunmayan Kadastro Mahkemesinin 1988/16 sayılı dava dosyasının 11.2.1985 günlü oturumunda 704 nolu parselin anılan dosyada dava konusu olmadığından tutanağın Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi yolunda verilen ara kararı tutanağın malik hanesinin doldurulması anlamını taşımaz.

Hal böyle olunca mahkemece tutanağın ve yapılan tesbitin kesinleşmemiş olduğu gözönünde bulundurularak taraflardan iddiaları sorulup gösterecekleri deliller toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ: Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) 3.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir