1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/3524 K: 2006/4754 T: 24.04.2006


Paydaşlar yaptıkları taksim sözleşmesiyle veya fiili kullanmayla bir paydaş yararına kullanma kolaylığı sağlayarak taşınmazın belli bir bölümünü mecra amacıyla ayırmışlarsa buna aykırı davranan paydaştan çıkardığı muarazanı men’ini talep edebilirler.

Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesine dayanılarak mecra irtifakı kurulması istemiyle açılmıştır. Mahkemece davanın nitelendirilmesi paydaşlar arasındaki davacının su yolu olarak kullandığı yere davalının haksız elatmanın önlenmesi biçiminde yapılmış ve krokide mavi ile gösterilen 195 metrekare su arkına davalı elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Geçekten Türk Medeni Kanununun 744. maddesince “her taşınmaz maliki zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu kurutma kanalı gaz ve benzerlerine ait boruların elektrik hat ve kabloların başka yerden geçirilmeleri olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür….”

Mecra irtifakı Türk Medeni Kanununun 748. maddesince tapu siciline tescili zorunlu haklardan olduğundan ilke olarak bir taşınmaz lehine ve diğer bir taşınmaz aleyhine kurulur. Mahkemece de doğru olarak saptandığı üzere paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazlarda bu hakkın kurulması olanağı yoktur.

Ancak paydaşlar yaptıkları taksim sözleşmesiyle veya fiili kullanmayla bir paydaş yararına kullanma kolaylığı sağlayarak taşınmazın belli bir bölümünü mecra amacıyla ayırmışlarsa buna aykırı davranan paydaştan çıkardığı muarazanı men’ini talep edebilirler. Diğer taraftan hemen belirtmek gerekirse HUM.nun 76. maddesi uyarınca bir davada olayları anlatmak davanın yanlarına anlatılan olaylara uygun kanun hükmünü bulup uygulamak ise hakime ait bir görevdir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya ve tüm dosya kapsamına bakılırsa davacının amacı paydaşı bulunduğu batıdaki taşınmazdan sağlayacağı suyu davalının kullanımına terk edilen bölümden bir mecra ile geçirerek doğudaki taşınmaz bölümünü sulamak başka bir anlatımla kendisine geçit (mecra) verilmesini sağlamaktır.

Taraflar arasında krokide mavi ile boyalı yerin sözleşmeyle veya fiili kullanım sonucu davacıya su arkı olarak kullanmak üzere bırakıldığı kanıtlanmadan davanın bir elatmanın önlenmesi davası olarak nitelendirme ve buna uygun kabulü mümkün değildir. Az yukarıda söylendiği gibi dava Türk Medeni Kanunun 744. maddesine dayanılarak açılmış mecra irtifakı kurulması istemine ilişkindir.

Hal böyle olunca mahkemece bu gibi davalarda istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinden hareketle öncelikle davanın mecra irtifakı talebinde haklı olup olmadığı araştırıldıktan sonra 119 parsele komşu parsellerden mecra irtifakı geçirilecek uygun yer incelenmeli bu yer bulunduktan sonra mecranın niteliği nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca yerinde keşif yapılarak uzman kişiye belirtilmeli ve sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece önüne getirilen uyuşmazlık mecra irtifa hakkı tesisi olduğu halde davanın kullanım biçimine aykırı davranışın giderilmesi şeklinde değerlendirilmesi sonucu yazılı biçimde hüküm tayini doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir