1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1273 K: 1996/1302 T: 12.3.1996


Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaş, ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz iktisap edebilir.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K: Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı taşınmazın müşterek ya da iştirak halinde zilyet edildiği konusuna değinilmeden 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki zilyetlikle taşınmaz edinmeye ilişkin kısıtlama hükümleri yönünden araştırmaya yöneliktir. Tüm dosya içeriğine ve bozmadan sonra yapılan soruşturmaya göre dava konusu taşınmazın davalıların miras bırakanları 1950 yılında ölen M… oğlu H… ile 1955 yılında ölen H… oğlu A… tarafından müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edildiği adı geçenlerin ölümlerinden sonra mirasçılarına iştirak halinde mülkiyet olarak intikal ettiği anlaşılmaktadır. Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaşın ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz edinebileceğine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik yoktur.

Hükmüne uyulan bozma kararında davalıların dayandıkları vergi kaydının değişir sınırlı olduğuna değinilmiştir. Ayrıca 164 ve 159 sayılı parseller belgesiz zilyetlik yolu ile davalılar adına tespit edilmiştir. Hal böyle olunca Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. (REDDİNE),

Dava konusu taşınmaz önceden davalıların miras bırakanları M… oğlu H… ve H… oğlu A… tarafından müşterek mülk olarak zilyet edildiğinden belgesiz zilyetlik yolu ile tespit edilen 164 ve 159 sayılı parsellerin yüzölçümleri de nazara alınarak değişir sınırlı vergi kaydının miktar fazlası olan taşınmazdan 100 dönüme kadar vergi kaydına ilaveten M… oğlu H…, 100 dönüme kadar H… oğlu A… mirasçıları adına tescile karar verilmesi gerekirken miras bırakanların ölümünden sonra mirasçıların taşınmazı iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre zilyet bulundukları nazara alınmadan adlarına fazla taşınmaz tescil edilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (BOZULMASINA), 12.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir