1. Anasayfa
  2. Yargıtay Kararları

Ormanlar Hakkında Yargıtay Kararları


Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2019/5466 K: 2020/3510 T: 28.09.2020

Dava konusu taşınmazın ormanla çevrili olması, orman mühendisi bilirkişi raporlarının içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, tespit tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın eylemli orman vasfında olduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece, taşınmazın niteliğinin bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle davanın tümden reddine karar verilmesi gerekir Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2014/3639 K: 2014/6805 T: 24.06.2014

Orman Yönetimi ile Hazine arasındaki uyuşmazlık, taşınmazın mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğundan, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B maddesi uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalması ve halen de eylemli biçimde orman olması halinde, Orman Yönetimi hu tür yerlerin Hazineden İdari yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2010/5544 K: 2010/8295 T: 14.06.2010

Eylemli orman olduğu anlaşılan dava konusu taşınmazı ve çevresini görmeden ve bitişik ormanın devamı olduğunu bilmeden satın alma, hayatın doğal akışına ve yaşam kurallarına aykırıdır. Tapu kaydı üzerine satış tarihinden önce orman olduğuna dair şerh bulunduğundan satın alan kişi iyiniyetli olarak kabul edilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2001/1376 K: 2001/2019 T: 20.03.2001

Hudutta da eylemli orman bulunan taşınmazın zilyedlikle kazanılabileceğinden söz edilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2015/14216 K: 2017/3398 T: 18.04.2017

Taşınmazın bizzat üzerindeki ağaçlar tek tek tespit edilerek taşınmazın eylemli orman olup olmadığı tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1997/10240 K: 1998/3115 T: 24.03.1998

Bir özel orman tahdidine itiraz davasında, nizalı taşınmazın özel orman vasfının tayini için, taşınmazın özel orman tahdidinin yapıldığı tarih itibariyle eylemli biçimde orman olup olmadığının saptanması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1998/7150 K: 1998/14148 T: 30.12.1998

HGK. nun 20.5.1992 tarih 1992/16-103/339 ve 27.10.1993 tarih 1993/8-456/686 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış ve dava konusu parsel orman tahdidi dışında bırakılmış ve vergi kaydının nizalı taşınmazı orman gösteren yönünde eylemli orman bulunmakta ise, bu yerin iktisabı için zilyetliğin, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten tespit tarihine kadar 20 yıla ulaşması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2001/10885 K: 2002/1619 T: 04.03.2002

Eylemli orman olan kesimlerin yine orman olarak kabulü gerektiği gözetilerek, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2001/349 K: 2001/1245 T: 19.02.2001

Mera olarak kabul edilen kesimin üzerinde eylemli olarak orman bitkilerin varlığı belirlenmiştir. Bu durumda eylemli orman olan kesimin memleket haritasında orman görülmemesi bu olguyu değiştirmez. Zira, küçük alanların bazen haritada gerçek niteliğini belirler şekilde gösterilmediği bilinmektedir. Eylemli orman olduğu taşıdığı bitkilerle belirlenen parselin kısmen mera olarak kabulü doğru değildir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2015/10305 K: 2015/9095 T: 13.10.2015

Eylemli orman olarak Orman Yönetimine tahsis edilen taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescili gerekeceğinden, tahsis edilen yerlerden olduğu veya tespit tarihi itibariyle eylemli orman olduğunun belirlenmesi halinde davanın reddine, aksi durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/02633 K: 2005/03122 T.21.03.2005

Orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, on yıllık hak düşürücü süre içinde, ancak tapuya dayanılarak orman kadastrosunun iptali istenebileceği, somut olayda, davacı köy tüzel kişiliği, tapu kaydına dayanmayıp kadim mera iddiasına dayandığından, yasanın açık hükmü karşısında bu iddiaya değer verilemez. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/5931 K: 2003/6075 T.29.9.2003

Orman olan ve tapuda hazine adına kayıtlı olan taşınmazların, mülkiyetinin ve niteliğinin belirlenmesi konusunda hakemde açılan davanın dinlenmesine olanak yoktur. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2004/2248 K: 2004/6390 T.21.6.2004

Kadastro tesbitine itiraz davasında, çekişme konusu parselin bilirkişi krokilerinde yer alan bir bölümünün orman olarak tescili yolunda davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmakla; hazine adına, çekişme konusu parselin orman sayılan ve taşlı alan olarak belirlenen kısımlarından artakalan bölümünün payları oranında tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/549 K: 2005/1828 T.28.2.2005

Davacı salt zilyetliğe dayandığından ve tapu kaydı istisnası dışında bu davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/1301 K: 2005/5774 T. 3.5.2005

Arazi kadastrosunun yapıldığı yerlerde kadastro mahkemesi görevlidir. Dava konusu taşınmazlar tahdid haritası içindelerse dava sınırlamaya itiraz niteliğine dönüşür ve tescil davası yönünden ön mesele oluşturur. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2001/2030 K: 2001/2580 T.2.4.2001

Somut olayda,40-100 dönüm kısıtlarının araştırması usulünce yapılmalıdır; bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel kayıtlarıyla teyit ettirilmeli, yapılan uygulama uzman bilirkişilerce düzenlenecek birleşik krokiye yansıtılarak keşfi izleme imkanı sağlanmalı ve toplanan bütün deliller beraber değerlendirilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2002/974 K: 2002/3145 T.4.4.2002

Kadastro mahkemesinde 30 günlük askı süresi içinde, daha sonra da tapulu taşınmazlar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre zarfında genel mahkemede itiraz davası açılması mümkündür; fakat somut olayda davacı köy tüzelkişiliği 30 günlük askı ilan süresi içinde dava açmamıştır ve bu nedenle orman kadastrosu çekişmeli taşınmaz bakımından kesinleşmiştir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/3393 K: 2003/4349 T.15.5.2003

Çekişmeli parselle öncesi bir bütün olan ve tespiti davalı adına kesinleşen iki parsel ve bu iki parsel arasındaki yolun yüz ölçümleri göz önünde bulundurulması suretiyle tapunun dayanağı kroki 3402 sayılı yasanın 20/a maddesi gereğince yerine uygulanıp kapsamı belirlenmeli, kroki kapsamı dışında kalan bölüm yönünden davanın kabulüne, içinde kalan bölüm yönünden de şimdi olduğu gibi davanın reddine karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/3560 K: 2003/4553 T.27.5.2003

Orman ve orman içi mera içinde yer alıp meranın devamı niteliğinde olan taşınmazların mülkiyetinin (orman ve merada) zilyetlik yoluyla kazanılmasına yasal olanak bulunmadığından dava konusu iki parça taşınmazın bir bütün olarak mera niteliği ile sınırlandırılıp özel siciline yazılması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/4052 K: 2003/4913 T.5.6.2003

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi ile ilgili işlemlerin yapılmış olması nedeni ile orman genel müdürlüğü’nün usulüne uygun olarak davaya dahil edilmesi ile taraf olarak davaya katılmasının sağlanması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/3691 K: 2003/5225 T.23.6.2003

Kamu malı olan mera, yayla ve ormanlardan yararlanma hakkı olan ve kesim hakkı bulunan o yerde yaşayan o köyde ikamet eden kişilerin dava açmakta hukuki yararı vardır Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2003/4528 K: 2003/5447 T.24.6.2003

Davada hazine ve orman yönetimi taraf olması nedeniyle bu davanın kabul edilebilmesi için davacılar zilyetliğinin dava açıldığı tarihe kadar 20 yıl çekişmesiz, aralıksız, malik gibi devam etmesi ve taşınmazın orman veya mera olmayıp zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun saptanması gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/1422 K: 2005/1829 T.28.2.2005

Hazine orman iddiası ile dava açtığına göre, çekişmeli taşınmazın orman ya da orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planının yerine uygulanması suretiyle belirlenmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/1341 K: 2005/2130 T.3.3.2005

Bir yer, orman nitelikli tapu kaydının bulunması, devlet ormanı içinde yer almaması, devlet ormanına sınır olmaması, 3115 sayılı yasanın yürürlük dönemine göre 50000 m2’den, 6831 sayılı yasa hükümlerine göre ise, 30000 m2’den büyük olması, bedeli ödenerek devletleştirme bedelinin ödenmemiş olması, kesinleşmiş orman sınırlamasının bulunması halinde devlet ormanı olarak sınırlanmış olmaması, orman tahditi yapılmış ise özel orman olarak tahditinin yapılıp işletiliyor olması koşullarının istisnasız hepsinin birden gerçekleşmesiyle iadeye tabi özel orman sayılır. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/4606 K: 2005/9032 T.1.7.2005

Çekişmeli yerin çevresindeki taşınmazların niteliğine göre, taşınmazların etrafı ormanla çevrili ise mülkiyet belgesi, tapu kaydı olmadığı takdirde bu tür yerlerin 6831 sayılı yasanın 17/1-2. Maddesine aykırılık teşkil ettiği düşünülmeli, bütün bu konulan kapsayacak, duraksamaya yer vermeyen ortak imzalı rapor ve kroki alınıp çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin biçimde saptanmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/7817 K: 2006/10533 T. 13.7.2006

Çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde ( b ) ve ( c ) ile gösterilen bölümlerinin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlendiğine göre: orman yönetiminin bu bölümlere ilişkin davasının kabulüne ve bu bölümlerin mera kaydının iptali ile orman niteliğiyle hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.  Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/7817 K: 2006/10533 T.13.7.2006

Yasal düzenlemeler karşısında mera tahsis komisyonunun bir yeri mera olarak tahsis etmesi o yerin niteliğini değiştirmeyeceğinden, bu yer orman ise orman niteliğini kayıp etmiş sayılmayacaktır; bu nedenle taşınmazın bilirkişi krokisinde gösterilen ve kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenen bölümlerinin mera kaydının iptali ile orman niteliğiyle hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/2066 K: 2005/2923 T. 17.3.2005

Öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerin tamamının orman niteliğiyle hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5749 K: 2003/5176 T.22.5.2003

Orman tahdidi yapılan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman tahdit haritasının uygulaması, kesinleşmiş orman tahdidi bulunmayan yerlerde ise memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu orman mühendisinden alınacak gerekçeli mütalaaya dayalı olarak belirlenmesi gerekir; diğer taraftan taşınmazın öncesi tapusuz olduğuna göre maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle de kanıtlanması gerekir; yine ileri sürülmesine karşın vergi kayıt miktar fazlasının mera olup olmadığı yönünden de yöntemine uygun bir mera araştırması yapılmalıdır. Devamını Oku…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/14-264 K: 2006/237 T.26.4.2006

Orman içerisinde fiili yollar bulunduğu saptansa dahi, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. Maddesi uyarınca, bu konudaki yetkinin orman bakanlığına ait olması nedeniyle, davacının öncelikle anılan hükümde öngörülen prosedür çerçevesinde, anılan yollardan yararlandırılması için Orman Bakanlığı’na başvurması gerekir; bu istem reddedilirse, ret işleminin iptali istemiyle açılacak dava idari yargıda görülür. Devamını Oku…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir