Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1990/13569 K: 1991/6305 T: 6.5.1991
Tapulama dışı bırakılan ve tutanak dahi düzenlenmeyen taşınmaz hakkında 3402 s. Kanun'un 12. maddesi uygulanmaz. M... ile Hazine, Orman İşletme Müdürlüğü ve Torhosan Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair, (Yenice Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 26.12.1989 gün ve 180/176 sayılı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/2262 K: 1995/2967 T: 23.3.1995
Asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilip dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi; uyuşmazlık konusu parsel hakkında davanın sonuçlandığı, tutanağın kesinleştiği ve bu itibarla da tapuya tescil edilmesi gerektiği sonuçlarını doğurmaz. M... A... ile Ö... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/8929 K: 1991/11272 T: 12.9.1991
Genel mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilebilmesi için, bölgeye kadastro girmesinin yanı sıra, davaya konu taşınmaz hakkında kadastro tutanağının da düzenlenmiş olması gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/4627 K: 1994/7834 T: 7.6.1994
Gezici arazi kadastro mahkemesi kararı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu tespit edildiği takdirde, mahkemenin bu ilamı; davanın konusu, hukuki sebebi ve tarafları aynı olan zilyetliğe dayalı tescil davası için kesin hüküm sayılmakla tarafları bağlar. Kesin hüküm karşısında, mahkemece yeniden,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/1871 K: 1994/11178 T: 2.12.1994
Kadastro hakimince re'sen araştırma yapılarak, gerçek hak sahibi adına tescile karar verilmesi gerektiğinden, davadan feragat beyanı, sadece davacılar için bağlayıcı olup, hakimin re'sen araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2716 K: 1993/10659 T: 7.10.1993
Kadastro tespitinden önce, genel mahkemelerde dava konusu olan parsellerin malik haneleri açık bırakılmalı ve gerçek hak sahibi kadastro hakimince belirlenmelidir. Yetkisiz kadastro komisyonunca malikler belirlenemez. Yerel mahkeme, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği tarihte, davayı, kendiliğinden kadastro mahkemesine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2180 K: 1993/8634 T: 7.7.1993
Tapuda çifte kayıt bulunması halinde, geçerli olmayan tapu kaydına dayanarak iktisapta bulunan üçüncü kişi, iyi niyet iddiasında bulunamaz. Geçerli olmayan kayıttan hak iktisap eden kişinin zilyetliği, mülkiyet sonucunu doğurmaz. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1990/3037 K: 1990/11602 T: 28.12.1990
İyiniyetli muhdesat sahibi olan davacının, binaya ait levazım bedeli kendisine ödenmedikçe ev ve müştemilatı avludan yararlanmasına engel olunamaz. Bu yönde bir engelleme söz konusu olursa, ecrimisil sorumluluğu doğar. Davacı H... vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.7.1988 gününde verilen dilekçe ile elatmanın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/4104 K: 1992/11686 T: 21.4.1992
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 28. maddesinde bahsi geçen delillerin bildirilmesi yükümlülüğü; ispat külfeti kendisine düşen tarafa ait olduğundan, asıl olan ülke topraklarının Devlete ait olduğu göz önüne alındığında, belgesiz zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğunun kanıtlanması, zilyetliğe dayanan tarafa düşer. Taraflar…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/3817 K: 1994/5077 T: 2.5.1994
Orman yönetimi, ilan süresi içerisinde kadastro tutanağına karşı bir itirazda bulunmayıp, gerçek kişi ile Hazine arasında görülen davaya, mahkemenin ihbarına rağmen, usulüne uygun dilekçe verip asli müdahil olarak da katılmadığı takdirde, davada taraf sıfatı kazanamayacağı gibi leh ve aleyhine verilen…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/6738 K: 1993/3336 T: 2.4.1993
Avukat veya dava vekili ile takip edilen davalarda, haklı çıkan taraf yararına Kadastro Kanunu'nun 31 ve 36/2. maddelerinde belirtilen hükümler göz önünde bulundurularak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/7442 K: 1994/8681 T: 2.11.1994
Kadastro davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatilde süreler işlemeye devam eder. 15 günlük süre geçtiği takdirde, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir. Davacıların davayı izlemedikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilebilmesi için Kadastro Kanunu'nun 28. maddesindeki koşulların somut…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/8176 K: 1995/5936 T: 4.5.1995
Kadastro mahkemesinde görülen davada, taraflardan hiçbirinin duruşmaya gelmemesi ve davayı takip etmemesi halinde, dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılması Yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, taraflara yöntemince davetiye tebliğ edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/2736 K: 1994/6076 T: 17.6.1994
Mahkemece, davacıya tespit maliklerini davaya dahil etmesi için önel verilmesine rağmen, davacı tarafından tespit malikleri davaya dahil edilmez ise, Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi gereğince tespit maliklerine ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, bütçeye konulan ödenekten davetiye çıkartılıp mahkemeye çağrılıp taraf…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/12550 K: 1993/3908 T: 12.4.1993
Önel verilmesine rağmen davacı tarafından gerekli harç yatırılmadığı takdirde, davanın tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/3525 K: 1995/5985 T: 3.10.1995
Dava konusu parsele yönelik başka davaların açıldığı tespit edilirse, aynı parsele yönelik olarak açılan davaların birleştirilerek sonuçlandırılması gerekirken, davaların ayrı ayrı görülmesi isabetsizdir. Kadastro hakimi, uyuşmazlık konusu parsel hakkında, sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğundan, taşınmazın malik hanesi açık bulunduğu takdirde, bu…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/6271 K: 1991/402 T: 22.1.1991
Asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı ile aktarılan davalara kadastro mahkemesinde bakılabilmesi için, Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinde bahsi geçen askı ilanının yapılması, aktarılan dava dosyaları ile bunlara ait tutanakların birleştirilerek, davanın tek bir esas üzerinden yürütülmesi gerekir. Taraflar arasında, kadastro tesbitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/11124 K: 1993/20 T: 19.1.1993
Davanın takibinden vazgeçildiği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına ve taşınmazın davalı taraf adına tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Davanın takibinden vazgeçme, feragat olarak nitelendirilemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/15369 K: 1994/4276 T: 3.5.1994
Dava gününde reşit ve nüfus siciline kayıtlı olmayan davalının, ilgili nüfus idaresinden, idari yoldan ve af kanunlarına göre nüfus kaydının yapılıp yapılmadığı sorulmalı, bu yönde kayıt oluşturulmuş ise, velisi belirlenmeli ve velisinin huzurunda davaya bakılmalı, aksi halde Kadastro Kanunu'nun 25/A…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/9409 K: 1994/951 T: 10.2.1994
Kadastro Kanunu'nun uygulamasında geçen "itiraz" kavramını hukuki niteliği itibariyle dava olarak algılamak gerekir. Meraların çıplak mülkiyeti Hazine'ye, yararlanma hakkı köy veya mahalle bireylerine aittir. Meradan yararlanma hakkı olanların, taşınmazın mera olduğunu ileri sürerek tespite itiraz etmeleri, dava ehliyetlerinin varlığı sonucunu…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2980 K: 1996/2965 T: 4.6.1996
Aynı çalışma alanı içerisinde, belgesiz zilyetlikle, sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz iktisap edilebilir. Davacı tarafların ayniyet arz etmesi, tespitlerin Hazine adına yapılması, dayanılan vergi kayıtlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları içermesi nedeniyle kapsamlarının…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/6756 K: 2002/1288 T: 12.2.2002
Denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyet konusu olamaz; hazineye ait devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir yerin, devri gerçekleşmedikçe belediye tarafından başka kimselere kiraya verilmesi hukuken geçerli de bir sonuç doğurmayacağı gibi,…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/2081 K: 1995/12719 T: 24.11.1995
3402 s. Kanun'un 14. maddesine göre, aynı çalışma alanı içinde bir kişinin belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinebileceği tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz miktarı sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemez. Ancak taşınmazın iştirak veya müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olup olmadığı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/5036 K: 1992/21177 T: 24.11.1992
Zilyet, belgesiz zilyetlik yoluyla, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlama gereğince 100 dönüm taşınmaz edindiği takdirde, aynı çalışma alanı içerisinde, başka taşınmaz edinemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin yasal süresinde olduğu anlaşıldı,…
