1. Anasayfa
  2. AİHM Kararları

AİHM Özdemir ve Diğerleri/Türkiye Davası Kararı


Başvuru No: 23325/02, Karar Tarihi : 25 Nisan 2006

OLAYLAR

Başvuranlar sırasıyla 1950, 1953, 1941 ve 1922 doğumlu olup Şanlıurfa’da ikamet etmektedirler.

Türkiye Elektrik Kurumu (İdare) 27 Mart 1999 tarihinde başvuranlara ait Birecik (Şanlıurfa) ilçesine bağlı Keskince köyünde bulunan araziyi istimlak etmiştir. Bilirkişi heyeti kamulaştırılan parsel bedelini 1.707.750.000 TL. olarak tespit etmiş [yaklaşık 4.355 Euro], bu bedel taşınmazın devredildiği tarihte başvuranlara ödenmiştir.

Başvuranlar ek bedel istemiyle 5 Nisan 1999 tarihinde Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurmuşlardır.

Asliye Hukuk Mahkemesi 27 Mayıs 1999 tarihinde, 28 Nisan 1999 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte İdarenin başvuranlara 1.396.915.179 TL. [yaklaşık 3.332 Euro] ek kamulaştırma bedeli ödemesini kararlaştırmıştır.

Yargıtay, 15 Kasım 1999 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.

İdare, 15 Kasım 2001 tarihinde başvuranlara 3.342.702.180 TL. bedel ödemiştir.

HUKUKA DAİR

I. EK 1 NO’LU PROTOKOL’ÜN 1. MADDESİ’NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA

Başvuranlar, yargı kararı ile İdarenin kendilerine ödemesine hükmedilen bedellerin ve yasal faizin geç ödendiğinden, Devletin borçlarına karşılık uyguladığı yasal faiz oranının yetersiz kaldığından şikayetçi olmakta ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedirler.

A. Kabuledilebilirliğe ilişkin

Hükümet başvuranların Borçlar Kanunu’nun 105. maddesinde öngörülen başvuru yolunu kullanmadıklarını savunmaktadır. Bu hüküm uyarınca öne sürülen zararın varlığı ortaya konulduğu takdirde ek kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi sonucu oluşan gelir kaybının giderilmesi mümkündü.

AİHM, Aka kararında benzer bir itirazın reddedildiğini hatırlatmaktadır (Bkz. sözü edilen Aka kararı, s. 2678-2679, §§ 34-37). Bu sonucu değiştirecek hiçbir gerekçenin yer almadığını belirterek Hükümetin itirazını reddetmektedir.

AİHM, mahkemenin bu yöndeki yerleşik içtihatları (Bkz. özellikle Akkuş kararı) ve sunulan unsurların tümü ışığında, başvurunun esastan incelenmesi gerektiğine itibar etmiştir. Başvurunun kabuledilemez bulunması için hiçbir gerekçe tespit edilmemiştir.

B. Esas hakkında

AİHM, daha önceki kararlarda benzer şikayetlerin dile getirildiğini ve bunların Ek 1 no’lu Protokolün 1. maddesinin ihlali ile sonuçlandığını dile getirmektedir (Bkz. sözü edilen Akkuş kararı, s. 1317, §§ 30-31, ve Aka kararı, s. 2682, §§ 50-51).

AİHM, mevcut davada Hükümetin davanın seyrini farklı şekilde sonuçlandıracak hiçbir tespiti ve delili sunmadığını incelemektedir. Mahkeme, yerel merciler tarafından ek istimlak bedelinin geç ödenmesi hususunun mülkiyet sahiplerinin gelir kaybına neden olan idareye yükleneceği tespitini yapmaktadır. Bu gecikme sözkonusu sürecin etkinliğini daha da artırmıştır ki bu durumda AİHM, kamu yararının zaruretleri ve mülkiyet haklarının korunması arasındaki dengeyi bozacak şekilde başvuranların gereğinden fazla yük altında kaldığı görüşündedir.

Sonuç olarak Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi ihlal edilmiştir.

II. AİHS’NİN 6 § 1 MADDESİ’NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA

Başvuranlar, kamulaştırma işlemi ile 1999 tarihinde başlayan ve Kasım 2001 tarihinde ek bedelin ödenmesi ile sona eren sürecin uzunluğundan yakınmakta ve AİHS’nin 6 § 1. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedirler.

AİHM, bu şikayetin 35. madde uyarınca kabuledilemez bulunması için hiçbir gerekçe olmamasına karşın, Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi çerçevesinde alınan sonuç ışığında AİHS’nin 6 § 1. maddesi çerçevesinde ayrıca incelenmesini gerekli görmemektedir.

III. AİHS’NİN 41. MADDESİ’NİN UYGULANMASI

A. Maddi ve manevi zarar

Başvuranlar 3.530 Euro maddi zarara uğradıklarını ileri sürmekte, rakam belirtmeksizin manevi zararlarının giderilmesini talep etmektedirler.

Hükümet bu talebin aşırı ve ispat edilmemiş olduğunu savunmaktadır. Hükümet, AİHM’den sebepsiz bir zenginleşmeye yol açmayacak bir tazmine hükmetmesini talep etmektedir.

AİHM, Akkuş kararında (sözü edilen, s. 1311, §§ 35-36 ve 39) belirlenen ilgili ekonomik hesaplama yöntemini dikkate alarak ve ilgili ekonomik veriler ışığında, maddi zarar olarak başvuranlara birlikte 500 Euro’nun ödenmesini kararlaştırmıştır.

Manevi zararla ilgili olarak AİHM, ihlal kararının tespitinin başlı başına bir adil tazmini oluşturduğu kanısındadır.

B. Masraf ve harcamalar

Başvuranlar, AİHM önünde yapmış oldukları yargı giderleri için 2.000 Euro talep etmişler, kanıtlayıcı belge sunmamışlardır.

Hükümet bu talebin ispat edilmediğini belirtmektedir.

AİHM masraf ve harcamalarla ilgili olarak, AİHS’nin 41. maddesi uyarınca yalnızca gerçekliği ve gerekliliği ispat edilen makul orandaki miktarların ödendiğini hatırlatmaktadır (Bkz. Nikolova-Bulgaristan kararı no: 31195/96, § 79, AİHM 1999-II).

Başvuranların hiçbir rakam telaffuz etmemelerine ve kanıtlayıcı belge sunmamalarına karşın AİHM nezdinde temsil giderlerinde bulunduklarını kabul etmek gerekir. Bu nedenle AİHM, hakkaniyete uygun olarak tüm masraf ve giderler için başvuranlara birlikte 500 Euro ödenmesine karar vermiştir.

B. Gecikme Faizi

AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına 3 puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir.

BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,

1. Başvurunun kalan kısmının kabuledilebilir olduğuna;

2. Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine;

3. AİHS’nin 6 § 1. maddesine yönelik şikayetin ayrıca incelenmesine gerek olmadığına;

4. Mevcut kararın manevi zarar için tek başına adil bir tazmini oluşturduğuna;

5. a) AİHS’nin 44 § 2. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Y.T: L.’ye çevrilmek ve her türlü vergiden muaf olmak üzere Savunmacı Hükümetin başvuranlara birlikte maddi zarar için 500 (beş yüz) Euro, masraf ve harcamalar için toplam 500 (beş yüz) Euro ödemesine;

b) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ve ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankasının o dönem için geçerli faizinin üç puan fazlasına eşit oranda basit faizin uygulanmasına;

6. Adil tazmine ilişkin diğer taleplerin reddine;

KARAR VERMİŞTİR.

İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77 §§ 2. ve 3. maddelerine uygun olarak 25 Nisan 2006 tarihinde yazıyla bildirilmiştir.