Son Yazılar

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/1813 K: 1996/3213 T: 1.4.1996

Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, buralardan yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı kapsamında kalan taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1648 K: 1996/1806 T: 3.4.1996

Kadastro tespitinin yapıldığı tarihte, taşınmazla ilgili asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan dava derdest bulunduğu takdirde, malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken değer taşımaz. Tutanağın kadastro müdürlüğüne gönderilmesi yolunda verilen ara kararı tutanağın malik hanesinin doldurulduğu anlamına gelmez. Taraflar arasındaki tesbite itiraz…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/3309 K: 1996/4038 T: 4.4.1996

Aynı kök tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapunun yöntemine uygun biçimde kapsamı belirlenmeli, daha sonra da saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların kapsamları belirlenmelidir. Ayırma (ifraz) işlemi, zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8897 K: 1996/3655 T: 9.4.1996

Orman tahdit sınırları içindeyken, orman niteliğini yitirmesi sonucu, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz, orman tahdidi içinde bulunduğu evrede zilyetlik ile kazanılamaz. Taşınmaz makilik olarak belirlenip, Hazine adına tapuya kaydedilmemiş ise ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki koşullar da somut olayda gerçekleşmişse, taşınmaz…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/9646 K: 1996/4042 T: 18.4.1996

Taşlık ve çalılık olarak kadastro tespit harici bırakılan taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından, bu alanda bulunan taşınmaz, imar-ihya edilmedikçe, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamaz. M... ile Hazine ve K: .. Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair,…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1870 K: 1996/1858 T: 18.4.1996

Değişebilir nitelikli sınır kayıtlarının kapsamının, miktarına değer verilerek belirlenmesi gerekir. Vergi kaydının ihdas tarihinden tespit tarihine kadar 20 yıl süre geçmedikçe, vergi kayıt miktarı fazlası zilyetlikle kazanılamaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/2491 K: 1996/2460T: 23.5.1996

Kesinleşen kadastro tutanaklarına karşı açılan davalara bakma görevi genel mahkemelere aittir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: KARAR: Kadastro sırasında 103…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/7048 K: 1996/6932 T: 4.6.1996

Tapu kayıtları taşınmazı "metruke" olarak gösterdiği takdirde, taşınmazın öncesinin de metruke olduğu kabul edilmelidir. Kanunlar gereğince Devlete geçen metruke niteliğindeki taşınmazlar, süresi neye ulaşırsa ulaşsın, zilyetlikle kazanılamaz. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4517 K: 1996/7513 T: 23.9.1996

Rehin sözleşmesinde öngörülen sürenin bitmesinden sonra taşınmazları, rehneden murisin geri almamış olması, rehnin satışa dönüştüğü anlamına gelmez. Tapusuz taşınmazda, rehin sözleşmesinden sonra satış yapılması rehin sözleşmesi içeriği gereğidir. Rehin sözleşmesi resmi şekilde yapıldığından, satış da aynı kuvvette bir delille ispatlanmalıdır.…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3896 K: 1996/4122 T: 23.9.1996

Zilyetlik; tespit tarihine kadar çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşan bir süre devam ettiyse, bu durumu ispat eden zilyet, tarım arazisi içindeki taşınmazı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak iktisap edebilir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3606 K: 1996/4123 T: 23.9.1996

Kadastro mahkemesi, kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları da çözeceğinden, miras bırakanın nüfus aile kayıt tablosu getirtilip, mirasçıları saptandıktan sonra, miras payları hesaplanarak, adlarına tesciline karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4592 K: 1996/8761 T: 31.10.1996

Kadastro mahkemesince, kadastro tespit günündeki hukuksal durum esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü : KARAR: Kadastro…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/6780 K: 1996/9067  T: 11.11.1996

Her ne kadar, tarafların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, kural olarak, önceki tarihli ve doğru temele dayalı tapu kaydına dayanılarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekse de, sonraki tarihli tapunun Hazine'nin iskanen temliki sonucu oluştuğu ve halen geçerliliğini koruduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/7055 K: 1996/9414 T: 27.11.1996

2863 s. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabı mümkün değil ise de, bu nitelikteki taşınmazların tapuda kayıtlı olması halinde özel mülkiyete konu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/158 K: 2005/125 T: 28.1.20051086/7

Kadastro tespitinden doğan davaya konu yapılan taşınmazlar hakkında tesbitten önce genel mahkemeye açılan bir davanın bulunması halinde, çekişmeli taşınmazların kadastro tesbitlerinin Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı bu nedenle somut olayda aynı yasanın 30. maddesi hükmünün uygulanacağı mahkemenin gerçek hak sahibini belirleyeceği düşünüldüğünde yerel mahkemenin vardığı sonuç…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/50 K: 2005/457 T: 12.1.2005

Kadastro tesbitine itiraz davasında, bilirkişi raporu dava konusu taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli değildir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanan yerel mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/8607 K: 2004/11467 T: 25.10.2004

Dava konusu taşınmazın üç tarafı mera ile çevrili olduğundan meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Meraların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Bu sebeple, kadastro tesbitinin iptal edilerek taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/5855 E: 2004/6608 T: 11.10.2004 3402/14

Kadim mera olduğu açıklanarak, Kadastroca orta malı olarak sınırlandırılan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında; çevre parsel tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, varsa bunlar mahalli bilirkişiler marifetiyle uygulatılmalı, dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği üzerinde durulmalı, tarafların komşu köylerden bildirecekleri şahitleri mahallinde dinlenmeli ve bilahare davacılar…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2000/2634 E: 2000/2552 T: 12.6.2000

Ortaklığın giderilmesi davaları yenilik doğurucu nitelikte olduğundan, bu tip davalara bakmak Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1998/5125 E: 1998/5996 T: 1.6.1998 3402/4

Orman olarak tahdid edilen yerin belirli bir kısmına karşı tespite itiraz amacıyla açılan dava, tüm orman parselini dava konusu yapmaz. Tahdidin kesinleştiği yerde, uyuşmazlık, kesinleşmiş tahdit haritası uygulanarak çözülmelidir. Dava edilen yer kesinleşmiş tahdit sınırı içinde kalıp, tapuya da dayanılmıyorsa, açılan…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/1667 E: 1998/1690 T: 21.4.1998

Kadastro ile oluşturulan tapu kayıtlarına karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamaz hükmü 766 s. Yasa'nın 31/2 ve 3402 s. Yasa'nın 12/3 maddelerinde açıkça yer almakta olup, on yıllık sürenin hak düşürücü…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 E: 1998/236 T: 27.1.1998

Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/3867 K: 1997/4400 T: 29.9.1997

Muvazaadan ari bir belge ile tapu dışı satın alındığı kanıtlanamayan, Cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla da iktisabı mümkün değildir. Tapu kaydı maliki Musevi Cemaati mevcut olmasa dahi, Cemaatin hukuken ölümü söz konusu olamayacağından, bu tip taşınmazın mülkiyeti, bulunduğu…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/4181 K: 1997/4147 T: 18.9.1997

Kayıt maliklerinin ya da mirasçılarının taşınmazı kullanmamış ve boş bırakmış olmaları kaydın hukuksal değerini kaybetmesine neden olmaz. 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde yazılı edinme koşulları, zilyet yararına gerçekleşmedikçe, tapu kaydı hukuksal değerini kaybetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava…