Son Yazılar

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/3887 K: 1995/4058 T: 19.6.1995

3402 s. Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde, hangi hallerde re'sen gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerektiği belirlenmiştir. Somut olayda 30. maddedeki üç ayrık halden hiç birisi mevcut bulunmadığından, inceleme ve verilecek karar, itiraz edenlerin itirazı ile sınırlı olmalıdır. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 K: 1998/236 T: 27.1.1998

Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/2468 K: 1995/2453 T: 11.4.1995

Köy tüzel kişiliğinin özel mülkiyetinde bulunan ve tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın devri konusunda kaymakamlıkça onanmış, köy derneğine ait bir karar bulunmadığı takdirde yapılan satış hukuken geçersizdir. Bu satışa dayanarak taşınmaza zilyet olan kişi, Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi hükmünden yararlanamaz. Taraflar…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1993/1886 K: 1993/2626 T: 29.3.1993

Taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi ile sulh mahkemesinde açılan davanın devamı sırasında, bölgeye kadastro gelmesi ve taşınmaza ait tapulama tutanağının düzenlenmesi halinde, davaların ayrılmasına ve elatmanın önlenmesiyle ilgili davanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmeli, sulh mahkemesindeki yıkım kararı hakkındaki…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/540 K: 1998/253 T: 9.2.1998

Zilyetlik, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak sürdürüldüğü takdirde, zilyetlikle taşınmaz edinme hükümleri uygulama olanağı bulur. Bu itibarla, tarım yapılması mümkün olmayan taşınmazda, kendiliğinden yetişen kamış bitkilerinin kurutulup, hayvan yemi olarak değerlendirilmesi, iktisap sağlayıcı nitelikte zilyetlik olarak kabul edilemez. Zilyetlikle birleşmeyen,…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/1755 K: 1995/12485 T: 20.11.1995 

Tapulu taşınmazın satışı, resmi şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Tapulu taşınmazın tapu dışı satışı geçersiz olmasına rağmen, tespit tarihine kadar eklemeli zilyetliğin iktisaba yeterli süreye ulaşması halinde, sonradan tapu ile malik olan davalının somut olaya göre iyiniyetli olduğu kabul edilemez durumda…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/1-395 K: 1992/467 T: 16.9.1992

Taşınmaz kadastro tespiti görmemiş olsa da bulunduğu bölgede kadastro çalışmaları başladığından, zilyedin leh ve aleyhine açılan davalarda, zilyede tanınan haklar iddia ve defi olarak ileri sürülebilir. Kadastro Kanunu'nun bir amacı da tapu dışı işlemlerin tasfiyesi olduğuna göre, davacı tapu dışı…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/8-34 K: 1994/251 T: 20.4.1994

Paylı mülkiyet halinde bir belgeye dayanmadan zilyetlikle kazanılabilecek taşınmaz malda getirilen sınırlamanın hesap edilip belirlenmesinde; bağımsız olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlarda yüzölçümüne, paylı olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlarda paya isabet eden yüzölçümleri eklenerek, toplamlarına değer verilerek hüküm verilmelidir.…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/1071 K: 1992/3932 T: 18.2.1992

Davacı Hazine, duruşmada, dava konusu taşınmaza ait tespit tutanağında tarih ve numarası belirtilen tapu kaydına dayanarak mülkiyet iddasında bulunduğu takdirde; mahkemece, Hazine'nin dava sebebini ve delillerini bildirmediği gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılması kararı vermesi usul ve yasaya aykırılık teşkil eder.…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/1349 K: 1994/6559 T: 20.6.1994

Usulüne uygun şekilde alınan ve davacı vekiline tebliğ edilen ara kararına rağmen keşif giderleri mahkeme veznesine yatırılmadığı gibi, noksan yatırılan masraf da tamamlanmadığından, mahkemece; yargılama giderlerinin yatırılmaması sebebiyle davanın reddi ve tespit gibi tescile karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1297 K: 1996/1508 T: 18.3.1996

Tespite itiraz etmeyen kimse tarafından, bağımsız olarak açılan davanın, itirazı komisyonca reddedilen bir başkası tarafından süresinde açılan davaya katılma isteği olarak kabul edilmesi gerekir. Hazine tarafından açılan davanın, itirazı reddedilen kişi tarafından açılan davadan önceki bir tarihte açılmış olması sonuca…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/1116 K: 1993/7507 T: 15.6.1993

Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince, müdahil olarak davaya katılanların iddialarına ait uyuşmazlığın, kadastro mahkemesinde görülebilmesi için açılmış bir dava bulunması ve müdahilin tutanağa itiraz etmemiş olması gerekir. Davacı Hazine tutanağa itiraz etmemiş, itiraz eden kişi de komisyonun ret kararına karşı…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/16908 K: 1991/10007T: 8.7.1991

3402 s. Kadastro Kanunu'nun 31/1. maddesinde davada menfaatleri zıt olmamak şartı ile karı ve kocanın birbirlerini vekil tayin edebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükümle, yürürlükten kaldırılan 766 s. Tapulama Kanunu'nun 56. maddesinde öngörülen temsil kuralı daraltılmıştır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan…

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1993/6 K: 1996/2 T: 29.3.1996

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 3/6. maddesi ile bilirkişi olarak görev yapmaları yasaklanan kişilerin, kadastro tutanağının düzenlenmesine katılmaları usule ilişkin aykırılık oluşturduğundan, mahkemece tutanaklar Kadastro Müdürlüğüne iade edilemez. Bilirkişi olarak görev yapmaları kanunla yasaklanan kişilerin kadastro tutanağının düzenlenmesine katılmaları sonucu oluşan…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/6823 K: 1995/9972 T: 29.9.1995

Dava zilyetliğe dayalı tescil istemini içerdiğine göre, 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamalar nazara alınmalı, çalışma alanı içinde zilyedin belgeye dayanmaksızın adına tespit ve tescil olunan başka taşınmaz bulunup bulunmadığı, başka taşınmazlarla ilgili ayrı tescil davaları olup olmadığı, kadastro…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1273 K: 1996/1302 T: 12.3.1996

Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaş, ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz iktisap edebilir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine…

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6275 K: 1995/6194 T: 25.10.1995

Taşınmaza ait tapu kaydında, bu yerin kaçak ve yitik kişi yeri olarak gösterilmesi, o taşınmazın kaçak ve yitik kişilere ait olduğunun kesin delillerini teşkil etmez ise de, aksinin aynı kuvvete haiz belge ve delillerle kanıtlanması gerekir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/8937 K: 1994/12406 T: 3.11.1994

"Temlik Kanunları" denilen mübadil Rumlarla ilgili kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, maliki Hazine olduğu için, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılamazlar. Ancak zilyet bu nitelikteki bir taşınmazı, mübadeleden ve mülkiyetin Hazine'ye geçmesinden önce, Rum malikinden aldığını "muvazaadan ari" bir belge ile…

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1990/7765 K: 1990/7312 T: 21.9.1990

Sınır tespitleri aleyhine kadastro müdürlüğüne yapılan itiraz sonucu verilen karara karşı 7 gün içinde açılması gereken davada görevli mahkeme, kadastro mahkemesidir. Davacı köy vekili tarafından, davalı köy aleyhine 23.2.1989 gününde verilen dilekçe ile kadastroca tesbit edilen köy sınırlarının, daha önceki…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/5248 K: 1991/8 T: 8.1.1991

Orman kadastrosu 3116 s. Orman Kanunu'nun yürürlükte bulunduğu dönemde yapılmış ise sadece tahdit krokisinin uygulanması ile yetinilmemeli, taşınmazın niteliği de göz önüne alınmalıdır. Zira 3116 s. Kanun ile özel ormanlar sınırlandırma dışı bırakılmıştır. Ancak 4785 s. Kanun ile devletleştirilen özel…

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/11203 K: 1994/2857 K: 24.3.1994

Kadastro mahkemesinde, tarafların duruşmaya katılmaları zorunlu bulunmadığından, davacıya tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya katılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/995 K: 1994/2663 T: 8.3.1994

Ormandan tapu ve zilyetlik yolu ile toprak kazanılmasına olanak tanıyan Kadastro Kanunu'nun 45. maddesi hükümleri, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden, bu yolla toprak kazanılması hukuken mümkün değildir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/879 K: 1994/2254 T: 2.3.1994

Genel kadastro ile orman kadastrosu birbirleri için, 3402 s. Kanun'un 22/1. maddesinde bahsi geçen anlamda, ikinci kadastro sayılamaz. Genel kadastro yapılıp kesinleşen yerlerde her zaman orman kadastrosu yapılabilir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/1232 K: 1994/2243 T: 18.2.1994

Her ne kadar, kadastro ile oluşturulan tapu kayıtlarına karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamaz ise de, taşınmaza ait tapu kaydının ihdasen oluşturulduğu tespit edilirse, süre şartı aranmaksızın, her zaman dava açılabilir.…