1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/6990 K: 2012/15531 T: 20.12.2012


İmar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması ve Hazine adına tescil yönünde hüküm kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, kök parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişinin krokisinde A ve B harfleri ile gösterilen yolda kalan kısımların kabul kapsamı dışında bırakılmış olması da yerinde değildir.

Asıl ve birleşen dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise bedel isteğine ilişkin olup, hükmü 20.09.2011 tarihinde temyiz eden davalı M. C. gerekçeli karar 24.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Bu durumda, 15 günlük yasal temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 432/4. maddesi ve Yüksek Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 01.06.1990 tarih ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca davalı M… C… Vekilinin temyiz isteğinin REDDİNE.

Davacı vekili, davalı Adana Byükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davalı Y… E… Vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığı, her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.

Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, imar uygulamasından önce taşınmazın sicil kaydının Seyhan Belediyesi adına yapılmasının yanılgıya dayalı olduğunu, esasen ihdas parselinin Hazine adına sicil kaydının oluşturulmasının dağıtım cetvelllerinde öngörüldüğü halde sicilin Seyhan Belediyesi adına oluştuğunu ileri sürmek suretiyle aynı zamanda yolsuz tescile de dayanarak eldeki davayı açmıştır.

Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek Seyhan Belediyesi adına sicilin oluşturulduğu mahallinde yapılan uygulama neticesinde düzenlenen teknik bilirkişi raporu ile sabittir.

Bu şekilde Seyhan Belediye adına oluşan sicil kaydının TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Esasen Hazine’de bu hususu ve aynı zamanda imar işlemlerinin de iptallerini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı gerçek kişilerin sorumlu tutulmayarak davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesinin sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davalı Y… E… vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.

Ne var ki; mahallinde yapılan uygulama neticesinde düzenlenen teknik bilirkişi rapor içeriği ile rapor eki olan 1/3000 ölçekli kroki arasında çelişki bulunmaktadır.

Şöyle ki, ihyası istenen kök parselin geometrik olarak 5614 ada 5, 5592 ada 5 nolu imar parselleri ile krokide A ve B ile gösterilen yola isabet ettiği belirtildiği halde, ekinde bulunan 1/3000 ölçekli krokide taşınmazın bir bölümünün de dava konusu yapılan 5654 ada 3 nolu imar parseli içerisinde gösterildiği, ancak rapor ve eki durumundaki kroki arasındaki bu çelişki giderilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan, imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması ve Hazine adına tescil yönünde hüküm kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, kök parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişinin krokisinde A ve B harfleri ile gösterilen yolda kalan kısımların kabul kapsamı dışında bırakılmış olması da yerinde değildir .

Diğer taraftan; dava kabul edildiğine göre, davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Seyhan Belediyesinin halefi konumundaki Çukurova Belediye Başkanlığına yüklenmesi gerekirken, bir kısım yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmış olması, isabetsiz olduğu gibi, anılan belediyeler yararına avukatlık parasına hükmedilmiş olması da doğru değildir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir