1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2011/10617 K: 2011/12177 T: 05.12.2011


İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.

Dava, imar uygulamasının iptali nedenine dayalı kök parsellerin ihyası olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tescil dışı alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 38 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 37 nolu, 3. Etap imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiği, parsellerden bazılarının yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.

Davacı Hazine eldeki davada çekişmeli taşınmazların kayıtlarının dayanaksız hale geldiğini belirterek imar öncesi duruma dönülmesini ve ihdasen oluşan parselin yeniden adına tescilini istemiştir.

Mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.

Somut olaya gelince, Seyhan Belediyesince yapılan 38 nolu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmediği, halen geçerliliğini koruduğu dosya içinde bulunan bilirkişi raporu, Encümen kararları, İdare Mahkemesinin 420 sayılı Encümen kararına dayalı 37 nolu, 3. etap imar uygulamasının iptaline ilişkin kesinleşen ilamı ve aynı nitelikteki emsal dosyalardan anlaşılmaktadır.

O halde, anılan 38 nolu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez.

Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Kabule göre de; mahkemece imar parselleri hakkında son imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi ihyasına karar verilen ve ihdasen oluşan 922 (83) parsel kapsamında kaldığı anlaşılan, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen “orman alanına” ilişkin bölüm yönünden de davanın kabulüne karar verilmemesi de isabetsizdir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir