1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/4644 K: 2005/5319 T: 28.04.2005


Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği.

Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı adına kayıtlı 1277 parsel sayılı taşınmazın 522 m2’lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, bu kısımda bina bulunduğunu ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile 522 m2’lik taşınmazın boş olarak kamuya terkinini istemiştir.

Davalı, taşınmaz üzerindeki binayı Büyükşehir Belediyesinin yaparak spor kulübü olarak kullandığını, davaya sebebiyet vermediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, taşınmazın bir bölümünün onaylı kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davacı hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tapu iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1277 parsel sayılı taşınmazın kargir ev, arsa ve istasyon vasfı ile davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın 522 m2’sinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesi ile davacı idare tarafından tapu iptali ve terkin davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; davada ileri sürülen iddianın ve savunmanın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlığın, “kıyı kenar çizgisinin” saptanmasından kaynaklandığı açıktır. Bilindiği üzere, son kez yürürlüğe giren 362l sayılı kıyı kanunu’nun “kıyı kenar çizgisini” belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9. maddeleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış;anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da “kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna; ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine” işaret edilmiştir.

SONUÇ: Hal böyle olunca,öncelikle idare tarafından 362l Sayılı Kanunun 9. maddesi hükmüne göre “kıyı kenar çizgisi” haritasının düzenlenip, düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra, üç jeologtan oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılmalı; harita düzenlendiğinin ve yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı’nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda “kıyı kenar çizgisi” idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanmalıdır. Harita düzenlenmediğinin yada düzenlenip te 5/3 sayılı kararda yazılı olduğu gibi bizzat bildirim yapılmadığının veya ilanen bildirime karşın, idari yargıya başvurulmadığının ortaya çıkması halinde ise, kıyı kenar çizgisi, bilimsel verilerden ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan yararlanılarak belli edilmeli belirlenen çizgi Tapu Fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişinin krokisine infazda kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalı ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yukarda açıklanan ilkelere uygun bir soruşturma yapıldığı söylenemez. Eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 28.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir