1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/744 K: 1996/604 T: 8.2.1996


Kadastro hakimi, görevsizlikle yerel mahkemeden aktarılan dava dosyası ile kadastro tutanaklarını birleştirmeli, taraf olabilme koşulu olan askı ilanlarını yaptırıp, ilan süresi bitiminde, davaya kaldığı yerden, kanundaki usul ve esaslar dahilinde devam ederek uyuşmazlığı çözmelidir. Genel mahkemeden aktarılan davaya konu olan taşınmazın kadastro sırasında birden çok parsel olarak tespit edilmesi halinde davalar ayrı ayrı görülmeyip, tüm parsellere ait bütün davaların birlikte görülmesi gereklidir.

Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

KARAR: Kadastro sırasında 30 parsel sayılı 3265 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan sözedilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı tarafından A… ve diğer şahıslar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Hazine temsilcisi, taşınmazın Hazineye ait olduğuna dayanarak davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı A… Belediye Başkanlığı Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

A… Belediyesi tarafından A… ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası dava konusu taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. ve 27. maddeleri uyarınca, kadastro tutanakları ile dava dosyasının birleştirilerek ve Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davanın tüm taraflarının usulen davaya katılmaları sağlanarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Genel Mahkemeden aktarılan davaya konu olan taşınmazların kadastro sırasında birden ziyade parsel halinde tesbit edilmesi davaların ayrı ayrı görülmesini gerektirmez. Bir başka anlatımla, Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın kapsamına giren tüm parsellere ait bütün davaların birlikte görülmesi zorunludur. Mahkemece kanunun açık hükmüne rağmen tefrik kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi, usulen taraf teşkil edilmeksizin davaya bakılması ve davalıların karar başlığında gösterilmemesi, Hazine, müdahil davacı durumunda olduğu halde Hazine’nin davalı olarak gösterilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, 8.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir