1. Anasayfa
  2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2004/17401 K: 2005/1770 T:08.02.2005


Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmazlar 2886 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile 6570 sayılı yasa kapsamından cıkarıldıgından bu taşınmazların kira sözleşmeleri hakkında 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanmaz.

K: vekili avukat İ.Y. ile Bursa Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü vekili avukat N. E: Y. vs. aralarındaki dava hakkında Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 6.2.2003 tarih ve 792-115 sayılı hükmün Dairenin 17.5.2004 tarih ve 17410-7410 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: K: Davacı, arsa niteliğinde olup davalı idarenin mülkiyetinde bulunan taşınmazdan 2000 yılında arsa olarak yer kiralayıp üzerine dükkan inşaa ettiğini, kira süresinin üç yıl olduğunu, kira sözleşmesinin 6570 sayılı yasaya tabi olduğu ve kira süresi sona ermediği halde davalı idarenin, idari kararla kendilerini tahliye etmek istediğini bildirip, kira sözleşmesinin 6570 sayılı yasa kapsamında olduğunun, kira süresinin dolmadığının ve kiracılık sıfatlarının tesbiti ile muarazanın menine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, devlete ait taşınmazların kira sözleşmeleri hakkında 6570 sayılı yasa hükümlerinin uygulanamayacağını, davacı kiracılarını kira ödemediklerinden sözleşmelerinin fesih edildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine hüküm düzeltilerek onanmış, davalı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Bursa ili Osmangazi ilçesi Çekirge Mahallesinde kain 3200 ada 2 parsel sayılı arsa niteliğinde olup, devletin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazdan, dükkan yeri olarak noterde düzenlenen 15.9.2000 tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi ile davacı 2886 sayılı yasaya göre açılan ihale sonucu düzenlenen sözleşme ile kiraya verildiği, kira süresinin yer teslim tarihinde başlayacağı, kiralanan taşınmaz üzerindeki dükkanın davalı idareye ait olmayıp davacılar tarafından yapıldığı hususları tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi, taraflar arasında da çekişmesizdir. Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmazlar 2886 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile 6570 sayılı yasa kapsamından cıkarıldıgından bu taşınmazların kira sözleşmeleri hakkında 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanmaz. Bu tür nitelikteki taşınmazların kira sozlesmeleri, 2886 sayılı yasanın 75. maddesi hükmü uyarınca kira suresinin bitim tarihinde sona erer. Kaldı ki arsa, olarak kıraya verilen taşınmazların üzerine, kiracı tarafından musakkaf nitelikte tesis ve bina yapılması, kiralananın arsa vasfını kaldırmaz ve taşınmaz hakkında 6570 sayılı yasanın uygulanmasını da gerektirmez. Yargıtay’ın ve dairemizin istikrar bulmuş uygulaması bu yöndedir.

Dava konusu taşınmaz devletin özel mülkü olduğu gibi, arsa olarak davacılara 2886 sayılı yasaya göre kiraya verilip, üzerindeki tesisler davacılar tarafından yapıldığından taraflar arasındaki kira sözleşmesi hakkında 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanamaz. Kira sözleşmesindeki üç yıllık süre bitmemiş ise de, davacıların kiraları, kendilerine gönderilen ihtara ve verilen süreye rağmen ödemediklerinden, kira sözleşmesine aykırı davrandıklarından, 2886 sayılı yasanın 62. maddesine göre kira sözleşmelerinin fesih edildiğine, bu nedenle davacıların fuzuli şagil durumuna düştüklerinden kiracılık sıfatlarının kalmadığına dair, davalı idarenin savunmasına ve dosyaya sunulan bu konudaki belgelere, davacılar tarafından karşı cıkılmamış, kirayı süresinde ödediklerini temerrüde düşmediklerini ileri sürmemişler, sadece kira sozlesmesinin 6570 sayılı yasaya tabi olduğunu ve kira suresınin bitmediğini bildirmişlerdir. Öyle olunca, 2886 sayılı yasaya göre kiraya verilen taşınmazın kira sözleşmesinin, davacıların sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle idarece 2886 sayılı yasanın 62. maddesine göre feshedilip, aynı yasanın 75. maddesine göre işlem yapılması da yasaya uygundur. Davacıların kiracılık sıfatları kalmamıştır. Mahkemece bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Temyiz olunan mahkeme kararının davalı lehine açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken zuhulen vekalet ücretinden düzeltilerek onandığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşılmış olmakla davalının karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin düzeltilerek onama ilamı kaldırılmalı, belirtilen nedenlerle mahkeme hükmü davalı yararına bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 17.5.2004 tarih, 2003/17410 esas 2004/7410 karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, 8.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir