1. Anasayfa
  2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1995/1133 K: 1995/1891 T:27.02.1995


2886 Devlet İhale Yasasının 62. maddesi borçlu olan müşterinin temerrüdü halinde BK.nun 106. maddesinde olduğu gibi alacaklıya ifa ile birlikte geciken ifa dolayısıyla zararı veya ifadan derhal vazgeçip olumlu zararını veyahut sözleşmeyi fesih edip olumsuz zararını isteme konularında seçimlik haklar tanımamış, aksine yalnız sözleşmeyi fesih yetkisi vermiş, ancak fesih halinde istenebilecek zararın niteliği kapsamı ve koşulları üzerinde durmamış salt hesabın genel hükümlerine göre tasfiye edileceğini açıklamakla yetinmiştir.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K: Davacı İdare, davalının taahhüdünde bulunan malları teslim etmeyerek sözleşmesinin feshine neden olduğunu aynı malların fazla bedel ödenerek satın alınabildiğini beyanla böylece oluşan hazine zararı toplamı 72.272.000 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davanın aynen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- 2886 Devlet İhale Yasasının 62. maddesi borçlu olan müşterinin temerrüdü halinde BK.nun 106. maddesinde olduğu gibi alacaklıya ifa ile birlikte geciken ifa dolayısıyla zararı veya ifadan derhal vazgeçip olumlu zararını veyahut sözleşmeyi fesih edip olumsuz zararını isteme konularında seçimlik haklar tanımamış, aksine yalnız sözleşmeyi fesih yetkisi vermiş, ancak fesih halinde istenebilecek zararın niteliği kapsamı ve koşulları üzerinde durmamış salt hesabın genel hükümlerine göre tasfiye edileceğini açıklamakla yetinmiştir. Davaya konu sözleşme ile eki şartnamede de ayrık bir hükme yer verilmemiştir. Öyle ise yasanın sözleşme ve eki şartnamenin yaptığı bu yollamalar nedeniyle olayda sözleşme sorumluluğunu düzenleyen BK.nun 106-108 madde hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamalıdır. Sözleşme sorumluluğunda ise zarar, olumlu ve olumsuz zarar ayrımına tabi tutulmaktadır.

Borçlu borcunu gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse bu durumla eylemli durum arasındaki fark olumlu zarar olarak tanımlanmaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmesinden değil, borcun gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar söz konusu olmaktadır.

Olumsuz zarar ise, uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden guvenin boşa cıkmasıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı ugranılmayacak olan zarardır. Sozlesmenin feshinde istenebilecek zarar ıse olumsuz zarardır. Sözleşmenin geçerliliğine ifa edileceğine inanılarak başka bir sözleşme yapma fırsatının kaçırılması nedeniyle uğranılan zarar da olumsuz zarar kapsamında değerlendirilmektedir.

Davacı bu davada, davalı borcunu yerine getirseydi kendisine ödeyecek olduğu bedel ile bu borcun yerine getirilmemesi nedeniyle aynı malı almak için ikinci ihale sonucu ödemek zorunda kaldığı bedel arasındaki fark tutarını yani olumlu zararını istemiştir. Ancak davacı ile davalı arasındaki sözleşme feshedildiğine göre davacının hükümsüz kalan bu sözleşmeye tekrar dönerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararını istemesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Ne var ki davacının olumlu zararını istemesi, hakimin ileri sürülen olayları doğru olarak nitelendirip gerçekleşecek olumsuz zararı hüküm altına almasına mani teşkil etmez.

Somut olayda davalıdan önce ilk ihaleye katılan ve en uygun fiyat verenin teklif ettiği birim bedel 8760 TL.dır. Davacı idare davalı ile sözleşme yapmakla bu bedeli teklif eden Nalbantlar Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile 8760 TL. uzerinden sözleşme yapma fırsatını kaçırmıştır. Davalı ile yaptığı sözlesme feshedildiğıne göre kacırdığı bu fırsata göre odeyecek oldugu bedel tutarı 192.720.000 TL. ile makul sayılacak bir süre içinde gerçekleştirdiği ikinci ihale sonucunda ödemek zorunda kaldığı 251.900.000 TL. arasındaki bedel farkı 59.180.000 TL.nı olumsuz zarar karşılığı olarak isteyebilecektir.

Öte yandan taraflar eksiltme şartnamesinin 10. maddesi hükmüyle ceza koşulunu 30 gün ile sınırlandırmışlardır. Devlet İhale Yasasının 62 şartnamenin 24. maddesinde sözleşmenin feshi için öngörülmüş olan en az 10 günlük ihtarlı süre için ayrıca ceza koşulu ödeneceğine ilişkin ayrıca bir kararlaştırma da bulunmamaktadır. Öyle ise davacı bu 10 günlük ihtarlı süre ile ilgili olarak ceza koşulu isteyemez.

Açıklamalar karşısında davacının kaçırmış olduğu fırsat karşılığı uğradığı zararı 59.180.000 TL. 30 günlük ceza koşulu 5.088.000 TL. ile ikinci ihale ilan masrafı 149.600 TL. olmak üzere toplam 64.417.600 TL.lık isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.

SONUÇ: 1 Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 Nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.2.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir