Son Yazılar

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu E: 1994/5 K: 1997/2 T. 6.6.1997

Düzenlenen tapulu taşınmazların tapu dışı bir yolla mülkiyetinin naklini öngören sözleşmeler, kadastro kanununun bölgede yürürlüğe girmesinden sonra da yapılabilir. 1. İÇTİHADI BİRLEŞTİRME İSTEMİ Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 28/9/1994 tarih ve 1994/33 sayılı yazısıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinin…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/2066 K: 2005/2923 T. 17.3.2005

Öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerin tamamının orman niteliğiyle hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz…

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2579 K: 2005/2969 T.14.4.2005

Tapusuz taşınmazların kişileri adına ancak yargıç kararı ile tescil edileceği hüküm altına alınmıştır; bu açık hüküm karşısında idari yoldan tescilin mümkün olamayacağının kabulü gerekir ancak, mülkiyet uyuşmazlığı bulunmayan taşınmazların idari yoldan hazine adına tescili süreklilik kazanan uygulama ile kabul edilmektedir.…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006

Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinde kamu malları; hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar ile genel sular ve ormanlar olmak üzere dört gruba ayrılmış; anılan maddenin b bendinde, orta mallarından olan meraların özel mülkiyete konu teşkil etmeyecekleri belirtildikten sonra, c bendinde ayrıca…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/1-1067 K: 2002/20 T: 23.1.2002

Tapu dışı satım geçerli hale geldikten sonra davacı tapu ile taşınmazı satın almışsa da 3402 sayılı kanunun 13/b-b maddesi uyarınca önceki satışa değer verilmesi gerekeceğinden tapu dışı satışı bilmesi icap eden kişi olan davacı tkm. 931 ve tmk.'nun 1023 maddesi…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-370 K: 2002/432 T: 29.5.2002

Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki  yerler için, resen araştırma kuralı geçerli bulunduğundan, usuli müktesep hakkın doğup doğmadığı değerlendirilirken, öğreti ve yargısal kararlar ile birlikte çekişmeli taşınmazın niteliğine ilişkin kanıt ve saptamalar birlikte irdelenmelidir; uyulan bozma kararının taraflarından birisi yararına herhangi bir…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/16-764 K: 2002/769 T: 2.10.2002

Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına hüküm veremez; buna karşın re'sen araştırına ilkesinin uygulandığı kamu düzenine ilişkin hallerde mahkeme, kamu düzeni düşüncesi ile talepten fazlaya da karar verebilir; dava mirasçılar tarafından üçüncü şahsa karşı açılmışsa ve hâkim…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/20-1063 K: 2000/6 T: 26.1.2000

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi ile tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılacağı ve  4. Maddesinin 3. fıkrası ile  de orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulması gerektiği hükme bağlanmış olup;  kural…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/458 K: 2004/1318 T.6.4.2004

Komşu taşınmazlarla ilgili davalar ayrılmışsa da uyuşmazlığın niteliği ve davanın tarafları dikkate alındığında biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın sonucunu etkileyeceğinden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü gerekmekle; dava dosyalarının birleştirilmesi zorunludur. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/1272 K: 2004/3339 T: 27.4.2004

Kural olarak her olay meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. İhya olgusunun 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki döneme rastlaması halinde 5602 sayılı Tapulama Kanununun 52. maddesi hükmü karşısında bu tür taşınmazlar Hazine…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-498 K: 2004/475 T.6.10.2004

Kıyı kenar çizgisinin Yasa ve Yönetmelik hükümleri gözetilerek ve 16.4.1972 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıklanan hususlar dikkate alınarak mahkemece saptanması zorunludur. Ancak, idarece belirlenip kesinleşmemiş olan kıyı kenar çizgisinin, çekişmenin çözümü bakımından takdiri delil olarak değerlendirilip, göz…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/1-75 K: 2007/90 T.28.2.2007

Sonuç olarak, kadastro tespitinden önce zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmuştur. Bu nedenle, zamanaşımı ile kazanımı engelleyen yasa değişikliğinden önce kadastro tespiti yapılmamış veya senetsizden tescil davası açılmamış olsa bile, yasa değişikliğinden sonra, tespitte davalı adına yazılmasına veya açılacak bir tescil…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T. 11.3.2004

Özet: Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Kadastro sırasında dava…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T.5.4.2004

Özet: Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T.24.3.2006

Özet: Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer…

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/711 K: 2005/3482 T.14.11.2005

Özet: Öncesinin mera olduğu belirlenen taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün değildir; kural olarak meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Davalı hazinenin 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 29.9.2003 günlü haritada (A) harfi…

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T.22.12.2005

Özet: Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; "mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir" diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Mahkemece; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davalı beyanından, taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait otlakiye olup, tapusu ve…

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/1722 K: 2006/2344 T.27.2.2006

Özet: Mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığı bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından…

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/9098 K: 2003/10113 T.2.10.2003

Özet: Öncesinde, çekişmeli yerin mera vasfında bulunduğu, davalının kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmekle; davalının taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı yasanın 18. maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez; davalının şerhten kaynaklanan hakkının kişisel hak niteliğinde bulunduğu…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/930 K: 1997/172 T.12.3.1997

Süresi neye ulaşırsa ulaşsın meraların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K: Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.3.1995 gün ve 1994/8-1995/77 sayılı kararın…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-452 K: 2005/469 T.20.7.2005

Özet: Bir gayrimenkulün kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlikle iktisap edilmesi için, gayrimenkulün vasfı iktisaba elverişli yerlerden olmalıdır; söz konusu gayrimenkul, yaz aylarında yayla evi ve mevsimlik sebzelerin yetiştirildiği bahçe olarak tasarruf edilen yerlerdendir bu durumda, anılan gayrimenkulün yayla vasfında yerlerden olup…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T.29.5.1996

Özet: Çevresi yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/b maddesi gereğince kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/7-377 K: 2003/397 T. 4.6.2003

Özet: Vergi kayıtları mülkiyet belgesi niteliğinde olmadığı gibi meralar için oluşturulan vergi kayıtlarının hukuksal bir değeri bulunmamaktadır. Mera olarak tahsis edilen taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Taraflar arasındaki "tespitin iptali, tescil" davasından dolayı yapılan…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006

Özet: Meralar, özel mülkiyete konu olamazken; sahipsiz yerlerin, devletin veya özel bir kişinin mülkü haline gelmesi imkan dahilindedir; bu anlamda sahipsiz yer" kavramı merayı kapsamaz; dolayısıyla mera üzerinde, kanunun tarif ettiği biçimde muhtesat oluşturulması ve bedelinin ödenmesi olanağı yoktur. Taraflar…