Süresi neye ulaşırsa ulaşsın meraların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir.
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K: Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.3.1995 gün ve 1994/8-1995/77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 18.4.1996 gün ve 1996/2786-3973 sayılı ilamı ile; (… 12.10.1994 günlü keşifte görev alan ziraatçı bilirkişi S. tarafından düzenlenen 13.10.1994 tarihli raporda, davaya konu olan her iki taşınmazın öncesinin mera olduğu ve meradan açıldığı bildirilmiş, aynı keşifte yeminle dinlenilen yerel bilirkişi 1927 doğumlu H. ise uyuşmazlık konusu taşınmazların öncesinin kös tabir edilen ve sürülmeyen yerler olduğunu, evveliyatının mera olup bu yerlerin meradan açıldığını ifade etmiştir.
Dosya arasındaki belirtmelik tutanağı ve paftaya göre de taşınmazların etrafının mera parselleri ile çevrili olduğu, açma ve genişletmeye son derece elverişli bulunduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenler karşısında; Nizalı 32 parselin Hazine adına olan tapusunun iptali ile H. mirasçıları adına tesciline karar verilen 60.000 metrekarelik taşınmaz bölümünün dahi meradan açıldığının kabulü gerekir. Süresi neye ulaşırsa ulaşsın meraların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün bulunmadığından 60.000 metrekarelik sahaya ilişkin davanın da reddi gerekmektedir. Yerel mahkeme kararının kabule ilişkin bu bölümünün de belirtilen nedenle bozulması gerekir iken Dairece yanlışa düşülerek hükmün tamamen onanması doğru değildir. Davalı Hazinenin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin yanlışa dayalı 2.2.1996 gün ve 1995/5425 Esas, 1996/997 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün kabule ilişkin bölümünün bozulmasına..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.