1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/2715 K: 2020/10535 T: 5.11.2020


Dava konusu taşınmazların tevhit edilmesine yönelik isteminin, belediye encümeni tarafından görüşülüp karara bağlanması gerekirken, söz konusu istemin imar ve şehircilik müdürlüğü işlemiyle reddedilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem : … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, … ve… parsel sayılı taşınmazların tevhit edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarihli, … sayılı imar ve şehircilik müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu parsellere yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının plan notlarının 4. maddesinde; “Planlama alanı …, …, … ve … nolu parsellerden oluşmakta olup uygulamanın parsel ölçeğinde yapılması esastır. Parsel ölçeğinde yapılacak uygulamalarda parsellerin her birinden çekme mesafesi 5 metre olarak alınacaktır.” kuralının yer aldığı, dava konusu işleme dayanak alınan 4 numaralı plan notunun, belirsizlik içerdiği, diğer plan notlarıyla bütünlük taşımadığı, uygulamanın yöntemine (parsel bazında ya da bütüncül) ilişkin karmaşıklık yarattığı ve 6306 sayılı Kanunda tanımlı koşullara aykırılık gösterdiği, kentsel alanlarda ihtiyaç duyulan sosyal alanlar ile altyapı tesislerine katkı sağlayacak ve 3194 sayılı İmar Kanunu ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde düzenlenmiş genel bir uygulamayı nesnel bir gerekçeye dayanmadan kısıtladığı, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı, tevhidi istenilen parsellerin plan, plan notları ve genel özellikleri açısından imar mevzuatında tevhide yönelik tanımlı asgari koşulları sağladığı, parsellerin tevhidine ilişkin talebin reddinin de, işleme dayanak plan notunda ortaya konulan olumsuzluk da gözetilerek şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tevhit işlemi bir imar planı uygulama yöntemi olduğundan, yürürlükteki imar planı notlarına aykırı olan tevhit talebinin gerçekleştirilemeyeceğinin açık olduğu, işlemin yetki, şekil ve amaç bakımından mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davacının uyuşmazlık konusu taşınmazların tevhit edilmesine yönelik isteminin, belediye encümeni tarafından görüşülüp karara bağlanması gerekirken, söz konusu istemin imar ve şehircilik müdürlüğü işlemiyle reddedilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından, işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiş olup kararın belirtilen gerekçe ile onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 10.09.2013 tarihli, 19920 sayılı yazısında … ada, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlardaki yapıların riskli yapı kapsamında olduğunun belirtildiği, bu yapıların riskli yapı olarak belirlenmesi üzerine davalı belediye tarafından, üzerindeki yapılar riskli yapı olarak belirlenen bu 4 adet parsele yönelik hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 27.02.2015 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylandığı, anılan planlarda parsellerin E:2 Z+5 kat ticaret-konut alanında kaldığı, anılan parsellerdeki yapıların riskli yapı olarak tespitinin ardından davacı şirket tarafından gerçekleştirilecek proje kapsamında 7064 ada, 1, 2 ve 8 parsel sayılı taşınmazların uygulama alanı olarak belirlendiği ve davacı şirket ile bu parsellerin hissedarları arasında anlaşmanın sağlanması üzerine davacı şirket tarafından, anılan parsellerde tahliye işlemlerinin başlatıldığı, parsellerde yapılacak inşaatın tamamlanmasına kadar hissedarlara kira bedellerinin ödeneceğinin taahhüt edildiği, riskli yapı olarak belirlenen yapıların davacı şirket tarafından yıkımının gerçekleştirildiği görülmüştür.

Davacı şirket tarafından, taşınmazların inşai faaliyete hazır hale getirilmesinin ardından, 6306 sayılı Kanun uyarınca … ada, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların hissedarlarıyla anlaşma sağlandığının belirtilerek, anılan parsellerin tevhit edilmesinin 17.08.2015 tarihinde davalı idareden istenildiği, tevhit talebinin, tevhidi istenilen …, … ve … sayılı parsel ile dava dışı 3 sayılı parsele yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği plan notlarının 4. maddesinde yer alan; “Planlama alanı …, …, … ve … nolu parsellerden oluşmakta olup uygulamanın parsel ölçeğinde yapılması esastır. Parsel ölçeğinde yapılacak uygulamalarda parsellerin her birinden çekme mesafesi 5 metre olarak alınacaktır.” kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu … tarihli, … sayılı imar ve şehircilik müdürlüğü işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT : Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “İfraz ve Tevhid” başlıklı 15. maddesinde: “İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının itirazına veya tevhidine izin verilmez.

İmar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır.

İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir.

İmar planı dışında kalan alanlarda yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin verilmez.” hükmü, aynı Kanunun “Tescil ve Şüyuun İzalesi” başlıklı 16. maddesinde ise; “Belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrimenkullerin re’sen veya müracaat üzerine tevhid veya ifrazı, bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların terkini, bu Kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu belediye encümenleri veya il idare kurullarınca onaylanır.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Uyuşmazlıkta, davacının gerçekleştireceği proje kapsamında bulunan … ada, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların tevhit edilmesi talebiyle davalı idareye yaptığı başvurunun, imar planı notlarının 4. maddesi gerekçe gösterilerek dava konusu … tarihli, … sayılı imar ve şehircilik müdürlüğü işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.

Davacının uyuşmazlık konusu taşınmazların tevhit edilmesine yönelik isteminin, belediye encümeni tarafından görüşülüp karara bağlanması gerekirken, söz konusu istemin imar ve şehircilik müdürlüğü işlemiyle reddedilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davalının temyiz isteminin reddine, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, 3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir