1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1980/1792 K: 1982/975 T: 14/04/1982


Karaman kalesi ve civarı bakanlar kurulu kararı ile heyelan-tasman olayı sebebiyle “afete maruz bölge” olarak belirlendiğinden ve jeolojik etüd parolarında bu bölgenin yasak inşaat alanı olarak belirlenmesi öngörüldüğünden, söz konusu alanının imar planında yeşil alan olarak ayrılmasının yerinde olduğu.

Dava, davacıya ait taşınmazın yeşil sahaya ayrılmasını öngören ve İmar ve İskan Bakanlığınca 17.3.1980 gününde onaylanan 1/1000 ölçekli imar planının 20-L-IV paftasının söz konusu taşınmazla ilgili bölümünün davanın özetinde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, Karaman imar planının 1947 yılında yürürlüğe girdiği, 1958 de gözden geçirildiği, 1974 yılından sonra da imar planının yeniden ihale edildiği, İmar ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Jeologlarınca düzenlenen jeolojik etüd raporlarında Karaman Kalesi ve civarında zemin oturması (tasman) olayı nedeniyle bazı binalarda çatlama, yıkılma ve şakülünden kayma gibi hasarlar meydana geldiğinin, tesbit edilen sahadaki yapıların yeni yerleşme yerine naklinin öngörüldüğünün iskan için yasak alan kararının alınmasını müteakip binaların yıktırılarak yamacın yükten arındırılması ve uygun tipte ağaçlarla ağaçlandırılması gerektiğinin belirtildiği, bu raporlar gözönünde bulundurularak davacı taşınmazını kapsayan bölgenin planlarda olduğu gibi yeşil saha olarak belirlendiği ve bu bölgeye ilişkin imar planı paftasının İmar ve İskan Bakanlığınca 17.3.1980 gününde onaylandığı, 10.9.1980 günlü, 17101 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun 7.8.1980 günlü, 8/1479 sayılı kararı ile Karaman ilçesinin Kale civarında bulunan ve krokide sınırları belirtilen alanların, heyelan-tasman olayı sebebiyle “afete maruz bölge” olarak kabul edildiği anlaşılmıştır.

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair 7269 sayılı Kanunun 1051 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde, yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afet lere uğramış veya uğrayabilir bölgelerin İmar ve İskan Bakanlığınca tesbit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırlarının imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılacağı belirtilmiş, 13.maddesinde afet bölgelerinde yapılacak teknik işler ayrıntılı bir biçimde açıklanmış, 14. maddesinde, ikinci madde gereğince tesbit ve ilan olunan afet bölgelerine dahil şehir, kasaba ve köylerde bina ve mesken yapımının fen kurullarınca tehlikeli görülen ve sınırları krokilerle tesbit olunan yerlerin İmar ve İskan Bakanlığınca yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgeleri sayılacağı ve durumun belediyesi olan yerlerde belediyesince, köylerde ise ihtiyar meclislerince hemen ilan edileceği, aksine hareket edildiği takdirde mevcut ve yapılmakta olan binaların yıkma parsı yıkıntı malzemesinden karşılanmak, yetmemesi halinde kalan kısmı afetler fonundan tamamlanmak üzere vali ve kaymakamların emri ile yıktırılacağı öngörülmüş ve 16.maddesinde de genel hayata etkili afetlerden önce veya sonra kesin lüzum üzerine meskun bir topluluğun bir kısmının veya tamamının kaldırılarak başka mahallerde toplu olarak veyahut dağıtılarak yerleştirilmesinin İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım, Milli Eğitim, Sanayi, İmar ve İskan ve köylerde Köy İşlerine bakan Bakanlıklar mütehassıs temsilciliklerinden kurulacak bir komite incelendikten sonra Bakanlar Kurulu kararı ile İmar ve İskan Bakanlığı tarafından yaptırılacağı kuralı getirilmiş bulunmaktadır.

Olayda da İmar ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Jeologla rı tarafından düzenlenen jeolojik etüd raporları gözönünde bulundurularak Karaman Kalesi ve civarının Bakanlar Kurulu kararı ile heyelan-tasman olayı sebebiyle “afete maruz bölge” olarak belirlendiği, sözü edilen jeolojik etüd raporlarında; bu bölgenin yasak inşaat alanı olarak belirlenmesi, yamacın yükten arındırılması için yapıların yıktırılması ve yamacın ağaçlandırılması gerektiğinin belirtildiği anlaşıldığından, davacının taşınmazının bulunduğu bölgenin imar planında yeşil saha olarak belirlenmesinde anılan kurallara ve imar mevzuatına aykırılık görülmemiştir.

Öte yandan, davacı taşınmazının bulunduğu yerle ilgili olarak Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunca 9.5.1981 günlü, A-2829 sayılı karar verildiğini, bu nedenle Kurul görüşü alınmadan düzenlenen yeni imar planının iptali gerektiğini öne sürmekte ise de sözü edilen kurul kararında “… nolu ev ile … sokaktaki Dolaşıklar evi geleneksel Karaman Sivil mimarisi plan özelliklerini yansıtmaları, ahşap süslemelere sahip olmaları ve 11.7.1980 gün, A-2313 sayılı kararı ile tescil edilen Karaman Kalesi ve eteklerindeki diğer benzer yapılarla birlikte bir doku bütünlüğü sağlamaları açısından söz konusu evlerin 1710 ve 5805 sayılı yasalar gereğince korunması gerekli eski eser olarak tescil edilmelerine ve Karaman Kalesi çevresinde Tarihi Kentsel SİT Alanı sınırlarının belirlenerek bu bölgede diğer sivil mimarlık örneklerini saptanan belgeleme çalışmalarının yapılmasına ve ayrıca söz konusu evlerdeki ahşap dolap ve tavanların fotograflarının anıt fişlerine konmak üzere Kurulumuza iletilmesine…” şeklinde karar verildiği, davacıya ait yapının bu karar kapsamı içinde olmadığı anlaşıldığından, davacının bu savı geçerli görülmemiştir. Kaldıki heyelan bölgesinde bulunan bir yapının eski eser olmasının, o yerin imar planında yeşil saha olarak ayrılmasına engel teşkil etmiyeceği de açıktır. Yukarıda açıklanan nedenlerle dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir