Taşınmazın yolda kalan ve belediyece kamulaştırılan bölümü dışındaki kısmı imar planında milli eğitim sahasında kaldığı anlaşıldığından, bu kısmın belediyece kamulaştırılmasının mümkün olmadığı yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik görülmediği, işleme karşı açılan davanın mahkemece 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 12.maddesi uyarınca görevden reddinin yerinde olmadığı.
Dava, davacının paydaş olduğu parselin 89.50 m2 sinin daha önce kamulaştırılan zemin üstü binaların müteminim cüzu niteliğinde olduğu ve yararlanmaya elverişli durumda bulunmadığı belirtilerek 2942 sayılı Yasanın 12.maddesi uyarınca kamulaştırılmasına ilişkin istemin reddi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 2942 sayılı Yasanın 12.maddesinin son fıkrasında anılan maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların adli yargıda çözümleneceğinin kurala bağlandığı, olayda davacının aynı Yasa kuralına dayanan kamulaştırma isteminin reddedilmesinden doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle dava 2577 sayılı Yasanın 15.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendi uyarınca görev yönünden reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2942 sayılı Yasanın 12.maddesindE: “Bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma işlemine karşı idari Yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmında kamulaştırılması zorunludur.” kuralı yer almaktadır.
Yukarıda sözü edilen Yasa kuralı uyarınca herhangi bir taşınmaz malikinin kamulaştırmadan artan ve yararlanmaya elverişli durumda bulunmayan taşınmaz bölümünün kamulaştırılmasını kamulaştırmayı yapan idareden isteyebilmesi için, bir başka idarece anılan taşınmaz bölümüne ihtiyaç duyulmaması gerekmektedir. Aksi halde 2942 sayılı Yasanın 12.maddesine dayanılarak talepde bulunulması mümkün değildir.
Dava dosyasının incelenmesinden: davacının paydaş olduğu ve imar planında kısmen yol, kısmen Milli Eğitim sahasında kalan parselin yolda kalan 63.50 m2 sinin ve üstünde bulunan yapıların 18.12.1985 günlü belediye encümeni kararı ile kamulaştırıldığı, parsel maliklerinin 12.5.1986 günlü dilekçeyle idareye başvurup kamulaştırma krokisinde (A), (B), (D) olarak gösterilen yerlerin birbirinden ayrı üniteler olmadığı, üçünün kapı No:28, olan bir konutu oluşturduğu hususlarını açıklayarak kamulaştırmadan artan ve yararlanılamayan bölümünde kamulaştırılmasını istedikleri, bu başvuru üzerine belediye encümeninin 21.5.1986 günlü kararı ile 128 no’lu zemin üstü tesislerin tümünün kamulaştırılmasına karar verildiği, davacıların bu kez 4.8.1986 günlü dilekçeyle idareye başvurarak ikinci kamulaştırmaya konu olan yapı bölümlerinin 89.50 m2 olan zeminin 2942 sayılı Yasanın 12.maddesi uyarınca kamulaştırılmasını istedikleri bu isteği reddi üzerine dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen durum karşısında, 243 sayılı parselin imar planında Milli Eğitim sahasında kalan bölümünün 2942 sayılı Yasanın 12.maddesine dayanılarak kamulaştırılmasının davalı İdareden istenilemeyeceği, dolayısıyla uyuşmazlığın anılan yasa kuralının uygulanmasından doğmadığı ve aynı yasa kuralının son fıkrası uyarınca görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girmediği sonucuna varıldığından idare mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen karar da isabet görülmemiştir.
2942 sayılı Yasanın 3.maddesinde idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını kamulaştırabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Olayda davacının paydaş olduğu 243 sayılı parselin imar planında yolda kalan bölümünün davalı idarece kamulaştırılmasından artan ve planda Milli Eğitim sahasında kalan 89.50 m2 lik bölümünün yine davalı idarece kamulaştırılmasına ilişkin istem üzerine anılan taşınmaz bölümünün planda Milli Eğitim sahasında kalması nedeniyle kamulaştırılmasının mümkün olmadığı yolunda tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verildi.