İstatistikler
5541
Yazılar
0
Yorumlar
23595
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2014/16911 K: 2014/23116 T: 8.7.2014
Taraflar arasında imzalanan Arsa ve Tesis Karşılığı Konut Sözleşmesiyle tesisin tüm ilişikleri kesilerek boş olarak teslim edildiği tarihi takip eden aydan itibaren hak sahibine kira yardımı yapılacağının kararlaştırıldığı, davacının su ve elektrik aboneliklerini kestirerek kira yardımı hususunda davalıya başvurduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar çekişmesizdir. Uyuşmazlık, kira yardımının başlayacağı tarihin hangisi olacağı noktasındadır. Mahkemece keşif de yapılmak suretiyle taşınmazın yıkılıp yıkılmadığı, yıkılmışsa ne zaman yıkıldığı, taşınmazın tapusunun davalıya devredilip devredilmediği, devredilmişse ne zaman devredildiği, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerdeki komşu taşınmazların davalı tarafça teslim alınıp alınmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2015/36941 K: 2016/2003 T: 27.1.2016
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği, davacının bu talebinin kişisel hakka dayandığı, bu sebeple uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/2459 K: 2015/1521
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentileri karşılığında ödenecek bedelin belirlenmesinde, gerek 2981 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (b) fıkrası; gerek Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliğinin 14. maddesi ve gerekse tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve kendileri yönünden bağlayıcı sözleşme hükümleri uyarınca tapu tahsis belgeli gecekonduların bulunduğu arsa üzerindeki yapı ve müştemilatlar ile ağaçlara ait bedelin belirlenmesinde enkaz bedelinin esas alınması gerekmektedir. Devamını Oku
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2016/6272 K: 2016/9124
Davacıya ait taşınmazın Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Proje Alanında kaldığı, kadastral 3544 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Proje alanında yer alan imarın 70178 ada 1 parsel sayılı taşınmazına şuyulandırıldığı, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Proje alanında kalan ve dava konusu taşınmazı da kapsayan bölgede fiilen çalışmanın başladığı, projenin bir bütün olduğu da dikkate alındığında dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Devamını Oku
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2014/38095 K: 2015/32310 T: 9.11.2015
Taraflar arasında düzenlenen 17.11.2008 tarihli sözleşme özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşmedir. Sözleşmenin, tarafların özgür iradesi ile düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca kişisel hakka dayanarak talepte bulunduğu, bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargının değil, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2015/36816 K: 2017/1009 T: 31.1.2017
Dava, tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu bağımsız bölümler teslim edilmiştir. Davacılar ve Belediye arasında düzenlenen muvafakat senedi içeriğinde işe başlama ve bağımsız bölümleri davacıya teslim etme sürelerine dair herhangi bir şart kararlaştırılmamıştır. Başka bir anlatımla, teslim süresi kararlaştırılmamış, teslim süresini belirleme yetkisi davalıya tanınmıştır. Ancak; davalı, bu yetkisini kullanırken, objektif iyiniyet kurallarına uygun davranmalı ve haklı nedenlere dayalı gecikmeler hariç, işin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği imalât süresi içinde tamamlamalıdır. Devamını Oku
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2016/16468 K: 2017/5173 T: 27.4.2017
Davacı ile Belediye arasında düzenlenen kentsel dönüşüm sözleşmesinin içeriğinde işe başlama ve bağımsız bölümleri davacıya teslim etme sürelerine dair herhangi bir şart kararlaştırılmamıştır. Ancak; davalı, bu yetkisini kullanırken, objektif iyiniyet kurallarına uygun davranmalı ve haklı nedenlere dayalı gecikmeler hariç, işin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği imalât süresi içinde tamamlamalıdır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş: konusunda uzman bilirkişiler ile mahallinde keşif yapılarak, işin büyüklüğü de dikkate alınarak yüklenici tarafından derhal işe başlanılmış olmak suretiyle davaya konu bağımsız bölümün inşaat ruhsatının ne kadar sürede alınabileceğinin, bundan sonra da ne kadar inşaatın tamamlanarak iskan ruhsatının alınabileceğinin, emsal inşaatlar ve dosyalar da dikkate alınıp tespit edilerek, bu konuda ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli bir rapor alınması, davacının talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/709 K: 2017/5319 T: 20.6.2017
Her ne kadar 775 Sayılı Kanun'un 34. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanun hükümlerine göre belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana gelen taşınmaz mallar tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre içinde devir ve temlik olunamaz, rehin ve diğer ayni haklarla takyit edilemez, satış vaadi sözleşmesine konu teşkil edemez..." hükmü yer almış ise de bu düzenleme, takyit süresi içinde satış vaadi sözleşmesi yapılmasına engel teşkil etmez. 10 yıllık takyit süresinin geçmesinden sonra da satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmuştur. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2009/1955 K: 2009/2878 T: 09.03.2009
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması dürüst davranm kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Yapılan keşifte 25 numaralı bağımsız bölümde davacıların zilyet olduğu saptandığından mahkemenin davalıların zamanaşımı savunmasını dikkate almaması doğrudur. Ne var ki; taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Devamını Oku
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E: 2009/3593 K: 2010/4847 T: 28.09.2010
Somut olayda ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olan yapı, inşaat halinde olduğu ve yüklenici şirket tarafından tamamlanmadan terkedilmiş bulunduğu halde davalı tarafından pay kaydı iktisap olunduğundan davalı, iktisabında iyiniyetli kabul edilemez ve Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi hükmünden yararlanamaz. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/2217 K: 2014/5780
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Satış vaadi… Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/1003 K: 2010/3455 T: 30.3.2010
Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir. Böyle bir sözleşme ile alacaklı durumuna gelen kimse, sözleşmeden doğan bu şahsi hakkını, devir yasağı söz konusu olmadığı sürece borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temlik edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2018/1322 K: 2019/1159
Davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi borçlularına karşı tapuyu devretmeleri konusunda icbar davası açması gerekirken taşınmazlar üzerindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi şerhinin devamı ve tapuya tescili içim davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığı, ikinci beş yıllık süre için dava açılamayacağı. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/2171 K: 2012/2882 T: 29.2.2012
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, ecrimisil, ikinci kademedeki istek tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, yabancı uyruklu gerçek kişidir. Dava konusu taşınmaz, mesken niteliğiyle tapuda kayıtlıdır. Mahkemece yapılması gereken iş, karşılıklılığın tespitinde hukuki ve fiili durum esas olacağından, davacının uyruğunda bulunduğu yabancı devlette Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına mülk edinme hakkı tanınıp tanınmadığını sorup saptamak, kısaca Tapu Kanununun 35. maddesindeki koşulların olayda oluşup oluşmadığını araştırılarak bunun sonucuna uygun hüküm kurmak olmalıdır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/493 K: 2004/385 T: 16.06.2004
Hibe adıyla yeşil alan için yapılan terkin kamu alanı için yapılan bedelsiz terkten ayrı düşünülemez ve bu miktarın DOP’tan düşülmesi gerekir. “….. Dava Edremit İlçesi, ….. ada, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı parsellerin… Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1996/1478 K: 1997/1367 T: 13.03.1997
Parselasyon işlemi sırasında Taşınmazlardan ilk ifraz işlemi sırasında alınan terk oranını düzenleme ortaklık payı oranına tamamlayacak kadar fark alınabilir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/801 K: 1990/477 T: 28.08.1990
3194 sayılı İmar Yasasının 18 inci maddesinin uygulamasına ilişkin yönetmeliğin 11 inci maddesine göre evvelce ifraz edilmiş bulunan parsellerin, düzenleme işlemine tabi tutulması halinde, düzenleme ortaklık payının ancak %35’e tamamlanması mümkün olduğundan Evvelce ifraz edilen ve bu nedenle %14 oranında… Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1993/174 K: 1993/5180 T: 08.12.1993
1984 yılında meri imar plânına göre parselasyon işlemine tabi tutulan ve %21 oranında düzenleme ortaklık payı alınan taşınmazın daha sonra yeniden parselasyona tabi tutulması halinde bu taşınmazın hesaba katılmaması ve düzenleme ortaklık payı alınmaması gerekir.” Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5978 K: 2004/3545 T: 07.06.2004
Düzenleme ortaklık payının Yasada öngörülen orana düşürülmesi için belirlenen aşamalar uygulanmaksızın yeşil alanda parsel oluşturularak dağıtımının yapılmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1990/5 K: 1991/2101 T: 22.10.1991
Parselasyon işlemi nedeniyle, düzenleme sınırı içindeki kamu alanlarının karşılanması amacıyla %35’e kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceğinden, belediyece böyle bir hesaplama yapılmaksızın %35 pay alınmak suretiyle belediye adına imar parselleri oluşturulmasında isabet görülmemiştir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1996/959 K: 1997/874 T: 19.02.1997
Düzenleme ortaklık payı oranının kamu alanlarına ayrılan yerler toplamından Kapanan kadastral yolların düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1550 K: 1992/3867 T: 22.10.1992
İmar plânına göre toplu taşım yolu olan yerin, parselasyon işlemi sonucu düzenlenen ortaklık payı ile oluşturulması gerekir İdarece bu yerin parselasyona dahil tüm parsellerden alınan paylarla oluşturulması isabetli görülmemiştir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1995/1737 K: 1995/4591 T: 16.11.1995
Pazar yeri de 3194 sayılı Yasanın 18 inci maddesinde düzenlenen umumi hizmetler kapsamındaki yerlerden olduğundan, bu yer de, düzenleme ortaklı payı ile karşılanabilir Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2007/6863 K: 2007/8392 T: 27.06.2007
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel zamanaşımı süresi öngörülmediğinden on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Devamını Oku