1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-716 K: 2005/43 T: 09.02.2005


2942 sayılı Kanun’un 23. maddesinde düzenlenen geri alma hakkının doğması için, beş yıllık hak düşürücü sürenin dolması gerekir. Birçok parselin aynı amaç için kamulaştırılması halinde, en son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihi hak düşürücü sürenin başlangıç günü olarak alınır.

Taraflar arasındaki “Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca geri alma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Üsküdar Asliye İkinci Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.12.2001 gün ve 376-1130 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.5.2002 gün ve 3856-11016 sayılı ilamı ile,

(…Dava, Kamulaştırma Kanununun 23. maddesine göre geri alma istemine ilişkindir. Sözü edilen madde uyarınca mal sahibinin geri alma hakkının doğması için kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 5 yıl içinde kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırılan taşınmaz üzerinde hiçbir işlem ve tesisat yapılmaması veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir.

Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığında taşınmaz mallarının durumunun bir bütün olduğu kabul edilerek yukarıda anlatılan hususlar buna göre uygulanır.

1- Dava konusu taşınmaz 502 ada, 4, 5, 6 nolu parsellerle birlikte Selmanipak Caddesini genişletmek amacıyla kamulaştırılmıştır. Sözü edilen parsellerden 502 ada 4 parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihi 10.10.1997’dir. Bu tarih ile dava tarihi arasında 5 yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davacının dava açma hakkı doğmamıştır. Davanın bu sebeple esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2- Kabule göre; aynı amacın gerçekleşmesi için dava konusu taşınmaz diğer taşınmazlarla birlikte kamulaştırılmıştır. Birlikte kamulaştırılan 502 A, 4, 5, 6 parseller yola katılmıştır. Bu itibarla 23. maddenin 3. fıkrası uyarınca kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve faaliyette bulunulmama koşulu da gerçekleşmemiştir. Davanın esas yönünden de kabulünün mümkün olmadığının gözetilmemesi,

Doğru görülmemiştir…) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca taşınmaz malın geri alınması istemine ilişkindir.

A- Davacının isteminin Özeti: Davacılar vekili 6.4.2001 tarihli dava dilekçesinde; Tapuda müvekkilleri adına kayıtlı iken, davalı idarece yol genişletme çalışmaları nedeniyle kamulaştırılan Üsküdar, Selmanağa mahallesi 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 19.3.1996 tarihinden, dava tarihine kadar geçen beş yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı ve büfe olarak şahıslara kiralandığını ileri sürerek, dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacılara iadesi ile tapu kaydının tashihine karar verilmesini istemiştir.

B- Davalının Cevabının Özeti: Davalı i…….Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediğini; idarece taşınmazın kamulaştırma amacına tahsisi yönünde gerekli girişimlerde bulunulmuş olup, aynı amacın gerçekleştirilmesi için dava konusu taşınmazla birlikte kamulaştırılan diğer taşınmazların kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında beş yıllık sürenin geçmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C- Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Yerel mahkeme; “27.2.1992 tarihli Encümen kararıyla kamulaştırılan dava, konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 502 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların, aynı amacın gerçekleştirilmesi için kamulaştırılmadıkları, dolayısıyla beş yıllık sürenin hesabında 502 ada 4, 5 ve 6 numaralı parsellerin kamulaştırma bedellerinin kesinleşme tarihlerinin nazara alınamayacağı, dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın idarece kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı” ve beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar vermiştir.

D- Temyiz Evresi Bozma ve DirenmE: Davalı vekilince, davaya cevap dilekçesinde savunma tekrarlanmak suretiyle temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme ilk kararındaki gerekçesini tekrarla önceki kararında direnmiştir.

E- Maddi Olay: Dava konusu Üskudar-Selmanaga mahallesi, Selmanipak caddesı 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, dava dışı 502 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte, I………Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 27.2.1992 tarihli kararı ile, “İmar planında yol genişlemesi alanında kaldığı” belirtilerek, kamulaştırılmıştır.

F- GerekçE: Yerel mahkeme ile Özel daire arasında dava konusu, 510 ada 8 numaralı parselin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 19.3.1996 tarihinden, dava tarihine kadar beş yıllık sürenin dolduğu; ancak, dava dışı 502 ada 4 numaralı parselin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 10.10.1997 tarihi ile dava tarihi arasında Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen beş yıllık sürenin geçmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; Dava konusu taşınmaz ile birlikte kamulaştırılan dava dışı 502 ada 4 numaralı parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında beş yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle, görülmekte olan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinin birinci fıkrasında; Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece, kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibinin kamulaştırma bedelini aldığı günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmazı geri alabileceği açıklanmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek, yukarıdaki fıkraların buna gore uygulanacağı, hükme bağlanmıştır.

Bu açık hüküm karşısında, beş yıllık hak düşürücü süre dolmadan mal sahibinin geri alma hakkı doğmadığı gibi, birçok parselin aynı amaç için kamulaştırılması halinde en son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinin, hak düşürücü sürenin başlangıc günü olarak esas alınacağında kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.

Kamu düzeni ile ilgili hak düşürücü süre niteliğindeki bu surenin nasıl işleyeceği ve ne şekilde hesaplanacağının, bu madde çerçevesinde incelenmesi zorunludur.

Somut olayda; dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte, dava dışı 502 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlar, onaylı imar planına dayanılarak ve yol geçirilmek amacı ile kamulaştırılmıştır. Bu şekilde, aynı amaç için yapılan kamulaştırmalarda bütün taşınmaz malların bir kül olarak ele alınıp, Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının saptanması ve sürelerin de buna göre hesaplanması gerekir.

Her ne kadar direnme kararında, dava konusu taşınmazla birlikte kamulaştırılan dava dışı üç parça taşınmazın irtibatlarının bulunmadığı, dolayısıyla aynı amacın gerçekleştirilmesi söz konusu olmadığından beş yıllık hak düşürücü sürenin beklenmesine gerek ve zorunluluk bulunmadığı ifade edilmiş ise de; Kamulaştırma kararında gösterilen tüm parsellerin onaylı imar planında yola ayrıldığı açıktır. Onaylı imar planında değişiklik yapıldığı ispat edilemediği gibi, idarece kamulaştırma amacının gerçekleşmesini olanaksız kılacak bir işlemde yapılmadığı; Öte yandan yasal süre içinde taşınmazın amaca özgülenmesi olası bulunduğuna göre, dava konusu parselin, dava dışı 502 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla kamulaştırma işlemi bakımından bir bütün oluşturduğu ve aynı amacın gerçekleştirilmesi için kamulaştırıldığı açıktır.

Hal böyle olunca; Mahkemece Özel Daire bozma kararına uyularak dava konusu taşınmazla aynı amaç için birlikte kamulaştırılan 502 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 10.10.1997 tarihinden, 6.4.2001 dava tarihine kadar Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen beş yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK: nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir