1. Anasayfa
  2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1984/746 K: 1984/628 T: 30.01.1984


Her bağımsız bölüme düşen arsa payının saptanmasında o bölümün, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulması anındaki değeri gözönünde tutulur. Bu değer yalnızca metrekare hesabına değil, bölümün kaçıncı katta olduğuna, güneşten yararlanma durumuna, cephelerinin hangi tarafta olduğuna bakılarak hesaplanmalıdır.

Taraflar arasındaki 634 sayılı Yasa uyarınca bağımsız bölümlere verilen arsa paylarının düzeltilerek yeniden tapuya tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili yönünden süresinde verilen günlü dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

K: Dava kat irtifaklı bir ana gayrimenkuldaki bağımsız bölümlere verilen arsa payları adil olmadığından, bu arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece seçilen üç kişilik bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmiş ise de, alınan rapor hükme yeterli değildir. Şöyle ki:

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesine göre arsa payları, kat irtifaklı olan yapılarda bu irtifakın kurulduğu tarihteki ve doğrudan kat mülkiyeti kurulmuş yapılarda da kat mülkiyetinin tesis edildiği tarihteki değeri gözönünde tutularak saptanır. Maddenin bu açık anlatımından da görüldüğü üzere, arsa payının saptanmasında değer unsuru önde gelmektedir. Ancak, bir bağımsız bölümün diğeri bulunurken, metre kare yapı bedeli ile birlikte, o bağımsız bölümün kaçıncı katta bulunduğu cephesinin caddeye veya arka tarafa dönük olduğu, güneşten yararlanma oranı ve kuzey rüzgarlarına karşı olup olmadığı gibi unsurların da gözönünde tutulması gerekir. Oysa, bilirkişiler tüm bağımsız bölümlerin sadece metre karesinin 12.000 lira olduğunu hesaplamışlar ve değere etki etmesi gereken öteki faktörlere hiç yer vermemişlerdir. Ayrıca, metrekaresi 12.000 lira olarak gösterilen değerin neye göre saptandığı bildirmemişler ve bu değerlerin hangi tarihe göre hesaplandığını belirtmemişlerdir.

Bu nedenle eksik incelemeye dayalı bir bilirkişi raporuna tutunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

Davalıların temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve temyiz harcının istek halinde geri verilmesine, 30.1.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir