1. Anasayfa
  2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8398 K: 1995/9871 T: 10.10.1995


2981 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereği kazanılmış bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle tescilin istenebilmesi için inşaatların, Kanun’un yürürlüğe giriş tarihi olan 22.5.1986’dan önce tamamlanmış olması ve başvurunun da yasal süreler içinde yapılması gerekir. Ayrıca, bu tür davalarda tüm bağımsız bölüm maliklerinin davaya dahil edilmeleri gereklidir.

Dava dilekçesinde 2981 sayılı Yasa gereği bağımsız bölümün tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılardan B… O… vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Mahkemece 2981 sayılı Kanunun 16. maddesine 3290 sayılı Kanunla eklenen fıkra hükmü uygulanmak suretiyle kat irtifakı tesis edilmiş bulunan gayrimenkulde kazanılmış bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle tescil kararı verilmiş ise de, 22.5.1986 gün ve 3290 sayılı Kanunla getirilen fıkra hükmünün uygulanabilmesi için tescil edilecek bağımsız bölümlerin imar affı niteliğinde olan bu kanundan yararlanılarak kazanılmış olması, diğer bir deyimle kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 22.5.1986’dan önce inşaatların tamamlanmış olması ve başvurunun da yasanın geçici maddelerinde belirlenen süreler içinde yapılması gerektiği dikkate alınarak bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamış olması, (dosyaya getirtilen dava konusu yerlere ait yapı kullanma ruhsatnamesindeki bilgiler dikkate alınarak) diğer taraftan sözü edilen ek fıkra hükmüne göre yeniden kazanılan bağımsız bölümlere arsa payları verilirken Kat Mülkiyeti Kanununun üçüncü maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle anayapıdaki tüm arsa paylarının gözönünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden davacılardan S… S…’nin yarı payına malik olduğu 240/4192 arsa paylı 124 no.lu bağımsız bölümden paylarına düşen 120 payın 100’ünün 10 yeni bağımsız bölüme dağıtılması suretiyle bu bağımsız bölümdeki (124) paydaşlığa ters düşen bir sonucun doğmasına ve 123 no.lu bağımsız bölümde sadece 3 pay bırakılarak gerisinin 3’er pay itibariyle yeni kazanılan 6 bağımsız bölüme tahsisi suretiyle arsa payları oranlarında dengesizlik yaratılmış olması doğru görülmemiştir.

Ayrıca, bu gibi davalarda tüm bağımsız bölüm maliklerinin davaya dahil edilmeleri gerektiğinin dikkate alınmaması da usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir