Taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre re’sen veya ilgilinin müracaatı üzerine kadastro müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine, bu işlemin iptali için de Sulh Hukuk Mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır.
Dava, kayıttaki yüzölçümü ile taşınmazın gerçek yüzölçümü arasındaki farklılığın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Dava konusu taşınmaz, öncesinde kadastro sonucu 107 ada 7 parsel olarak tespit ve tescil edilmiş, sonrasında ise bu taşınmazdan, kamulaştırma sonucu ifraz edilerek 135 ada 1 parsel olarak çapa bağlanmıştır.
Çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü kural olarak çap kaydının uygulanması ile belirlenir. Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre re’sen veya ilgilinin müracaatı üzerine kadastro müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine, bu işlemin iptali için de Sulh Hukuk Mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır.
Ancak davacı tarafından, anılan Yasa’nın 41. maddesine dayanılarak işlem yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne başvurulmamış ve doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır. Hal böyle olunca, anılan Yasada öngörülen işlem basamakları yerine getirilmeden, doğrudan açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece, bu husus gözetilerek davanın, yargı yeri nedeniyle reddi gerekir.