Somut olayda; kadastro müdürlüğünce 195 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte birden fazla taşınmazda ifraz sırasında tersimat hatası yapıldığı gerekçesiyle 04.11.2008 tarihinde düzeltme yapılmıştır. İşlem davacıya 13.11.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dava ise yasal 30 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.12.2008 tarihinde açılmıştır.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir.
5304 Sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir.
Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; kadastro müdürlüğünce 195 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte birden fazla taşınmazda ifraz sırasında tersimat hatası yapıldığı gerekçesiyle 04.11.2008 tarihinde düzeltme yapılmıştır. İşlem davacıya 13.11.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dava ise yasal 30 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.12.2008 tarihinde açılmıştır. Mahkemece süresinde açılmayan davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.