1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/8306 K: 2012/8745 T: 20.06.2012


Kadastro müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir.

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir.

5304 Sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir.

Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.

Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir.

Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir. Harita ve krokiden diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41. madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır.

Kadastro müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir.

Somut olayda; kadastro müdürlüğünce kamulaştırma çalışmaları sırasında davacının taşınmazının bulunduğu Karacakılavuz Köyüne ait taşınmazların Yeşilsırt Köyüne ait taşınmazlara binmeli olarak tersim edildiği belirtilerek 41. maddeye göre düzeltme yapılmıştır. Düzeltme işleminin dayanağı olan krokide hangi taşınmazlar lehine düzeltme yapıldığı belli değildir. Diğer bir anlatımla, davacının mevcut krokiye göre husumet yöneltebileceği taşınmaz ve maliklerini saptama olanağı yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki krokide Karacakılavuz Köyü taşınmazları gösterilmiş olsa dahi düzeltme işlemi kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığından ve işlem ile hukuken varlığını koruyan komşu köydeki taşınmazlar lehine bir kazanım olmadığından davanın kadastro müdürlüğüne yöneltilmesinde bir usulsüzlük yoktur.

Düzeltme işleminin dayanağı olan raporlar incelendiğinde de; Düzeltme işlemi ile iki köy arasında taşınmazların birbirine binmeli olarak tersim edildiği, sınırlar saptanırken kenarlaştırma yapılmadığı, fiili kullanımın dikkate alınmadığı, bu nedenle aynı taşınmaz parçasının mükerrer kadastroya tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Mükerrer kadastronun söz konusu olduğu hallerde artık Kadastro Kanununun 41. maddesine göre değil de 22. maddeye göre işlem yapılması gerekmektedir.

Mahkemece davanın doğru hasma yöneltildiği ve yapılan işleminde Kadastro Kanununun 41. maddesi kapsamında değerlendirelemeyeceği hususu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir