1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1981/849 K: 1982/1330 T: 29/04/1982


Davacıya ait taşınmazın İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca imar planında belirlenmiş inşaat nizamına uygun inşaat yapmaya elverişli imar parselleri elde etmek amacıyla düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı.

Dava; taşınmaz malın 6785 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca düzenleme ye tabi tutulması işlemine yönelik itirazın reddine ilişkin belediye encümeni kararının davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali istemiyle açılmıştır.

6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla değişik 42.maddesine göre belediyeler imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların plan ve mevzuata uygun bir biçimde inşaata veya tesbit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi maksadiyle düzenlenmesi için, bunların sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleriyle, yol fazlalarıyla ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine, kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirerek, plan ve mevzuat icaplarına göre hisseli veya hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmağa ve bu parselleri ilgililere dağıtmaya yetkilidirler.

Olayda, davacıların 202,50 m2 olan 337 sayılı parselinden düzenleme ortaklık payı alınmadığı, bu parselin bir bölümünü de içeren köşe başında bulunan 449 sayılı parselin kendilerine tahsis edildiği dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmış olup, söz konusu işlemde yukarıda anılan yasa kuralına aykırılık görülmemiştir.

6785 sayılı Yasanın 42.maddesinin (a) fıkrasında imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların, plan ve mevzuata uygun şekilde inşaata veya tesbit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi amacıyla düzenleme yapılabileceği hususunun kurala bağlanması karşısında, davacıların yalnızca imar parselleri oluşturmak amacıyla düzenleme yapılamayacağına ilişkin savı yerinde görülmemiştir.

Diğer taraftan yukarıda anılan yasa kuralına dayanılarak çıkarılan yönetmeliğin 5.maddesine uygun olarak kısmı düzenleme yapıldığı dava dosyasının incelenmesinden anlaşıldığından davacıların bu konuya yönelik savının kabulüne olanak yoktur.

Davacılar düzenleme sırasında imar planının yanlış uygulandığını öne sürmüş ise de, savunmada uygulamanın imar planına uygun olduğu, İmar Nizamnamesinin 30.maddesinde belirtilen aplikasyon hatasından söz edilebileceği açıklandığından bu savı da yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir