1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5770 K: 2005/2519 T: 03/05/2005


İmar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak, parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçtikten sonra davanın açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin incelenme olanağının bulunmadığı.

İstemin Özeti: Antalya 1.İdare Mahkemesinin 26.3.2003 günlü, E: 2003/222, K: 2003/347 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Mukaddes Aras’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Antalya, Sütçüler Mahallesi, 260, 261, 263, 269, 273, 290, 302, 312, 313, 470, 471, 472, 473, 475, 476, 477, 478, 479 ve 482 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesi uyarınca yapılan parselasyonun onaylanmasına ilişkin 24.8.2000 günlü, 770 sayılı belediye encümeni kararının, parselasyon işlemine yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin ve parselasyon işleminin dayanağı olan imar planının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, dava dilekçesinde parselasyon işleminin 5.9.2000 gününden itibaren bir ay süreyle ilan edildiğinin belirtilmesi nedeniyle bu tarih itibariyle davacının parselasyon işleminden bilgi sahibi olduğunun kabulü karşısında, son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra dava açma süresini yeniden başlatmayan 24.6.2002 günlü başvuruya cevap verilmemesi üzerine 17.10.2002 gününde açılan davada süre aşımı bulunduğu; öte yandan, dava dilekçesinin ekinde bulunan 15.4.2002 günlü, 2828 sayılı Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü yazısına göre de, davacının bu tarih itibariyle parselasyon işleminden bilgi sahibi olduğu görüldüğünden, işlemin en son bu tarihte öğrenildiğinin kabulü halinde, 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra 24.6.2002 gününde yapılan başvurunun zımnen reddedilmesinin, sona eren dava açma süresini bu yönüyle de yeniden başlatmayacağı; düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planına karşı ise, ilan edildiği tarih itibariyle dava açma süresinin başlayacağı gibi, uygulama işlemi üzerine de dava açılabileceği, parselasyon işlemine karşı açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın imar planına yönelik kısmının uygulama üzerine değil, doğrudan düzenleyici işleme karşı açıldığının kabulü gerektiği, uygulama imar planının onay ve ilan tarihleri belli değil ise de, parselasyon işleminden davacının bilgi sahibi olduğu tarih itibariyle imar planına karşı açılan davada da süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava dilekçesinin ekinde bulunan 15.4.2002 günlü, 2828 sayılı Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün Vakıflar Genel Müdürlüğüne hitaplı yazısında, dava konusu parsellerin imar uygulamasına tabi tutuldukları, imar ve parselasyon planlarından birer suretinin yazı ekinde sunulduğunun belirtildiği, davacının bu tarih itibariyle parselasyon işleminden bilgi sahibi olduğunun kabulü gerektiğinden, bu tarihi izleyen günden itibaren başlayan 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra dava açma süresini yeniden başlatmayan 24.6.2002 gününde yapılan başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine 17.10.2002 gününde açılan davada süre aşımı olduğu anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 4 üncü fıkrasında da, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici şlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükümleri yer almaktadır.
Genel düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak, davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, idare mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir. Davanın reddi yolundaki temyize konu Antalya 1.İdare Mahkemesinin 26.3.2003 günlü, E: 2003/222, K: 2003/347 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 3.5.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY: Dava konusu olayda, parselasyon işleminin dava açmaya yetkili olan Vakıflar Genel Müdürlüğünün bilgisi dahiline girdiği tarihin dava açma süresine esas alınması gerektiğinden, dava konusu işlemden Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün bilgi sahibi olduğu tarihin dava açma süresinin başlangıcına esas alınması suretiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Vakıflar Genel Müdürlüğünün dava konusu işlemi öğrenme tarihinin araştırılması suretiyle karar verilmek üzere temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir