İstatistikler
5541
Yazılar
0
Yorumlar
23595
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2016/13151 K: 2017/7920 T: 30.5.2017
Mal ayrılığı rejiminde, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı niteliğinde katkı payı alacağı niteliğindedir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/2786 K: 2016/9823 K.
Taraflarca kullanılmayan ve başkalarına kiraya verilen konutun aile konutu olma niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı kadının Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki aile konutu korumasından yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2011/2117 K: 2011/2790 T: 21.2.2011
Davacı, miras hissesine mahsuben aile konutunun intifa hakkının kendisine tahsisini istemiştir. Bu tür davalar mirasçılar aleyhine açılır. Mahkemece tarafların ortak mirasbırakanın mirasçılarının davaya dahil edilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar vermek gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/13802 K: 2011/3466 T: 1.3.2011
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/11980 K: 2011/7046 T: 26.4.2011
Eşlerin birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini Sulh Mahkemesinden isteyebilir. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/7967 K: 2011/10933 T: 20.6.2011
Yapılan kazandırmalarla ilgili talebin denkleştirmeye ilişkin olduğu kabul edildiği halde, bu isteğin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiği belirtilerek bu sebeple reddine karar verilmiştir. Mirasta denkleştirmeye ilişkin davalarda görev, müddeabihin değerine göre belirlenir. Bahsi geçen davalılara yapılan kazandırma tutarı tespit edilmeden ve denkleştirme değeri belirlenmeden, isteğin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2011/2065 K: 2012/1101 T: 23.2.2012
Uyuşmazlık miras hakkına yönelik olmayıp, mal rejimi sözleşmesinden kaynaklanan haklara ve mal rejimine ilişkin hükümlerine ilişkin bulunmaktadır. Sağ kalan eş miras payı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Bu durumda aynı Kanunun 658. maddesinde de, açıkça vurgulandığı üzere görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Sağ kalan eş; edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı karşılığında ev eşyası ve konut üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/6016 K: 2006/14210 T:18.10.2006
Dava; muristen kalan taşınmazın aile konuru öldüğünün tespitine ilişkindir. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olarak özgülenmesine karar verilmiş ise de; talep meskenin aile konutu olduğunun tespitine ilişkin olup, talep aşılarak tespiti ile yetinilmesi gerekirken özgülenmeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2006/6814 K: 2006/14469 T: 30.10.2006
Davacı ölen kocasından kalan evin kendisine özgülenmesini istemiştir. Bu tür işlerde görev Türk Medeni Kanununun 658. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E:2008/10081 K:2008/13491 T:16.10.2008
Davacının dava konusu konutun ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunun tespitini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz için şerh verilebilmesi için evlilik birliğinin devam ediyor olması gerekir. Evlilik birliği diğer eşin ölümü nedeniyle sona erdiğinden şerh konulamaz. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E:2009/19922 K:2010/387 T:13.01.2010
Evliliğin sona ermesiyle, konut, aile konutu vasfını kaybeder ve bu hükmün uygulanma imkanı kalmaz. Evliliğin devamı sırasında, hak sahibi eş tarafından aile konutunun devri veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanması diğer eşin açık rızasına bağlanmıştır. Rızası gereken eş, yapılan devir işleminin geçersizliğini de, ancak evlilik birliği devam ediyorsa ileri sürebilir. Birliğin sona ermesinden sonra bu sebebe dayanan dava hakkını kaybeder. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/11853 K: 2015/4019 K.
Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan erkek eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/16259 K: 2016/16213 T: 20.12.2016
Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2010/10795 K: 2010/13443 T: 5.7.2010
Davalı bankanın ipotek tesisinden önce kendi elemanları vasıtasıyla konutun nitelik, kullanım durumu ve değerinin belirlenmesi için inceleme yaptığı, bu inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporunda taşınmazın "mesken" niteliğinde olduğu, mal sahibi tarafından bu şekilde kullanıldığı belirtilmiş ve ekspertiz raporuna taşınmazı mefruş halde gösteren fotoğrafları da çekilerek eklenmiştir. Ekspertiz raporundaki bu tespitler karşısında davalı bankanın basiretli davranmadığı açık olup, iyiniyet iddiası haklı değildir. O halde, aile konutu üzerindeki hakların sınırlanması niteliğindeki ipotek tesisine ilişkin işlemin iptali ve sicildeki ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/528 K: 2015/1713
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 sayılı Kanun'un 1023. maddesinden yararlanacağı kabul edilmektedir. Bu durum aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında, konutun bu niteliğini gösteren şerh olmaması hali ile ilgilidir ve taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen ya da bilemeyecek durumda olan üçüncü kişinin tapuya güven ilkesinden yararlanmasıdır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/1207 K: 2014/890 T: 12.11.2014
Davacı kadının aile konutu olan taşınmazın satışının gerçek bir satış olmadığını, borçlara karşılık verildiğini bildiği halde ve devir sırasında hazır bulunarak devre karşı çıkmaması, uzun süre bu duruma sessiz kaldıktan sonra, elatmanın önlenmesi davasının kabulünden sonra, taşınmazın devrinden haberi olmadığından ve devrin rızası dışında gerçekleştirildiğinden bahisle eldeki davayı açması TMK m. 2 anlamında hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Dava bu nedenle ret edilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15195 K: 2017/5681 T: 5.7.2017
Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün olmadığından mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/27011 K: 2015/363 T: 14.1.2015
Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. İyi niyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü bunu iddia edene düşer. Dosya içindeki belgelerden, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötü niyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Şu hale göre, tapuya güven ilkesini esas alan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi koşulları işlem tarafı olan davalı banka lehine gerçekleşmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/11099 K: 2014/17181 T: 15.9.2014
Boşanma ile evlilik sona erdiğine göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde aile konutu için düzenlenmiş olan koruma hakları da sona erer. Açıklanan nedenle dava konusuz kaldığından, “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/17127 K: 2016/413
Aile konutunun hak sahibi tarafından devrine ilişkin tasarruf işlemine rızası gereken eş, işlemin rızası alınmaksızın yapıldığını, konutun bu vasfını devam ettirmesi şartıyla evlilik devam ettiği sürece ileri sürebilir. Evliliğin sona ermesi, aile konutuyla ilgili işlemi rızaya bağlı olmaktan çıkarır ve 194. madde etkinliğini yitirir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15195 K: 2017/5681 T: 5.7.2017
Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/334 K: 2018/2407 T: 22.2.2018
Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK madde 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir. Evlilik, boşanmayla sona ermekle, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7990 K: 2023/16 T: 9.1.2023
Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda, madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra bu maddeye dayanılarak önalım hakkı davası açılamaz. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/8669 K: 2023/926 T: 16.2.2023
Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda, madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra bu maddeye dayanılarak önalım hakkı davası açılamaz. Devamını Oku